bazen umutsuzluk iğfal ettiğinde beynin en bakir köşelerini, tüm istekler bir bir yanılgıya dönüştüğünde, durup baktığımız yerden hayat tepetaklak görünüyorken içine düşülen durum.
-bazen son giden sevenin ardından gelen ilk gün, -bazen bir garda oturup ayakkabılarından öteye gidememek, -yanlış anlaşılmaktan korkarken hiç anlaşılamamak hayat boyu, -tutunulan dalların birbir ele gelmesi, -artık anneni bile özlerken kavuşamayacağını bilmek..
özetle eli kolu bağlı bir soluk çekmek içine, mecbur olunanlara bile yüz çevirip iyi bir şeyler olmasını beklemek öylece...
milyonlarca insanın yaşam tarzıdır..tıpkı şarkılardaki gibi kahpe kader! hayırlısı olsun! neydi günahım! hey gidi felek! acıların insanı! işte bu felsefe ile yaşayan, yaşadığı ve yaptığı bir çok şeyi kadere yükleyip hayatla olan kavgadan kolayca sıyrılmayı tercih eden yaşam felsefesi...
istemek eksik olduğunu.. aciz olduğunu kabul etmektir.. zor tabi.. rab istemeyi emreder kula.. aczini kabul etsin diye.. hatırlasın diye.. o istenmeden de verir.. isteneni vermeyebilir de.. fakat vermek istemeseydi, isteme duygusunu da vermezdi...
dönüşüyle, yeryüzünden bir şair daha eksildi. bir başkası şair doğmuş olmalı, bayrağı teslim alacak bir yeni mısra düşen... o'nun huzurunda, bembeyaz kıyılarda, o an hiçbir işimize yaramasa da yalnız bir iletişim, bir tanışmışlık ibaresi olarak kalubeladan, birbirimize, avazımız çıktığı kadar bağırabilmek, çığırabilmek dileğiyle...şiirlerimizi...bütün şiirlerin yazılma sebebine...bütün şiirlerin sahibine doğru... rahmetini eksik etmesin, en rahmetlisi...
sistemden silindiğinden bu yana ahlak ve etik denenlerin de silinmesine neden olandır.
öze yaklaşan insanda zaten bu otomatik devre atmaları yaşanmaz. utanmak, vicdan gibi emniyet sistemleri insan olmayı hatırlama yolunda pek işe yarar. bir durup bu anları yakalayan insan neden insan olmayı hatılamakta zorluk çektiğini de fark eder...
görülmek için on bir ay beklenen, geldiğinde yanında baharı getiren, ince ve narin bedeninin üzerinde, ateşten teniyle, suya doymuş dudaklarıyla, yakıcı ışıktan yüzüyle, varlığın, tekliğin, geçiciliğin, kırılganlığın, hasretin,çiçeğidir...
'atam izindeyiz bizde çok içiyoruz' şeklinde yanlış anlanabilecek düşünce...
bazen umutsuzluk iğfal ettiğinde beynin en bakir köşelerini, tüm istekler bir bir yanılgıya dönüştüğünde, durup baktığımız yerden hayat tepetaklak görünüyorken içine düşülen durum.
-bazen son giden sevenin ardından gelen ilk gün,
-bazen bir garda oturup ayakkabılarından öteye gidememek,
-yanlış anlaşılmaktan korkarken hiç anlaşılamamak hayat boyu,
-tutunulan dalların birbir ele gelmesi,
-artık anneni bile özlerken kavuşamayacağını bilmek..
özetle eli kolu bağlı bir soluk çekmek içine, mecbur olunanlara bile yüz çevirip iyi bir şeyler olmasını beklemek öylece...
milyonlarca insanın yaşam tarzıdır..tıpkı şarkılardaki gibi kahpe kader! hayırlısı olsun! neydi günahım! hey gidi felek! acıların insanı! işte bu felsefe ile yaşayan, yaşadığı ve yaptığı bir çok şeyi kadere yükleyip hayatla olan kavgadan kolayca sıyrılmayı tercih eden yaşam felsefesi...
kalpten ses gelir; rüyadır olması ama hayalle varolur zamanda.
istemekle varoluş genişler, karşılığına kavuşması için inanç gerekir. inanç ise zamanla zorlanır.
rüya kalbin sesidir. istemek bir düşe hayat verir. hayata verilen düşler ya acı ya varoluşa biraz daha açılmayı yaratır.
zamanın gardiyanlığında.
istemek kalbin gücüyle varolabilir zamanda.
avuntudur sonuçta, en yakın olan...
anlayana....
istemek eksik olduğunu.. aciz olduğunu kabul etmektir.. zor tabi..
rab istemeyi emreder kula.. aczini kabul etsin diye.. hatırlasın diye..
o istenmeden de verir.. isteneni vermeyebilir de..
fakat vermek istemeseydi, isteme duygusunu da vermezdi...
dönüşüyle, yeryüzünden bir şair daha eksildi. bir başkası şair doğmuş olmalı, bayrağı teslim alacak bir yeni mısra düşen... o'nun huzurunda, bembeyaz kıyılarda, o an hiçbir işimize yaramasa da yalnız bir iletişim, bir tanışmışlık ibaresi olarak kalubeladan, birbirimize, avazımız çıktığı kadar bağırabilmek, çığırabilmek dileğiyle...şiirlerimizi...bütün şiirlerin yazılma sebebine...bütün şiirlerin sahibine doğru... rahmetini eksik etmesin, en rahmetlisi...
kalmak istiyorum...
sistemden silindiğinden bu yana ahlak ve etik denenlerin de silinmesine neden olandır.
öze yaklaşan insanda zaten bu otomatik devre atmaları yaşanmaz.
utanmak, vicdan gibi emniyet sistemleri insan olmayı hatırlama yolunda pek işe yarar.
bir durup bu anları yakalayan insan neden insan olmayı hatılamakta zorluk çektiğini de fark eder...
kırmızı olanı şehadeti simgelerdi,metin yüksel'ce...
görülmek için on bir ay beklenen, geldiğinde yanında baharı getiren, ince ve narin bedeninin üzerinde, ateşten teniyle, suya doymuş dudaklarıyla, yakıcı ışıktan yüzüyle, varlığın, tekliğin, geçiciliğin, kırılganlığın, hasretin,çiçeğidir...