Caddelerde rüzgâr,aklımda maç var. Gece yarısında eski taraftarlar, Şarap içiyorlar,sessiz usulca, Özlediğim Buca,çok uzaklarda...
Hey gidi be! O deplasman senin bu deplasman benim. Her ne kadar,özlediğimiz Buca çok uzaklarda olsa da,hafta içi tüm İzmir'lileri Gençlerbirliği maçına bekliyoruz.
Bazı konularda ve bazen yazarken arkadaşlar, -yine döktürmüşsün- derler,her ne kadar abartsalarda. Birde oynarken döktürmek vardır ki,bu beni aşar işte... :)
Katran bir maddedir.Macun gibi.Öyle koyu siyahtır ki,insanlar mübalağa olsun diye katran karası derler. Kullanım yerlerini bilmiyorum.Biz atların tırnaklarına ve mayalarına süreriz.Yumuşatır,daha sağlıklı bir hâl aldırır. Isıtıldıktan sonra sürülmesi daha iyidir.Kokusu da çok hoştur.
Nizam... Dünyanın en büyük arap atlarından biri olarak gösterilen kır safkan... Soyunun zaten nerelere dayandığı muamma olan bu safkanın sahibi,ünlü yetiştirici Sheikh Abdullah Al Thani'dir. Bir çok başarılara imza atan Nizam,sahibine tam,7.564,60 milyon dolarcık para kazandırmıştır. :) Katar'da Emir'in kılıç kupalarını kazanmış bu şampiyon safkan şimdileri yarış hayatının son dönemlerine girmiş bulunuyor.
Babası zaten Dünya'nın en iyi aygırı konumunda olan,Amer'dir. Bir istikrar abidesi olan Nizam,Al Anood,Portmer,Mutabahi ve Al Dahma gibi atlarla da kardeştir.
Hiç yapmadığım bir şeyi yaptım,bugün.Chelsea'ye ve Morinho'ya güvendim. Neticede yıkılan yine biz olduk. Kahrolsun Chelsea! Yaşasın Barcelona,Arsenal! ;)
Öterken ağaçlarda kuşlar tahayyül içinde. Bakışlarında sükûnun zehri, dinliyeceksin, Türlü acılar şekillenecek yine içinde 'Ah! Şairim bu akşam da geçmedi' diyeceksin.
Orhan Veli'nin, 'Helene İçin' başlıklı şiirinden.En sevdiğim şiirlerinden biridir.
Bana 'seven' filmini hatırlattı.Hani kaatil,obez birine silah zoruyla ölene kadar yemek yedirtiyordu. Sonunda adam da öldü zaten. Kurban o kadar çok makarna yedi ki,burnundan bile spagetti çıktı vallahi. :)
'Görünen köy uzakta değildir.'
'Tencere yuvarlanmış,yemek dökülmüş.'
Bunlarda Kemal Sunal'ın atasözleri. ;)
Caddelerde rüzgâr,aklımda maç var.
Gece yarısında eski taraftarlar,
Şarap içiyorlar,sessiz usulca,
Özlediğim Buca,çok uzaklarda...
Hey gidi be! O deplasman senin bu deplasman benim.
Her ne kadar,özlediğimiz Buca çok uzaklarda olsa da,hafta içi tüm İzmir'lileri Gençlerbirliği maçına bekliyoruz.
Forza Buca! ;)
Bazı konularda ve bazen yazarken arkadaşlar, -yine döktürmüşsün- derler,her ne kadar abartsalarda.
Birde oynarken döktürmek vardır ki,bu beni aşar işte... :)
Katran bir maddedir.Macun gibi.Öyle koyu siyahtır ki,insanlar mübalağa olsun diye katran karası derler.
Kullanım yerlerini bilmiyorum.Biz atların tırnaklarına ve mayalarına süreriz.Yumuşatır,daha sağlıklı bir hâl aldırır.
Isıtıldıktan sonra sürülmesi daha iyidir.Kokusu da çok hoştur.
Sultanların mektebi...
Nizam...
Dünyanın en büyük arap atlarından biri olarak gösterilen kır safkan...
Soyunun zaten nerelere dayandığı muamma olan bu safkanın sahibi,ünlü yetiştirici Sheikh Abdullah Al Thani'dir.
Bir çok başarılara imza atan Nizam,sahibine tam,7.564,60 milyon dolarcık para kazandırmıştır. :)
Katar'da Emir'in kılıç kupalarını kazanmış bu şampiyon safkan şimdileri yarış hayatının son dönemlerine girmiş bulunuyor.
Babası zaten Dünya'nın en iyi aygırı konumunda olan,Amer'dir.
Bir istikrar abidesi olan Nizam,Al Anood,Portmer,Mutabahi ve Al Dahma gibi atlarla da kardeştir.
Görünüşü ise muhteşemdir...
Özel hayvan vesselam.
Hiç yapmadığım bir şeyi yaptım,bugün.Chelsea'ye ve Morinho'ya güvendim.
Neticede yıkılan yine biz olduk.
Kahrolsun Chelsea!
Yaşasın Barcelona,Arsenal! ;)
Öterken ağaçlarda kuşlar tahayyül içinde.
Bakışlarında sükûnun zehri, dinliyeceksin,
Türlü acılar şekillenecek yine içinde
'Ah! Şairim bu akşam da geçmedi' diyeceksin.
Orhan Veli'nin, 'Helene İçin' başlıklı şiirinden.En sevdiğim şiirlerinden biridir.
Bir beğensen,tam süper olacaktı! ;)
Bana 'seven' filmini hatırlattı.Hani kaatil,obez birine silah zoruyla ölene kadar yemek yedirtiyordu.
Sonunda adam da öldü zaten.
Kurban o kadar çok makarna yedi ki,burnundan bile spagetti çıktı vallahi. :)