hayatı boşamak geliyordu içimizden oysa ki bekarlığın sultanlık olmadığını biliyorduk ıssızlıktan ödümüz kopuyordu içimizden gelen her sese kulak vermiyorduk anlatamıyordu yine de hiçbir lanet kelime ne yasımızı ne bayramımızı meftune olsam kaybolsam diyordu içimizdeki şeytanımız..
küredeydik. standart sapması sıfıra yakın hayatlar yaşıyordu insanlar suçun bile bir yöntemi kanunsuzluğun kanunu vardı zaten bütün hisler kanunsuzlaşmıştı hep beraber o kadar çok konuşuyorduk ki susmaktan öteye gidemiyorduk kürede.
aynı şiiri kaçıncı kez yazışların yenik denemesiydi ve bulunabilecek hangi kelime bayat kelimesinin ötesiydi sonra durağını şaşırdı tüm durmuşluklar sonra mecalsiliğine yordam aradı anlam bulunamıyordu yazık sadece donup kalıyordu kar tanesi öncesi su muydu buhar mıydı alev miydi hissedemiyordu iki adımlık yola bile hayat çıkmazlar koyuyordu
çıkmıyorsa sokak adresim kayıpsa zihninin bir köşesinde bir vardık ama varamadık söze bir yoktuk ama yok'amadık yoklamalardan hadi nedir olalım kuşun kanadının hesabı sorulsun bizden gözümüzün seyrinin büyüsüne kanalım büyülenmiş olalım göğe dolalım sonra bir gece masalında figüran olalım yıldız olalım düşlere kayalım...
bolkona çıkmış küfrediyordu lacivert zebra başka bir camda kadın ayy ile başlayıp ayolla biten anlamsız cümlelerini kuruyordu bir çok meraklı göz seyrdeydi kaşlar çatılı oysaki sadece hüzünlü bir şarkı söylüyordu sokak kedisi..
hızlı trene bi biletim var..
iyi geceler nedirin
ahenkli sesleri ;))
yedide kalkacaklar için yastığa giden son tren kalkıyor
sabaha kadar gezecekleri birçok
mutlu rüyalar ülkesi varmış..
hayatı boşamak geliyordu içimizden
oysa ki
bekarlığın sultanlık olmadığını biliyorduk
ıssızlıktan ödümüz kopuyordu
içimizden gelen her sese kulak vermiyorduk
anlatamıyordu yine de
hiçbir lanet kelime
ne yasımızı
ne bayramımızı
meftune olsam
kaybolsam
diyordu
içimizdeki şeytanımız..
küredeydik.
standart sapması sıfıra yakın hayatlar
yaşıyordu insanlar
suçun bile bir yöntemi
kanunsuzluğun kanunu vardı
zaten bütün hisler kanunsuzlaşmıştı
hep beraber o kadar çok konuşuyorduk ki
susmaktan öteye gidemiyorduk
kürede.
kar hiç eflatun yağmamıştı
ve düşler
uzak
ve vuruşu imkansız bir menzile
doğru
yanıyor; yanıyordu..
aynı şiiri kaçıncı kez yazışların
yenik denemesiydi
ve bulunabilecek hangi kelime
bayat kelimesinin ötesiydi
sonra durağını şaşırdı tüm durmuşluklar
sonra mecalsiliğine yordam aradı
anlam bulunamıyordu yazık
sadece donup kalıyordu kar tanesi
öncesi su muydu
buhar mıydı
alev miydi
hissedemiyordu
iki adımlık yola bile hayat çıkmazlar koyuyordu
çıkmıyorsa sokak
adresim kayıpsa zihninin bir köşesinde
bir vardık
ama varamadık
söze
bir yoktuk
ama yok'amadık yoklamalardan
hadi nedir olalım
kuşun kanadının hesabı sorulsun bizden
gözümüzün seyrinin büyüsüne kanalım
büyülenmiş olalım
göğe dolalım
sonra bir gece masalında
figüran olalım
yıldız olalım
düşlere kayalım...
beni hep bu internet mahvetti
tütüne de böyle internetimin bozulduğu bir havada alıştım
:P
fazla uçtum beeeh
bolkona çıkmış küfrediyordu
lacivert zebra
başka bir camda
kadın
ayy ile başlayıp ayolla biten anlamsız cümlelerini kuruyordu
bir çok meraklı göz seyrdeydi
kaşlar çatılı
oysaki sadece
hüzünlü bir şarkı söylüyordu
sokak kedisi..
ben yan masaya kar taneleri yolluyorum
yan masa kendini bilir :)