Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Nihan Aydın
Nihan Aydın

YALNIZ KENDİNSİN KENDİNİN ARASINDA, YALNIZ; KENDİN KENDİNİN ARASINDAYSA..

  • sevgi13.04.2007 - 18:31

    eskisi gibi
    imlanın zulmunu yaşayacağız sessizliklerde
    ne senden
    ne benden ne bizden bahsedeceğiz
    yok olacağız düğümünü mahşere biçtiğimiz bu bekleyişte
    kelimelere ihanetimiz
    yaşamak duygusuna ihanetimiz
    ve en acısı
    kendimize ihanetimiz gibi
    sıfatlarla 'en' diye tanımlayabileceğimiz bir seslenişte
    çığlık olup
    ardından
    yok olacağız
    tıpkı en var oluşumuz gibi..

  • çevre kirliliği12.04.2007 - 00:12

    hep sevdik birinci tekil şeklinde yaşamayı
    hep sevdik birinci çoğul şeklinde konuşmayı
    hep sevdik birinci çoğul şeklinde ikinci çoğuldan dem vurmayı
    hep sevdik kayırmayı
    hep sevdik suçlamayı..
    vs vs
    bütün çevre hızla kirleniyordu birinciliği insanlığa verdiler...

  • içki12.04.2007 - 00:08

    ben senin beni sarhoş edebilme ihtimalini sevdim..

  • ses04.04.2007 - 23:45

    sesim sesimden geçtii
    bir boğaz iltihabı gibi
    ses tellerimle kavgalı
    üstelik yorgunum
    hastayım
    kelimelerim enfekte
    suskunluğum bir salgın gibi
    bulaşıyor seslere

  • gece16.03.2007 - 01:46

    merhaba gece
    kalp ritmni bozmaya geldim
    önceden uyarayım istedim
    oyunbozanın tekiyim
    mızıkçı değilim gece
    mızıkçı çocukların toplarını alıp gittikleri gibi
    yıldızlarımı toplayıp gitmem bir an senden
    sadece
    piç gibi
    düşürürüm yıldızlarımı
    üstüne uzandığın dünyanın gözlerine
    bir cehennem alevi suretinde..
    gece!
    oyun bozanım
    ve bu bir tehdit değil
    sadece ihtar
    güneş olur tutuştururum dağları ani
    ve nedensiz
    neden Siz gece
    neden sizler?
    içinizde hep saklı fikirsel cebelleşişler
    kıvamı tutmadı mı kelimelerimin
    olsun be gece
    zaten inkar etmedim
    oyununu bozmaya geldim
    gündüz suikast girişiminde bulunmadan daha
    belki gözümden düşenin şimşeğiyle seni yerle bir ederim
    ..
    karanlık kusarım üstüne gece!
    beter olursun
    üşürsün..
    karanlık kusarım üstüne
    aydınlık olursun..
    ..
    yalan söyledim gece
    ağlayamayacağım üstüne
    çocuğum
    hala korkuyorum gökgürültüsünden
    çocuğum
    ve oyunların peşinde
    üstelik oyunbozan..

  • sızmak11.03.2007 - 01:33

    seni terketmedim bir zamanlarımın en keyifli kelimesi
    terk ettiğim sadece terimselleşmişliğindi..
    sadece sana anlam bulmayı terk ettim
    bir gece vakti miydi
    yahut bir gündüz vakti mi
    ..
    bilemedim
    ..
    ancak ben en güzel sende şekillendim..

  • sızmak11.03.2007 - 01:30

    sadece bir tatlı gülümsemesin yüzümü zaman zaman konak tutmuş
    uykumun içinde yüzüme dünyanın tüm masumiyetsizliğine inat masum konmuş
    bir gülümseyiş
    bense hiç senin kadar tatlı olamayacağım sızmış gülümsemem!
    acıyacağım..

  • sızmak11.03.2007 - 01:10

    bu gece
    kendime sızacağım
    uzun bir ara değildin sen göz kapaklarıma
    hatta tahimin edemeyeceğin kadar çok sevdiler
    sensiz
    daha çok kapanmayı
    daha çok yarı ölü yaşamayı
    daha çok kelimesiz
    ifadesiz
    üstelik anlama yükleme çabasından kaygısız
    yokluğunda kaldığım her bir anda...
    şimdi dejavular gibi ruhumda
    bu gece kendime sızcağım
    ve ilk değil
    son değil
    bu
    ruhuma çadır atan sorgu odalarındaki
    hesaplaşmalarım
    ben sigaranın ne filtresi ne yanan kısmı
    ben sigaranın lacivert duman olan tarafıyım..

  • güneşe aşık olan kardan adam11.03.2007 - 00:28

    dışarıda kardan adamlar yapılıyordu amaçsız
    sonra kalplerinden erimeye başlıyorlardı zamansız..

  • eflatun10.03.2007 - 22:14

    eflatun bir aldanış kafiyesiydi
    peşine düşmştü imkansızın
    eflatun gecenin en siyahı
    kar tanesinin en yalanıydı
    anlatamazdı hiç bir redifin aymaz sapağı
    konuşlanmıştı
    inanmadığı zamanın
    en geçmiş bir haline
    severdi yok oluşluğunu
    tutamayışlarını an'ı
    dini zaman ve
    mevsimlerin döngüsü olan br kavmin
    meczup günahkarıydı
    sövmekteydi bilinen tüm riyakarlıklarına
    kainatı bir 'dün' kadar eflatuna boyayamayıp
    ebruli gri pembe beyaz siyah
    kelimesini bilmediği
    bilmem hangi renkelerin lisanından usanmış
    bir geçmiş kadar
    bir geçmemiş
    anılara zamansızlıkta dolan
    bir isyandı eflatun!