televole çocukları bilmez belki ama bir kere dinleme zevkine varanlar öyle kolay kolay vazgeçemezler... yokluğu yara olan ender hatunlardandır...bakınız; kıymetini bilmediklerimiz...
çağa en güzel yakışan şarkısı '''naylon'' la veda edelim...
''Yorulmam devam Fırtınam tamam Hadi kalk canına yandığım Savruk tembel beden Elimde hesap soran kızın Kayıp inançları Avlanan biz değiliz Korkunun naylon kanatları Sevemedim onları ben bir türlü Naylon öfke Kuru gürültü Ört üstümü şimdiden kirlenmeden Çıktığım yolum Çaldığın kapım Yetti sus canına yandığım Yalan yanlış sözün Yüzünde yanık yenik kadınlardan Ödünç acı Ağlama biz biliriz Yırtılan naylon sevdaları...''
... Başka yıldızlar kayıyor umutlarımıza… hüznün adı yok,hesabı yok,tadı aynı… yalanın binbir tane yüzü var çıkar yolumuza aldanışın bahanesi yok,çaresi yok,hüznü aynı sevda renk renk değiyor hayatımıza başı yok,sonu yok ama aldanışı aynı gerçeğe bakan düşler girer rüyalarımıza zamanı yok,yeri yok,sevdası aynı mutluluk kelebek ürkeklğyle konar başımıza doyumu yok,hep kalası yok,yokluk acısı aynı…............................................................nun teşekkürederim...çoğu zaman sizin satırlarınız da bizim söylenmemiş sözler diyarımızdan,gizli bahçelerimizden bir 'ahh'ı peşi sıra sürükleyip geçmekte... saygıyla... ]] Bu mesajı sil NUN~U SAKİN (hiçlik denizi..., 87) 29.11.2007 06:06
Yüreğinizin karalığındandır belki de elinizi attığınız her şeyin bu denli çirkinleşmesi... Sevgi sözcüklerinin huzurdan bu denli uzak olması...Ben, sen, o, biz, siz, hepimiz birbirimizi seviyoruz ama sadece sözde... Gözde değil kimse...
hayatı olduğu gibi kabul ediverir insan... bir sabah uyandığında artık yanında olmayanlara hayıflanmaz...kazanmak için kaybedeceklerinin farkında olur...'iyiyim' demekten vazgeçer,iyi olur...belki bir gün...masallar biter... belki bugün...belki bugün...belki demekten usanır...uslanır...
Küresel ısınmaydı, susuzluktu derken...Çöle düşmek için Mecnun olup Leyla'yı aramaya gerek kalmadığı...Çiçeklerin sadece kız çocuklarında can bulduğu günlerden bir gün... Nasıl ne sebeple olduğu bilinmez hatun kişisi, erine sevgisini göstermek için ''ne alsam ne alsam? '' diye düşünmeden ''aşk karın doyurmuyor'' diyenlere inat, sevgisini yapraklarıyla kanıtlamak için, bol yapraklı taze mi, taze bir marul koparmış yürek bahçesinden...
Isıtmayan güneşle başlarsın her yeni güne... Sövmek varken aynadaki yüze, günaydın da neymiş...Bedenin tok,ruhun sersefil aç ortalıkta dolanıp dilenir olmuş gelene gidene...
televole çocukları bilmez belki ama bir kere dinleme zevkine varanlar öyle kolay kolay vazgeçemezler... yokluğu yara olan ender hatunlardandır...bakınız; kıymetini bilmediklerimiz...
çağa en güzel yakışan şarkısı '''naylon'' la veda edelim...
''Yorulmam devam
Fırtınam tamam
Hadi kalk canına yandığım
Savruk tembel beden
Elimde hesap soran kızın
Kayıp inançları
Avlanan biz değiliz
Korkunun naylon kanatları
Sevemedim onları ben bir türlü
Naylon öfke
Kuru gürültü
Ört üstümü şimdiden kirlenmeden
Çıktığım yolum
Çaldığın kapım
Yetti sus canına yandığım
Yalan yanlış sözün
Yüzünde yanık yenik kadınlardan
Ödünç acı
Ağlama biz biliriz
Yırtılan naylon sevdaları...''
...
Başka yıldızlar kayıyor umutlarımıza…
hüznün adı yok,hesabı yok,tadı aynı…
yalanın binbir tane yüzü var çıkar yolumuza
aldanışın bahanesi yok,çaresi yok,hüznü aynı
sevda renk renk değiyor hayatımıza
başı yok,sonu yok ama aldanışı aynı
gerçeğe bakan düşler girer rüyalarımıza
zamanı yok,yeri yok,sevdası aynı
mutluluk kelebek ürkeklğyle konar başımıza
doyumu yok,hep kalası yok,yokluk acısı aynı…............................................................nun
teşekkürederim...çoğu zaman sizin satırlarınız da bizim söylenmemiş sözler diyarımızdan,gizli bahçelerimizden bir 'ahh'ı peşi sıra sürükleyip geçmekte...
saygıyla...
]] Bu mesajı sil
NUN~U SAKİN (hiçlik denizi..., 87)
29.11.2007 06:06
Yüreğinizin karalığındandır belki de elinizi attığınız her şeyin bu denli çirkinleşmesi... Sevgi sözcüklerinin huzurdan bu denli uzak olması...Ben, sen, o, biz, siz, hepimiz birbirimizi seviyoruz ama sadece sözde... Gözde değil kimse...
Aklınızda hayal meyal, sahipsiz anıların yükü...Yüreğinizde yaşanılanların külü,yaşanmamışlıkların ağırlığı...Aynadakinden medet ummaktan usanıp içinizdeki karanlıkla ısınma çabası...Evrendeki hiçliğinizin günbegün artması...
hayatı olduğu gibi kabul ediverir insan... bir sabah uyandığında artık yanında olmayanlara hayıflanmaz...kazanmak için kaybedeceklerinin farkında olur...'iyiyim' demekten vazgeçer,iyi olur...belki bir gün...masallar biter... belki bugün...belki bugün...belki demekten usanır...uslanır...
İlk akla ezginin günlüğünü de getirse... yine de sormadan geçilemeyen soru...
bul bulabilirsen cevabı...
içinde kaybolmak isteyenlere...
Hayatı anlamlandırma çabası gütmeden, süslü cümlelerden uzak gerçek yapan, barındırdığı renkle, hayat ve yaşam arasındaki çizgiyi belirginleştiren...
Küresel ısınmaydı, susuzluktu derken...Çöle düşmek için Mecnun olup Leyla'yı aramaya gerek kalmadığı...Çiçeklerin sadece kız çocuklarında can bulduğu günlerden bir gün... Nasıl ne sebeple olduğu bilinmez hatun kişisi, erine sevgisini göstermek için ''ne alsam ne alsam? '' diye düşünmeden ''aşk karın doyurmuyor'' diyenlere inat, sevgisini yapraklarıyla kanıtlamak için, bol yapraklı taze mi, taze bir marul koparmış yürek bahçesinden...
:)
Isıtmayan güneşle başlarsın her yeni güne... Sövmek varken aynadaki yüze, günaydın da neymiş...Bedenin tok,ruhun sersefil aç ortalıkta dolanıp dilenir olmuş gelene gidene...