kadükleşen yanlarınız, ortaya çıkmaya başlamıştır ! vücudunuzdan ve ruhunuzdan, sesli-sessiz çağrılar almaktasınızdır: envai çeşit tahliller,şakaklardaki grilikler,küçücük bir olayda dahi tepkiselleşmeler,dargınlıklar,sevinçler.…
somutlaştırırsak; değişimler belirginleşmiştir; ufacık bir yaralanmanızı dahi, çocuksu yanlarınızın, şefkat istemiyle sevdiklerinize göstermenize sebep olmaktadır! gerçi bilirsiniz,sevdikleriniz yaranızı kanatmaz, tam tersine usul,usul okşayarak,öperek sağaltır ama eskiden böylemiydi? en ufak zaafınız dahi bir giz olarak kalırdı…her şeyiniz hızla değişiyordur; ilişkileriniz ve bakış açınızda; varolan ilişkilerinizi masaya yatırıp,gözden geçirirsiniz. gereksiz,anlamsız, ilişkilerinizi diskalifiye edip,ayağı yere basanlarla yola devam etme kararı alırsınız,öğretmenlik,yol göstermeler artık ağır gelmeye başlamıştır.oysa eskiden-bu cümle bile yeteri kadar veridir:oysa eskiden…-devam edelim,oysa eskiden bir çok insanı öznel-nesnel koşullarıyla değerlendirip,teorik açılımlarla(! ! !) ,tölere etme genişliğiniz vardı. artık kalmamıştır! ... duygusal yanlarınız dururmu? karşınıza çıkan insanları, iyi hoş, fakat, ama bağlaçları eşliğinde kalbinize filtre uygulayarak yaşantınızın dışına itersiniz,adını ne koyarsanız koyun böyledir! bunun yanında seyrettiğiniz filmdeki bir kare,bir mesajdaki çıplak bir kelime,bir dize,bir ses duygularınızın ayaklanmasına sebep olmaktadır,çelişiktir ama gerçektir…her şeyiniz büyük bir hızla değişiyordur…
nasıl,ne zaman başlamıştır bu değişim? …düşünürsünüz, cevabınız gecikmez: değişiminizin sebebi, takvimsel yaşınız ve getirdikleridir! artık bu gerçeklikle yüzleşip, duruma uygun yaşam tarzları belirlemek zorundasınızdır. (18 yaşındaki bir gençle güreşe tutuşmamalısın,bir el enseyle alaşağı ediverir sizi.) .fakat bu gerçekliği heyecanlarınızın ve coşkularınızın törpülenmesi olarak değil tersine yaşamı,yaşınıza uygun aktiviteler ve yaşantılarla olgunca zenginleştimek olarak düşünülmelisinizdir,yoksa işiniz zordur… garip zamanlardır, çelişik zamanlardır(yazdıklarınızda dahil!) tuhaf zamanlardır…
not: birisi çıkıp, orta yaş bunalımı, derse, oda kabülümüzdür!
üretim maliyeti düşük ülkelerde, fason olarak yetiştirilen prensesler.
olası diyaloglar serisi:
made in asya prensesi: dadıcım, ben kuşsütü istiyorum,cildim,güzelliğim.
dadı: kızım, pirinç lapası yapmıştım, bol sulu, onunla idare ediver.
made in asya prensesi: kaderime tüküreyim,elin prensesleri saçlarını hacim yapan şampuanlarla yıkayıp,şatodan aşağı sarkıtır,biz yeşil sabunu bulamayız,külle yıkana yıkana saçım grileşti,
dadı: büyük konuşma kızım, gümrük vergileri yükseltilirse evde kalır, bir ömür, muson rüzgarlarıyla saçına fön çekersin.
not: bu diyaloglar dizide kullanılırsa dava açılacaktır, duyurulur.
MEALİ: sizin adınıza kara verip,bazı zararlı (!) siteleri bloke ettik,Allah esirgesin ufkunuz felan açılır,bilinçlenirsiniz neyim, arkasındanda sistemi sorgularsınız, ne gereği vardır,hadi açın afyonlu siteleri oynaşın, demektir
MEALE CEVAP: ey terliksi hayvanlar,yıllarca dilleri,isimleri,düşünce ve ürünleri olan kitap,film,tiyatro vs. yasakladınızda ne oldu? ağır bedeller ödeme pahasına bu ülkenin dört bir yanında isyan bayrakları dalgalandı,sonuçta özgürlüklerimizi söke söke aldık. alın teknolojik devriminizi,iletişim özgürlüğünüzü lülenizde bloke edin.
'kimse toz konduramaz
kesip attıgımız tırnağa bile.
sen en güzel kızısın
bütün galaksilerin...'
ahmed arif
“ tamba tumba esmer bomba
tamba tumba tamba tumba... “
türkan şoray’ın içeriğe uygun fiziği ve egzotik dansıyla, bütünlük arzeden, tekerlememsi bir şarkıdır, nostaljiktir,nefistir...
pediatri uzmanlarına yapılmaması gereken iğrenç espiriler vardır,şöyledir:
pediatri uzmanı: senin çocuğun yok ama çevrendeki tanıdıklarının çocuklarına bakarım.
iğrenç espirici: çocuğum var! içimde bir çocuk var ,ona bakarsın, ahahaaaa.
pediatri uzmanı: ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! hımm tamam sonra bakarım.
kadükleşen yanlarınız, ortaya çıkmaya başlamıştır ! vücudunuzdan ve ruhunuzdan, sesli-sessiz çağrılar almaktasınızdır: envai çeşit tahliller,şakaklardaki grilikler,küçücük bir olayda dahi tepkiselleşmeler,dargınlıklar,sevinçler.…
somutlaştırırsak; değişimler belirginleşmiştir; ufacık bir yaralanmanızı dahi, çocuksu yanlarınızın, şefkat istemiyle sevdiklerinize göstermenize sebep olmaktadır! gerçi bilirsiniz,sevdikleriniz yaranızı kanatmaz, tam tersine usul,usul okşayarak,öperek sağaltır ama eskiden böylemiydi? en ufak zaafınız dahi bir giz olarak kalırdı…her şeyiniz hızla değişiyordur; ilişkileriniz ve bakış açınızda; varolan ilişkilerinizi masaya yatırıp,gözden geçirirsiniz. gereksiz,anlamsız, ilişkilerinizi diskalifiye edip,ayağı yere basanlarla yola devam etme kararı alırsınız,öğretmenlik,yol göstermeler artık ağır gelmeye başlamıştır.oysa eskiden-bu cümle bile yeteri kadar veridir:oysa eskiden…-devam edelim,oysa eskiden bir çok insanı öznel-nesnel koşullarıyla değerlendirip,teorik açılımlarla(! ! !) ,tölere etme genişliğiniz vardı. artık kalmamıştır! ... duygusal yanlarınız dururmu? karşınıza çıkan insanları, iyi hoş, fakat, ama bağlaçları eşliğinde kalbinize filtre uygulayarak yaşantınızın dışına itersiniz,adını ne koyarsanız koyun böyledir! bunun yanında seyrettiğiniz filmdeki bir kare,bir mesajdaki çıplak bir kelime,bir dize,bir ses duygularınızın ayaklanmasına sebep olmaktadır,çelişiktir ama gerçektir…her şeyiniz büyük bir hızla değişiyordur…
nasıl,ne zaman başlamıştır bu değişim? …düşünürsünüz, cevabınız gecikmez: değişiminizin sebebi, takvimsel yaşınız ve getirdikleridir! artık bu gerçeklikle yüzleşip, duruma uygun yaşam tarzları belirlemek zorundasınızdır. (18 yaşındaki bir gençle güreşe tutuşmamalısın,bir el enseyle alaşağı ediverir sizi.) .fakat bu gerçekliği heyecanlarınızın ve coşkularınızın törpülenmesi olarak değil tersine yaşamı,yaşınıza uygun aktiviteler ve yaşantılarla olgunca zenginleştimek olarak düşünülmelisinizdir,yoksa işiniz zordur… garip zamanlardır, çelişik zamanlardır(yazdıklarınızda dahil!) tuhaf zamanlardır…
not: birisi çıkıp, orta yaş bunalımı, derse, oda kabülümüzdür!
'bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru...'
sunay akın
üretim maliyeti düşük ülkelerde, fason olarak yetiştirilen prensesler.
olası diyaloglar serisi:
made in asya prensesi: dadıcım, ben kuşsütü istiyorum,cildim,güzelliğim.
dadı: kızım, pirinç lapası yapmıştım, bol sulu, onunla idare ediver.
made in asya prensesi: kaderime tüküreyim,elin prensesleri saçlarını hacim yapan şampuanlarla yıkayıp,şatodan aşağı sarkıtır,biz yeşil sabunu bulamayız,külle yıkana yıkana saçım grileşti,
dadı: büyük konuşma kızım, gümrük vergileri yükseltilirse evde kalır, bir ömür, muson rüzgarlarıyla saçına fön çekersin.
not: bu diyaloglar dizide kullanılırsa dava açılacaktır, duyurulur.
piknik tipli eski şişe daha samimi,muhabbetkar,içten duruyordu! şimdikisi, çöp mankenleri andıran endamda soğuk, mesafeli,yapay gözüküyor.
olası diyaloglar serisi:
çöp manken şişe: süzme yoğurt, süzme yoğurt varmı benden estetiği?
süzme yoğurt: var, eski piknik tipli şişe
çöp manken şişe: ne o lan, kıskandınmı, süt tozu.
süzme yoğurt: yok kızım, ne kıskanacam, bizimkisi değerlerin yitimine gönderme.
çöp manken şişe: trend olm,trend bu arada mideye gidecek 8.15 yolcularının kaşıktaki yerlerini alması rica olunur
süzme yoğurt: ananı, gnammarrph(yutulma efekti
postmodern sansürdür
MEALİ: sizin adınıza kara verip,bazı zararlı (!) siteleri bloke ettik,Allah esirgesin ufkunuz felan açılır,bilinçlenirsiniz neyim, arkasındanda sistemi sorgularsınız, ne gereği vardır,hadi açın afyonlu siteleri oynaşın, demektir
MEALE CEVAP: ey terliksi hayvanlar,yıllarca dilleri,isimleri,düşünce ve ürünleri olan kitap,film,tiyatro vs. yasakladınızda ne oldu? ağır bedeller ödeme pahasına bu ülkenin dört bir yanında isyan bayrakları dalgalandı,sonuçta özgürlüklerimizi söke söke aldık. alın teknolojik devriminizi,iletişim özgürlüğünüzü lülenizde bloke edin.
müslüm babanın aşmış yüz ifadesi,hayatı sorgulayan sesiyle dillendirdiği nefis bir bjork parçasıdır.
not:sentez-harman kaygısı gütmeden,günün her saati, her türlü ruh haliyle dinlenebilecek güzelliktedir,ısrarla tavsiye edilir.
-aşkım, anlatsana şu ofsaytı
+şimdi sen bana pas at,eğer top senin ayağından çıkmadan önce, benim göğsümün kılı dahi rakip defans oyuncusunun önünde olsa.
-aayyyymmhh
+hişt ne oldu be?
-göğüs kılı,pas felan bir hoş oldum, gel yanıma