Zafer Yolu… 'Seabiscuit',atın ismi. Gerçek,yani yaşanmış bir öyküdür.Dahası bir efsanedir. Filmde jokeyi,Tobey Maguire canlandırmıştır.
Seabiscuit; annesi ve babası şampiyon atlar olmalarına rağmen,kendisi küçük ve cılız kalmış,acımasızca muamele görmüş bir attır.Fakat el değiştiren at,kendisine son derece ilgi gösteren bir sahip,jokey ve kondisyoner bulmuştur.Çok ucuz bir fiyata alınmıştır.Daha sonra gelen inanılmaz başarılar sonucu Amarika’nın en ünlü ve sevilen atı olmuştur.
Ancak! Diğer yanda fiziksel olarak kendisinden çok üstün olan bir at vardır ki,onun da ismi War Amiral’dir.(yanlış yazabilirim) Geriye tek çare kalıyor… Seabiscuit’i ve War Amiral’i yarıştırıp,Amerika’nın en büyüğünü bulmak…
1930 yılında yapılan bu yarış; kayıtlara bir efsane olarak geçecektir.Çünkü ilk defa teke tek bir yarış olacaktır.Yarış saati,gerçekten de bütün Amerikan halkı radyoların başına geçmiş,fırsatı olanlar hipodroma yarışı seyretmeye gitmiştir; dükkanlar ve diğer iş yerleri resmen,yarış gününü resmi tatil ilân etmişlerdir.
Amerika’da,hâlâ bu yarışa ait fotoğraflar sergilenmektedir.
Filmi izlemenizi öneririm.Bilerek atladığım mühim detaylar var.İzleyin ve görün! ;)
Dedim ya,altılıyı tuttuk.Bol bol alışveriş yaptık.Pazara gittik arkadaşlarla… Soğan almamız lâzım gelmişti,bir soğancıdan bir kilo soğan istedik.Adam devamlı gülüyordu ve bizden para istemedi. Al amca dedim,bozuk yoksa fazla al. Allah razı olsun dedik,arkadaşlarla. O da, “Alah sizden de razı olsun” dedi. Niye böyle dedi bilmem.Niye para almadı,orasını da bilmem a!
Develere bunu yakıştıramıyorum.Zaten develere bence hiç bir şey yakışmıyor ki! Ne yarış,ne güreş,ne de en güzel deve yarışması… Onlar sadece yürüsün ve ebediyen gülsünler…
Nihayet bugün altılıyı bulduk.Üç yüz otuz ytl verdi,miktar önemli değil esasen,altılıyı bulmak önemli. Şeytanın bacağını kırdık ya,o bize yeter.Bak,şimdi çakır keyif halimiz; pahalı şaraplar içmişiz,kafamız güzel,hayat güzel…Şimdi bu sitedeyim. Deymeyin keyfime,canınızı fena yakarım. ;)
Zafer Yolu…
'Seabiscuit',atın ismi.
Gerçek,yani yaşanmış bir öyküdür.Dahası bir efsanedir.
Filmde jokeyi,Tobey Maguire canlandırmıştır.
Seabiscuit; annesi ve babası şampiyon atlar olmalarına rağmen,kendisi küçük ve cılız kalmış,acımasızca muamele görmüş bir attır.Fakat el değiştiren at,kendisine son derece ilgi gösteren bir sahip,jokey ve kondisyoner bulmuştur.Çok ucuz bir fiyata alınmıştır.Daha sonra gelen inanılmaz başarılar sonucu Amarika’nın en ünlü ve sevilen atı olmuştur.
Ancak!
Diğer yanda fiziksel olarak kendisinden çok üstün olan bir at vardır ki,onun da ismi War Amiral’dir.(yanlış yazabilirim)
Geriye tek çare kalıyor…
Seabiscuit’i ve War Amiral’i yarıştırıp,Amerika’nın en büyüğünü bulmak…
1930 yılında yapılan bu yarış; kayıtlara bir efsane olarak geçecektir.Çünkü ilk defa teke tek bir yarış olacaktır.Yarış saati,gerçekten de bütün Amerikan halkı radyoların başına geçmiş,fırsatı olanlar hipodroma yarışı seyretmeye gitmiştir; dükkanlar ve diğer iş yerleri resmen,yarış gününü resmi tatil ilân etmişlerdir.
Amerika’da,hâlâ bu yarışa ait fotoğraflar sergilenmektedir.
Filmi izlemenizi öneririm.Bilerek atladığım mühim detaylar var.İzleyin ve görün! ;)
İğnenin daha kalın ve uzun olanı.Kısacası,iğnenin büyüğü.
Çünkü her sevdanın sonu ayrılıktır.
“Ölüm bile ayıramaz” nutukları,yalnızca filmlerde atılır.
Ölüm nasıl ayıramaz sizi?
Susatıyor ve kaçan uykuyu yaka paça tutup,geriye getiriyor.
Gökhan Tepe,Gökhan Özen ve tabii Özcan Deniz.
Mümkünse câmiadan silinsin.
Bizim için,Müzeyyen Senar’sız bir gün,iyi bir gün değildir.
Dedim ya,altılıyı tuttuk.Bol bol alışveriş yaptık.Pazara gittik arkadaşlarla…
Soğan almamız lâzım gelmişti,bir soğancıdan bir kilo soğan istedik.Adam devamlı gülüyordu ve bizden para istemedi.
Al amca dedim,bozuk yoksa fazla al.
Allah razı olsun dedik,arkadaşlarla.
O da, “Alah sizden de razı olsun” dedi.
Niye böyle dedi bilmem.Niye para almadı,orasını da bilmem a!
Develere bunu yakıştıramıyorum.Zaten develere bence hiç bir şey yakışmıyor ki!
Ne yarış,ne güreş,ne de en güzel deve yarışması…
Onlar sadece yürüsün ve ebediyen gülsünler…
Lale devrinin sonudur.
Nihayet bugün altılıyı bulduk.Üç yüz otuz ytl verdi,miktar önemli değil esasen,altılıyı bulmak önemli.
Şeytanın bacağını kırdık ya,o bize yeter.Bak,şimdi çakır keyif halimiz; pahalı şaraplar içmişiz,kafamız güzel,hayat güzel…Şimdi bu sitedeyim.
Deymeyin keyfime,canınızı fena yakarım. ;)