Unutmak kelimesi 'un' dan çıkmış; bildiğimiz un, hamurişi.. Unutmak için un ufak etmek gerekiyormuş. Birini bütün olarak unutamazmışın zaten öyle pat diye unutamazmışın. Yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. Gözleri, kaşı, burnu, kulağı, sesini yavaş yavaş. Unuttuğun zaman da o kişi olmazmış, hatırlamazmışın, sonra unuttuğunu unuturmuşun. Her gün ne zaman unutucam diye soruyom ben kendime, her sorduğum zaman da herşeyi yeniden hatırlıyorum ben.. Daha net. Unutamıyom ben.
Aşka benzetirim ben defterleri; önceleri ne güzeldir, kenarları keskin ve düz, kokusu bahar havasında pek ferah, her bir sayfası beyaz yeni gelin. Aşk gibidir, sevgi gibidir defter, üzerine titrersiniz tertemizdir. İlk kez tutarken yeniliği garip bir heyecan verir. Sonraları: Kullandıkça kirlenir, kenarları kıvrılır, eski düzlüğü, keskinliği kalmaz gitgide. Yazmak istenmeyen, yazmaya değmez bir dolu şey birikir içine. Bir süre sonra alışılır, az sonra da umursanmaz, çok sonraları hevesiniz de geçer, unutur gidersiniz bir köşede kalır öyle. Daha sonraları: İçine yazdıklarınız karşınıza çıktığında keşke eskitmeseymişim diye düşünürsünüz eskiyince o kadar da ferah kokmaz artık burnunuzu sızlatır kirlidir, buruşuktur.
koltuğuna senin kıvrılıp, hayalinle uyumuşum
camlar açık kalmış, üşürken sabah olmuş
uyan' dedi bir ses, uyan,o burada
uyandım, aradım, bulamadım...
Unutmak kelimesi 'un' dan çıkmış; bildiğimiz un, hamurişi.. Unutmak için un ufak etmek gerekiyormuş. Birini bütün olarak unutamazmışın zaten öyle pat diye unutamazmışın. Yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. Gözleri, kaşı, burnu, kulağı, sesini yavaş yavaş. Unuttuğun zaman da o kişi olmazmış, hatırlamazmışın, sonra unuttuğunu unuturmuşun. Her gün ne zaman unutucam diye soruyom ben kendime, her sorduğum zaman da herşeyi yeniden hatırlıyorum ben.. Daha net. Unutamıyom ben.
zindanımın
duvarında
çığlık çığlığa
ölü bir kız böceği
ağlıyor!
-sussss
diyorum.
uyanmasın gece
bugün, günlerden yeşil bildiğin erik yeşili
ve yalnızlık birdenbire tanrıların aynasında
ayrık otu
ılık..
Evgeny Grinko - Waltz Sigaraya teşvik edebilir, ya da kesin eder
Su olsam, ateş olsam
Göklerdeki güneş olsam
Konuşmasam taş olsam
bir de rakı şişesinde balık olsam
Rüzgar olsam, mavi olsam, deniz olsam...bir de rakı şişesinde balık olsam
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa? ..
En iyisi
rakı şişesinde balık olsam
Aşka benzetirim ben defterleri; önceleri ne güzeldir, kenarları keskin ve düz, kokusu bahar havasında pek ferah, her bir sayfası beyaz yeni gelin. Aşk gibidir, sevgi gibidir defter, üzerine titrersiniz tertemizdir. İlk kez tutarken yeniliği garip bir heyecan verir.
Sonraları: Kullandıkça kirlenir, kenarları kıvrılır, eski düzlüğü, keskinliği kalmaz gitgide. Yazmak istenmeyen, yazmaya değmez bir dolu şey birikir içine. Bir süre sonra alışılır, az sonra da umursanmaz, çok sonraları hevesiniz de geçer, unutur gidersiniz bir köşede kalır öyle.
Daha sonraları:
İçine yazdıklarınız karşınıza çıktığında keşke eskitmeseymişim diye düşünürsünüz eskiyince o kadar da ferah kokmaz artık burnunuzu sızlatır kirlidir, buruşuktur.
Hatıralar baş ucumda nöbet tutar
Gece gündüz bekler beni
Düşlerim var benim, hayallerim var
Fikrim derya deniz, fikrim geri getirir seni...