Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Bora Aslan
Bora Aslan

GÖRMEK İNANMAKTIR,AMA ASIL GERÇEK...HİSSETMEKTİR.

  • isyan11.03.2010 - 21:47

    bana sorulursa eğer
    ki ben genel olarak sorulara cevap vermiyorum
    ama işte sorulursa ve ısrar ederse eğer güzel saçlı bir bayan
    ki ben genel olarak bayanların saçlarına bakamıyorum
    eh yine de sorulursa, üstelik cevap da bekliyorsa gayet öpülmemiş bir çift göz
    git derim!
    isyan edemiyorsan bari git
    ki ben genel olarak isyan edemiyorum...

  • elimde değil11.03.2010 - 00:24

    'gözlerinden sızan karanlıklar
    umurumda değil
    ne şimdi
    ne sonra
    ne boşluklar
    umrumda değil

    dizime başını düşür uyu
    korkular içimden aksın gitsin
    geceler uzun geceler boyu
    ben yorgun sen güzelsin'

    ...

  • bediüzzaman said nursi07.03.2010 - 19:52

    Küçüklüğümde tanımıştım ipekböceğini. Dut ağacının yapraklarından toplayıp getirir, yemelerini seyrederdik. İpekböcekleri, zamanı geldiğinde çalı tabir edilen küçük dallar veya bir araya getirilmiş ot parçalarına çıkarlar, kozalarını örerlerdi. O yaşlarda sadece pazara kadar gelişlerini bilirdim. Ötesi hakkında herhangi bir bilgim yoktu.
    Sonradan öğrendik ki, o kudret mucizesi elsiz küçük böcekçikler, insanlar tarafından kıymet atfedilen ipeği alınabilmek için kazana atılırlarmış. Bazıları ise, kozayı deler, kelebek olurmuş...

    ***

    Bir zaman bir bilge kozada bir delik görür; fakat küçük bir delik. İçindeki kelebek olmuş ipekböceği çıkmak için büyük gayret gösteriyormuş. Şefkati tahrik etmiş, deliği büyütmüş. İsteği ona yardım etmekmiş. Kelebek kozadan kolay çıkmış, fakat fazla yaşamamış, ölmüş. Bu durum bilgeyi hüzünlendirmekle beraber, merakını da çekmiş. Meğer o böceğin hayatının sağlıklı devam edebilmesi, o dar delikten geçmekteymiş.

    ***

    Bedîüzzaman Said Nursi Hazretleri (ra) . Hayatının ilk yarısı kozaya girmek, ikinci yarısı ise kozadan çıkmaya adanmıştı adeta. Kaderin takdir ettiği bir süreci yaşıyordu. Bir cihetten baksanız ipek örüyor, diğer cihetten baksanız kendini kazana hazırlıyordu.
    Ne var ki o zat kozasını delmiş, o dar deliklerden geçmiş, kıymetini takdir etmekten aciz olduğumuz değerleri bizlere hediye edip huzur-u Rahmana gitmiştir.

    ***

    Yarım asır geçti âhirete gideli Üstadım. Kazanların kaynadığı, kar kışın savrulduğu zamanlardı onun sergüzeşt-i hayatının aynası olan zaman-ı dünya. Çile, cefa, sıkıntı, ölüm, dehşet, kan kol geziyordu sokaklarında asrın. Sanki bütün dünya başına çökmüştü. Herkesin sığdığı dünya sanki onunla fazlalaşmıştı. Herkesin bir yer tuttuğu şu fani dünyada, hapishaneler, dağlar ve gurbetler onun adına yazılmıştı...

  • unutmak06.03.2010 - 22:31

    unutmak için
    son bir kez hatırlamak

    yaşananları bir bir getirip de gözün önüne
    her bir anıyla tek tek vedalaşmak
    bir papatyanın yapraklarını ayrı ayrı öpüp
    birer birer rüzgara bırakmak

    son bir kez hatırlanmayanlar
    bir hayalet gibi bir yerlerde gezip duruyorlar
    altbilincin dehlizlerinde inatçı çığlıklar

    'ah unutuş, kapat artık pencereni
    çoktan derinliğine çekmiş

  • kırmızı06.03.2010 - 20:47

    renkler konuşabiliyor olsalardı en çok şeyi kırmızı anlatırdı” diye geçirdi aklından... “bir de aşkı anlatır derler” diye mırıldandı yere düşen kırmızı damlaya bakarak; “bana yalnızlıktan bahsediyor gibi geldi...'

  • boşver06.03.2010 - 20:43

    susturmak için en güzel kelimedir. bazen neyse den bazı durumlarla farklılık arz eder.
    anlatmak istemediğiniz, cevabın işe yaramayacagını düşündüğünüz anlarda,unutmak istediğiniz şeyler sorulduğunda kaçmak için güzel bir yoldur...

  • adım05.03.2010 - 20:56

    büyülü sözcük, istek. yani, ruhun bedene verdiği o anlaşılmaz - kendi kendine olan komut. varolma bilincinin, insan ruhuna zerkettiği gerçek tılsım. ruhun beyinle olan alışveriş trafiği. istek, en güzel ve gerçek manadaki tek adımdır. ama hiç ses çıkarmaz. görünebilir adımların atılmasını sağlayan kaynaktır aynı zamanda. istek olmazsa adım da yoktur, adım da yoktur.

  • yoksun05.03.2010 - 20:51

    boşlukta yankılanan bir ses...
    karşısına dikilip 'yoksun' diyebileceğiniz kadar bile olmayışı yok olanın...

  • Belirsizlik05.03.2010 - 20:48

    zamanla çatıştırıldığında her zaman yenilmeye mahkum ruh hali. çünkü insan doğası çizgileri öğrenmeye meyillidir. er ya da geç sonuçlara ulaşmak ister.

    bazen dış etkenler aceleye sebep olur; bazen bir acele karar bütün hayatı etkiler. mutsuz yarınlar doğurur.

    ama mutsuzluk da bir parçasıdır hayatın, sadece kabullenip başka mutlulukları aramak gereklidir, aklın hep o kararda kalsa da.

  • yarın05.03.2010 - 20:43

    'hassas ruhlar terazisi'nde yarın,
    hesaptır. günah olandır. şeytanın yaşadığı zamandır...