Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • Sebahattin KÜÇÜK19.06.2006 - 18:12

    Sebahattin KÜÇÜK kimdir?

    Sebahattin KÜÇÜK 19 Ocak 1975 tarihinde Sakarya' nın Geyve ilçesine bağlı o zamanlar nahiye olan Doğançay köyünde, meteoroloji memuru bir babanın daha sonra Murat–1978 ve Musa–1980 isimli iki kardeşi daha olan ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu Doğançay'da, ortaokulu Geyve ilçesine bağlı ismini Kurtuluş Savaşının efsane komutanı Alifuat CEBESOY' dan alan Alifuatpaşa beldesinde, liseyi Adapazarı' nda Fatih Endüstri Meslek Lisesi Elektrik bölümünde okudu ve 1992 yılında mezun oldu. Lise yıllarında Türkiye Elektrik Kurumu Adapazarı işletmesine bağlı İmalat Grup Müdürlüğü'nde mesleki stajını yaptı.

    Liseden mezun olmasından kısa bir süre sonra büyük elektrik malzemeleri tedarikçilerinden ve anahtar teslim elektrik tesisi taahhütçülerinden olan bir firmada çalışmaya başladı. Ticari faaliyetlerinin yanı sıra birçok sosyal etkinlikte yer alan patronu sayesinde Adapazarı' ndaki birçok saygın kişi, kurum ve kuruluşla tanışma imkânı buldu. Uzun süre firmanın satın alma satış sorumluluğu görevinde bulundu.

    Yirmi yaşına geldiğinde 1975/2 tertip olarak silâhaltına alındı. Acemi eğitimini adı 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile özdeşleşmiş olan Kayseri 1. Komando Tugayı Er Eğitim Taburu Çavuş Talimgâh Bölüğünde yaptı. Dağıtımı yine aynı tugayın Havadan Atma İkmal Bakım Birliğine oldu. Karargâh takım çavuşu oldu. Paraşüt eğitimi aldı, atladı ve bröve takmaya hak kazandı. Usta askerliği süresince birliğin tören mangasında pek çok törene katıldı. Türkiye'nin gündemini günler, haftalar, aylar ve hatta yıllarca meşgul eden Susurluk Olayı'nın olduğu 4 Kasım 1996 tarihinde terhis olarak vatani görevini noktaladı.

    Askerlik dönüşünde işine kaldığı yerden devam etti. Ta ki 17 Ağustos 1999 Salı sabahı saat 03.05’e kadar... Şiddeti ve can kaybı bilinmeyen asla bilinmeyecek olan, maddi ve manevi en büyük kaybının Sakarya'da olduğu ancak bir takım çevrelerin adlandırırken bunu hiç ama hiç düşünmediği, Sakarya'mızı, Gölcük'ümüzü, Yalova'mızı, Kocaeli'mizi yerle bir eden, dost düşman herkesi derinden üzen 17 Ağustos depremine kadar. Karaçam Adapazarı'na on kilometre mesafede ve dağların yoğun olduğu bir yerde kurulu olması nedeniyle evi pek etkilenmedi bu depremden. Ancak Adapazarı ile birlikte çalıştığı işyeri de yerle bir olmuştu. Bundan sonraki iki yıl çalıştığı firmanın tekrar kurulması ve çalışabilmesi için çok çaba sarf edilmesi gereken yıllar olacaktı. Ve oldu da.

    Sebahattin Küçük tarihler 13 Şubat 2000'i gösterdiğinde Sevda Hanım'la evlendi.20 Mayıs 2001'de Alper Talha dünyaya geldi ve yeni bir çekirdek aile oluştu. Bu yazının yazıldığı 9 Nisan 2006 tarihinde Sebahattin & Sevda Küçük çiftinin evlilikleri altıncı yılını sürerken Alper Talha'da beş yaşında.

    İşyerinde tam on yılı doldurduğu günlerde (29 Haziran 2002) depremden hemen sonra merkeze biraz uzak bir yerde kurulmuş olan şirkete kardeş çarşı içerisinde başka bir firma kuruldu. Fabrikalara ve sanayi işletmelere endüstriyel elektrik malzemeleri tedarik edecek olan firmanın yöneticisi oldu. Mayıs 2004'e kadar süren bu süreç onun ticarette olgunlaşma döneminin başlangıcını teşkil etti. 10 Mayıs 2004 tarihinde on iki yıl çalıştığı firmadan ayrıldı.

    Mayıs 2004'de sırasıyla ilkokulu ve ortaokulu aynı sınıfta, liseyi aynı okulda okuduğu, aynı tertip askerlik yaptığı ve üç yıl birlikte çalıştığı arkadaşı Sayın İsmet Yıldırım ile birlikte kurduğu ve hala ortağı olduğu MARKON Marmara Endüstriyel Kontrol Teknolojileri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi'ni kurmuş ve halen şirket ortağı olarak faal ticari hayatını devam ettirmektedir.

    Okul yıllarında oldukça başarılı olmasına rağmen maddi sebeplerden dolayı üniversite okumak yerine çalışma hayatını tercih etmiş, çalıştığı firmanın çok göz önünde olan bir işletme olması sebebiyle kısa sürede herkesçe tanınmıştır. Özellikle yabancı kökenli teknik ve teknolojik makine, fabrika ve sistem donanımlarının tanımlanması, temini ve alternatif uyarlaması konusunda çalışması onun her daim hayata hazır yaşamasını ve sıkıntı anında çıkış yolları arayıp bulmasını sağlamıştır.

    Her Türk erkeği gibi futbolu sever, F1' takip eder, siyaseti izler ama içinde bulunmayı hiç düşünmez. Türkiye sevdalısıdır. Mehter, Türkü ve Sanat Müziği sever. Hayatında tek bir sigara içmemiştir. Disiplin ve sadakat temel prensipleridir. 'Yaratılanı sev Yaratan’dan ötürü' ilkesine bağlı olarak insanları sever ve güvenir. Allah (C.C.) katında bile eşit olan insanların dünyada fanilerce sınıflandırılması kabullenmediği durumların başında gelir. Atatürk'ü ve İslamiyet’i istismar ederek bir takım çıkarlar temin eden insanların varlığını gördükçe üzülen, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan insanları sosyal, etnik, teokratik, sosyal sınıflara ayırarak bölmeye çalışan herkesi kınayan, bir vatan evladıdır. Ülke nüfusumuzun %99 ‘unun mensubu olduğu İslam dininin hepimizin huzur içerisinde yaşayacağı kadar büyük ve şefkatli bir çatı olduğuna inanır ve söyler.


    Saygılarımla
    Sebahattin KÜÇÜK

  • sakarya16.01.2006 - 17:38

    Küçüğünü büyüğünü ipe dizer gibi dizip bozuk para gibi harcayan bir takımı; Sakaryaspor'u olan şehir...
    Doğu'da Güneydoğu'da merminin önüne sürülen binlerce gencin yetiştiği ve bunların yüzlercesinin Şehadet şerbetini içtiği memleket...
    Yiğidin harmanlandığı yer...
    Burada doğmaktan, okumaktan, bu memleketin evladı olarak askerlik yapmaktan, burada yaşamaktan, burada ticaret yapmaktan, halkıma hzmet vermekten onur duyduğum yer....

  • sakarya16.01.2006 - 17:38

    Küçüğünü büyüğünü ipe dizer gibi dizip bozuk para gibi harcayan bir takımı; Sakaryaspor'u olan şehir...
    Doğu'da Güneydoğu'da merminin önüne sürülen binlerce gencin yetiştiği ve bunların yüzlercesinin Şehadet şerbetini içtiği memleket...
    Yiğidin harmanlandığı yer...
    Burada doğmaktan, okumaktan, bu memleketin evladı olarak askerlik yapmaktan, burada yaşamaktan, burada ticaret yapmaktan, halkıma hzmet vermekten our duyduğum yer....

  • sakaryaspor16.01.2006 - 17:25

    Bir kere sevdaya tutulmaya gör... Ateşlerde yandığının resmidir... Aşık dediğin Mecnun misali kör... Ne bilsin alemde ne mevsimidir. (Bir kere stadyuma girmeye gör... Sakaryaspor'a tutulduğunun resmidir... Galip gelse, yenilse, berabere kalsa da.... Gönlümüzdeki rüzgarın ismidir...)

  • garip isimli semtler16.01.2006 - 17:19

    Sakarya İli Kaynarca ilçesine bağlı bir köy: SUCAFLI hayatım boyunca bir anlam konduramadığım bir köy ismidir.