öncelikle bir kaç şeyi belirteyim.. siyah 666 yanlış biliyor orhan veli 14 kasım 1950 de geçirdiği fenalık sonucu beyin kanamasından vefat etmiştir.. yani 17 kasım değil..
10 Kasım 1950'de Ankara'daki bir belediye çukuruna düşen Orhan Veli bu olayı önemsemez ve İstanbul'a döner. Bir kaç gün sonra, 14 Kasım Salı günü, bir arkadaşının evinde öğle yemeği sırasında fenalaşır. Hastaneye kaldırılır. Alkol zehirlenmesi teşhisini koyan doktorlar, bu doğrultuda tedavi uygularlar. Ancak saat 20.00'da komaya giren Orhan Veli, bütün çaba ve yanlış tedaviler sonucu saat 23.20'de, Cerrahpaşa'da....................
Ölümünün nedeni, 15 Kasım 1950 Çarşamba günü çıkan akşam gazetelerinde 'alkol yüzünden zehirlendi' olarak duyurulur. Ankara ve İstanbul radyolarının yanı sıra, Roma, Paris BBC ve Amerikanın Sesi radyoları da aynı anda tüm dünyaya duyururlar.
Oktay Akbal da bu haberi radyodan öğrendiğini söyler ki bakın kim duyurmuştur:
'Orhan Veli'nin ölümünü 14 Kasım 1950 akşamı Ankara Radyo'sundan, Dranas'ın ağzından duymuştum. O gün İstanbul'da ölmüş, Dranas da konuşmasında bunu hemen dinleyicilerine bildirmişti.'
16 Kasım günü Sanat Dostları Cemiyeti tarafından yüzünün mulajı (kalıbı) alınır, ardından otopsi yapılır. İşte asıl ölüm nedeni o zaman anlaşılır: Beyin kanaması...
17 Kasım'da cenazesinin kaldırılacağı Beyazıt Camii'nin önündeki kahveler saat 11.00'de dolmuş, saat 12.00'de ise kalabalık öbek öbek toplanmaya başlamıştır. Kimler yoktur ki cenaze töreninde...
Cuma namazından sonra kılınır cenaze namazı, ardından Divanyolu'ndan Gazeteciler Cemiyeti'nin önüne getirilir. Cemiyetin bayrağı yarıya çekilmiştir. Birkaç dakikalık duraklama, yazıcı esnafının son selamıdır. Cenaze Sirkeci'ye kadar eller üzerinde taşınırken, bütün arabalar durup yol verir. Kimi sorar:
- Kim bu?
- Bir şair! ...
Bir Mehmetçik 'rap' diye selam durur.
Bütün kitapçılar kepenk kapatır. Bu, şaire son hürmettir. Rumelihisarı'na doğru yol alan cenazenin en önünde 'Yaprak' dergisinin çelengi ve arkada diğer çelenkler vardır. Bunlardan biri, Editörler Cemiyeti'nin çelengi dikkat çeker; çünkü 'Editerler' diye yazılmıştır...
Urumelihisarı'na oturmuşum;
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum:
mısraları vasiyet kabul edilerek Aşiyan Mezarlığı'na, güzel bir havada, samimi bir sevgi ile..........
Ölümünden sonra Kaynak ve Varlık dergileri tarafından 'Orhan Veli'nin mezarı' için bir kampanya başlatılır. Kaynak dergisi 25 kuruş iken, bu çağrıya para gönderenlerin bir kısmı ve bağışları şöyledir: Suat Taşer (5TL) , İbrahim Cücenoğlu (5TL) , Kemal Özgür (5TL) , M. Surullah Arısoy (5TL) , Osman Atilla (5TL) , A. Tufan Şentürk (5TL) , Mehmet Haşmet (5TL) , Zihni Hazinedaroğlu (5TL) , Nihat Kuşlu (2.5TL) , Rıza R. Öztoprak (2.5TL) , Asım Saraç (2.5TL) , Hale Eroğlu (2.5TL) , Cenap Şahabettin Gedikoğlu (2.5TL) , Kemal Çal (2.5TL) , Ayhan Hünalp (1TL) , Mehmet Batar (1TL) , Cahit Tuncer (1TL) ....
Abidin Dino hayatının en acı verici projesini hazırlar; bir mezar projesini. Toplanan paralarla; Mimar Nevzat Kemal'in uyguladığı bu projenin üzerine Profesör Emin Barın da şu satırları yazar:
öncelikle bir kaç şeyi belirteyim.. siyah 666 yanlış biliyor orhan veli 14 kasım 1950 de geçirdiği fenalık sonucu beyin kanamasından vefat etmiştir.. yani 17 kasım değil..
10 Kasım 1950'de Ankara'daki bir belediye çukuruna düşen Orhan Veli bu olayı önemsemez ve İstanbul'a döner. Bir kaç gün sonra, 14 Kasım Salı günü, bir arkadaşının evinde öğle yemeği sırasında fenalaşır. Hastaneye kaldırılır. Alkol zehirlenmesi teşhisini koyan doktorlar, bu doğrultuda tedavi uygularlar. Ancak saat 20.00'da komaya giren Orhan Veli, bütün çaba ve yanlış tedaviler sonucu saat 23.20'de, Cerrahpaşa'da....................
Ölümünün nedeni, 15 Kasım 1950 Çarşamba günü çıkan akşam gazetelerinde 'alkol yüzünden zehirlendi' olarak duyurulur. Ankara ve İstanbul radyolarının yanı sıra, Roma, Paris BBC ve Amerikanın Sesi radyoları da aynı anda tüm dünyaya duyururlar.
Oktay Akbal da bu haberi radyodan öğrendiğini söyler ki bakın kim duyurmuştur:
'Orhan Veli'nin ölümünü 14 Kasım 1950 akşamı Ankara Radyo'sundan, Dranas'ın ağzından duymuştum. O gün İstanbul'da ölmüş, Dranas da konuşmasında bunu hemen dinleyicilerine bildirmişti.'
16 Kasım günü Sanat Dostları Cemiyeti tarafından yüzünün mulajı (kalıbı) alınır, ardından otopsi yapılır. İşte asıl ölüm nedeni o zaman anlaşılır: Beyin kanaması...
17 Kasım'da cenazesinin kaldırılacağı Beyazıt Camii'nin önündeki kahveler saat 11.00'de dolmuş, saat 12.00'de ise kalabalık öbek öbek toplanmaya başlamıştır. Kimler yoktur ki cenaze töreninde...
Cuma namazından sonra kılınır cenaze namazı, ardından Divanyolu'ndan Gazeteciler Cemiyeti'nin önüne getirilir. Cemiyetin bayrağı yarıya çekilmiştir. Birkaç dakikalık duraklama, yazıcı esnafının son selamıdır. Cenaze Sirkeci'ye kadar eller üzerinde taşınırken, bütün arabalar durup yol verir. Kimi sorar:
- Kim bu?
- Bir şair! ...
Bir Mehmetçik 'rap' diye selam durur.
Bütün kitapçılar kepenk kapatır. Bu, şaire son hürmettir. Rumelihisarı'na doğru yol alan cenazenin en önünde 'Yaprak' dergisinin çelengi ve arkada diğer çelenkler vardır. Bunlardan biri, Editörler Cemiyeti'nin çelengi dikkat çeker; çünkü 'Editerler' diye yazılmıştır...
Urumelihisarı'na oturmuşum;
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum:
mısraları vasiyet kabul edilerek Aşiyan Mezarlığı'na, güzel bir havada, samimi bir sevgi ile..........
Ölümünden sonra Kaynak ve Varlık dergileri tarafından 'Orhan Veli'nin mezarı' için bir kampanya başlatılır. Kaynak dergisi 25 kuruş iken, bu çağrıya para gönderenlerin bir kısmı ve bağışları şöyledir: Suat Taşer (5TL) , İbrahim Cücenoğlu (5TL) , Kemal Özgür (5TL) , M. Surullah Arısoy (5TL) , Osman Atilla (5TL) , A. Tufan Şentürk (5TL) , Mehmet Haşmet (5TL) , Zihni Hazinedaroğlu (5TL) , Nihat Kuşlu (2.5TL) , Rıza R. Öztoprak (2.5TL) , Asım Saraç (2.5TL) , Hale Eroğlu (2.5TL) , Cenap Şahabettin Gedikoğlu (2.5TL) , Kemal Çal (2.5TL) , Ayhan Hünalp (1TL) , Mehmet Batar (1TL) , Cahit Tuncer (1TL) ....
Abidin Dino hayatının en acı verici projesini hazırlar; bir mezar projesini. Toplanan paralarla; Mimar Nevzat Kemal'in uyguladığı bu projenin üzerine Profesör Emin Barın da şu satırları yazar:
kaynakça: kanıksadığım orhan veli