Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • jigolo30.08.2005 - 11:15

    kendilerinden ziyade işverenlerine acıyorum.!

  • ne istiyorum30.08.2005 - 11:07

    mümkünse beş yıl önceye geri dönmek...

  • sela30.08.2005 - 11:03

    ne acıdır okunan selada sevdiğinin adını duymak...

  • duvar yazıları30.08.2005 - 10:42

    'duvarım su alıyordu,yetişti yusuf usta'

    komşu apartmanın duvarında yazmakta...

  • atilla koç29.08.2005 - 13:32

    uyurken çekilen fotoğraflarının basında sıkça yer almasından rahatsız olan ve buna güneş gözlüğü takarak çözüm getiren, uyurgezer vekilimiz...

  • kadın29.08.2005 - 09:22

    kadın budur

    Bir kadini tanimak... Bütün gel-gitleri, kaprisleri, küçük
    simarikliklari, korkulari, saskinliklari, hercailikleri, hayal
    kirkliklari, asklari, terk edilisleri, basarilari,
    basarisizliklari, kurnazliklari, safliklari, çocuk agizlari,
    sirinlikleri, küçük yalanlari, büyük itiraflari, kocaman
    yürekleri ile kendi olmaya çalisan kadinlari tanimak...

    Bir kadini sevmekle baslar her sey ama, bir kadini tanimakla
    varilir hayatin sirrina. Bir kadini tanimaya soyunmak zor ama
    keyifli bir yolculuga çikmaktir. Dört mevsimi bir yürekte
    bulusturur, bu yüzden de sürekli sasirtirlar. Sürprizlerin
    ardi
    arkasi kesilmez. Zordur anlamak onlari. Benzemek gerekir
    anlayabilmek için belki de! Kendi zekasini hatirlatanlari
    sever, sevgisini göstermekten ürkmeyenleri, sürprizlere
    hazirlikli olanlari bir de. Muson yagmurlari gibi yagarken,
    Sahra'da çöl firtinasi koparip ardindan günes olup
    isitabilirler. Dedim ya bir dünyadir kadinlar, yürekleriyle
    konusan, gözleriyle gülen...
    Bir kadini sevmekle baslar her sey ama, bir kadini tanimakla
    anlasilir hayatin sirrina ancak askla varilacagi. Sevgi
    arsizidir kadin. Verdiginden daha fazlasini isteme
    bencilligini
    gösterecek kadar sevgi arsizi... Bu yanini doyurunca
    simaracagindan korkanlar, birlikte çogalacaklarini
    bilmeyenlerdir.

    Bir kadini sevmekle baslar her sey ama, bir kadini tanimakla
    kanat çirpilir özgürlügün bütün maviliklerine. Kendine
    inananlara, aska inananlara kosar. Hem yaman bir aşs avcisi,
    hem de engebeli yollarda kosmaktan bitap ask yorgunudur
    kadin.

    Bir kadini sevmekle baslar her sey ama, bir kadini tanimakla
    çikilir keyifli serüvenlere. Hayatla dalga geçmesini bilir
    kadin, tipki kendiyle dalga geçmesini bildigi gibi. Agız
    dolusu
    gülüslere teslim olur.

    Bir kadini sevmekle baslar her sey ama, bir kadini tanimakla
    tanik olunur tutkularin gücüne. Göze alandir kadin. Çekip
    gitmeyi, sahip olduklarindan vazgeçmeyi, karsilik
    beklememeyi... Mücadele eder, kizar, bagirir ama hep sever.
    Dedim ya bir dünyadir kadinlar, yürekleriyle konusan,
    gözleriyle gülen...

    Yüregini sevgiye açan ve sevmekten korkmayan bütün kadinlar
    gibi...
    Simdi bir düsünün, kaç kadini degil bir kadini taniyabildiniz
    mi bugüne degin?

    Tanri, kadinlara geçmisi ve gelecegi, erkeklere ise yasadigi
    günü armagan etti, kadinlar genis bir zamana yayildiklari için
    huzursuz, erkekler daracik bir zamana sikistiklari için
    anlayissiz olurlar.

    Ahmet Altan
    >

  • hanımeli27.08.2005 - 12:08

    Ben ipek böceği sense hanımeli
    Öğrendim uzaktan seni sevmeyi
    Ben razıyım bu rüzgarla gitmeye
    Dokunmasam da seni hissitmeye
    ..................

  • cağ kebabı27.08.2005 - 10:45

    dönerin yatay vaziyette, odun ateşinde pişirilmiş haliymiş..

  • Eğer27.08.2005 - 09:48

    O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
    arkalarında doldurulması
    mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

    Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
    en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

    Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
    yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

    Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
    çalınan birinin kalbiyse eğer.

    Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
    insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

    O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
    hiç bir zaman duyulmasaydı eğer.

    Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
    kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

    Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
    öylesine delice bakmasalardı eğer.

    Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp,
    göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

    Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
    son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

    Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
    meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

    Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
    beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

    Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
    tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

    O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
    yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

    O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
    son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

    Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
    her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

    Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
    dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

    Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
    namuzsuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

    Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
    dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

    Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
    sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

    Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
    kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

    İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında
    bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde
    'Onca ayrılığın birinci dereceden failidir.' denmeseydi eğer.

    Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
    ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

    Issızlığa teslim olmazdı sahiller, kendi belirsiz sahillerinde
    amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

    Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
    Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
    ya, canım ellerini tutmak isterse...

    Evet sevgili,
    Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
    Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
    Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa
    tanıklık etmiş olmasalardı eğer! !



    Can Yücel.

  • yeter26.08.2005 - 16:30

    Yeter Allahım yeter
    İstemiyorum ben böyle aşkı
    Neden Allahım neden
    Hep bana dertler dertli yüzler
    Yaşandı yaşananlar bitsin geçmişte kalanlar
    Allahım artık yeter
    Bitsin artık karanlıklar
    Bitsin hüzünlü akşamlar
    Allahım artık yeter

    Bana geriverin yıllarımı yetti anam of of
    Dönülmez akşamın ufkundayım
    Buraya kadarmış of of..

    bi emel şarkısı...