Bugün acaba Anadolu'muz onun sahiplendiği kadar bir destanı barındırıyor mu içinde bilmiyorum ama değişen değerlerle birlikte biliyoruz ki Anadolulu, artık bir beyaz kelebeğin raksına dalarken içi titrer ya da fırtınayı andıran orkestra sesleri bir ürperiş getiriyor insanımıza. Yazık ki ne yazık... Değerlerimiz gözlerimizin önünde çürüyor büyük şair...!
Bir ansiklopedi yazacak kadar engin bilgilere sahip ve romanlarında da bunu fazlasıyla hisettiren, devrinde yaşanan batılılaşma hareketlerinde toplumu eğitme adına üstüne düşeni fazlasıyla yapan bir büyük yazarımız...
Türkçe'de bakla ile alâkalı iki deyim vardır. Her ikisinde de illiyet, kurutulmuş baklanın zor ıslanması ve zor yumuşamasıyla ilgilidir. Kurutulmuş baklanın ağıza alındığında ıslanıp yumuşaması uzun bir süreyi ilzam eder. Sır saklama ve dilini tutma konusunda kendisine itimad edilemeyen kişiler için 'Ağzında bakla ıslanmaz' deyiminin kullanılması bu yüzdendir. Yani duyduğu bir sırrı hemen başkasına anlatır, demlenesiye kadar yahut bir baklanın ıslanacağı müddet kadar olsun beklemez demeye gelir.
Bugün acaba Anadolu'muz onun sahiplendiği kadar bir destanı barındırıyor mu içinde bilmiyorum ama değişen değerlerle birlikte biliyoruz ki Anadolulu, artık bir beyaz kelebeğin raksına dalarken içi titrer ya da fırtınayı andıran orkestra sesleri bir ürperiş getiriyor insanımıza. Yazık ki ne yazık... Değerlerimiz gözlerimizin önünde çürüyor büyük şair...!
'Bir yiğit öldü diyeler,
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar,
Şöyle garip BENCİLEYİN.'
Şiirlerini okurken müthiş bir sinema tekniğini hisettiğimiz ve baştan sona kadar bir büyük gerilimi yüreklerimizde yaşatan usta şair yazar...
Bir ansiklopedi yazacak kadar engin bilgilere sahip ve romanlarında da bunu fazlasıyla hisettiren, devrinde yaşanan batılılaşma hareketlerinde toplumu eğitme adına üstüne düşeni fazlasıyla yapan bir büyük yazarımız...
Türkçe'de bakla ile alâkalı iki deyim vardır. Her ikisinde de illiyet, kurutulmuş baklanın zor ıslanması ve zor yumuşamasıyla ilgilidir. Kurutulmuş baklanın ağıza alındığında ıslanıp yumuşaması uzun bir süreyi ilzam eder. Sır saklama ve dilini tutma konusunda kendisine itimad edilemeyen kişiler için 'Ağzında bakla ıslanmaz' deyiminin kullanılması bu yüzdendir. Yani duyduğu bir sırrı hemen başkasına anlatır, demlenesiye kadar yahut bir baklanın ıslanacağı müddet kadar olsun beklemez demeye gelir.
Polyannacılığın en güzel tezahürü olabilecek bir kelime...
Baklava, baklava, baklava...
Beynimde yıllar önce çakan şimşekle beraber yaşadığım iç sıkıntısı, ta derinlerde...
Masum, suçsuz ve ürkek bir insanın hüzün dolu hikayesi...
Mesleğimin biricik düşmanı...