Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • dost14.06.2006 - 21:18

    'Aşkınla dolmuşum, zühdümü yakmışım
    Mest-i müdam olmuşum, çağırırım: Dost! Dost!
    Mescid ü meyhanede, hânede, vîrânede
    Kâbe'de, puthânede çağırırım: Dost! Dost! '

  • özürlü çocuğun ebeveyni olmak13.06.2006 - 22:24

    Öncelikle ve ağırlıkla sabır imtihanıdır.

    Allah kolaylık versin..

    Nokta.

  • fahişe13.06.2006 - 15:34

    Erkeğine FAHİŞ dişisine FAHİŞE denen hadise. 'Fuhşa sürükleyen' anlamını taşıyan bi kelime. Fuhuş ise ahlaksızca davranışlar anlamına gelir. Ahlaksızlık sadece bel altı konulardan mı oluşur?

    Başlarım düşün(e) meyenlerin beynine..

    Nokta.

  • kendine mektup göndermek13.06.2006 - 15:29

    Belki de kendiyle yüzleşmenin yollarını aramaktan doğmuş bi fiildir?

    Şahsen ben bana mektup göndersem, hani şu bilmem kaç sene sonra elime geçecek olanlarda, mektup elime geçtiğinde hakikaten sevinirim herhalde..

    Vaayy.. Güzel yöntem..

    Nokta.

  • nevin13.06.2006 - 01:01

    Kendisine -biz tanışmadan önce- Tarz-ı Nevin deyu lakap takılmış olan hatun kişilik. Hemen açıklayıvereyim bir çırpıda, efendim 'Tarz-ı Nevin' Türk Mûsikîsi'nde az kullanılmış bir makamdır. Güzel makamdır.. Demem o demek ki lakâbı sevgili bacıma yakışmıştır.. Zekîcedir.

    Kendisi pek hoş, pek zekî, aklı başında, kendine güveni yerinde, kaliteli insandır. Ben bilmem. Budur.

    Nokta. Aha bu da bitti. Nokta işte. Al.....

  • sabrın sonu selâmettir13.06.2006 - 00:50

    Sabrın sonu selâmettir. Yok selâmete erişilmediyse her an kerâmete erişilebilir demektir. :))

    Nokta. Bitti.

  • ümit13.06.2006 - 00:48

    Ne kadar karmaşık.. Ciddi bir sendrom. Hatta depresyon.. '-Depresifsin kızım sen.. -Ben depresifsem sen de agresifsin..'

    Ümit edilmez, hissedilmez, görünmez, bilinmez, kendisinden haber alınmaz.. Ancak ve ancak ÖZLENİR ve SEVİLİR.

    'yasak mısın anlamıyorum'

    Vay beee... fındık fıstık şarkılar da ifade edebilirmiş bazı şeyleri..

    Ümit işte.. Her yerden çıkar.

  • kelime13.06.2006 - 00:15

    Konuşmayı sağlar..

    Anlam ifade eder..

    Hayvanlar konuşarak anlaşamadığına göre,

    Mutlaka İNSAN olmanın en büyük ifadelerinden biridir.

    Farkında olmak lazım..

    İçlerini boşaltmamak lazım..

  • aşk12.06.2006 - 03:43

    Yasak elmadır, karşı konur ama aklı çelen biri mutlaka bulunur..
    Meyveli ağaçtır, taşlayan mutlaka bulunur..
    Deler, deşer, geçer..

    'Nişangâhım ben nişangâh
    Gelen vurur, geçen vurur
    Nâdân vurur, dânâ vurur
    Yâr vurur, ağyâr vurur..

    Neme lâzım, vuran vursun..
    Ah, o okçu.. Aaah o okçu..
    Deler kanmaz, deşer kanmaz..
    Ah o okçu.. Aah o okçu, aahh

    Nişangâhım ben nişangâh..
    Hancı vurur, yolcu vurur,
    Yahşî vurur, yaman vurur,
    Bahtlı vurur, bahtsız vurur..

    Kul cefâsı cefâ değil..
    Çalap germiş kemânını
    Çeker.. vurur, vurur, kanmaz..
    Aah o okçu, aahh..'

  • yağmurdan sonra gelen topragin kokusu12.06.2006 - 03:36

    Yağmur yağmadan önce bâzı bünyeler maddi manevi depresyon yaşarlar.. Toprak can çekişir, yağ artık, mahvoldum, yandım ben, der.. Gökyüzü gözleri dolmuş, kıvranıyor, o güzelim mavi gözler, yanıyor yaştan.. 'Bir sebep, Allah'ım, gönder de yağdırayım! ' diye diye o sebep gelene kadar tutar kendini.. Bir yanda da başlar ağrır, bacaklar sırtlar ağrır, keyif hâk ile yeksândır, gövde başı taşıyamaz olmuştur, gözler açılmak bilmez o gün..

    Sonunda ufacık bir sebep, bir fiske gelir bulur mavi gözlerin buğusunu, yalayıverir.. O an o dilber mavi gözler başlar ağlamaya.. Havada dayanılmaz bir ferahlama hali, etrafta gerçek bir huzur sesi, yağmur yağar.. Vücut, ağrılarından biçimliş kaftanı yavaş yavaş sıyırır teninden. Gerçek varlığının hali yansımaya başlar..

    Dakikalarca süren ferahlık sesi yavaş yavaş kaybolur, sanki Hızır'dır yetişen, sanki güzel bir el tam zamanında yetişmiş, çekip almıştır cehennemden.. Gizli bir hayırda bulunmuş gibi sessizce çekilir sahneden...

    İşte o an havada bir koku başlar.. Mavi gözlü dilber kadın ferahlamıştır, buğular gözlerinden kayıp inmiştir, keyifler yerine gemiş, göz gönül açılmıştır... Yeşiller giyinir, kahverengiler, kızıllar beyazlar takınır... Sıra parfümünü sürmeye gelir... Hep aynı markadır, 'yağmur kokusu'.. O kokuya doyum olmaz.. Ciğerine bir kere çeken, o kokuyu asla unutamaz, Bahar Hanım'ın güzeller güzeli kokusu insanı bir bütün sene cezbeder durur artık...

    Şimdi, 'Ehl-i keyfin keyfini kim tazeler? Taze elden, taze pişmiş, taze kahve tazeler! '...