Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • kızıl ölüm16.03.2007 - 01:52

    Eski Roma'da bir intihar usulü...Adam sıcak suya girer...Usturayla vücuduna rastgele yaralar açar...Kan kaybından ölür...

    Lars von Trier'nin 'Europa' fimindeki o harikulade intihar sahnesi...

  • norm16.03.2007 - 01:30

    bellini...

  • misak-ı milli15.03.2007 - 09:53

    'Misak-ı Milliyi ve yemini hatırlatmanın bedeli...

    “Yakındoğu İşleri Hakkında Lozan Konferansı” sadece Türkiye ile İtilaf devletleri arasındaki sorunları emperyalizmin tek yanlı çıkarına olarak çözen bir antlaşma değil, Ortadoğu'yu biçimlendiren, bölgedeki emperyalist çıkarları güvence altına alan bir düzenlemeydi... Söz konusu antlaşma zaten son derecede mütevazi şartlar içeren Misak-ı Milli’nin de gerisindeydi... Türkiye Lozan’da fiilen olmasa da hukuken halâ Osmanlı İmparatorluğuna ait olan Suriye, Irak, Lübnan, Filistin’in manda yönetimlerine bırakılmasını kabul ettti... Aynı şekilde Mısır, Sudan ve Libya üzerindeki tüm haklarından vazgeçti... Limni, Semandirek, Midilli, Sakız, Sisam, adaları dahil 12 ada Yunanistan ve İtalya’nın hükümranlığına bırakıldı... İskenderun sancağı Suriye sınırları dahil edilerek, geçici nitelikteki Türk-Fransız İtilafnamesi onaylandı... Batı Trakya Yunanistan’a, Musul İngilizlere bırakıldı... Sonuç itibariyle söz konusu antlaşmayla, Batı Trakya, Ege adaları, Musul, İskenderun sancağı [bu günkü Hatay vilayeti], Batum [Gürcistan sınırlarına dahil edildi] Misak-ı Milli’ hilafına “çözüldü”... Türk donanmasının Çanakkale ve İstanbul boğazına girişi yasaklandı [ve bu durum 22 Temmuz 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi, imzalananıncaya kadar devam edecekti], Osmanlı borçları kabul edildi ve 1951 yılına kadar da ödendi, “...beş sene müddetle- Türkiye’de adli idare ıslah edilene kadar- hukukçulardan müteşekkil bir müşavirler heyetinin’ Türkiye’de görev yapması kabul edildi ki, bu durum Türkiye’de 1920’li yıllarda yapılan “hukuk inkilabının’ gerisinde kim olduğunu ortaya koyuyor... Türkiye hukuk sistemini emperyalizmin ihtiyaçlarıyla uyumlandırma sözü verdiğinde kapitülasyonların kaldırılması artık sorun olmaktan çıkmıştı... Kaldı ki, İttihatçılar kapitülasyonları tek taraflı olarak daha önce kaldırmışlardı... Zaten Kapitülasyonlar da emperyalizm için anlamını çoktan yetirmişti, zira, Türkiye burjuva hukukunu kabul edeceği sözünü verdiği koşullarda, hukukî kapitülasyonların kaldırılması emperyalizm için sorun teşkil etmiyordu... Nihayet, Lozanda gümrüklerin beş yıl süreyle eski düzeyinde korunacağı taahhüt edildi... Birinci Lozan görüşmeleri kesildiği koşullarda, alelacele toplanan İzmir İktisat Kongresi’yle, emperyalist kampta kalınacağı, emperyalizmin ekonomik-ticari-finansal çıkarlarına zarar verilmeyeceği imâ edildi... İşte resmi tarihin eşine az rastlanır bir diplomatik zafer saydığı, her yılın 24 Temmuz’unda resmen kutlanan, ‘ateşli nutuklar atılan’ şu ünlü Lozan antlaşması böyle birşeydi...Bu durum,yenilginin, teslimiyetin nasıl bir zafer olarak sunulabildiğinin ve buna insanların nasıl inandırıldığının ibret verici bir örneğidir...'

  • legends of the fall / ihtiras rüzgârları15.03.2007 - 01:59

    Am I really here in your arms
    Its just like I dreamed it would be
    I feel like we`re frozen in time
    And you`re the only one I can see

    Hey, I`ve looked All my Life for you
    And now you`re here
    Hey, I`ve spent All my Life with you
    All my Life
    And I never really knew how to love
    I just hoped somehow I`d see
    Asked for a little help from above
    Send that angel down to me

    Hey, I`ve looked All my Life for you
    And now you`re here
    Hey, I`ve spent All my Life with you
    All my Life
    I never thought that I could feel a love so tender
    I never thought I could let those feelings show
    But now my heart is on my sleeve
    and this love will never leave
    I know
    I know
    Hey, I`ve looked All my Life for you
    And now you`re here
    Hey, I`ve spent All my Life with you
    All my Life
    All my Life
    Hey, I`ve looked All my Life for you
    And now you`re here
    Hey, I`ve spent All my Life with you
    All my Life

  • BACH15.03.2007 - 01:54

    '...eşzamanlı yatay yürüyen ses çizgilerinin dikey bir armoni tarafından taşındığı ve bunun yapıtın kurgusunu oluturduğu Klee için bir yenilik olamazdı...Bach'ın kontrapunktal müziğin sıkı kuralları içinde ne denli özgür olabildiği de Klee'ye herhalde yabancı değildi...

    ...Wagner'in Bach'ın prelüd ve füglerini,Bayreuth'daki yardımcısı J.Rubinstein'la birlikte akşamları seslendirip üzerinde düşündeklerini,tartıştıklarını Cosima Wagner'in anılarından okuyoruz...Burada Schumann,Brahms,Liszt gibi Bach'tan etkilenen bestecileri bir yana bırakıp sadece Wagner'den söz etmemin nedeni,Wagner'i ve Bach'ı dinlediğimizde bu müziklerin müzik dünyasının iki ayrı ucunda duruyormuş gibi gelmelerine karşın yine de aralarında etki olabileceği...Son yıllarda yapılan müzik araştırmmaları Wagner'in müziğindeki Bach etkilerini gözler önüne seriyor...Wagner kendi yazılarında da sonsuzluk,kapanmamışlık,'tınlayan suskunluk' gibi müziksel düşüncelerini Bach'da bulduğunu ve hiçbir bestecinin olmadığı kadar Bach'ın onu etkilediğini yazıyor...'

  • BACH15.03.2007 - 01:33

    -devinim
    -çokseslilik
    -eşzamanlılık
    -çokkatmanlılık
    -yapı
    -bunların birleşmesiyle oluşan zaman-mekan bütünlüğü
    -parça-bütün ilişkisi
    -ifade ve anlatımın yapıtın dokusuna sindirilmesi
    -imgesellik
    -simgeler

  • BACH15.03.2007 - 01:29

    '...Anton Webern,tonal ve atonal sistemleri açıkladığı derslerinde tonal alanın zenginleştirilmesinde Bach'ın katkısını 'çünkü Bach'da her şey vardır: döngüsel formların gelişimi,tonal alanın kazanılması ve bütün bunların yanı sıra şaşırtıcı bir polifonik düşünce! Hem yatay,hem dikey...

    ...

    ...Schönberg,Bach'ın kromatik fügünün (BWV 869,Si minör) on iki ton yazısı gibi,on iki tonu içeren bir temayla başladığına değinerek onun ilk on iki ton bestecisi olduğunu söylemiştir...

    ...müzikbilimci H.H. Eggebrecht,Mozart'ın babasına yazdığı bir mektuba dayanarak,bu değişimde büyük bir olasılıkla Mozart'ın,Bach'ın yaylılar üçlüsüne uyarladığı beş fügün arasında (KV 405) Füg Sanatı'ndan 13. Contrapunctus'un da bulunması olduğunu söylüyor...Mektupta Mozart,Viyana'da Baron von Swieten'in evinde her hafta yapılan müzik toplantılarında Handel ve Bach'tan başka bir şey seslendirilmediğini,kendisinin de Bach'ın ve oğullarının füglerinden bir koleksiyon yaptığını yazıyordu...'

  • Requiem For a Dream / Bir Rüya İçin Ağıt14.03.2007 - 23:18

    küvette çığlık...

    dahiyane bir sahne...

  • rejim14.03.2007 - 21:58

    '...Türkiye'yi Batı emperyalizmine peşkeş çekmek isteyenler kendi halklarına devamlı yalan söylüyorlar...Diyorlar ki,'Türkiye dünyanın 18. büyük ekonomisi' Peki öyleyse neden gelişmişlik sıralamasında 97. sıradayız? Toplumsal refah düzeyi olarak dünyadaki 150 küsür devlet içerisinde 114. sıradayız? Bu tablo içinde '18 büyük ekonomi'den biri olmamız bizim en fazla yağmalanan ülke olduğumuzu gösterir...'

  • Atatürk'ün yaverleri...14.03.2007 - 21:44

    '...Gazi,halkın iradesini kendisinin temsil ettiğine inandı ve milletin mümessili olan Büyük Millet Meclisini emrine aldı...İstediği insanları millete namzet diye sununca bunlar ittifakla seçilmiş addolundu...Bu tarzda teşekkül eden Meclis,onun istediklerini kanunlaştırmaktan ve meşru kalıplara bağlamaktan başka bir şey yapmaz ve yapamazdı...

    Manzaranın bir dekor kadar dahi hakikat olmadığı kimsenin gözünden kaçmıyordu...Ne seçimler seçimdi,ne seçilenler milletin arzu ve temayüllerini ifade ve temsil edebilecek kimselerdi; ne de Meclis meclisti...'

    (Halka Karşı Demokrasi,D. Mehmet Doğan,Beyan Yayınları)