Kültür Sanat Edebiyat Şiir

mesai bitiminde bol köpüklü

sade bir kahve ve sigara

daha ne olsun...

bu kadar mı olur...

sefiller
başucumda müzik
piedra ıramığının kıyısında oturudm ağladım
simyacı

AĞLAMA ANNE

Ah ne hayatlar ümidi ile
Zamansız yollara düştük
İlk yenilen biz değildik elbet
Gün oldu dünyaya küstük

Her birimiz başka bir hikaye
Anne bu ayrılıklar niye
Sen yine bir ninni söyle bana
Yavrum uyusun da büyüsün diye

Ağlama anne benim için ağlama
Bende herkes kadar aldım acılardan
Ağlama anne benim için ağlama
Bende herkes kadar yandım

Sen ne olur çocukluğumu sakla
Tek kalan bu elimde avucumda

ANNE BEN GELDİM

Anne ben geldim
Üstüm başım uzak yolların tozlarıyla perişan
Çoktan yaralandı
Ördüğün kazak üzerinde yeşil nakışlar olan

Anne ben geldim
Yoruldum artık her yol ağzında kendime rastlamaktan
Hep acılı sarhoş ve sarsak şiirler çırpıştıran bir adam
Anne ben geldim

Kurumuş kuyunun suyu
İncirin suyu çoktan çekilmiş
Bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi ayak otları dikenler bürümüş
Kapıdaki çıngırak kararmış nemden
At nalı ve sarmısak duruyor
“Oğlum mektup yaz” diyen sesin hala kulaklarımda
Anne ben geldim
Ağdaki balık bardaktaki su kadar umarsızım
Dizlerin duruyor mu başımı koyacak
Anne ben geldim
Oğlun hayırsızın…

Anne ben geldim…..

ne gariptir ki aklı yavaş olana değil de
ayağı yavaş olana,
yüreği kör olan değil de
gözü kör olana acırız.

al papuçalrını ve git
sen kendi yoluna
aman diş fırçanı unutma
yoksa ne yaparsın sonra

sen beni sevsen ne yazar sanki
geçmişe doymaz dokunma bari...

işte anlam yüklü bir zafer peker şarkısı

karar ver artık yarrrrrrrrr
ben çok sabırsızım
başka birimi mi var
çarpık bacaklımıyımm?

işte şarkı (bir de yine taklit edilmiş bir klip)

cezmi ersöz ve özellikle nihat gencin zenginleştirdiği
Okunması en keyifli dergi...
her cuma temin edilebilir...

soğuk ve itici bir yer