Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Bora Aslan
Bora Aslan

GÖRMEK İNANMAKTIR,AMA ASIL GERÇEK...HİSSETMEKTİR.

  • sevmek01.07.2008 - 14:45

    onun mimiklerini, bakışlarını, tepkilerini ezberlemektir. onunla ilgili olan herşeyi merak etmektir. sürekli yanında olmayı, sürekli ne yaptığını görmeyi istemektir. onu tanımayı, daha iyi tanımayı, çok daha iyi tanımayı istemektir...delirmektir biraz...

  • sessiz çığlıklar01.07.2008 - 14:41

    kalbin tam çığlık atacağı sırada, mantığın, kalbin ağzını yastıkla kapaması ile vuku bulan durum. tam boğulacakken; o yastığı çekip alır. artık çığlık atabilecek gücün de kalmamıştır zaten. sadece nefes alıp, verirsin o kadar. bakarsın sonra, ardında yolunu tekrar bulmak için döktüğün kelimelere. toplanıp bir anlam yaratırlar; ederin bu kadardır...

  • sessiz çığlıklar01.07.2008 - 14:40

    büyük bir nefret, büyük bir üzüntü, büyük bir sevgi, büyük bir gözyaşı ve atılamayan çığlıklar. sessizliğin içinde sessizce atılan çığlıklar. yutulan çığlıklar...

  • Harf Devrimi01.07.2008 - 14:30

    türkiye müslümanlarının dertsizleşmesinin, umursamazlığının, neredeyse bir asırdır çektiği ıstırabın mimarı harf devrimidir.

    kılık kıyafet devriminde bir çok münevver istiklal mahkemelerinde haklarında hüküm verildikten sonra mahkemesi yapılmış, ekserisi idam edilmiş, kabirleri tahrip edilmiş, halkın her kesimi öylesine sindirilmiş ki, halk tarafından 1926'da frenk mukallitliğine gösterilen tepkiye nazaran 1928'de kuran alfabesi'nin resmi olarak kaldırılmasına neredeyse hiç tepki gösteril(e) memiş.

    ve o sindirilmişlik hala devam ediyor maalesef. 'kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum' demiş ama akif, uzun zamandır müslümanların çoğunluğu onu yalancı çıkarma yarışında...

  • Kemalist30.06.2008 - 15:39

    günümüzde kemalist denilen insanları gördükçe, faşistlerin ve komünistlerin değerini anlamama neden olmuş olan kelimedir..
    bir de sahiplenme güdüleri yok mu bunların, hiç çekilmiyorlar. deniz gezmiş kemalistti, che kemalistti, salvador allende kemalistti, jose marti kemalistti simon bolivar kemalistti,diye gezerler bütün gün ortada bu sıfata sahip olanlar...

    alemin 2 kutuplu olduğu zamanlarda devletin 'komunizm gelecekse onu da biz getiririz' anlayışı ve devlet poitikasının amerikancı oluşu gereği baskı altında olan bazı solcuların ihtiyaç duydukları kalkanı atatürk olarak belirlemeleri sonucunda ortaya çıkmış bir acaib ul mahlukat....

  • veda25.06.2008 - 15:47

    'hiç bilmezdim yalnızlığı, sen onu aramıza sokana dek...'
    diye başlayan bir veda mektubunda saklı yaşamın en bilinmedik yüzü.
    birbirine son bir kez bakan insanların gözündeki bir türlü akamayan o damladan çıkar dudaklarda kuruyan sözler...
    herşeyden öte, son dokunuş kalır düşüncenin bir yerinde.
    yürekte son busenin tadı asla silinmez.
    her zaman çok geç veda sözleri için, vedalar için zaman hep çok erken...

  • veda23.06.2008 - 19:51

    hüzne boyanmış kelimelerin boğazındaki düğüme takılması çıkarken. birşeylerin bittiği, belki de bir daha olmayacağı düşüncesi mi acı veren, yoksa paylaşılan onca güzel anının beynimizden silinmeyeceğinden mi? yoksa herşey acı vermeye mi başladı o veda cümlesinden sonra? gülümserken bile gözlerinde perdedir hüzün. hiç kapanmayacak bir yara edasıyla kanamaya devam eder. zaman hafifletmez aslında acıyı. sadece kimsenin görmediğini farkedince ayrılığa isyan eden çığlıklarını kalbin, içinde saklar sonsuza dek. bir veda ile başlar ama asla bitmez.

  • susmak23.06.2008 - 19:45

    iki satırdır.

    yetmiyor kelimeler susuyorum
    susuzluğuma iyi geliyorsun...

  • bir23.06.2008 - 19:43

    bir” sayı olarak iki tarzda tezahür eder. ilk olarak, zatıyla ya da özüyle; ikinci olarak, isim itibariyle. özü itibariyle, bütün sayılarda ve bütün sayısal derecelerde daima “bir” vardır. isim itibariyle de, sadece ilk birlik derecesinde gözükmektedir ki burada “bir”in “özü”yle “ismi” arasından aynı anda bir rastlaşma vardır. öteki bütün sayısal derecelerde ise “bir” ismiyle var değildir, çünkü öteki sayıların, karşılıklı olarak sayısal dereceleriyle sürekli değişen, farklı isimleri vardır.
    [bir sayının “ismi”, bütün sayıların mutlak ve biricik “özü”ne göre değerlendirildiğinde, bir varlıkta belirlenen,özgüleşen ve nisbileşen her şeyi sembolik olarak temsil eder]
    öyleyse diyor muhyiddin arabi, çift yönlü bir dil kullanarak, “bir” ismi vasıtasıyla bütün sayısal isimlerin fenasını, özü vasıtasıyla da öteki bütün sayıların bekasını sağlar. sen “bir” dediğin zaman, birin dışındaki her şey o anda söner, yok olur. işte, bu yok oluş bu “bir ismi” gereğincedir. ve sen “iki” dediğin zaman, ikiliğin sayısal derecesinde bir’in isminin hazır bulunmasıyla değil de bir'in özünün hazır bulunmasıyla, “iki” sayısı açığa çıkar, çünkü bir’in ismi söz konusu dereceyle çelişki halindedir. oysaki, bir’in evrensel olarak her sayıda zaten mevcut ve gerekli olan özü o dereceyle çelişki halinde değildir...

  • depresyon23.06.2008 - 19:37

    sanki artık yalnızca bir mevsim, bir tip hava varmış gibi geliyor, yağmur yağması, havanın açması, soğuk, sıcak vs. durumlar üzerinizde iyi veya kötü bi' etki bırakamıyorsa, uyuyup uyanıp uyumak istiyorsanız, en basit kararlar almak bile ölüm gibi geliyorsa, en ufak bi' sorumluluk dahi büyük bi' yükmüş gibi, bitmeyecekmiş gibi görünüyorsa, mutlu olduğunuz günleri sanki siz değil bir başkası zamanında sizin adınıza yaşamışçasına uzağınızda hissediyorsanız, bir daha mutlu olmak, huzurlu olmak ciddi anlamda imkansızmış gibi görünüyorsa, geçmişteki herhangi bir gün aklınıza geldiğinde sadece geçmişte olduğu için gözünüze güzel gözüküp canınızı yakıyorsa, alakasız bir şekilde kaybettiğiniz hatta kaybettiğinizde bile belki de o kadar takmadığınız insanları hatırlayıp ağlıyorsanız, çocukluk fotoğraflarınız, eski tarihli el yazılarınız, en son uzun zaman önce yaptığınız herhangi bir şey aklınıza geldiğinde ağlıyorsanız, hatta nedensizce ağlayıp üstüne bir de neden nedensiz ağlayabiliyorum diye ağlıyorsanız ve bunu sarmala alabilecek kadar yoğun bir hüzün halindeyseniz, olur da gitarı elinize alırsanız eliniz doğrudan 'let down'ın introsuna gidiyosa, insanları dinlerken ağız hareketleri ile sesleri senkronsuzmuş gibi bazen de ağır çekimde hareket ediyorlarmış gibi geliyorsa, dünyadaki herkes sizden daha mutluymuş gibi geliyor, ve insanlara gıpta ile bakıp birazcık huzur için her şeyinizi gözden çıkarabileceğinizi düşünüyorsanız, bütün rüyalarınız gerçeküstü bir hal almış ve sabah hatırladıklarınızla da imge avcılığı oynuyor işin içinden çıkamıyorsanız, kimse bi' şey sormasın da iki saat anlatmayayım diye üşenip çok samimi olmadıklarınızdan ruh halinizi gizliyorsanız, duyacağınız en mutlu haber ya da en üzücü haber bile sizi hiç etkilemeyecekmiş gibi geliyorsa, hani insan odası dağınıkken huzursuz olur işte bu durum sanki artık bütün şehir için geçerli gibiymişcesine büyük ölçekli bir hal almışsa, bir nevi evlerin balkonlarını dağınık çekmeceler, yolları birbirine dolaşmış kablolar, bütün mağazaları darmadağın elbise dolabınız gibi algılıyor ve düzeltmek de size düşmüşçesine üzerinizde bir yük hissediyorsanız, durumunuzun tam hali aslında iyi hissedememek veya kötü hissetmekten çok, bir şey hissedememeye dair bir yıkımsa...
    geçmiş olsun, depresyondasınız ve emin olun geçecek...