böyle tehlikeli konulara girmemek lazım..şimdi yürek devleti olursa diğer sakatatlarımızda bizde kendi devletimizi isteriz derlerse al başıan belayı..bir deri sınırları altında vücut bir bütündür parçalanamaz.................................:P
romayı yıkma eşiğine gelmiş ama salaklıkları nedeniyle yıkılmış bir ticari koloni...burdan çıkan sonuç demekki tüccar olmak zeki olmak demek değilmiş............................:P
maalesef çok köklü bir sübyancılık geleneğine sahip olan ülkemin bu geleneği yaşatmak isteyen denyolarının fantezi dünyaları ile eğitim kurumlarını birleştirme çbalarının ürünü bir söz.......................................:P
ne kadar ilginçtir ki...bu ülkenin milliyetçileri bu terim karşısında herzaman savunma pozisyonuna geçmişlerdir...önce faşizm şudur budur diyee uzun uzun anlattıktan sonra ama biz şöyleyiz böyleyiz diyerek cümleyi hep bize faşist denmez diye bitirirler...komik gelir bana hep...armut kendine elma dese hemde bunu uzun uzun açıklamaya çalışsa armut elmamı olacak yani.....
80 li yıllarda global ve yerel milliyetçiliğin en karanlık günlerini yaşarken...bir ses...insana dair geride kalan duyguları toplayıp ezgilerinin kenarına iliştirip yüreklerimize armağan etmişti...işçi hasan..memur mustafa..doktor selim..öğretmen necati..ev kadını sevim..şöför ihsan..öğrenci necla..tezgahtar elif..balıkçı suphi onun armağanıyla havalandırabildiler dönemin karanlık kuytu nem kokan zindan dünyalarını karanlık vicdanlarını...öyle bir gün geldiki bu ülkenin gaddarları kan emicileri sömürücüleri despotları kafatasçıları bile etkilendi bu güçlü ozandan...ve bu ozan bir gün bir cümle kurdu içinde kürt kelimesi geçen...sonra cümlerini geliştirdi başka başka cümleler kurdu...inatla kürt kelimesini kullandı cümlelerinde...ama ne varki bu ülkenin önyargıları vardı kürt ve kürde dair ne varsa korku duygusu hakimdi...ve her korkulan gibi hep kötülenmişti ötekilenmişti ucubeleştirilmişti...işte bundan sonra hava terse döndü rüzgar karanlıktan esmeye başladı..sadece egemenler milliyetçiler değil kendini demokrat sosyal demokrat solcu tanımlayanlar bile bu hafif iri kıyım.. deniz dalgası saçlı.. şahin bakışlı..ama tontonmu tonton.. ürkekmi ürkek.. canmı can adamı şeytan taşlar gibi taşladılar taşlaşmış yürekleriyle taşladılar...oysa bilmedikleri taşladıkları bu ülkenin az sayıdaki sevgi duvarlarından biri olduğuydu...düşüncelerin ve onun sahiplerinin kürt kelimesi geçicince bu kadar yalpalaması o nun değerini düşürmüyor inanın...benim yazılarımda değiştirmiyor...o hiçbirimizin bilemeyeceği veya anlayamayacağı onuruyla aramızdan ayrıldı...
büyük caddelerin geniş bulvarların iyi giyimli iyi(!) insanları...arka sokaklar seni korkutur değilmi...orda hırsızlık gasp tecavüz ve daha nice kötülükler barındırır...herşey açık seçik ve yalındır...süslü yöntemler kullanılmaz orda yalınlığın doğallığın iğrençliğini taşır...ya siz ön sokaklardakiler yürüdüğünüz sokakları güvenli sanıyorsunuz değilmi..birileri hergün sizi soyarken birileri insanlığınızı gaspederken ve hergün beyinleriniz defalarca tecavüze uğrarken...ve bütün bunlar çok daha sinsi ama çok daha süslü gösterişli estetik yapılırken kendinizi güvende hissediyorsunuz değilmi...
böyle tehlikeli konulara girmemek lazım..şimdi yürek devleti olursa diğer sakatatlarımızda bizde kendi devletimizi isteriz derlerse al başıan belayı..bir deri sınırları altında vücut bir bütündür parçalanamaz.................................:P
by pas şart abi..prof.dr.de bakey abim çözer bu sorunu...........................:P
hiç hava basmasın bence..ne anasının gözü silahlar var..alırlar havasını bu tüfeğin........................:P
romayı yıkma eşiğine gelmiş ama salaklıkları nedeniyle yıkılmış bir ticari koloni...burdan çıkan sonuç demekki tüccar olmak zeki olmak demek değilmiş............................:P
canım demenin grameri altüst edilmiş hali...örn:çok açım midesi gurulduyor..yada başısı ağrıyor.......................:P
disiplin kurulunun önünde biter...........................:P
maalesef çok köklü bir sübyancılık geleneğine sahip olan ülkemin bu geleneği yaşatmak isteyen denyolarının fantezi dünyaları ile eğitim kurumlarını birleştirme çbalarının ürünü bir söz.......................................:P
ne kadar ilginçtir ki...bu ülkenin milliyetçileri bu terim karşısında herzaman savunma pozisyonuna geçmişlerdir...önce faşizm şudur budur diyee uzun uzun anlattıktan sonra ama biz şöyleyiz böyleyiz diyerek cümleyi hep bize faşist denmez diye bitirirler...komik gelir bana hep...armut kendine elma dese hemde bunu uzun uzun açıklamaya çalışsa armut elmamı olacak yani.....
80 li yıllarda global ve yerel milliyetçiliğin en karanlık günlerini yaşarken...bir ses...insana dair geride kalan duyguları toplayıp ezgilerinin kenarına iliştirip yüreklerimize armağan etmişti...işçi hasan..memur mustafa..doktor selim..öğretmen necati..ev kadını sevim..şöför ihsan..öğrenci necla..tezgahtar elif..balıkçı suphi onun armağanıyla havalandırabildiler dönemin karanlık kuytu nem kokan zindan dünyalarını karanlık vicdanlarını...öyle bir gün geldiki bu ülkenin gaddarları kan emicileri sömürücüleri despotları kafatasçıları bile etkilendi bu güçlü ozandan...ve bu ozan bir gün bir cümle kurdu içinde kürt kelimesi geçen...sonra cümlerini geliştirdi başka başka cümleler kurdu...inatla kürt kelimesini kullandı cümlelerinde...ama ne varki bu ülkenin önyargıları vardı kürt ve kürde dair ne varsa korku duygusu hakimdi...ve her korkulan gibi hep kötülenmişti ötekilenmişti ucubeleştirilmişti...işte bundan sonra hava terse döndü rüzgar karanlıktan esmeye başladı..sadece egemenler milliyetçiler değil kendini demokrat sosyal demokrat solcu tanımlayanlar bile bu hafif iri kıyım.. deniz dalgası saçlı.. şahin bakışlı..ama tontonmu tonton.. ürkekmi ürkek.. canmı can adamı şeytan taşlar gibi taşladılar taşlaşmış yürekleriyle taşladılar...oysa bilmedikleri taşladıkları bu ülkenin az sayıdaki sevgi duvarlarından biri olduğuydu...düşüncelerin ve onun sahiplerinin kürt kelimesi geçicince bu kadar yalpalaması o nun değerini düşürmüyor inanın...benim yazılarımda değiştirmiyor...o hiçbirimizin bilemeyeceği veya anlayamayacağı onuruyla aramızdan ayrıldı...
büyük caddelerin geniş bulvarların iyi giyimli iyi(!) insanları...arka sokaklar seni korkutur değilmi...orda hırsızlık gasp tecavüz ve daha nice kötülükler barındırır...herşey açık seçik ve yalındır...süslü yöntemler kullanılmaz orda yalınlığın doğallığın iğrençliğini taşır...ya siz ön sokaklardakiler yürüdüğünüz sokakları güvenli sanıyorsunuz değilmi..birileri hergün sizi soyarken birileri insanlığınızı gaspederken ve hergün beyinleriniz defalarca tecavüze uğrarken...ve bütün bunlar çok daha sinsi ama çok daha süslü gösterişli estetik yapılırken kendinizi güvende hissediyorsunuz değilmi...