Belki onu getirir umuduyla, belkide belkide beni götürür ümidiyle sevdim be,, yok valla her haliyle seviyorum,tozu dumana katışını bile seviyorum vuvvvv vuvvvvvv
'Ruhlar sevinçlerinin ışığında yükselirken benim ruhum ihtişamla kederin karanlığında yükselir. Ben senim, GECE! Ve sabahım geldiğinde benim devrim de bitecektir.”
Nasıl bir meyvenin çekirdeği, kalbi Güneş'i görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa, siz de acıyı bilmelisiniz.
Ve eğer kalbinizi, yaşamınızın günlük mucizelerini hayranlıkla izlemek üzere açarsanız,acınızın, neşenizden hiç de daha az harikulade olmadığını göreceksiniz;
Ve kırlarınızın üstünden mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi, aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de onaylıyacaksınız.
Ve kederinizin kışını da, pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz.
Acılarınızın çoğu sizin tarafından seçilmiştir.
Acınız, aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı iyileştirmek için sunduğu 'acı' ilaçtır.
Doktorunuza güvenin ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için;
Çünkü size sert ve haşin de gelse, onun elleri 'Görülmeyen'in şefkatli elleri tarafından yönlendirilir.
Ve size ilacı sunduğu kadeh dudaklarınızı yaksa da, O'nun kutsal gözyaşlarıyla ıslanmış kilden yapılmıştır.'
h.h.o........
sensizlikle oluşmuş hastalığıma senin bile çare olamayacağını anladım..gerçekten bi daha hiçbir şey artık eskisi gibi olmadı...
Belki onu getirir umuduyla, belkide belkide beni götürür ümidiyle sevdim be,, yok valla her haliyle seviyorum,tozu dumana katışını bile seviyorum vuvvvv vuvvvvvv
Varacağımdır O.Ne rüzgardır beklediğim nede kasırga,O'na varmak için.
Vakti vaa vakti.Onu bekiliyorum sadece..
bak şu kalbimin işineeee,saldı sevdayı başımaaa.........
Cebrail as'ın 'SENİ HER GÖRÜŞÜMDE İNSAN OLASIM GELİYOR' dediği kişidir...
gitmek diye buna denir işte,hadi eyvallah.....
ibret....
adalet....
ve umarım huzur ve sukunet.......
ölüyorum tanrım,
buda oldu işte,
her ölüm erken ölümdür,biliyorum tanrım.
ama ayrıca aldığın şu hayat fena değildir,
üstü kalsın........
'Ruhlar sevinçlerinin ışığında yükselirken benim ruhum ihtişamla kederin karanlığında yükselir. Ben senim, GECE! Ve sabahım geldiğinde benim devrim de bitecektir.”
Ve bir kadın, 'Bize acıdan bahset' dedi.
Ve o cevap verdi:
'Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır.
Nasıl bir meyvenin çekirdeği, kalbi Güneş'i görebilsin diye
kabuğunu kırmak zorundaysa, siz de acıyı bilmelisiniz.
Ve eğer kalbinizi, yaşamınızın günlük mucizelerini
hayranlıkla izlemek üzere açarsanız,acınızın, neşenizden
hiç de daha az harikulade olmadığını göreceksiniz;
Ve kırlarınızın üstünden mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi,
aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de onaylıyacaksınız.
Ve kederinizin kışını da, pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz.
Acılarınızın çoğu sizin tarafından seçilmiştir.
Acınız, aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı
iyileştirmek için sunduğu 'acı' ilaçtır.
Doktorunuza güvenin ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için;
Çünkü size sert ve haşin de gelse, onun elleri
'Görülmeyen'in şefkatli elleri tarafından yönlendirilir.
Ve size ilacı sunduğu kadeh dudaklarınızı yaksa da,
O'nun kutsal gözyaşlarıyla ıslanmış kilden yapılmıştır.'
kahlil Gibran...'1883-1931'