en çok sevdiğim ağaç. yaprakları her dem yeşildir. uzun ömürlü, azametli, asil görünen bir ağaçtır. çiçeği yazları açar, beyaz ve iridir, yukarı doğru bakar, dokunulduğunda çabuk kararır. dünyanın en güzel kokusudur bence. (saf parfümünü arayıp bulamamışımdır) kırmızı tomurcukları vardır. özellikle boğaz semtlerinde olmak üzere istanbul'da çok bulunur. pahalı bir ağaçtır. bir sera'da 800 ytl olduğunu örenmiştim.
Türkiye'de Sinop'a yapılması planlanıyor. Yetkililer enerji ihtiyacı için olduğunu söylüyorlar. Oysa işin aslı öyle değil. Bu konudaki hiçbir uzman atom enerjisinden sağlanacak enerjiye, verimlilik, ekonomik olma, doğaya uyumluluk açısından olumlu bakmıyor. Türkiye, enerji kaynakları bakımından (güneş, su, rüzgar) zengin bir coğrafyaya sahipken üstelik. Çernobil'deki kaza ya da nükleer enerji üretiminin yol açtığı zehirli atıklar düşünüldüğünde bu santrali yapmak büyük bir çılgınlık ve insanlık suçu. Dünyanın heryerindeki nükleere hayır!
Romanı fena değildi. Filmi ise çok zorlama ve yapay karakterlerin aynı türde oyunculuğuyla kötü olmuş. Filme konu genç kızlar, 'biz özgürüz', 'biz asiyiz' vaveylasıyla özgürlüğün ve asiliğin içini boşaltıyor. Kutluğ Ataman film yaparken uzun uzun düşünsün bir daha. Amannn...!
aysel ne yaptı bugün? saadet ne dedi? seda nasıldı? ... hergün ne yaptıklarını merak edip sorduğumuz, hayatımızdaki insanlar gibi hissettiğimiz karakterleri yanında, türkiye'de bugüne dek yapılmış en devrimci televizyon ürünü. özellikle kadınları dizinin; hayatın yaratıcı unsurları.
kadn özgürleşmesine bakalım nasıl yaklaşacaklar merakıyla başlayıp bugüne dek kaçırmadan seyrettiğime pişman olduğum dizi.zira uzatmak için saçmalıyorlar, gerçek ve mantık dışılıklar artmaya başladı. üstelik geleneksel-tutucu değer yargılarını pekiştiren unsurlar çok can sıkıcı. bir kere de şaşırtın bizi ne olur! aşk, evlilik, çocuk konusunda daha özgürlükçü yaklaşım lazım.
Felsefeyle eğitilmiş bir vicdanın, dünyadaki tüm insanlar için eşitlik istemi hevesine gönlünü kaptıranlarla yaşadığı ortak duygdur mutluluk..Eşitliğin olmadığı bir dünyada özgür olamazsınız ve özgür olmadığınızda, mutluluğu sorgulamak sahtedir.
en çok sevdiğim ağaç. yaprakları her dem yeşildir. uzun ömürlü, azametli, asil görünen bir ağaçtır. çiçeği yazları açar, beyaz ve iridir, yukarı doğru bakar, dokunulduğunda çabuk kararır. dünyanın en güzel kokusudur bence. (saf parfümünü arayıp bulamamışımdır) kırmızı tomurcukları vardır. özellikle boğaz semtlerinde olmak üzere istanbul'da çok bulunur. pahalı bir ağaçtır. bir sera'da 800 ytl olduğunu örenmiştim.
bir felsefedir, bir hırsızın ağzından dökülen ve bütün ezberleri bozan.
Türkiye'de Sinop'a yapılması planlanıyor. Yetkililer enerji ihtiyacı için olduğunu söylüyorlar. Oysa işin aslı öyle değil. Bu konudaki hiçbir uzman atom enerjisinden sağlanacak enerjiye, verimlilik, ekonomik olma, doğaya uyumluluk açısından olumlu bakmıyor. Türkiye, enerji kaynakları bakımından (güneş, su, rüzgar) zengin bir coğrafyaya sahipken üstelik. Çernobil'deki kaza ya da nükleer enerji üretiminin yol açtığı zehirli atıklar düşünüldüğünde bu santrali yapmak büyük bir çılgınlık ve insanlık suçu. Dünyanın heryerindeki nükleere hayır!
Romanı fena değildi. Filmi ise çok zorlama ve yapay karakterlerin aynı türde oyunculuğuyla kötü olmuş. Filme konu genç kızlar, 'biz özgürüz', 'biz asiyiz' vaveylasıyla özgürlüğün ve asiliğin içini boşaltıyor. Kutluğ Ataman film yaparken uzun uzun düşünsün bir daha. Amannn...!
aysel ne yaptı bugün?
saadet ne dedi?
seda nasıldı?
...
hergün ne yaptıklarını merak edip sorduğumuz, hayatımızdaki insanlar gibi hissettiğimiz karakterleri yanında, türkiye'de bugüne dek yapılmış en devrimci televizyon ürünü. özellikle kadınları dizinin; hayatın yaratıcı unsurları.
theo angelopoulos adlı yunan bir yönetmenin filmi. güzeldir. kocaman lenin heykelinin dakikalarca geçişini hatırlıyorum en çok. ve müziklerini.
sevgiyi hiç sorgulamamışların günü. hakimiyet-i vasatın tescilli hali.
kadn özgürleşmesine bakalım nasıl yaklaşacaklar merakıyla başlayıp bugüne dek kaçırmadan seyrettiğime pişman olduğum dizi.zira uzatmak için saçmalıyorlar, gerçek ve mantık dışılıklar artmaya başladı. üstelik geleneksel-tutucu değer yargılarını pekiştiren unsurlar çok can sıkıcı. bir kere de şaşırtın bizi ne olur! aşk, evlilik, çocuk konusunda daha özgürlükçü yaklaşım lazım.
insanlığın vicdanı, ruh ve düşüncemizin deniz feneri, insan-ı kamil.
Felsefeyle eğitilmiş bir vicdanın, dünyadaki tüm insanlar için eşitlik istemi hevesine gönlünü kaptıranlarla yaşadığı ortak duygdur mutluluk..Eşitliğin olmadığı bir dünyada özgür olamazsınız ve özgür olmadığınızda, mutluluğu sorgulamak sahtedir.