Musul sorunun görüşüldüğü günlere rastlayan İngiltere destekli isyandır.Nedir bölümündeki birçok yazıda Şeyh Said'i kahraman ilan edenleri görmek gerçekten üzücü.
Evangelism(türkçesi evanjelizmdir aslında) protestanlara ait bir tarikat olsa da evangelistler katolikliklerden çok daha katı bir şekilde dini yaşamayı seçerler. Dini öğretileri de çok katıdır.Onlara göre İncil'de günlük hayattaki soruların cevapları bir yerlere gizlenmiştir ve bir sorunun cevabı öncelikle İncil'de aranmalıdır.Hatta bu olayı o kadar abartanlar vardır ki evangelist bir genç kadın evleneceği erkeğin uygun kişi olup olmadığını bile İncil'e bakarak öğrenmeye çalışır.Işık Evleri'ne benzer bir uygulama olarak evangelistlerin de çocuklar ve öğrenciler için tasarlanmış birçok kampı bulunmaktadır. Bu kamplarda Orwell'ın '1984' adlı başyapıtındaki 'Nefret Saati' gibi bir uygulama bulunmaktadır.Bu nefret saatinden sonra 'Bush'u seviyoruz saati' başlar =) Transa geçmiş ve bilinçaltlarına ulaşılmış birçok öğrenci gözyaşları içinde 'Tanrı Bush'u korusun' diye dualar eder.Bush posterlerine sevgiyle öpücük kondurulur. Ardından da 'seçilmiş kişi'nin vaazı dinlenir.Bir sonraki hafta hangi şanslı öğrencinin vaaz vereceği seçilir ve bu şanslı öğrenci bu kutsal görevi en iyi şekilde yapabilmek için kendisini şartlandırır.Ne de olsa bu göreviyle hayatın bir sonraki evresinde bilmem kaçıncı boyuta yükselecektir. İşte böyle bişey...
bünyesindeki harbiyeliler sınavlarda kullanmak üzere tam bir zeka ürünü olan 'öksürüklü saat' kopya yöntemini keşfetmişlerdir.Bu yöntem çok uzuuuuun bir süre kullanılmıştır.Öğrencilerin bir şeyler çevirdiğinden şüphelenen öğretmenler bu olayı çözememişlerdir hatta bir söylentiye göre sınav esanasında gözetmen subay 'siz bir şeyler yapıyorsunuz ama anlayamıyorum' şeklinde bağırmıştır. En sonunda okuldan atılmakla tehdit edilen öğrenciler yöntemi açıklamak zorunda kalmışlardır. Duyduğum kadarıyla kho'da saatle sınava girmek hala yasak.
Gelmiş geçmiş bilim adamları içinde,sokaktaki adamın tanıdığı yegane kişi. Sevecen yüzü,karmakarışık saçları,fotoğrafçıya çıkardığı o koca dili zaten onu sevmek için başlı başına yeterlidir. Fakat onu sevmemin bir başka nedeni de kuantum kuramının garipliklerine 'bu kadar da olmaz ki' diye havlu atıp isyan etmesi ve benim de tüm bu gariplikleri anlayamamam hususunda zekamdan şüphe etmeye başladığım bir zamanda aniden aklıma kendisinin gelivermesidir.Belirsizlik yasası gerçek bir devrim yaratmıştır fakat 'Tanrı'nın gerçekten zar atıp atmadığı sorunsalı' beraberinde birçok bilim adamını sert tartışmalara yöneltmiştir. Bunun için olsa gerek Einstein önyargıyı parçalamanın atomu parçalamaktan daha zor olduğunu söylemiştir.
3 kuruşluk bilgi edinip 3-5 kitap okuyarak çözdüm ben bu işi havalarındaki binlerce embesille paylaşılan ortam. Çeşitli akedemisyenlerin orda burda yayınlanmış makalelerindeki anafikirleri ezberleyip kendi düşünceleriymiş gibi size pazarlamaya çalışan birçok öğrencimsi yaratıkla doludur ve maalesef bu öğrencimsiler Türkiye'nin geleceğidir(!) . Ve yine maalesef bir gün kendileri öğretmen olduklarında yine kendileri gibi öğrenciler yetiştireceklerdir.Ve yine ne kadar yazıktır ki ülkeleri karanlığa sürükleyenler işte böyle kendi kendine düşünebilme yetisinden uzak insanlardır.Böyle bir ortamda zorunlu eğitim 12 sene olsa kaç yazar ki!
Gereksiz oluşum.
Musul sorunun görüşüldüğü günlere rastlayan İngiltere destekli isyandır.Nedir bölümündeki birçok yazıda Şeyh Said'i kahraman ilan edenleri görmek gerçekten üzücü.
tahminimce sadece cami hocalarının değil üniversite hocalarının da en sevdiği renk
aşk,barış ve özgürlük
Evangelism(türkçesi evanjelizmdir aslında) protestanlara ait bir tarikat olsa da evangelistler katolikliklerden çok daha katı bir şekilde dini yaşamayı seçerler. Dini öğretileri de çok katıdır.Onlara göre İncil'de günlük hayattaki soruların cevapları bir yerlere gizlenmiştir ve bir sorunun cevabı öncelikle İncil'de aranmalıdır.Hatta bu olayı o kadar abartanlar vardır ki evangelist bir genç kadın evleneceği erkeğin uygun kişi olup olmadığını bile İncil'e bakarak öğrenmeye çalışır.Işık Evleri'ne benzer bir uygulama olarak evangelistlerin de çocuklar ve öğrenciler için tasarlanmış birçok kampı bulunmaktadır. Bu kamplarda Orwell'ın '1984' adlı başyapıtındaki 'Nefret Saati' gibi bir uygulama bulunmaktadır.Bu nefret saatinden sonra 'Bush'u seviyoruz saati' başlar =) Transa geçmiş ve bilinçaltlarına ulaşılmış birçok öğrenci gözyaşları içinde 'Tanrı Bush'u korusun' diye dualar eder.Bush posterlerine sevgiyle öpücük kondurulur. Ardından da 'seçilmiş kişi'nin vaazı dinlenir.Bir sonraki hafta hangi şanslı öğrencinin vaaz vereceği seçilir ve bu şanslı öğrenci bu kutsal görevi en iyi şekilde yapabilmek için kendisini şartlandırır.Ne de olsa bu göreviyle hayatın bir sonraki evresinde bilmem kaçıncı boyuta yükselecektir. İşte böyle bişey...
tanrıyla konuşuyorum ayaklarına yatan evangelist..
-tanrım cennete de demokrasi götüreyim mi?
bünyesindeki harbiyeliler sınavlarda kullanmak üzere tam bir zeka ürünü olan 'öksürüklü saat' kopya yöntemini keşfetmişlerdir.Bu yöntem çok uzuuuuun bir süre kullanılmıştır.Öğrencilerin bir şeyler çevirdiğinden şüphelenen öğretmenler bu olayı çözememişlerdir hatta bir söylentiye göre sınav esanasında gözetmen subay 'siz bir şeyler yapıyorsunuz ama anlayamıyorum' şeklinde bağırmıştır. En sonunda okuldan atılmakla tehdit edilen öğrenciler yöntemi açıklamak zorunda kalmışlardır. Duyduğum kadarıyla kho'da saatle sınava girmek hala yasak.
Gelmiş geçmiş bilim adamları içinde,sokaktaki adamın tanıdığı yegane kişi. Sevecen yüzü,karmakarışık saçları,fotoğrafçıya çıkardığı o koca dili zaten onu sevmek için başlı başına yeterlidir. Fakat onu sevmemin bir başka nedeni de kuantum kuramının garipliklerine 'bu kadar da olmaz ki' diye havlu atıp isyan etmesi ve benim de tüm bu gariplikleri anlayamamam hususunda zekamdan şüphe etmeye başladığım bir zamanda aniden aklıma kendisinin gelivermesidir.Belirsizlik yasası gerçek bir devrim yaratmıştır fakat 'Tanrı'nın gerçekten zar atıp atmadığı sorunsalı' beraberinde birçok bilim adamını sert tartışmalara yöneltmiştir. Bunun için olsa gerek Einstein önyargıyı parçalamanın atomu parçalamaktan daha zor olduğunu söylemiştir.
3 kuruşluk bilgi edinip 3-5 kitap okuyarak çözdüm ben bu işi havalarındaki binlerce embesille paylaşılan ortam. Çeşitli akedemisyenlerin orda burda yayınlanmış makalelerindeki anafikirleri ezberleyip kendi düşünceleriymiş gibi size pazarlamaya çalışan birçok öğrencimsi yaratıkla doludur ve maalesef bu öğrencimsiler Türkiye'nin geleceğidir(!) . Ve yine maalesef bir gün kendileri öğretmen olduklarında yine kendileri gibi öğrenciler yetiştireceklerdir.Ve yine ne kadar yazıktır ki ülkeleri karanlığa sürükleyenler işte böyle kendi kendine düşünebilme yetisinden uzak insanlardır.Böyle bir ortamda zorunlu eğitim 12 sene olsa kaç yazar ki!
Bir Cahit Külebi şiiri:
'bir çocuk ağlarsa dağ başında
gözyaşında amerika akar.
vurdularsa birini, kanı şorladıysa
bilin ki o kurşunlarda amerika var.
kişi kişiye köle tutulduysa, asıldıysa
darağaçlarında amerika var.
ama biz yine de direneceğiz
sonuncumuza kadar.'