Deryada sonsuzluğu fikretmeye ne zahmet! Al sana derya gibi sonsuz Karacaahmet! Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde; Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde? Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta; Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta... Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek. Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek. Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık; Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık. Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz; Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.
bence başından sonuna kadar amerkinın bir oyunuydu, bu oyun mutlaka oynanacaktı, o sebeb bu sebeb derken sahneye çıktılar ve talan ettiler o Bağdat'ı,, ben yanarım yanarımda o amerikalıların elleri değdi o mabede,, kırılsın o eller, sizi bilmem de benim çok canım yandı bu savaşta,, bi de şu düşünmeden yorum yapanlar yok mu; çok kızıyorum ya,,
çoçukluğumdan beri ağzım açık dinliyorum seni, geçen yıl bizim kampuse geldin, yine hayran bıraktın kendine,, Allah sana güç kuvvet ve uzun ömür versin. psıkoljik olarak 'Gözlerin İstanbul Oluyor Birden' adlı şiiri çok sevipte kendimle, özleştirdiğimden, gençliğimin ve 22 yaşımın tüm aşklarını sana borçluyum hocam,, bir de Sezai Karakoç'u unutmamak lazım,,
yazık ya,, ama ondan daha vahim hallere düşenlerde var yok değil tabiki,, hatta zavallı kendine bakmayıp, yorum bile yazmış,, ne denir ki böylelerine bilmiyorum,, banu alkan, hakkında o terbiyesizce yazılmış yorumu yazanın yanında çok daha masum bence,,
Deryada sonsuzluğu fikretmeye ne zahmet!
Al sana derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?
Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta...
Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.
Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.
Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.
bence başından sonuna kadar amerkinın bir oyunuydu, bu oyun mutlaka oynanacaktı, o sebeb bu sebeb derken sahneye çıktılar ve talan ettiler o Bağdat'ı,, ben yanarım yanarımda o amerikalıların elleri değdi o mabede,, kırılsın o eller,
sizi bilmem de
benim çok canım yandı bu savaşta,,
bi de şu düşünmeden yorum yapanlar yok mu; çok kızıyorum ya,,
bildiğim kadarıyla Erzurum yöresinde dadaş diye anılan kesimin halay gibi düğünlerde yada açılışlarda gösteri amaçlı sergilediği folklor oyunu
çoçukluğumdan beri ağzım açık dinliyorum seni, geçen yıl bizim kampuse geldin, yine hayran bıraktın kendine,, Allah sana güç kuvvet ve uzun ömür versin.
psıkoljik olarak 'Gözlerin İstanbul Oluyor Birden' adlı şiiri çok sevipte kendimle, özleştirdiğimden, gençliğimin ve 22 yaşımın tüm aşklarını sana borçluyum hocam,, bir de Sezai Karakoç'u unutmamak lazım,,
amman hocam varsa etrafta uzak duralım, ne beladır onlar varya ben bilirim, hiç çekemem valla,,,
hiç yapamayıp uygulayamadığım bir kavram,, nolacak halim bilmiyorum,, biraz dağınız, ondan olsa gerek,,
her çatlakta var olan potansiyel hadise,, sızdırmayacaksın kardeşim,, bol çene bol salata
hadi afiyet olsun,,,
seni o kadar çok seviyorum ki! ! ! (kollarını arkaya doğru açarak) dünyalar kadar, yok yok daha fazla güneş kadar uzay kadar,,,,,
yazık ya,, ama ondan daha vahim hallere düşenlerde var yok değil tabiki,, hatta zavallı kendine bakmayıp, yorum bile yazmış,, ne denir ki böylelerine bilmiyorum,, banu alkan, hakkında o terbiyesizce yazılmış yorumu yazanın yanında çok daha masum bence,,
dünya öküzün başında dönüyordu dimi,,