ümitsizlikten, çaresizlikten, verdiği acı ya da vermediği değer yüzünden, hissettirdiği işe yaramazlık hissi yüzünden, 'zorla güzellik olmaz..' diyerek yaşaması için bırakmak...bıktırmadan bırakmak...
uçurumdan sarkanla onu tutmaya çalışan gibi... ya 'beni bırakma! ' diye yalvarır.. ya da 'benle birlikte sen de düşeceksin! .. bırak beni...'
ingiltere kraliyet ailesinin 2. ex gelini sarah ferguson a ingiliz paparazzilerinin taktığı isim. asi fergie, calendar girls takvimi için verdiği çırılçıplak pozla sarayın başını epey ağrıtmıştı.
'bizim gelin bizden kaçar, başını örter,.ıçını açar! ..
beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın öylesine yıktın ki bütün inançlarımı beni bensiz bıraktın, beni sensiz bıraktın...
ben bir kadınım... heyecanlanmak da geçiyor içimden sevişmek de, korkmak da... bir kış gecesi apansız uyanmak uykularımdan, üşümek geçiyor içimden birinin sarılacağını bilerek, ve siyah saçlarımda dolaşan bir el, sıcacık...
sense bir erkek... senin de geçiyor içinden heyecan ve sevişmek... farkımızsa, sen düşündüklerini yapıyorsun sebepsiz, bense senin düşündüklerini. seviyorsun kendince, seviliyorsun da belki... senin ellerin onlarca saçta dolaşıyor sarı, kızıl, kahverengi hepsini bir tutuyorsun... ve gözlerin onlarca renk göze bakıyor yaşamca, mavi veya ela, ne farkeder...?
peki ya umut, umut ne olacak? korkunca sığınacağın yer yok, çünkü korkmazsın.
bense umut taşırım bir adım öteye bitmez benim umutlarım, korkularım da öyle. isterim, gözlerime yalnız sen bak ve saçlarıma sen dokun...
ben bir kadınım, sense bir erkek. senin başlangıcın, benim sonum... ___________
senin gözlerin bende yağmur rengiydi binlerce kere dudaklarıma değen. uçsuz bucaksız uçurumlarda soluk soluğa koştuğum toprak rengiydi, ürküntüsüz, uçarı, şaşkın bir yavru maralın doludizgin seslenişiydi. ölümlerimi unutup, sil baştan, yeni yarattığım türkülerimdi.
senin gözlerin bende ateş rengiydi, yüreğimde kerelerce alevlenen bir mangal közdü sıcaklığını duyduğum.
deniz rengiydi gözlerin maviden daha öte yeşile meydan okuyan sevisi bol iklimlerde kavgalarimdı.
senin gözlerin bende umut rengiydi, başımı her yastığa koyuşumda derinliklerine daldığım, onbin kere, yüzbin kere tekrarladığım, aydınlıktı gözlerin adın gibi.
şimdi senin gözlerin bende ölüm rengi, artık hiç açma gözlerini...
ümitsizlikten, çaresizlikten, verdiği acı ya da vermediği değer yüzünden, hissettirdiği işe yaramazlık hissi yüzünden, 'zorla güzellik olmaz..' diyerek yaşaması için bırakmak...bıktırmadan bırakmak...
uçurumdan sarkanla onu tutmaya çalışan gibi...
ya 'beni bırakma! ' diye yalvarır..
ya da 'benle birlikte sen de düşeceksin! .. bırak beni...'
bırak gitsin...
bekleyeni olmayan denizcilere hitap eder bu terim..
şiir zaten muhteşem. hele bir de zuhal olcay söylüyorsa...
sevgileri yarınlara bıraktınız
çekingen, tutuk, saygılı.
bütün yakınlarınız
sizi yanlış tanıdı.
bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz.)
bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı.
siz geniş zamanlar umuyordunuz,
çirkindi dar zamanlarda bir sevgiyi söylemek.
yılların telaşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.
gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
vermeye az buldunuz
yahut vakit olmadı...
ingiltere kraliyet ailesinin 2. ex gelini sarah ferguson a ingiliz paparazzilerinin taktığı isim. asi fergie, calendar girls takvimi için verdiği çırılçıplak pozla sarayın başını epey ağrıtmıştı.
'bizim gelin bizden kaçar, başını örter,.ıçını açar! ..
imza: backingham sarayı'
;))))
beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
öylesine yıktın ki bütün inançlarımı
beni bensiz bıraktın, beni sensiz bıraktın...
aynı zamanı farklı frekanslarda yaşamaktansa böylesi çok daha güzel...
bu tip filmler gerçek hayatı sabote ediyor! şikayetçiyim! ...
ben bir kadınım...
heyecanlanmak da geçiyor içimden
sevişmek de, korkmak da...
bir kış gecesi apansız uyanmak uykularımdan,
üşümek geçiyor içimden birinin sarılacağını bilerek,
ve siyah saçlarımda dolaşan bir el, sıcacık...
sense bir erkek...
senin de geçiyor içinden heyecan ve sevişmek...
farkımızsa,
sen düşündüklerini yapıyorsun sebepsiz,
bense senin düşündüklerini.
seviyorsun kendince,
seviliyorsun da belki...
senin ellerin onlarca saçta dolaşıyor
sarı, kızıl, kahverengi
hepsini bir tutuyorsun...
ve gözlerin onlarca renk göze bakıyor yaşamca,
mavi veya ela, ne farkeder...?
peki ya umut,
umut ne olacak?
korkunca sığınacağın yer yok,
çünkü korkmazsın.
bense umut taşırım bir adım öteye
bitmez benim umutlarım,
korkularım da öyle.
isterim,
gözlerime yalnız sen bak
ve saçlarıma sen dokun...
ben bir kadınım,
sense bir erkek.
senin başlangıcın,
benim sonum...
___________
senin gözlerin bende yağmur rengiydi
binlerce kere dudaklarıma değen.
uçsuz bucaksız uçurumlarda
soluk soluğa koştuğum
toprak rengiydi,
ürküntüsüz, uçarı, şaşkın
bir yavru maralın
doludizgin seslenişiydi.
ölümlerimi unutup,
sil baştan, yeni yarattığım türkülerimdi.
senin gözlerin bende ateş rengiydi,
yüreğimde kerelerce alevlenen
bir mangal közdü sıcaklığını duyduğum.
deniz rengiydi gözlerin
maviden daha öte
yeşile meydan okuyan
sevisi bol iklimlerde kavgalarimdı.
senin gözlerin bende umut rengiydi,
başımı her yastığa koyuşumda
derinliklerine daldığım,
onbin kere, yüzbin kere tekrarladığım,
aydınlıktı gözlerin adın gibi.
şimdi senin gözlerin bende ölüm rengi,
artık hiç açma gözlerini...
aranmadan ansızın akla gelen düşünceler çoğunlukla en değerli olanlardır ve bu yüzden korunmalıdırlar, çünkü nadiren tekrar gelirler.
gelirse not et hayatının bir yerine.
başımdakiler büzüştü yine...hay şu sefil ağrı!