Mesih ya da Mehdi inancı hristiyanlık ve yahudilikten bize geçmiş kavramlardır. Müslüman kardeşlerimizden de ahir zaman da böyle bir kurtarıcının gelerek ezilen müslümanları kurtaracağı umulmaktadır. Benim babamda aynı kurtarıcıyı bekleyen insanlar arasındadır. Ancak bu fikrin İslam alemini uyuşturmaya yarayan bir düşünce olduğunu düşünüyorum.
Bir defa ölen insanın yeryüzüne tekrar gelmeyeceğini düşünüyorum. Hem niye gelsin yani Şamdaki emevi camiine gökten şu anda birisi inse onun Hz.İsa olduğuna inanacakmısınız? mantıklı olun. Eğer bu kadar önemli bir konu Kuranı kerimde açıkca anlatılmıyorsa kusura bakmayın ben inanmıyorum.
Böyle bir şey olamaz Hz.İsa peygamberimiz idi. geldi insanları Tevhide çağırdı sonra günü gelince öldü.Allah rahmet eylesin ona ve tüm peygamberlerimize. Ama bir daha gelecek bizi kurtaracak, yok daha neler, bu kadar mı aciz kaldık? kimden kurtarıyor? Kendinize güvenin dininize sarılın kitabınıza sarılın hiçbir şey olmaz Allah yeter bize başka kimse aramayın Allah tüm mümin kullarına yardım eder. meraklanmayın. Dünyanın tüm zenginlik kaynakları halen müslüman topraklarda unutmayın. siz uyanık olun yeter
Bu yazıda Zazaca’yı (Dımılki, Kırmancki, Zazaki) , Kurmançça (Kurmancî, Kuzey-Kürtçesi) ve Farsça (Zäbâne Fârsî, yeni-Farsça) dilleriyle kelime ve gramer farklılıkları açısından karşılaştırmaya çalışacağız. Ele alacağımız örnekler yer darlığı nedeniyle daha çok günlük dilin kelimelerini içerecek. Zira bu konuda bir kitap oluşturabilecek kadar örnek verilebilir. Bilindiği gibi, Zazaca, Kurmançça ve Farsça aynı dil ailesindendir. Ancak aynı dil ailesinden olmaları birbirlerinin lehçeleri olmalarını gerek-tirmez. Günümüzde yapılan en büyük yanlışlık işte bu noktadır. Bu diller arasındaki fark, Türkçe-Türkmence veya İspanyolca-Portekizce dilleri arasındaki farkla aynı şey değildir. Zazaca, Kurmançça (Kürtçe) ve Farsça Hint-Avrupa dillerinin Batı-İranî alt-dil grubuna girmektedirler. Farsça ve Kürtçe Güney-Batı İranî diliyken, Zazaca bir Kuzey-Batı İranî dilidir. Fakat Kurmançça kendi içinde daha çok Kuzey-Batı unsurları içermektedir. İranistik dilbiliminde Zazaca başlıbaşına bir dil olarak görülmektedir. Aynı şekilde ünlü Alman dilbilimci Oskar Mann da Zazaca’nın başlıbaşına bir dil olduğunu savunmuş ve bunu 'Mundarten der Zâzâ. Hauptsächlich aus Siverek und Kor' (Zazaca’nın Ağızları. Özellikle Siverek ve Kor yöresinden) adlı çalışmasında ispatlamıştır. Oskar Mann'ın ölümünden sonra Karl Hadank bu çalışmayı Berlin’de 1932 yılında bir kitap haline getirmiştir. Kitabının 18’den 23. sayfasına kadar olan 'Das Zaza nicht Kurdisch' (Zazaca Kürtçe değildir) bölümünde bu konuyu bilimsel olarak irdelemiştir. Resmî ideolojinin iddia ettiği gibi Zazaca Kürtçe'nin veya Kürtçe Farsça'nın bir lehçesi değildir. Bunun böyle yanlış irdelenmesinin nedeni politik olmasından dolayı ve dilbilimcilerin yeterince bu konunun üzerine eğilmemesindendir. · Zazaca’da Dersim lehçesinin Pülümür şivesine ağırlık verilmiştir. Açıklayıcı olması için gerektiğinde parentez içlerinde başka diyalektlerden de örnekler verilecektir. · Kurmançça’da yazı dili olarak Cizre-Botan lehçesi kullanılmaktadır. Buna rağmen yer yer Kuzey-Kurmançça (Dersim, Malatya) lehçeleri de saptanmıştır. · Farsça verilen örnekler günümüzde kullanılan Farsça’nın edebiyat dilidir. Halk ağızları bazen farklı değişiklikler içerdiğinden parentezlerle, veya italik yazıyla belirtilmiştir. Farsça genellikle Arap harfleriyle yazılır, ama burada okuyucunun rahat anlayabilmesi için Latin harfleri kullanılmıştır. Söyleyiş özelliği ise Zazaca ve Kurmançça’nınkine yakındır. Bu nedenle, Farsça için burda kullanılan bazı harflerin telaffuzu üzerindede durulmuştur:
ä: kısa ‘a’, ‘a’ ve ‘e’ arası bir ses. â: uzun ‘a’, ‘a’ ve ‘o’ arası bir ses. Bu ‘â’ halk ağzında bazen uzun ‘û’ya dönüşür. Örneğin: män be xâne mîräväm (ben eve gidiyorum) yazılırken, halk ağzında ise mîräm xûne denir. e: kısa ‘e’ Türkçe’nin ‘e’sinden daha incedir. ê: uzun ince bir ‘e’ î: uzun ‘i’ û: uzun ‘u’ o: kısa ‘o’
MASTARLARIN KARŞILAŞTIRILMALARI (parentezlerde Şimdiki Zaman gövdesinin kökleri belirtilmiştir) :
Örneğin: kerdene (yapmak) : Mastar; kerd-: Geçmiş Zaman gövdesi; k-(en) -: Şimdiki Zaman kökü; ker-: Sübjontif Gövdesinin kökü
diyene (vên- vin-,) Şimdiki Zaman kökünden sonra ve şahıs sonekinden önce -en- araeki eklenir (bazen an, in, on, un, ün ’e değişir) :
ez vênenu (vinon, vênena) tı (tu) vênena (vinenê)
o vêneno
a vênena
ma vênenime (vêneme)
sıma (şıma) vênenê
i (ê) vênenê ditın (-bin-) Şimdiki Zaman köküne Şimdiki Zaman belirtisi olarak dı- (de-, da-) öneki eklenir, kökten sonra şahıs soneki:
ez dıbinım
tu dıbini
ew dıbine
-
em dıbinın
hun (hon) dıbinın
ew (ewan) dıbinın dîdän (-bîn-) Şimdiki Zaman köküne Şimdiki Zaman belirtisi olarak mî- öneki eklenir, kökünden sonra şahıs soneki:
män mîbînäm
to mîbînî
û mîbînäd (ûn mîbîne)
-
mâ mîbînîm
şomâ mîbînîd (mîbînîn)
îşân/ânhâ mîbînänd (mîbînän) mastar: görmek
ben görüyorum
sen görüyorsun
o (eril) görüyor
o (dişil) görüyor
biz görüyoruz
siz görüyorsunuz
onlar görüyorlar
Görüldüğü gibi Zazaca’nın Şimdiki Zaman çekiminde Mastar bir ara-ek almakta ve eril/dişil ayrımına göre çekim farklılaşmaktadır. Oysa Farsça ve Kurmançça’da Mastar önek almaktadır. Şahıs sonekle-rinde Zazaca Kurmançça’yla tamamen ayrılırken, Kurmançça ve Farsça’nın birbirine olan yakınlığı tablodan kolayca anlaşılmaktadır. Zazaca ve Farsça’nın birinci ve ikinci çoğul şahıs zamirleri bayağı yakınlık göstermekte (ma, şıma, şomâ) . İlginç olan şey, bu zamirlerin Zazaca’da Oblik Hal’de de değişmemesi:
Zazaca Kurmançça Farsça Türkçe
yalın hal ma ameyme sıma amey em hatın hun hatın mâ âmädîm şomâ âmädîd (âmädîn) biz geldik siz gediniz
oblik hal çê ma (keyê ma) çê sıma (keyê şıma) mala me mala we xânêye mâ (xûnêyemân) xânêye şomâ (xûnêyetân) evimiz eviniz
ez nêvênenu Şimdiki Zaman belirtisi dı- kalkar, yerine na- (nı-, no-) eklenir:
ez nabinım Şimdiki Zaman belirtisi mî- kalkmaz, olumsuzluk öneki ne- eklenir:
män nemîbînäm ben görmüyorum
SAYILAR:
Zazaca Kurmançça Farsça
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 30 40 100 200 1000 zu, jü (jew, yew) dıde,dı hire çar (çor, çehar) phonc (panc) ses (şeş) hawt (hot, 'hewt) heşt new des des u zu (jewendês) des u dıde (dıwês) des u hire (hirês) des u çar (çarês) des u phonc (pancês) des u ses (şıyês) des u hawt (hewtês) des u heşt (heştês) des u new (newês) vişt (vist) vişt u zu (vist u yew) hirıs çewres se (sed) dısey hazar yek dudu,du sısê, sê çar pênc şeş heft heşt neh deh yanzdeh (deh u yek) dıwanzdeh (deh u du) sêzdeh (deh u sê) çardeh (deh u çar) panzdeh (deh u pênc) şanzdeh (deh u şeş) hıvdeh (deh u heft) hıjdeh (deh u heşt) nozdeh (deh u noh) bist bist û yek si (sih) çel (çıl) sed du sed hezar yek (ye) do sê çähâr (çâr) pänc şeş (şîş) häft häşt noh däh yâzdäh dävâzdäh sîzdäh çähârdäh (çârdäh) pânzdäh (pûnzdäh) şânzdäh (şûnzdäh) hefdäh (hevdäh) hecdäh (hejdäh) nûzdäh bîst bîst o yek sî çehel (çel) säd devîst häzâr
SÖZCÜKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI:
(e: eril; d: dişil)
Zazaca Kurmançça Farsça Türkçe
çım (çısm) e çav e çeşm göz
gos (goş) e guh (go) e gûş kulak
buri e bırû e äbrû kaş
boji (bazi) , qol e mıl, bask, pil bâzû kol
dızd e dız e dozd hırsız
zerd zer zärd sarı
şia, sia reş sîâh siyah
adır e agır e âtäş ateş
game d gav d gâm adım
name e nav e nâm, esm ad
sewe (şewe) d şev (şav) d şäb gece
genım e genım e gändom buğday
pırd e pır e pol köprü
dewe d gund e rûstâ, dê köy
heya, ya, êê erê, herê, belê ârê, bälê evet
nê na, no näh, xeyr hayır
Zazaca ve Kurmançça’da isimlerde eril/dişil ayrımı (genüs) varken, Farsça’da bu ayrımı göremiyoruz (Sorani-Kürtçe’sinde de olduğu gibi) . Kurmançça’da sözlerin genüsü tek izafelerde ve Oblik Hal’de oluşurken, Zazaca’da dişil kelimeler Yalın Hal’de şöyledir: -e veya -i bitişik ve sonu vurgusuz. Örneğin: uşire, bıze, rêçe, gêrmi, tiji, derjêni. İstisna: balişna, manga, kesa gibi sözler.
Farsça’da tek Yalın Hal varken, Zazaca ve Kurmançça’da ise üç hal vardır: 1. Yalın Hal, 2. Oblik Hal, 3. Çağrı Hali
OBLİK HALİN ŞAHIS ZAMİRLERİ:
(Farsça’daki halk ağzının sonekleridir)
Zazaca Kurmançça Farsça (Halk Ağzı) Türkçe
mı(n) * ma to sıma (şıma) dey, ey, cı dine, ine (inan) daê, aê, cı mın me te we wi wan wê -äm -emân -ät, -et -etân -äş, -eş -eşân - beni, benim, bana bizi, bizim, bize seni, senin, sana sizi, sizin, size onu, onun, ona (e) onları, ...,......,...,... (dişil)
* mı’nın n’si Zazaca’da kaybolmuştur ve şu gibi durumlarda çıkar: Na vıstüriya mına. (Bu benim kaynanamdır) , yada: alvaze mıno khan (eski arkadaşım) .
ÇAĞRI HALİ:
ero Heso! lo Heso! (lan) Hasan!
erê çênê! (keynê) lê keçıkê! (qizê) kız!
alvazenê! (embazêno!) hevalno! arkadaşlar!
Kurmançça ve Zazaca’da ortak olan bir başka nokta ise 'Ergatif' Hal, yani Geçmiş Zamanda, Geçişli Fiiller’de özne ve nesnenin yer değiştirmesi hali. Ergatif Hal eski İranî dillerinde ve Kafkas dillerinde, örneğin Gürcüce’de de vardır.
Zazaca Kurmançça Farsça Türkçe
ez cêniye vênon ez jın dıbinım män zän mîbînäm ben kadın görüyorum
ez a cêniye vênon ez wê jınê dıbinım män ân zän râ mîbînäm(män ûn zänû mîbînäm) ben o kadını görüyorum
mı cêniye diye mın jın dit (di) män zän dîdäm ben kadın gördüm
ez to vênon ez te dıbinım män to râ mîbînäm (mîbînämät) ben seni görüyorum
mı tı diya mın tu diti män to râ dîdäm (dîdämät) ben seni gördüm
mı tı diya, Türkçe’ye birebir çevrilince: sen benden taraf görüldün.
TAYİNİ SIFAT:
çêneka rındeke (keyneka rındekı) keçıka (qiza) xweşık doxtäre qäşäng güzel kız
laako rındek (lajeko rındek) lawê/kurrê xweşık pesäre qäşäng güzel oğlan
domanê (qeçê) nêweşi zaroyên nexweş bäççehaye märîz (nâxoş) hasta çocuklar
caê de xıravın (caê do xırabın) ciheki xırab câyî xärâb kötü bir yer
bırae tüyo qız bırayê teyê pıçûk bärâdäre kûçeke to küçük kardeşin
Zazaca’nın özelliği: 'de' edatının oluşu, hatta Güney lehçelerinde (Çermik-Siverek vd.) eril (do) ve dişil (da) edatı da mevcuttur. Dahası Zazaca’da sıfatlar bir dişil ek (-e, -ı) veya çoğul eki (-i) almaktadır.
ÖN TAKI VE SON TAKILAR:
.... de(r) ez çê deru (ez keye dıra) lı..., dı...de ez lı mal ım där.., tû... där xânêyäm (tû xûneam) -de halievdeyim
.... ra Dêsımi ra jı... jı Dêrsımê äz... äz Dîrsem -den hali Dersim’den
.... rê / ve... cı rê peru don(danu ve cı) jı... ra jêra pere dıdım be.... be û pûl mîdähäm (pûl mîdämeş) -e hali ona para veriyorum
hata... heta (heyan) ... tâ... ... -e kadar
-de ve -den Hali için Zazaca’da bir sontakı gerekirken, Kurmançça ve Farsça’da bunlar öntakı olarak kullanılır. 'BU' İŞARET ZAMİRİ:
Zazaca Kurmançça Farsça Türkçe
yalın hal no (ın) na (ına) ni (ıni) ev ' ' în ' înhâ bu (eril) ' (dişil) bunlar
oblik hal ney naê nine vi vê van bunu, bunun (eril) ' (dişil) bunları, bunların
Zazaca’da bütün gramer hallerine göre birer işaret zamiri bulunmasına karşın, Kurmançça ve Farsça’da işaret zamirleri kısmen kaybolmuştur. SÜBJONTİF:
kerdene (ker-) kırın (k-) kärdän (kon-) yapmak (yaps-)
ez ke bıkeri (bıkera) tı ke bıkerê o/a ke bıkero ez ko (ku) bıkım tu ko bıki ew ko bıke män ke bokonäm to ke bokonî û ke bokonäd (bokone) yapsam yapsan yapsa
Zazaca’nın burdaki özelliği, bazı Fiilerde bir Sübjontif kökünün olması. Kürtçe ve Farsça’da ise Sübjontif fiili Şimdiki Zaman gövdesinin köküyle kurulur. SONUÇ:
Örneklerden de anlaşıldığı gibi Zazaca’nın Kürtçe’nin, Kürtçe’nin de Farsça’nın bir lehçesinin olmadığı görülmektedir. Diller yeryüzünün renkleridir. Bu renklerin solmaması ve yaşaması ancak özgürce konuşulmasıyla ve geliştirilmesiyle mümkündür. Bu ise (özellikle Türk ve Kürt) resmî ideolojinin bakış açısına çıkarılarak; yani araştırılıp sahiplenerek gerçekleşir. Dil denen olgu sadece bir iletişim vasıtası değildir, verili insan toplumunun kültürünün taşıycısıdır. Dil denen kültürel olgunun bir iç dünyası, bir ruhu, doğa ve topluma bir bakış açısı olduğunu görmek istemezler. Bu anlamla dil, o dili konuşan toplumun ve bireylerin yaşam biçiminin ifadesidir. Önemli olan her dilin kendine has bir dünyası olduğunu bilmektir. Gule K. ve diğer arkadaşlara içten teşekkürler.
2 İranî Farsça değildir, bir genel terimdir. İran devletiyle de karıştırılmamalı Öte yandan Paşto (Afganca) dili bir Doğu-İranî dilidir. Diğer İranî dillerine Goranca, Lurca, Belutçice, Tacikçe, Osetçe vb. örnek olarak verilebilir. İranî tarih, edebiyat ve dilleriyle ilgilenen bilime İranistik denilmekte. Türk dilleriyle (Türkiye Türkçesi, Türkmence, Uygurca, Kırgızca vs.) , tarih ve edebiyatıyla ilgilenen bilimin adı ise Türkolojidir.
3Bu görüşü savunan ve bu konuda araştırması olan dilbilimciler: Vladimir Minorsky, Terry Lynn Todd (A Grammar of Dımli, Michigan, ABD, 1952) , Prof. MacKenzie (Göttingen Üniversitesi, Almanya) , Ludwig Paul (Göttingen) , Dr. Z. Selcan (Berlin Üniversitesi) , C.M. Jacobson (Rastnustena Zonê Ma, Bonn 1993) v.d.
4Yani 8.11.1995 günü, Avrupa'da Özgür Politika gazetesinde açıklanan, Rohat Alakom'un 9. sayfadaki 'Oskar Mann' adlı yazısında 'K. Hadank, Zaza Lehçesi adıyla bir kitap yayınladı' diye belirttiği gibi değil!
Seçme hakkına sahip olmadığımız şeyler üzerinde fazla radikal olmadan tartışmak bence insan olmanın en büyük erdemlerinden birisi olsa gerek ve bu erdemi yakalayarak tartışmamız gerektiği düşüncesindeyim.ben elazığın palu ilçesindenim ve bir zazayım.Bu konuda benim naçizane fikrim şudur: biz kendimize 'kırd' diyoruz en azından tı kırd zani? dediğinde zazaca biliyormusun manasında kullanıldığını tüm zazalar anlayacaktır.buradan'kırd' kelimesinin aslında zaza ile aynı manada kullanıldığını söyleyebilirim. bununla birlikte bizim yöremizde 'kürt' lere 'kırdasi' denilmektedir manası ise 'içerisinde zazaca görünen' demektir. kürtler ise bize 'dimli' demektedir.Türkler ise bize zaza ismini koymuşlardır manasını ise bilmiyorum.
Dil olarak ise zazaca, kürtçe ve farsçanın her üçünü de bilen bir insan olarak şunu söyleyebilirim: zazaca ve kürtçe her ikisi de fars dil grubuna ait birer lehçe den ziyade birer şive demek daha doğru olur kanısındayım. Bence zazaca ile farsca arasındaki farklar Türkce ile azerice arasındaki farktan bile daha az sayılacak ölçüdedir. basitce örnekler vermek gerekirse aşağıda vereceğim kelimelerin birincisi zazaca ikincisi farsca ve üçümncüsüde türkçe olarak okunursa benzerlik daha belirginleşecektir. asman-asuman-gökyüzü, bra-birader-erkek kardeş, pi-peder-baba, may-mader-anne, ber-der-kapı, sol-sol-tuz, spi-spi-beyaz, sür,sür,kırmızı, astore-sitare-yıldız, ling-leng-bacak, pay-pa-ayak, best-beste-bağlamak, ame-averd-geldi, ve benzeri tüm kelimeler dikkatli bir şekilde dinlendiğinde herhangi bir zaza farsca yı aynı şekilde de bir iranlının bir zazayı çok rahatlıkla anlayabileceğini söylemek isterim. Bununla birlikte bir gün anneannamden bizim köylerde kuraklık olduğu yıllarda yağmur duasına çıkıldığı ve yağmur duası eden imam veya hoca veya dini bilen şahsın önüne büyükce bir kap su koyarak bu suyun içerisine elinde tuttuğu bir taşa dua okuduktan sonra bu suyun içerisine attığını işitmiştim. Ben bu olaya yıllar sonra köyde gerçekten kendim de şahit oldum şimdi konu ile belki alakası yok gibi gözükebilir ama eğer aranızda Kırgızların 'Manas Destanı'nı okuyanınız varsa bu hikayenin benzerleri hemen gözlerinin önüne gelecektir. Kırgızlar da cada veya yada dedikleri taşlara dua veya efsun okuyarak suya atmak suretiyle mevsimleri değiştiren sihirbazlar onlara savaşlarda yardım etmektedirler.günümüzde türkce de kullandığımız cadı kelimesinin kökeni buradan gelmektedir. Kırgızlarla ne alakası var Palunun Güllüce köyünün ama böyle bir benzer adet hem kırgızlarda hemde yıllar sonra dahi olsa bizim oralarda yaşamaktadır. Tüm bunlardan daha öte bence:insanın hangi milliyete mensup olduğunun bir önemi yok yani zaza, kürt, türk, ermeni, yunan, amerikalı, ingiliz olmanın insan kazandıracağı herhangi bir kazanç yoktur. Benim gözümde insan Müslüman ise gerisinin hiçbir önemi yok...milliyet dikkate bile alınmayacak bir ayrıntı sadece.
Mesih ya da Mehdi inancı hristiyanlık ve yahudilikten bize geçmiş kavramlardır. Müslüman kardeşlerimizden de ahir zaman da böyle bir kurtarıcının gelerek ezilen müslümanları kurtaracağı umulmaktadır. Benim babamda aynı kurtarıcıyı bekleyen insanlar arasındadır. Ancak bu fikrin İslam alemini uyuşturmaya yarayan bir düşünce olduğunu düşünüyorum.
Bir defa ölen insanın yeryüzüne tekrar gelmeyeceğini düşünüyorum. Hem niye gelsin yani Şamdaki emevi camiine gökten şu anda birisi inse onun Hz.İsa olduğuna inanacakmısınız? mantıklı olun. Eğer bu kadar önemli bir konu Kuranı kerimde açıkca anlatılmıyorsa kusura bakmayın ben inanmıyorum.
Böyle bir şey olamaz Hz.İsa peygamberimiz idi. geldi insanları Tevhide çağırdı sonra günü gelince öldü.Allah rahmet eylesin ona ve tüm peygamberlerimize. Ama bir daha gelecek bizi kurtaracak, yok daha neler, bu kadar mı aciz kaldık? kimden kurtarıyor? Kendinize güvenin dininize sarılın kitabınıza sarılın hiçbir şey olmaz Allah yeter bize başka kimse aramayın Allah tüm mümin kullarına yardım eder. meraklanmayın.
Dünyanın tüm zenginlik kaynakları halen müslüman topraklarda unutmayın. siz uyanık olun yeter
Bu yazıda Zazaca’yı (Dımılki, Kırmancki, Zazaki) , Kurmançça (Kurmancî, Kuzey-Kürtçesi) ve Farsça (Zäbâne Fârsî, yeni-Farsça) dilleriyle kelime ve gramer farklılıkları açısından karşılaştırmaya çalışacağız. Ele alacağımız örnekler yer darlığı nedeniyle daha çok günlük dilin kelimelerini içerecek. Zira bu konuda bir kitap oluşturabilecek kadar örnek verilebilir.
Bilindiği gibi, Zazaca, Kurmançça ve Farsça aynı dil ailesindendir. Ancak aynı dil ailesinden olmaları birbirlerinin lehçeleri olmalarını gerek-tirmez. Günümüzde yapılan en büyük yanlışlık işte bu noktadır. Bu diller arasındaki fark, Türkçe-Türkmence veya İspanyolca-Portekizce dilleri arasındaki farkla aynı şey değildir.
Zazaca, Kurmançça (Kürtçe) ve Farsça Hint-Avrupa dillerinin Batı-İranî alt-dil grubuna girmektedirler. Farsça ve Kürtçe Güney-Batı İranî diliyken, Zazaca bir Kuzey-Batı İranî dilidir. Fakat Kurmançça kendi içinde daha çok Kuzey-Batı unsurları içermektedir.
İranistik dilbiliminde Zazaca başlıbaşına bir dil olarak görülmektedir. Aynı şekilde ünlü Alman dilbilimci Oskar Mann da Zazaca’nın başlıbaşına bir dil olduğunu savunmuş ve bunu 'Mundarten der Zâzâ. Hauptsächlich aus Siverek und Kor' (Zazaca’nın Ağızları. Özellikle Siverek ve Kor yöresinden) adlı çalışmasında ispatlamıştır. Oskar Mann'ın ölümünden sonra Karl Hadank bu çalışmayı Berlin’de 1932 yılında bir kitap haline getirmiştir. Kitabının 18’den 23. sayfasına kadar olan 'Das Zaza nicht Kurdisch' (Zazaca Kürtçe değildir) bölümünde bu konuyu bilimsel olarak irdelemiştir.
Resmî ideolojinin iddia ettiği gibi Zazaca Kürtçe'nin veya Kürtçe Farsça'nın bir lehçesi değildir. Bunun böyle yanlış irdelenmesinin nedeni politik olmasından dolayı ve dilbilimcilerin yeterince bu konunun üzerine eğilmemesindendir.
· Zazaca’da Dersim lehçesinin Pülümür şivesine ağırlık verilmiştir. Açıklayıcı olması için gerektiğinde parentez içlerinde başka diyalektlerden de örnekler verilecektir.
· Kurmançça’da yazı dili olarak Cizre-Botan lehçesi kullanılmaktadır. Buna rağmen yer yer Kuzey-Kurmançça (Dersim, Malatya) lehçeleri de saptanmıştır.
· Farsça verilen örnekler günümüzde kullanılan Farsça’nın edebiyat dilidir. Halk ağızları bazen farklı değişiklikler içerdiğinden parentezlerle, veya italik yazıyla belirtilmiştir. Farsça genellikle Arap harfleriyle yazılır, ama burada okuyucunun rahat anlayabilmesi için Latin harfleri kullanılmıştır. Söyleyiş özelliği ise Zazaca ve Kurmançça’nınkine yakındır. Bu nedenle, Farsça için burda kullanılan bazı harflerin telaffuzu üzerindede durulmuştur:
ä: kısa ‘a’, ‘a’ ve ‘e’ arası bir ses.
â: uzun ‘a’, ‘a’ ve ‘o’ arası bir ses. Bu ‘â’ halk ağzında bazen uzun ‘û’ya
dönüşür. Örneğin: män be xâne mîräväm (ben eve gidiyorum) yazılırken, halk
ağzında ise mîräm xûne denir.
e: kısa ‘e’ Türkçe’nin ‘e’sinden daha incedir.
ê: uzun ince bir ‘e’
î: uzun ‘i’
û: uzun ‘u’
o: kısa ‘o’
MASTARLARIN KARŞILAŞTIRILMALARI
(parentezlerde Şimdiki Zaman gövdesinin kökleri belirtilmiştir) :
Örneğin: kerdene (yapmak) : Mastar; kerd-: Geçmiş Zaman gövdesi; k-(en) -: Şimdiki Zaman kökü; ker-: Sübjontif Gövdesinin kökü
Zazaca
Kurmançça (Kürtçe)
Farsça
Türkçe
rakerdene (k- ra)
vekırın (ve -k-)
bâz kärdän (bâz -kon-)
açmak
ardene (a-)
anin (tin-)
âvärdän (-âvär-, -âr-)
getirmek
wendene (wan-)
xwandın (-xwin-)
xândän, xûndän (-xân-, -xûn-)
okumak
qesey kerdene (qesey k-)
qıse/dang kırın (qıse -k-)
härf zädän (härf -zän-)
konuşmak
vatene (va-)
gotın (-bêj-, -bê-)
goftän (-gû-, -g-)
söylemek
şiyaene (so-, şo-, şı-)
çûn (-ç-, ter-)
räftän (-räv-, -r-)
gitmek
amaene (ye-, ê-)
hatın (tê-)
âmädän (-â-)
gelmek
dıtene (dos-, doş)
dotın (-doş-)
dûşîdän (-dûş-)
sağmak
roniştene (nis- ro)
rûnıştın (rû -n-)
neşestän (-neşîn-, -şîn-)
oturmak
weçinitene (çin- we)
helbıjartın (hel -bıjêr-)
vär çîdän/bär çîdän (vär-çîn-)
seçmek
ŞİMDİKİ ZAMANIN KURULUŞ KURALLARI:
diyene (vên- vin-,)
Şimdiki Zaman kökünden sonra ve şahıs sonekinden önce
-en- araeki eklenir (bazen an, in, on, un, ün ’e değişir) :
ez vênenu (vinon, vênena) tı (tu) vênena (vinenê)
o vêneno
a vênena
ma vênenime (vêneme)
sıma (şıma) vênenê
i (ê) vênenê
ditın (-bin-)
Şimdiki Zaman köküne Şimdiki Zaman belirtisi
olarak dı- (de-, da-) öneki eklenir, kökten sonra şahıs soneki:
ez dıbinım
tu dıbini
ew dıbine
-
em dıbinın
hun (hon) dıbinın
ew (ewan) dıbinın
dîdän (-bîn-)
Şimdiki Zaman köküne Şimdiki Zaman belirtisi
olarak mî- öneki eklenir, kökünden sonra şahıs soneki:
män mîbînäm
to mîbînî
û mîbînäd (ûn mîbîne)
-
mâ mîbînîm
şomâ mîbînîd (mîbînîn)
îşân/ânhâ mîbînänd (mîbînän)
mastar: görmek
ben görüyorum
sen görüyorsun
o (eril) görüyor
o (dişil) görüyor
biz görüyoruz
siz görüyorsunuz
onlar görüyorlar
Görüldüğü gibi Zazaca’nın Şimdiki Zaman çekiminde Mastar bir ara-ek almakta ve eril/dişil ayrımına göre çekim farklılaşmaktadır. Oysa Farsça ve Kurmançça’da Mastar önek almaktadır. Şahıs sonekle-rinde Zazaca Kurmançça’yla tamamen ayrılırken, Kurmançça ve Farsça’nın birbirine olan yakınlığı tablodan kolayca anlaşılmaktadır. Zazaca ve Farsça’nın birinci ve ikinci çoğul şahıs zamirleri bayağı yakınlık göstermekte (ma, şıma, şomâ) . İlginç olan şey, bu zamirlerin Zazaca’da Oblik Hal’de de değişmemesi:
Zazaca
Kurmançça
Farsça
Türkçe
yalın hal
ma ameyme
sıma amey
em hatın
hun hatın
mâ âmädîm
şomâ âmädîd (âmädîn)
biz geldik
siz gediniz
oblik hal
çê ma (keyê ma)
çê sıma (keyê şıma)
mala me
mala we
xânêye mâ (xûnêyemân)
xânêye şomâ (xûnêyetân)
evimiz
eviniz
OLUMSUZLUK DURUMU:
-en- araeki kalkmaz, olum-suzluk öneki nê- eklenir:
ez nêvênenu
Şimdiki Zaman belirtisi dı- kalkar, yerine na- (nı-, no-) eklenir:
ez nabinım
Şimdiki Zaman
belirtisi mî- kalkmaz, olumsuzluk öneki ne- eklenir:
män nemîbînäm
ben görmüyorum
SAYILAR:
Zazaca
Kurmançça
Farsça
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
30
40
100
200
1000
zu, jü (jew, yew)
dıde,dı
hire
çar (çor, çehar)
phonc (panc)
ses (şeş)
hawt (hot, 'hewt)
heşt
new
des
des u zu (jewendês)
des u dıde (dıwês)
des u hire (hirês)
des u çar (çarês)
des u phonc (pancês)
des u ses (şıyês)
des u hawt (hewtês)
des u heşt (heştês)
des u new (newês)
vişt (vist)
vişt u zu (vist u yew)
hirıs
çewres
se (sed)
dısey
hazar
yek
dudu,du
sısê, sê
çar
pênc
şeş
heft
heşt
neh
deh
yanzdeh (deh u yek)
dıwanzdeh (deh u du)
sêzdeh (deh u sê)
çardeh (deh u çar)
panzdeh (deh u pênc)
şanzdeh (deh u şeş)
hıvdeh (deh u heft)
hıjdeh (deh u heşt)
nozdeh (deh u noh)
bist
bist û yek
si (sih)
çel (çıl)
sed
du sed
hezar
yek (ye)
do
sê
çähâr (çâr)
pänc
şeş (şîş)
häft
häşt
noh
däh
yâzdäh
dävâzdäh
sîzdäh
çähârdäh (çârdäh)
pânzdäh (pûnzdäh)
şânzdäh (şûnzdäh)
hefdäh (hevdäh)
hecdäh (hejdäh)
nûzdäh
bîst
bîst o yek
sî
çehel (çel)
säd
devîst
häzâr
SÖZCÜKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI:
(e: eril; d: dişil)
Zazaca
Kurmançça
Farsça
Türkçe
çım (çısm) e
çav e
çeşm
göz
gos (goş) e
guh (go) e
gûş
kulak
buri e
bırû e
äbrû
kaş
boji (bazi) , qol e
mıl, bask, pil
bâzû
kol
dızd e
dız e
dozd
hırsız
zerd
zer
zärd
sarı
şia, sia
reş
sîâh
siyah
adır e
agır e
âtäş
ateş
game d
gav d
gâm
adım
name e
nav e
nâm, esm
ad
sewe (şewe) d
şev (şav) d
şäb
gece
genım e
genım e
gändom
buğday
pırd e
pır e
pol
köprü
dewe d
gund e
rûstâ, dê
köy
heya, ya, êê
erê, herê, belê
ârê, bälê
evet
nê
na, no
näh, xeyr
hayır
Zazaca ve Kurmançça’da isimlerde eril/dişil ayrımı (genüs) varken, Farsça’da bu ayrımı göremiyoruz (Sorani-Kürtçe’sinde de olduğu gibi) . Kurmançça’da sözlerin genüsü tek izafelerde ve Oblik Hal’de oluşurken, Zazaca’da dişil kelimeler Yalın Hal’de şöyledir: -e veya -i bitişik ve sonu vurgusuz.
Örneğin: uşire, bıze, rêçe, gêrmi, tiji, derjêni. İstisna: balişna, manga, kesa gibi sözler.
Farsça’da tek Yalın Hal varken, Zazaca ve Kurmançça’da ise üç hal vardır:
1. Yalın Hal, 2. Oblik Hal, 3. Çağrı Hali
OBLİK HALİN ŞAHIS ZAMİRLERİ:
(Farsça’daki halk ağzının sonekleridir)
Zazaca
Kurmançça
Farsça (Halk Ağzı)
Türkçe
mı(n) * ma
to sıma (şıma)
dey, ey, cı dine, ine (inan)
daê, aê, cı
mın me
te we
wi wan
wê
-äm -emân
-ät, -et -etân
-äş, -eş -eşân
-
beni, benim, bana bizi, bizim, bize
seni, senin, sana sizi, sizin, size
onu, onun, ona (e) onları,
...,......,...,... (dişil)
* mı’nın n’si Zazaca’da kaybolmuştur ve şu gibi durumlarda çıkar: Na vıstüriya mına. (Bu benim kaynanamdır) , yada: alvaze mıno khan (eski arkadaşım) .
ÇAĞRI HALİ:
ero Heso!
lo Heso!
(lan) Hasan!
erê çênê! (keynê)
lê keçıkê! (qizê)
kız!
alvazenê! (embazêno!)
hevalno!
arkadaşlar!
Kurmançça ve Zazaca’da ortak olan bir başka nokta ise 'Ergatif' Hal, yani Geçmiş Zamanda, Geçişli Fiiller’de özne ve nesnenin yer değiştirmesi hali. Ergatif Hal eski İranî dillerinde ve Kafkas dillerinde, örneğin Gürcüce’de de vardır.
Zazaca
Kurmançça
Farsça
Türkçe
ez cêniye vênon
ez jın dıbinım
män zän mîbînäm
ben kadın görüyorum
ez a cêniye vênon
ez wê jınê dıbinım
män ân zän râ mîbînäm(män ûn zänû mîbînäm)
ben o kadını görüyorum
mı cêniye diye
mın jın dit (di)
män zän dîdäm
ben kadın gördüm
ez to vênon
ez te dıbinım
män to râ mîbînäm (mîbînämät)
ben seni görüyorum
mı tı diya
mın tu diti
män to râ dîdäm (dîdämät)
ben seni gördüm
mı tı diya, Türkçe’ye birebir çevrilince: sen benden taraf görüldün.
TAYİNİ SIFAT:
çêneka rındeke (keyneka rındekı)
keçıka (qiza) xweşık
doxtäre qäşäng
güzel kız
laako rındek (lajeko rındek)
lawê/kurrê xweşık
pesäre qäşäng
güzel oğlan
domanê (qeçê) nêweşi
zaroyên nexweş
bäççehaye märîz (nâxoş)
hasta çocuklar
caê de xıravın (caê do xırabın)
ciheki xırab
câyî xärâb
kötü bir yer
bırae tüyo qız
bırayê teyê pıçûk
bärâdäre kûçeke to
küçük kardeşin
Zazaca’nın özelliği: 'de' edatının oluşu, hatta Güney lehçelerinde (Çermik-Siverek vd.) eril (do) ve dişil (da) edatı da mevcuttur. Dahası Zazaca’da sıfatlar bir dişil ek (-e, -ı) veya çoğul eki (-i) almaktadır.
ÖN TAKI VE SON TAKILAR:
.... de(r)
ez çê deru (ez keye dıra)
lı..., dı...de
ez lı mal ım
där.., tû...
där xânêyäm (tû xûneam)
-de
halievdeyim
.... ra
Dêsımi ra
jı...
jı Dêrsımê
äz...
äz Dîrsem
-den hali
Dersim’den
.... rê / ve...
cı rê peru don(danu ve cı)
jı... ra
jêra pere dıdım
be....
be û pûl mîdähäm (pûl mîdämeş)
-e hali
ona para veriyorum
hata...
heta (heyan) ...
tâ...
... -e kadar
-de ve -den Hali için Zazaca’da bir sontakı gerekirken, Kurmançça ve Farsça’da bunlar öntakı olarak kullanılır.
'BU' İŞARET ZAMİRİ:
Zazaca
Kurmançça
Farsça
Türkçe
yalın hal
no (ın)
na (ına)
ni (ıni)
ev
'
'
în
'
înhâ
bu (eril)
'
(dişil) bunlar
oblik hal
ney
naê
nine
vi
vê
van
bunu, bunun (eril)
'
(dişil) bunları, bunların
Zazaca’da bütün gramer hallerine göre birer işaret zamiri bulunmasına karşın, Kurmançça ve Farsça’da işaret zamirleri kısmen kaybolmuştur. SÜBJONTİF:
kerdene (ker-)
kırın (k-)
kärdän (kon-)
yapmak (yaps-)
ez ke bıkeri (bıkera)
tı ke bıkerê
o/a ke bıkero
ez ko (ku) bıkım
tu ko bıki
ew ko bıke
män ke bokonäm
to ke bokonî
û ke bokonäd (bokone)
yapsam
yapsan
yapsa
şime (şim)
! şêrime?
herın!
em herın?
berävîm (berîm) !
berävîm (berîm) ?
gidelim!
gitsek mi?
Zazaca’nın burdaki özelliği, bazı Fiilerde bir Sübjontif kökünün olması. Kürtçe ve Farsça’da ise Sübjontif fiili Şimdiki Zaman gövdesinin köküyle kurulur.
SONUÇ:
Örneklerden de anlaşıldığı gibi Zazaca’nın Kürtçe’nin, Kürtçe’nin de Farsça’nın bir lehçesinin olmadığı görülmektedir.
Diller yeryüzünün renkleridir. Bu renklerin solmaması ve yaşaması ancak özgürce konuşulmasıyla ve geliştirilmesiyle mümkündür. Bu ise (özellikle Türk ve Kürt) resmî ideolojinin bakış açısına çıkarılarak; yani araştırılıp sahiplenerek gerçekleşir. Dil denen olgu sadece bir iletişim vasıtası değildir, verili insan toplumunun kültürünün taşıycısıdır. Dil denen kültürel olgunun bir iç dünyası, bir ruhu, doğa ve topluma bir bakış açısı olduğunu görmek istemezler. Bu anlamla dil, o dili konuşan toplumun ve
bireylerin yaşam biçiminin ifadesidir. Önemli olan her dilin kendine has bir dünyası olduğunu bilmektir. Gule K. ve diğer arkadaşlara içten teşekkürler.
DIPNOTLAR:
1 Bu metnin Zazacasi TIJA SODIRI dergisinin 2.sayisinda (çele 96) Yayinlanmiştır.
2 İranî Farsça değildir, bir genel terimdir. İran devletiyle de karıştırılmamalı Öte yandan Paşto (Afganca) dili bir Doğu-İranî dilidir. Diğer İranî dillerine Goranca, Lurca, Belutçice, Tacikçe, Osetçe vb. örnek olarak verilebilir. İranî tarih, edebiyat ve dilleriyle ilgilenen bilime İranistik denilmekte. Türk dilleriyle (Türkiye Türkçesi, Türkmence, Uygurca, Kırgızca vs.) , tarih ve edebiyatıyla ilgilenen bilimin adı ise Türkolojidir.
3Bu görüşü savunan ve bu konuda araştırması olan dilbilimciler: Vladimir Minorsky, Terry Lynn Todd (A Grammar of Dımli, Michigan, ABD, 1952) , Prof. MacKenzie (Göttingen Üniversitesi, Almanya) , Ludwig Paul (Göttingen) , Dr. Z. Selcan (Berlin Üniversitesi) , C.M. Jacobson (Rastnustena Zonê Ma, Bonn 1993) v.d.
4Yani 8.11.1995 günü, Avrupa'da Özgür Politika gazetesinde açıklanan, Rohat Alakom'un 9. sayfadaki 'Oskar Mann' adlı yazısında 'K. Hadank, Zaza Lehçesi adıyla bir kitap yayınladı' diye belirttiği gibi değil!
Seçme hakkına sahip olmadığımız şeyler üzerinde fazla radikal olmadan tartışmak bence insan olmanın en büyük erdemlerinden birisi olsa gerek ve bu erdemi yakalayarak tartışmamız gerektiği düşüncesindeyim.ben elazığın palu ilçesindenim ve bir zazayım.Bu konuda benim naçizane fikrim şudur: biz kendimize 'kırd' diyoruz en azından tı kırd zani? dediğinde zazaca biliyormusun manasında kullanıldığını tüm zazalar anlayacaktır.buradan'kırd' kelimesinin aslında zaza ile aynı manada kullanıldığını söyleyebilirim. bununla birlikte bizim yöremizde 'kürt' lere 'kırdasi' denilmektedir manası ise 'içerisinde zazaca görünen' demektir. kürtler ise bize 'dimli' demektedir.Türkler ise bize zaza ismini koymuşlardır manasını ise bilmiyorum.
Dil olarak ise zazaca, kürtçe ve farsçanın her üçünü de bilen bir insan olarak şunu söyleyebilirim: zazaca ve kürtçe her ikisi de fars dil grubuna ait birer lehçe den ziyade birer şive demek daha doğru olur kanısındayım. Bence zazaca ile farsca arasındaki farklar Türkce ile azerice arasındaki farktan bile daha az sayılacak ölçüdedir. basitce örnekler vermek gerekirse aşağıda vereceğim kelimelerin birincisi zazaca ikincisi farsca ve üçümncüsüde türkçe olarak okunursa benzerlik daha belirginleşecektir. asman-asuman-gökyüzü, bra-birader-erkek kardeş, pi-peder-baba, may-mader-anne, ber-der-kapı, sol-sol-tuz, spi-spi-beyaz, sür,sür,kırmızı, astore-sitare-yıldız, ling-leng-bacak, pay-pa-ayak, best-beste-bağlamak, ame-averd-geldi, ve benzeri tüm kelimeler dikkatli bir şekilde dinlendiğinde herhangi bir zaza farsca yı aynı şekilde de bir iranlının bir zazayı çok rahatlıkla anlayabileceğini söylemek isterim.
Bununla birlikte bir gün anneannamden bizim köylerde kuraklık olduğu yıllarda yağmur duasına çıkıldığı ve yağmur duası eden imam veya hoca veya dini bilen şahsın önüne büyükce bir kap su koyarak bu suyun içerisine elinde tuttuğu bir taşa dua okuduktan sonra bu suyun içerisine attığını işitmiştim. Ben bu olaya yıllar sonra köyde gerçekten kendim de şahit oldum şimdi konu ile belki alakası yok gibi gözükebilir ama eğer aranızda Kırgızların 'Manas Destanı'nı okuyanınız varsa bu hikayenin benzerleri hemen gözlerinin önüne gelecektir. Kırgızlar da cada veya yada dedikleri taşlara dua veya efsun okuyarak suya atmak suretiyle mevsimleri değiştiren sihirbazlar onlara savaşlarda yardım etmektedirler.günümüzde türkce de kullandığımız cadı kelimesinin kökeni buradan gelmektedir. Kırgızlarla ne alakası var Palunun Güllüce köyünün ama böyle bir benzer adet hem kırgızlarda hemde yıllar sonra dahi olsa bizim oralarda yaşamaktadır.
Tüm bunlardan daha öte bence:insanın hangi milliyete mensup olduğunun bir önemi yok yani zaza, kürt, türk, ermeni, yunan, amerikalı, ingiliz olmanın insan kazandıracağı herhangi bir kazanç yoktur. Benim gözümde insan Müslüman ise gerisinin hiçbir önemi yok...milliyet dikkate bile alınmayacak bir ayrıntı sadece.
xprozaza