Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • aşk27.10.2002 - 16:45

    Sen ağaçların aptalı
    Ben insanların
    Seni kandırır havalar
    Beni sevdalar

    Bir ılıman hava esmeye görsün
    Düşünmeden gelecek karakış..
    Açarsın çiçeklerini..

    Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
    Bir güler yüz bir tatlı söz..
    Açarım yüreğimi hemen

    Yemişe durmadan çarpar seni karayel
    Beni karasevda
    Hemde bilerek kandırıldığımızı

    Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
    Kos desinler bize şaşkın
    Sonu gelmesede hiç bir aşkın
    Açalım yinede çiçeklerimizi
    Senden yanayım arkadaşım

    Havanı bulunca aç çiçeklerini
    Nasıl açıyorsam yüreğimi
    Belki bu kez kış olmaz
    Bakarsın sevdan düş olmaz
    Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
    Vur kendini sen de bu güzel havaya

  • aşk24.10.2002 - 00:33

    ne gül
    ne yarın!

    gül,
    küle karılmış günlerin tortusunda
    yarın,
    vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda
    sakla yamalarını kalbim…

    insanlar büyüdükçe günler kısalır
    günlerimiz gibi aşklarımız da
    yittikleri duraklarda kalırlar
    sakla yamalarını kalbim…

    kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla
    yürü, arkana bakma, ama umursa
    bazen anılara en çok yakışan elbise
    birkaç damla gözyaşıdır unutma…

    _________________ gece ye____________

  • nazım hikmet18.10.2002 - 02:10

    Ağa Camii;
    Havsalam almıyordu bu hazin hali önce
    Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce
    Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım;
    Allahımın ismini daha çok candan andım.
    Ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen!
    Böyle sokaklarda ki, anası can verirken,
    Işıklı kahvelerde kendi öz evladı var...
    Böyle sokaklarda ki, çamurlu kaldırımlar,
    En kirlenmiş bayrağın taşıyor gölgesini,
    Üstünde orospular yükseltiyor sesini.
    Burda bütün gözleri bir siyah el bağlıyor,
    Yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor.
    Kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu,
    Anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu
    Bu imansız muhitte öyle yalnızsın ki sen
    Bir teselli bulurdun ruhumu görebilsen!
    Ey bu caminin ruhu: Bize mucize göster
    Mukaddes huzurunda el bağlamayan bu yer
    Bir gün harap olmazsa Türkün kılıç kınıyla,
    Baştan başa tutuşsun göklerin yangınıyla! '

    Nazım Hikmet Ran

  • aşk13.10.2002 - 02:38

    İşte gidiyorum çeşmi siyahım
    Önümüze dağlar sıralansa da
    Sermayem derdimdir servetim ahım
    Karardıkça bahtım karalansa da

    Hayli dolaşayım yüce dağlarda
    Dost beni bıraktı ah ile zarda
    Ötmek istiyorum viran bağlarda
    Ayağıma cennet kiralansa da

    Bağladım canımı zülfün teline
    Sen beni bıraktın elin diline
    Güldün Mahzuni'nin berbat haline
    Mervan'ın elinde parelense de

    --- yiğit hemşehrim mahzuni şerif.in--

  • aşk09.10.2002 - 21:08

    Ask, unutulmus bir sanat gibi,
    agirbasli bir cileyle ogreniliyor simdi...

  • aşk09.10.2002 - 21:06

    Ne kadınlar gördüm zaten yoktular
    Böyle bir sevmek görülmemiştir
    Hayır sanmayın ki beni unuttular
    Hala arasıra mektupları gelir
    Gerçek değildiler birer umuttular
    Eski bir şarkı belki bir şiir

  • aşk09.10.2002 - 20:55

    Aşkın felsefesi, psikolojisi, zamansal geçişleri, tarifleri bir tarafa kadın erkek boyutunda ele alırsak yalın olarak, görünenler;

    Galıba gerçekte aşık olan kadın, aşık olan erkekten bitiriş, dönüş ve yeni başlangış açısından daha çabuk kararlar alan, duygusallık boyutunu belki fırtanalı yaşanyan ama çabuk geçen taraf gibi.

    Diger taraftan yine gerçekçi, gerçek aşk.ilişkisi açısından kadın düz düşünen, nokta atışlarında saplantılı kalan taraf gibi.

    Ve kadında serbest zeka kadar kötü bir şey olamaz. Keşke duyğuları da serbest olsa ;))

    Sadece bir iki fikir işte.......

  • kız kulesi06.10.2002 - 02:55

    bir gün kuleden aşagı kız saçını uzatacak...

  • aşk06.10.2002 - 01:16

    yapmayın....
    aşk tüm sıkıntılarına ve tariflerine rağmen insana dair insanca bir şey değilmidir. şiirdeki gibi......

    seni benim kadar sevecek olan
    başını taşlarda çürütmelidir
    yarasına dikenleri sarmalı
    kalbinde dağları yürütmelidir

    gözleri her sabah başka bir çeşme
    her akşam krater, her gece duman
    gökleri günboyu alevlenirken
    boynunda bir kement olmalı zaman

    yollar düğüm düğüm boğmalı onu
    ızdırap sızmalı baktığı yerden
    kaplan tutuşmalı, kurt inlemeli
    saçından bir teli yaktığı yerden

    sana benim kadar tutulmak demek
    vurulmak demektir kartallar gibi
    tâcını, tahtını kaybetse bile
    gülümseyebilmek krallar gibi

    seni benim kadar sevecek olan
    ruhunu kapından kovabilir mi
    seni benim kadar sevemeyenler
    seni benden fazla sevebilir mi

  • nazım hikmet05.10.2002 - 19:20

    Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
    Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
    bu memleket, bizim.

    Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
    ve ipek bir halıya benziyen toprak,
    bu cehennem, bu cennet bizim.

    Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
    yok edin insanın insana kulluğunu,
    bu dâvet bizim....

    Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
    ve bir orman gibi kardeşçesine,
    bu hasret bizim...

    aynı kilimin faklı bir deseni. ama bizim.