ablası hala katillerini arıyor... deniz gezmiş öldürüldekten sonra yanına gömülmek istemişti, gömmediler. ha bir de taylan özgür Ölmez diye bir isim duymuştum tüylerim diken diken olmuştu.
hahahah ya aklıma şey geldi... iktisat hocam birgün isyan etmişti yaa marx okuyup geliyorsunuz niye adam smith okumuyonuuzzz diye.. :))) bir kapitalist için son derece yerinde bir tepki diye düşünüyorum.
vah vah ya.. katliamdan önce yazılanlar acıklı bence.. ya bir katliamı büyüyünce onlar öldürecekti vs.. gibi meşrulaştırmaya çalışmak gerçekten sünger bir beyne sahip olmayı gerektirir bence.. gerçekten bir faşist insan duygularını çok zorluyor. her neyse. olayla ilgili daha geniş bilgi için bakınız: 5-6-2 tamam reis/ saygı öztürk
beyaz gelinlik diye güzel bir marş/türkü karışımı bi parça var. aklıma o geliyor meğersem diziymiş. bi kere gelincik kırmızı ile özdeştir. sevmedim bu adı.
en iyi anlaştığım burç imiş. hiç bir kovayla anlaşamıyorum. hiç bir genelleme yapamıyorum ayrıca da kovalarla ilgili.. uyduruk astroloji.. bir de kötü anlamda kullanıldığını biliyorum olan kova fln.. niye olduğunu anlamış değilim. yuvarlak olduğu için mi?
lisenin son iki yılında sürekli başıma gelen şey... hiç anlamazdım nasıl olduğunu yine de ahesteliğimden ödün vermezdim. derse geç kalarak aynı zamanda ilk dersin piç olmasını ve kaynamasını sağlayabilirsiniz. aslında bu eyleme kısaca esneklilik diyebiliriz :) ama üniversitede maalesef geç kalmanın o tadını bulamadım kimse tınlamıyo çünkü... :)
erkekler için; belli bölgeleri kaşımak sokak ortasında... bu iş için efor sarfedenler var ya.. kasmasak okadar.. ama olsun milli hareketimiz gurur duyuyoruz kaşıyın anam.. iğrenç...
çok şahane sesi var valla... aldı gitti diye bir tunay bozyiğit şarkısı vardır, onu sölerken acı çekiyor ya kadın dağılıp gidilesi bi moda sokuyor insanı. sağlam bir özgün müzik vokali... saygılarımızı sunalım...
gecenin bu saatinde...olduğum yerde...bana en tanıdık gelen şey...onunla hayatımın bi yerinde karşılaştığım için gerçekten çok şanslıyım...öyle ki bugünlerden yarınlara kalacağını bildiğim nadir şeylerden biri... hayatta tanıdık bir ses kırgın bir ses üzgün bir ses dirençli bir ses depresif bir ses durgun bir ses çağlayan bir ses umutlu bir ses içten bir ses benim sesim onun sesi 'öteki'nin sesi... bir keresinde şunu demişti insanlara beklediklerini vermek yerine sana dair olanı vermek daha samimi...o yüzden mi sevdim acaba bu kadar? ne çok şey bekliyoduk ve neler bulduk onu bulduğumda beklediğimden daha güzeldi ve daha samimi... buraya aklıma gelen herşeyi yazmak istiyorum ya...okumak zorunda değilsiniz...buraya da öylesine yazıyorum zaten ilkayı öğrensin insanlar diye değil.. ilk kez şu sözle tanıştım onunla yanlızlık büyütür ama yanlızlık sonra çürütür. hayatında hep yanlız hisseden bir kadın olarak onu tanıdıktan sonra yanlızlıktan o kadar da korkmamaya başlıyor insan, yanlızsam da çoğu zaman örneğin burda bu saatte onu dinlerken çok mutluyum yanlızlığımdan... birşeylere tutunma zorunluluğumuzdan sanırım yanlız insanlar olarak hayatta kendimize birşeyler buluyoruz ya tutunmak için...böyle açıklayabilirim aslında ilkay ı. düşerken ben biyerlerden yada bırakırken insanlar beni bi yerlerden güm diye düştüğün zaman yanlızken insan güzel şeyleri düşünmeli kalkmaya çalışırken ilkayı düşünmeli mesela.. 20 senedir ya her türlü şeye rağmen ezilmeye dışlanmaya ötekileştirilmeye işkenceye kadın olmaya rağmen bir yerlerde türkü okuyor, bunu bilmek içimi rahatlatıyor... gözaltında türkü okurken bir gece mazgaldan kirvem diye istek yapmış polis, söyledi mi acaba bu çok takıldı kafama... şuan hayatında çok zor bir dönemde yine de gülüp geyik yapabildiğine eminim :) tuncay akdoğan öldükten sonra bir konserde veda yı okuyup baya baya ağladıktan sonra aze ye geçmişti bir anda..aze nin öyküsü de acıklı aslında ama korkunç bir umut ve direnç verir insana.. ilkay a bittim o an ya.. mesele bunu yapmayı öğrenebilmek de sanırım... bu hayatta söyleyecek bir sözün olması çok mühim...onun var...hayatın içinde hayata rağmen hayata karşı...
yüzüklerin efendisindeki uruk-haileri çağrıştırdılar bana nedense :)
ablası hala katillerini arıyor...
deniz gezmiş öldürüldekten sonra yanına gömülmek istemişti, gömmediler.
ha bir de taylan özgür Ölmez diye bir isim duymuştum tüylerim diken diken olmuştu.
hahahah ya aklıma şey geldi... iktisat hocam birgün isyan etmişti yaa marx okuyup geliyorsunuz niye adam smith okumuyonuuzzz diye.. :))) bir kapitalist için son derece yerinde bir tepki diye düşünüyorum.
vah vah ya.. katliamdan önce yazılanlar acıklı bence.. ya bir katliamı büyüyünce onlar öldürecekti vs.. gibi meşrulaştırmaya çalışmak gerçekten sünger bir beyne sahip olmayı gerektirir bence.. gerçekten bir faşist insan duygularını çok zorluyor. her neyse.
olayla ilgili daha geniş bilgi için bakınız: 5-6-2 tamam reis/ saygı öztürk
beyaz gelinlik diye güzel bir marş/türkü karışımı bi parça var. aklıma o geliyor meğersem diziymiş. bi kere gelincik kırmızı ile özdeştir. sevmedim bu adı.
en iyi anlaştığım burç imiş. hiç bir kovayla anlaşamıyorum. hiç bir genelleme yapamıyorum ayrıca da kovalarla ilgili.. uyduruk astroloji.. bir de kötü anlamda kullanıldığını biliyorum olan kova fln.. niye olduğunu anlamış değilim. yuvarlak olduğu için mi?
lisenin son iki yılında sürekli başıma gelen şey... hiç anlamazdım nasıl olduğunu yine de ahesteliğimden ödün vermezdim. derse geç kalarak aynı zamanda ilk dersin piç olmasını ve kaynamasını sağlayabilirsiniz. aslında bu eyleme kısaca esneklilik diyebiliriz :) ama üniversitede maalesef geç kalmanın o tadını bulamadım kimse tınlamıyo çünkü... :)
erkekler için; belli bölgeleri kaşımak sokak ortasında... bu iş için efor sarfedenler var ya.. kasmasak okadar.. ama olsun milli hareketimiz gurur duyuyoruz kaşıyın anam.. iğrenç...
çok şahane sesi var valla... aldı gitti diye bir tunay bozyiğit şarkısı vardır, onu sölerken acı çekiyor ya kadın dağılıp gidilesi bi moda sokuyor insanı. sağlam bir özgün müzik vokali... saygılarımızı sunalım...
gecenin bu saatinde...olduğum yerde...bana en tanıdık gelen şey...onunla hayatımın bi yerinde karşılaştığım için gerçekten çok şanslıyım...öyle ki bugünlerden yarınlara kalacağını bildiğim nadir şeylerden biri... hayatta tanıdık bir ses kırgın bir ses üzgün bir ses dirençli bir ses depresif bir ses durgun bir ses çağlayan bir ses umutlu bir ses içten bir ses benim sesim onun sesi 'öteki'nin sesi... bir keresinde şunu demişti insanlara beklediklerini vermek yerine sana dair olanı vermek daha samimi...o yüzden mi sevdim acaba bu kadar? ne çok şey bekliyoduk ve neler bulduk onu bulduğumda beklediğimden daha güzeldi ve daha samimi... buraya aklıma gelen herşeyi yazmak istiyorum ya...okumak zorunda değilsiniz...buraya da öylesine yazıyorum zaten ilkayı öğrensin insanlar diye değil.. ilk kez şu sözle tanıştım onunla yanlızlık büyütür ama yanlızlık sonra çürütür. hayatında hep yanlız hisseden bir kadın olarak onu tanıdıktan sonra yanlızlıktan o kadar da korkmamaya başlıyor insan, yanlızsam da çoğu zaman örneğin burda bu saatte onu dinlerken çok mutluyum yanlızlığımdan... birşeylere tutunma zorunluluğumuzdan sanırım yanlız insanlar olarak hayatta kendimize birşeyler buluyoruz ya tutunmak için...böyle açıklayabilirim aslında ilkay ı. düşerken ben biyerlerden yada bırakırken insanlar beni bi yerlerden güm diye düştüğün zaman yanlızken insan güzel şeyleri düşünmeli kalkmaya çalışırken ilkayı düşünmeli mesela.. 20 senedir ya her türlü şeye rağmen ezilmeye dışlanmaya ötekileştirilmeye işkenceye kadın olmaya rağmen bir yerlerde türkü okuyor, bunu bilmek içimi rahatlatıyor... gözaltında türkü okurken bir gece mazgaldan kirvem diye istek yapmış polis, söyledi mi acaba bu çok takıldı kafama... şuan hayatında çok zor bir dönemde yine de gülüp geyik yapabildiğine eminim :) tuncay akdoğan öldükten sonra bir konserde veda yı okuyup baya baya ağladıktan sonra aze ye geçmişti bir anda..aze nin öyküsü de acıklı aslında ama korkunç bir umut ve direnç verir insana.. ilkay a bittim o an ya.. mesele bunu yapmayı öğrenebilmek de sanırım...
bu hayatta söyleyecek bir sözün olması çok mühim...onun var...hayatın içinde hayata rağmen hayata karşı...