Şimdilerde bana dinginlik veren Şeyh Yahya Hazretleri'nin türbesine ilk gittiğimde.. yıkık mezar taşlarından korkmuş, ölülerin mezardan çıkacağını düşünmüştüm..
1-2 hafta önce düşündürücü bir haber okudum. Bir mezar taşında -hatırımda kaldığı kadarıyla- 'Kaynanasından çok çektiği için 18 yaşında iken Almanya'da intihar etti' yazıyordu.
Oyunculuk heyecanını T.H.E İMAM filmiyle tadan (ezgi ve ilahi.. son dönemlerde tarzını Anadolu rock'a benzetmeye çalışan) Eşref Ziya'ya göre, film ihl'leri şirin göstermek için yapılmış.. insanların komplekslerini ve saklanmalarını, farklı kimliğe bürünmelerini anlatıyor..
'Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde trajı komik hikayesine şahid oldum.. Anlattıklarına güldüm, acıdım, hak verdim ve de kızdım.. Herşeye rağmen dürüst, açık sözlü, fazla gerçekçi, kendi anlatımıyla 'babacan' tavırları olan, büyük söz üstadlarından biri.. Beş Şehir'de anlattıkları ise insanı bambaşka hallere sokuyor. Bursa'daki su sesi.. (şimdi ismini hatırlayamadığım) diğer bir şehrin uğultusu, kokusu.. hiç farketmemiştim.. En çok 'velinimetim' dediği Halit Ayarcı ile ölüm döşeğinde ne konuştuğunu merak ediyorum..
Çirkin olduğunu düşündüğü için gündüzleri pek sokağa çıkmayan ve 'gecelerin şairi' olarak nam salan Ahmet Haşim diyor ki:
'Ağır ağır çıkacaksı bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta... Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? Bu bir lisân-ı hafidir ki rûha dolmakta Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...'
Eşin Hz. Hatice ve amcan Ebu Talip'i kaybettiğin hüzün yılı.. Ardından taşlanarak kovulduğun Taif.. Nasıl bir muhabbet ki, kulluğunla hak ettiğin Mirac'tan ümmetin için döndün.. sana layık olamayışım içimi burkar.. geri dönüşün sevindirir.. Allah ebeden razı ve şahid olsun...
Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül Gel o bayıltan renklerinle gönlüme dökül Vaktidir ağlayan gözlerimin içine gül Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül...
Kadınların çalışmaması gerektiğini düşünen 'büyükşef'imin 'Yarın bayanların hiçbiri gelmesin. Senede bir gün erkek erkeğe çalışalım.' sözü beni çok güldürmüştü..
Şimdilerde bana dinginlik veren Şeyh Yahya Hazretleri'nin türbesine ilk gittiğimde.. yıkık mezar taşlarından korkmuş, ölülerin mezardan çıkacağını düşünmüştüm..
1-2 hafta önce düşündürücü bir haber okudum. Bir mezar taşında -hatırımda kaldığı kadarıyla- 'Kaynanasından çok çektiği için 18 yaşında iken Almanya'da intihar etti' yazıyordu.
Oyunculuk heyecanını T.H.E İMAM filmiyle tadan (ezgi ve ilahi.. son dönemlerde tarzını Anadolu rock'a benzetmeye çalışan) Eşref Ziya'ya göre, film ihl'leri şirin göstermek için yapılmış.. insanların komplekslerini ve saklanmalarını, farklı kimliğe bürünmelerini anlatıyor..
uçsuz bucaksız bir çölde ya da kalabalığın içinde.. farketmeden ruhu saran bir hıçkırık..
'Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde trajı komik hikayesine şahid oldum.. Anlattıklarına güldüm, acıdım, hak verdim ve de kızdım.. Herşeye rağmen dürüst, açık sözlü, fazla gerçekçi, kendi anlatımıyla 'babacan' tavırları olan, büyük söz üstadlarından biri.. Beş Şehir'de anlattıkları ise insanı bambaşka hallere sokuyor. Bursa'daki su sesi.. (şimdi ismini hatırlayamadığım) diğer bir şehrin uğultusu, kokusu.. hiç farketmemiştim.. En çok 'velinimetim' dediği Halit Ayarcı ile ölüm döşeğinde ne konuştuğunu merak ediyorum..
Çirkin olduğunu düşündüğü için gündüzleri pek sokağa çıkmayan ve 'gecelerin şairi' olarak nam salan Ahmet Haşim diyor ki:
'Ağır ağır çıkacaksı bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafidir ki rûha dolmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...'
Eşin Hz. Hatice ve amcan Ebu Talip'i kaybettiğin hüzün yılı.. Ardından taşlanarak kovulduğun Taif.. Nasıl bir muhabbet ki, kulluğunla hak ettiğin Mirac'tan ümmetin için döndün.. sana layık olamayışım içimi burkar.. geri dönüşün sevindirir.. Allah ebeden razı ve şahid olsun...
Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül
Gel o bayıltan renklerinle gönlüme dökül
Vaktidir ağlayan gözlerimin içine gül
Ey kupkuru çölleri cennetlere çeviren gül...
8 Mart bana doğum günümün yaklaştığını da hatırlatıyor:(
Kadınların çalışmaması gerektiğini düşünen 'büyükşef'imin 'Yarın bayanların hiçbiri gelmesin. Senede bir gün erkek erkeğe çalışalım.' sözü beni çok güldürmüştü..