Futbolculuk olarak hırsı ve özgüveni ile iyi bir futbolcuydu fakat sporcu ahlakının onda birine sahip değildi..İkide bir kendini yerlere atmalar,hakemi aldatmaya çalışmalar,kameraların önünde edilen küfürler ve yapılan çirkeflikler...İşte Bülent Korkmaz'ın kısaca tanımı..
Ehud Olmert, Ariel Şaron'un aniden hastalanıp komaya girmesiyle İsrail'de başbakanlık koltuğuna damdan düşer gibi bir anda oturan karanlık bir siyasi lider..İsrail gizli servisi Mossad'ın askeri kanadında bile Ehud Olmert'e ait net bilgiler yok..Mossad gibi dünyanın en tehlikeli gizli servisi, kendi başbakanı hakkında yeterince bilgiye sahip olmamaktan yakınıyor..Ehud Olmert'in 70'lerde Amerikan dışişleri bakanlığı yapan ve siyonist politkiları yüzünden eleştirilen musevi Henry Kissenger'ın öğrencisi olduğu dışında net bir bilgi yok..Anlayacağınız nereden bakarsanız bakın adam kapalı bir kutu..
Trafik kazalarında önemli payı olan bira,tertibindeki alkolün kana daha çabuk karışması sebebiyle kısa zamanda sarhoşluk verir. İnsanların birayı hafif görmesi nedeniyle,bira tüketiminde görülen hızlı artış, gerek alkolizmi,gerekse de narkotik bağımlılıklarını ve kaza-belaları da çok büyük oranda artırmış ve artırmaya da devam etmektedir. Aile içi şiddet-geçimsizliklerin,futbol anarşisinin baş sebebi biradır. Bira kesinlikle kanser yapıcıdır.Karışımında önemli miktarda Nitroz -Amin bulunan bira, korkunç bir kanserojendir. Nitekim ağrı dindirici olarak kullanılan “Pramidon” ilacı içinde fazla miktarda nitroz-amin bulunduğu için piyasadan kaldırılmıştır. Orta miktarda bira içen bir kimse,günde 70 pramidon hapı almış kadar nitroz-amin almaktadır.
Sevgili gençler, alkolsüz denilen bira reklamlarına aldanmayınız. Zîrâ,arpa ile şerbetçi otunun mayalanmasından (alkolize olmasından) oluşan biranın alkolsüz olması ilmen mümkün değildir. İçinde %2-%4 alkol ulunan fakat alkolsüz(!) olarak tezgahlanan biralar da alkollü içkidir. Bakınız:“İngiltere’de 18 yaşından küçükler için açılan alkolsüz(%2-%4 alkollü) birahanelere giden gençlerin hepsi 18 yaşına girerken alkollü birahanelerin ve meyhanelerin en sâdık müşterileri olduğu” İngiliz yetkililerince bildirilmiştir. Unutmayın! Alkol miktarı ne kadar az olursa olsun,bedenin organları alkolün tahribatından kurtulamaz. Çünkü alkol ve benzeri maddeler gram gram zehirdir. Bira, alkolizmin ve arkasındaki bütün kötülüklerin, uyuşturucu bağımlılığı dahil, itici gücü olduğu gibi, alkollü olduğu halde alkolsüz diye reklam edilen bira da tam bir yutturmaca ve aynı şekilde alkolizmin maskeli tuzağıdır.
Evet, bira, en şerli meyhanelerin, büfelerden başlayarak, köşe başı ve mahalle bakkallarına ve marketlere uzanan kanlı oltasıdır. Bira,özel biracılığın başladığı 1669-70’li yıllardan sonra,biracının akla gelmez oyunları,reklam ve rekabet yarışları sebebiyle ülkemizde alkolizmi ve alkol tüketimini %900’lere ve daha yükseklere ulaştıran alkollü içkidir. Biranın hafif görünümüne kesinlikle aldanmayınız,inanmayınız.Zîrâ ülkemizde ve dünyada alkolizm ve uyuşturucu salgınlarının baş sebebi biradır. Serbest bira satışları ve biracı oyunlarıdır.
Trafik kazalarında önemli payı olan bira,tertibindeki alkolün kana daha çabuk karışması sebebiyle kısa zamanda sarhoşluk verir. İnsanların birayı hafif görmesi nedeniyle,bira tüketiminde görülen hızlı artış, gerek alkolizmi,gerekse de narkotik bağımlılıklarını ve kaza-belaları da çok büyük oranda artırmış ve artırmaya da devam etmektedir. Aile içi şiddet-geçimsizliklerin,futbol anarşisinin baş sebebi biradır. Bira kesinlikle kanser yapıcıdır.Karışımında önemli miktarda Nitroz -Amin bulunan bira, korkunç bir kanserojendir. Nitekim ağrı dindirici olarak kullanılan “Pramidon” ilacı içinde fazla miktarda nitroz-amin bulunduğu için piyasadan kaldırılmıştır. Orta miktarda bira içen bir kimse,günde 70 pramidon hapı almış kadar nitroz-amin almaktadır.
Sevgili gençler, alkolsüz denilen bira reklamlarına aldanmayınız. Zîrâ,arpa ile şerbetçi otunun mayalanmasından (alkolize olmasından) oluşan biranın alkolsüz olması ilmen mümkün değildir. İçinde %2-%4 alkol ulunan fakat alkolsüz(!) olarak tezgahlanan biralar da alkollü içkidir. Bakınız:“İngiltere’de 18 yaşından küçükler için açılan alkolsüz(%2-%4 alkollü) birahanelere giden gençlerin hepsi 18 yaşına girerken alkollü birahanelerin ve meyhanelerin en sâdık müşterileri olduğu” İngiliz yetkililerince bildirilmiştir. Unutmayın! Alkol miktarı ne kadar az olursa olsun,bedenin organları alkolün tahribatından kurtulamaz. Çünkü alkol ve benzeri maddeler gram gram zehirdir. Bira, alkolizmin ve arkasındaki bütün kötülüklerin, uyuşturucu bağımlılığı dahil, itici gücü olduğu gibi, alkollü olduğu halde alkolsüz diye reklam edilen bira da tam bir yutturmaca ve aynı şekilde alkolizmin maskeli tuzağıdır.
Evet, bira, en şerli meyhanelerin, büfelerden başlayarak, köşe başı ve mahalle bakkallarına ve marketlere uzanan kanlı oltasıdır. Bira,özel biracılığın başladığı 1669-70’li yıllardan sonra,biracının akla gelmez oyunları,reklam ve rekabet yarışları sebebiyle ülkemizde alkolizmi ve alkol tüketimini %900’lere ve daha yükseklere ulaştıran alkollü içkidir. Biranın hafif görünümüne kesinlikle aldanmayınız,inanmayınız.Zîrâ ülkemizde ve dünyada alkolizm ve uyuşturucu salgınlarının baş sebebi biradır. Serbest bira satışları ve biracı oyunlarıdır.
Ülkemizde ne yazıkki sigaraya karşı yürütülen kampanyanın onda biri alkole karşı yürütülmüyor..Alkolizm Türkiyede ilerleyen çok sinsi ve ciddi bir sorundur..Alkolizm her geçen gün Türk toplumunun altını oymaktadır..Alkolün illa bir insana zarar vermesi için bir insanın alkolik olması gerekmez..Genç bir çocuk düşünün..Kafası birşeye bozuluyor..Alkolle arası pek yok..ama o gün kafası bozuk olduğu için gidip istediği marketten rahatlıkla alkol temin edip içebiliyor ve alkolün verdiği cesaretle cinayet ve gasp gibi birçok suçu rahatlıkla işleyebiliyor..Alkol uzun vadede en az uyuşturucu kadar zararlıdır..Hem sosyolojik,hem psikolojik hemde fiziksel açıdan bu zararları düşünmek lazım..Fiziksel olarak kanser,kalp krizi ve beyin kanaması gibi ölümcül hastalıklara davetiye çıkarıyor, sosyolojik olarak insanları suça teşvik ediyor,psikolojik olaraksa insanı madde bağımlısı nevrotik bir kişi haline getiriyor..Kısacası toplumun altını oyuyor..Ne yazıkki ülkemizde alkolün satışına yönelik bir denetim de yok..18 yaşından küçük olan milyonlarca insan bugün alkol bağımlısı..bunun en önemli nedenlerinden biri alkol satışına denetim ve yaş sınırlamasının getirilmemesi..Bence uyuşturucu bir madde olarak insan sağlığına ve toplum refahına verdiği zararlar göz önüne alınarak tıpkı uyuşturucu madde gibi alkolün satışı da yasaklanmalı..Dünya çapında alkolün yasaklanmamasının ana nedeni halkın alkol ile uyuşturulmak istenmesidir..Alkol satışından milyarlarca dolar kazanan dev şirketlerin global bazda yaptığı lobiler de alkolün yasaklanmasına mani olmaktadır..çünkü onların kazanacağı para insan hayatından daha değerli...Akp hükümeti alkolü yasaklamaya kalktığı zaman 'yobaz' olarak nitelendirildi..Bu yakıştırmayı yapanlara sormak lazım alkol kullanarak mı laik ve demokrat olunuyor
Nereden bakılırsa bakılsın korkunç bir olay..Doğanın kanunu..Bence yeni bir hayatın başlangıcı falan değil..Kimse insanların ölüm korkusunu yenmesi için uydurduğu bu yalanlara inanmasın..Kimsesizler mezarlığında hiç ölen insanların gözündeki o korkunç ifadeyi gördü mü? şimdi bazı dindar arkadaşlar diyecekki:' o korkunç ifadenin nedeni yaşarken günahkar olmaları' boşuna kendinizi avutmayın..çünkü aynı korkunç ifade 5 yaşındaki çocuğun cesedinde de var..bu da olayın korkunçluğunu gözler önüne seriyor..Ölü insanlar mezara konduğunda ise çürüme önce bağırsaklardan başlar..bağırsakları beyaz kurtçuklar,kanatlı karıncalar,hamam böcekleri ve haşareler işgal eder..yeni ölmüş bir insanın mezarına kulağınızı koyduğunuzda arı kovanını andıran bir ses duyarsanız..ancak bu arı sesi değil ölünün üzerindeki böcek sürüsünün çıkardığı koro halindeki yemek yeme sesidir..mezara yeni gömülen ölü insan onlar için taze protein kaynağıdır..leş kokusu ise onları yemeğe davet eden iştah açıcı bir davetiye kokusudur..hele ölen insan başına yada vücuda aldığı bir yara sonucu ölmüşse deymeyin böceklerin keyfine..hemen yaranın içine gömülürler..kısacık bir sürede yarayı koskoca ve içi böcek dolu bir oyuk haline geitirirler..gözleri ise kapakları ile birlikte karıncalar yerler..Bazen leş kokusuna dayanamayıp sinekler de toprağın içine girerler..bir kere küçükken bir kedi ölüsünün nasıl çürüdüğünü izlemiştim...kediyi gömdükten sonra toprağı açtığımda çok tuhaf böcekler gördüm..kanatlı karıncalar,eşşek arıları,tırtıllar,hamam böcekleri,siyah örümcekler...belliki böceklerin hepsi davetliydi ziyafete de davetiye kartları yoktu..Öldükten sonra insana niçin abdest aldırılır,biliyormusunuz? ? çünkü çoğu ölü insan ölüm sırasında korkudan dışkısını,idrarını ve spermini dışarıya boşaltır..Bu pislikten dolayı ölü insanlar bol su ile iyice yıkanır,ilaçlanır..ardından abdestin farzları yerine getirilir..çenesi de düşmesin diye sıkıca bir kumaş parçası ile bağlanır..gözleri kaydığı için ve kendisini gören yakınların moralinin bozulmaması için göz kapakları kapatılır..
Uyku için yarı ölüm diyorlar..Bu cahiliye döneminden kalmış bir hurafe..uykuda insanın duruş biçimi öldükten sonraki duruş biçimiyle aynı değildir..Öldükten sonra insana niçin abdest aldırılır,biliyormusunuz? ? çünkü çoğu ölü insan ölüm sırasında dışkısını,idrarını ve spermini dışarıya boşaltır..Bu pislikten dolayı ölü insanlar bol su ile iyice yıkanır,ilaçlanır..ardından abdestin farzları yerine getirilir..çenesi de düşmesin diye sıkıca bir kumaş parçası ile bağlanır..gözleri kaydığı için ve kendisini gören yakınların moralinin bozulmaması için göz kapakları kapatılır..uyku ise bambaşka birşeydir..şimdi soruyorum size uykunun neresi yarı ölüm? bu durum ise insanların ölüme alıştırılması için uydurulmuş bir durumdur.. başka birşey değil
Herkes bu adamın bir anda 'hokus pokus' yapan bir sihirbaz gibi sıfırdan başlayıp dolar milyarderi olduğunu falan sanıyor..Ama çok yanılıyorlar..Kimsenin bir halt bildiği yok..Herkes laf olsun diye konuşuyor..Adam,Rus gizli servisi KGB ile İngiliz gizli servisi MI5 arasındaki bağlantıyı sağlayan bir KGB ajanı...Yoksa komunizmden yeni çıkmış bir ülkede devlet malının üzerine kondururlar mı adamı? Eğer KGB'den bağımsız biri olsaydı önce Rus devletinden uyarı alırdı malı devlete iade etmesi için..Uyarıya kulak asmaması halinde ise dünyanın öbür ucuna kaçsa öldürülürdü..Bundan dolayı Abramovich denilen dolar milyarderi kukladan başka birşey değil..KGB'nin kirli paralarını aklamakla görevli bir ajan..Hem dünyada Ruslara iyi bir imaj kazandırmak,hem KGB'nin İngiltere faaliyetlerini organize etmek hemde sasyonel ve gösterişli hareketlerle Rusya'yı dünyaya tanıtmak için seçilmiş bir dublör..Yoksa dünyada sıfırdan başlayıp öylesine bir servete ulaşabilen insan varmıdır acaba? ? bir düşünsenize..
Tüm dünyada global sermaye olarak adlandırılan Türkiye gibi ülkelere bile faizle borç verecek kadar zengin olan,IMF ve amerikan dolarını basan Federal Reserve Bank'ın sahibi Rotschild ve Rockefeller gibi yahudi para babalarının finanse ettiği terör örgütü..Bu terör örgütünün finanse edilmesinin ana nedenleri islamın tüm dünyada kötü gösterilmek istenmesi,islama karşı nefret uyandırılmak istenmesi ve ABD-İsrail ikilisinin ortadoğuya canının istediği zaman saldırabilmesi için hazır bir bahane olması..Türkiye'de ABD ve İsrail karşıtlığı çok üst seviyede...İleride ABD, İran'a; İsrail ise Suriye'ye saldıracak..Bu durum gözönüne alındığında Türkiye'nin açık desteğine ihtiyaç duyacaklar..Ancak şu anki durumda Türkiye'den destek değil ancak köstek bulabileceklerini onlar da çok iyi biliyorlar..Türkiye'de halk ABD ve İsrail'den nefret ediyor..Onun için öyle birşey yapmalılarki Türkiye'yi 'islami terörizm'den nefret ettiririp kendi saflarında savaşa sokmaları gerekir..Bunun içinde El-Kaide ve Usama Bin Laden'in yardımına ihtiyaçları var..El-Kaide Türkiye'de çok sansasyonel ve kanlı bir eyleme girişmenin arifesinde..Filistin'de El-Fetih'in askeri kanadı Ebu-Nidal'ın bünyesindeki Türkiye sempatizanlarından sızan bilgilere göre El-Kaide İstanbul yada Ankara'da katliam yapmak için uygun zaman kollamaya başladı..Kimsenin aklına Kasım 2003'deki HSBC bank ve İngiliz konsolosluğu gibi basit saldırılar gelmesin..El-Kaide'nin yapmayı planladığı saldırı on binlerce kişinin öleceği bir saldırı olacak..Kimyasal silah yada misket bombası kullanılması yüksek ihtimal..El-Kaide saldırıdan kısa bir süre sonra saldırıyı üstlenip 'gavurlaşan Türkiye'yi cezalandırdığını söyleyecek..ABD ise fırsattan istifade İran'a saldıracak..Büyük bir ihtimalle İsrail de Suriye'ye saldıracak..ABD Türkiye'nin desteği karşılığında PKK ve EL-Kaide'yi yok edeceğini ayrıca Türkiye'nin IMF'deki tüm borcunun sileneceğini söyleyecek ve karşılığında Türk askerinden savaşta istifade edecek..Terörizmden çok çeken Türkiyede, halkın öfkesi nedeniyle ABD ve İsrail'in tarafında savaşa girecek..Neticede Türkiye istenilen kıvamda tezgaha gelmiş olacak..
Bazı kitaplarda,dergilerde ve basın organlarında gerçek adının Mahmut Yıldırım olduğu öne sürülmesine rağmen adı sır gibi saklanan bir ajan..Fakat sanıldığı gibi Yeşil Jitem bünyesinde görev yapmamıştır..Çünkü Yeşil Jitem'in faaliyetlerini yürütebilecek çapta birisi değildir..Ne bağlantı olarak nede güç olarak..Yeşil dediğiniz adam tecavüzcü bir katildir..Yeşil'in bu kadar sansasyonel bir kişilik haline gelmesinin ana nedeni ise kendisine emir veren güç odaklarının sahip olduğu prestijdir..Yeşil sadece Gladıo'nun tetikçilerinden birisidir..Gladıo soğuk savaş yıllarında komunizm tehlikesine karşı savunması zayıf olan ülkelerin kendilerini korumaları için CIA tarafından kurulup tüm dünyaya kirli işleri ile bir örümcek ağı gibi yayılan kontr-gerilla grubudur..Yeşil ise Gladıo ve Jitem'in arasındaki bağlantıyı sağlayan birisidir..Yeşil anlatıldığı gibi bir halk kahramanı falan değil sadece bir tetikçidir..Yeşil Jitem'in faaliyetlerini sabote eden kişidir..Gladıo'nun Jitem bünyesine sızmasını istemeyen kişileri ve ordu mensuplarını ise kendi elleriyle aldığı emirler doğrultusunda öldürmüştür..Şimdi soruyorum size Yeşil CIA için mi çalışan biri yoksa Türk birimleri için mi?
Futbolculuk olarak hırsı ve özgüveni ile iyi bir futbolcuydu fakat sporcu ahlakının onda birine sahip değildi..İkide bir kendini yerlere atmalar,hakemi aldatmaya çalışmalar,kameraların önünde edilen küfürler ve yapılan çirkeflikler...İşte Bülent Korkmaz'ın kısaca tanımı..
Ehud Olmert, Ariel Şaron'un aniden hastalanıp komaya girmesiyle İsrail'de başbakanlık koltuğuna damdan düşer gibi bir anda oturan karanlık bir siyasi lider..İsrail gizli servisi Mossad'ın askeri kanadında bile Ehud Olmert'e ait net bilgiler yok..Mossad gibi dünyanın en tehlikeli gizli servisi, kendi başbakanı hakkında yeterince bilgiye sahip olmamaktan yakınıyor..Ehud Olmert'in 70'lerde Amerikan dışişleri bakanlığı yapan ve siyonist politkiları yüzünden eleştirilen musevi Henry Kissenger'ın öğrencisi olduğu dışında net bir bilgi yok..Anlayacağınız nereden bakarsanız bakın adam kapalı bir kutu..
Trafik kazalarında önemli payı olan bira,tertibindeki alkolün kana daha çabuk karışması sebebiyle kısa zamanda sarhoşluk verir. İnsanların birayı hafif görmesi nedeniyle,bira tüketiminde görülen hızlı artış, gerek alkolizmi,gerekse de narkotik bağımlılıklarını ve kaza-belaları da çok büyük oranda artırmış ve artırmaya da devam etmektedir. Aile içi şiddet-geçimsizliklerin,futbol anarşisinin baş sebebi biradır. Bira kesinlikle kanser yapıcıdır.Karışımında önemli miktarda Nitroz -Amin bulunan bira, korkunç bir kanserojendir. Nitekim ağrı dindirici olarak kullanılan “Pramidon” ilacı içinde fazla miktarda nitroz-amin bulunduğu için piyasadan kaldırılmıştır. Orta miktarda bira içen bir kimse,günde 70 pramidon hapı almış kadar nitroz-amin almaktadır.
Sevgili gençler, alkolsüz denilen bira reklamlarına aldanmayınız. Zîrâ,arpa ile şerbetçi otunun mayalanmasından (alkolize olmasından) oluşan biranın alkolsüz olması ilmen mümkün değildir. İçinde %2-%4 alkol ulunan fakat alkolsüz(!) olarak tezgahlanan biralar da alkollü içkidir. Bakınız:“İngiltere’de 18 yaşından küçükler için açılan alkolsüz(%2-%4 alkollü) birahanelere giden gençlerin hepsi 18 yaşına girerken alkollü birahanelerin ve meyhanelerin en sâdık müşterileri olduğu” İngiliz yetkililerince bildirilmiştir. Unutmayın! Alkol miktarı ne kadar az olursa olsun,bedenin organları alkolün tahribatından kurtulamaz. Çünkü alkol ve benzeri maddeler gram gram zehirdir. Bira, alkolizmin ve arkasındaki bütün kötülüklerin, uyuşturucu bağımlılığı dahil, itici gücü olduğu gibi, alkollü olduğu halde alkolsüz diye reklam edilen bira da tam bir yutturmaca ve aynı şekilde alkolizmin maskeli tuzağıdır.
Evet, bira, en şerli meyhanelerin, büfelerden başlayarak, köşe başı ve mahalle bakkallarına ve marketlere uzanan kanlı oltasıdır. Bira,özel biracılığın başladığı 1669-70’li yıllardan sonra,biracının akla gelmez oyunları,reklam ve rekabet yarışları sebebiyle ülkemizde alkolizmi ve alkol tüketimini %900’lere ve daha yükseklere ulaştıran alkollü içkidir. Biranın hafif görünümüne kesinlikle aldanmayınız,inanmayınız.Zîrâ ülkemizde ve dünyada alkolizm ve uyuşturucu salgınlarının baş sebebi biradır. Serbest bira satışları ve biracı oyunlarıdır.
Trafik kazalarında önemli payı olan bira,tertibindeki alkolün kana daha çabuk karışması sebebiyle kısa zamanda sarhoşluk verir. İnsanların birayı hafif görmesi nedeniyle,bira tüketiminde görülen hızlı artış, gerek alkolizmi,gerekse de narkotik bağımlılıklarını ve kaza-belaları da çok büyük oranda artırmış ve artırmaya da devam etmektedir. Aile içi şiddet-geçimsizliklerin,futbol anarşisinin baş sebebi biradır. Bira kesinlikle kanser yapıcıdır.Karışımında önemli miktarda Nitroz -Amin bulunan bira, korkunç bir kanserojendir. Nitekim ağrı dindirici olarak kullanılan “Pramidon” ilacı içinde fazla miktarda nitroz-amin bulunduğu için piyasadan kaldırılmıştır. Orta miktarda bira içen bir kimse,günde 70 pramidon hapı almış kadar nitroz-amin almaktadır.
Sevgili gençler, alkolsüz denilen bira reklamlarına aldanmayınız. Zîrâ,arpa ile şerbetçi otunun mayalanmasından (alkolize olmasından) oluşan biranın alkolsüz olması ilmen mümkün değildir. İçinde %2-%4 alkol ulunan fakat alkolsüz(!) olarak tezgahlanan biralar da alkollü içkidir. Bakınız:“İngiltere’de 18 yaşından küçükler için açılan alkolsüz(%2-%4 alkollü) birahanelere giden gençlerin hepsi 18 yaşına girerken alkollü birahanelerin ve meyhanelerin en sâdık müşterileri olduğu” İngiliz yetkililerince bildirilmiştir. Unutmayın! Alkol miktarı ne kadar az olursa olsun,bedenin organları alkolün tahribatından kurtulamaz. Çünkü alkol ve benzeri maddeler gram gram zehirdir. Bira, alkolizmin ve arkasındaki bütün kötülüklerin, uyuşturucu bağımlılığı dahil, itici gücü olduğu gibi, alkollü olduğu halde alkolsüz diye reklam edilen bira da tam bir yutturmaca ve aynı şekilde alkolizmin maskeli tuzağıdır.
Evet, bira, en şerli meyhanelerin, büfelerden başlayarak, köşe başı ve mahalle bakkallarına ve marketlere uzanan kanlı oltasıdır. Bira,özel biracılığın başladığı 1669-70’li yıllardan sonra,biracının akla gelmez oyunları,reklam ve rekabet yarışları sebebiyle ülkemizde alkolizmi ve alkol tüketimini %900’lere ve daha yükseklere ulaştıran alkollü içkidir. Biranın hafif görünümüne kesinlikle aldanmayınız,inanmayınız.Zîrâ ülkemizde ve dünyada alkolizm ve uyuşturucu salgınlarının baş sebebi biradır. Serbest bira satışları ve biracı oyunlarıdır.
Ülkemizde ne yazıkki sigaraya karşı yürütülen kampanyanın onda biri alkole karşı yürütülmüyor..Alkolizm Türkiyede ilerleyen çok sinsi ve ciddi bir sorundur..Alkolizm her geçen gün Türk toplumunun altını oymaktadır..Alkolün illa bir insana zarar vermesi için bir insanın alkolik olması gerekmez..Genç bir çocuk düşünün..Kafası birşeye bozuluyor..Alkolle arası pek yok..ama o gün kafası bozuk olduğu için gidip istediği marketten rahatlıkla alkol temin edip içebiliyor ve alkolün verdiği cesaretle cinayet ve gasp gibi birçok suçu rahatlıkla işleyebiliyor..Alkol uzun vadede en az uyuşturucu kadar zararlıdır..Hem sosyolojik,hem psikolojik hemde fiziksel açıdan bu zararları düşünmek lazım..Fiziksel olarak kanser,kalp krizi ve beyin kanaması gibi ölümcül hastalıklara davetiye çıkarıyor, sosyolojik olarak insanları suça teşvik ediyor,psikolojik olaraksa insanı madde bağımlısı nevrotik bir kişi haline getiriyor..Kısacası toplumun altını oyuyor..Ne yazıkki ülkemizde alkolün satışına yönelik bir denetim de yok..18 yaşından küçük olan milyonlarca insan bugün alkol bağımlısı..bunun en önemli nedenlerinden biri alkol satışına denetim ve yaş sınırlamasının getirilmemesi..Bence uyuşturucu bir madde olarak insan sağlığına ve toplum refahına verdiği zararlar göz önüne alınarak tıpkı uyuşturucu madde gibi alkolün satışı da yasaklanmalı..Dünya çapında alkolün yasaklanmamasının ana nedeni halkın alkol ile uyuşturulmak istenmesidir..Alkol satışından milyarlarca dolar kazanan dev şirketlerin global bazda yaptığı lobiler de alkolün yasaklanmasına mani olmaktadır..çünkü onların kazanacağı para insan hayatından daha değerli...Akp hükümeti alkolü yasaklamaya kalktığı zaman 'yobaz' olarak nitelendirildi..Bu yakıştırmayı yapanlara sormak lazım alkol kullanarak mı laik ve demokrat olunuyor
Nereden bakılırsa bakılsın korkunç bir olay..Doğanın kanunu..Bence yeni bir hayatın başlangıcı falan değil..Kimse insanların ölüm korkusunu yenmesi için uydurduğu bu yalanlara inanmasın..Kimsesizler mezarlığında hiç ölen insanların gözündeki o korkunç ifadeyi gördü mü? şimdi bazı dindar arkadaşlar diyecekki:' o korkunç ifadenin nedeni yaşarken günahkar olmaları' boşuna kendinizi avutmayın..çünkü aynı korkunç ifade 5 yaşındaki çocuğun cesedinde de var..bu da olayın korkunçluğunu gözler önüne seriyor..Ölü insanlar mezara konduğunda ise çürüme önce bağırsaklardan başlar..bağırsakları beyaz kurtçuklar,kanatlı karıncalar,hamam böcekleri ve haşareler işgal eder..yeni ölmüş bir insanın mezarına kulağınızı koyduğunuzda arı kovanını andıran bir ses duyarsanız..ancak bu arı sesi değil ölünün üzerindeki böcek sürüsünün çıkardığı koro halindeki yemek yeme sesidir..mezara yeni gömülen ölü insan onlar için taze protein kaynağıdır..leş kokusu ise onları yemeğe davet eden iştah açıcı bir davetiye kokusudur..hele ölen insan başına yada vücuda aldığı bir yara sonucu ölmüşse deymeyin böceklerin keyfine..hemen yaranın içine gömülürler..kısacık bir sürede yarayı koskoca ve içi böcek dolu bir oyuk haline geitirirler..gözleri ise kapakları ile birlikte karıncalar yerler..Bazen leş kokusuna dayanamayıp sinekler de toprağın içine girerler..bir kere küçükken bir kedi ölüsünün nasıl çürüdüğünü izlemiştim...kediyi gömdükten sonra toprağı açtığımda çok tuhaf böcekler gördüm..kanatlı karıncalar,eşşek arıları,tırtıllar,hamam böcekleri,siyah örümcekler...belliki böceklerin hepsi davetliydi ziyafete de davetiye kartları yoktu..Öldükten sonra insana niçin abdest aldırılır,biliyormusunuz? ? çünkü çoğu ölü insan ölüm sırasında korkudan dışkısını,idrarını ve spermini dışarıya boşaltır..Bu pislikten dolayı ölü insanlar bol su ile iyice yıkanır,ilaçlanır..ardından abdestin farzları yerine getirilir..çenesi de düşmesin diye sıkıca bir kumaş parçası ile bağlanır..gözleri kaydığı için ve kendisini gören yakınların moralinin bozulmaması için göz kapakları kapatılır..
Uyku için yarı ölüm diyorlar..Bu cahiliye döneminden kalmış bir hurafe..uykuda insanın duruş biçimi öldükten sonraki duruş biçimiyle aynı değildir..Öldükten sonra insana niçin abdest aldırılır,biliyormusunuz? ? çünkü çoğu ölü insan ölüm sırasında dışkısını,idrarını ve spermini dışarıya boşaltır..Bu pislikten dolayı ölü insanlar bol su ile iyice yıkanır,ilaçlanır..ardından abdestin farzları yerine getirilir..çenesi de düşmesin diye sıkıca bir kumaş parçası ile bağlanır..gözleri kaydığı için ve kendisini gören yakınların moralinin bozulmaması için göz kapakları kapatılır..uyku ise bambaşka birşeydir..şimdi soruyorum size uykunun neresi yarı ölüm? bu durum ise insanların ölüme alıştırılması için uydurulmuş bir durumdur.. başka birşey değil
Herkes bu adamın bir anda 'hokus pokus' yapan bir sihirbaz gibi sıfırdan başlayıp dolar milyarderi olduğunu falan sanıyor..Ama çok yanılıyorlar..Kimsenin bir halt bildiği yok..Herkes laf olsun diye konuşuyor..Adam,Rus gizli servisi KGB ile İngiliz gizli servisi MI5 arasındaki bağlantıyı sağlayan bir KGB ajanı...Yoksa komunizmden yeni çıkmış bir ülkede devlet malının üzerine kondururlar mı adamı? Eğer KGB'den bağımsız biri olsaydı önce Rus devletinden uyarı alırdı malı devlete iade etmesi için..Uyarıya kulak asmaması halinde ise dünyanın öbür ucuna kaçsa öldürülürdü..Bundan dolayı Abramovich denilen dolar milyarderi kukladan başka birşey değil..KGB'nin kirli paralarını aklamakla görevli bir ajan..Hem dünyada Ruslara iyi bir imaj kazandırmak,hem KGB'nin İngiltere faaliyetlerini organize etmek hemde sasyonel ve gösterişli hareketlerle Rusya'yı dünyaya tanıtmak için seçilmiş bir dublör..Yoksa dünyada sıfırdan başlayıp öylesine bir servete ulaşabilen insan varmıdır acaba? ? bir düşünsenize..
Tüm dünyada global sermaye olarak adlandırılan Türkiye gibi ülkelere bile faizle borç verecek kadar zengin olan,IMF ve amerikan dolarını basan Federal Reserve Bank'ın sahibi Rotschild ve Rockefeller gibi yahudi para babalarının finanse ettiği terör örgütü..Bu terör örgütünün finanse edilmesinin ana nedenleri islamın tüm dünyada kötü gösterilmek istenmesi,islama karşı nefret uyandırılmak istenmesi ve ABD-İsrail ikilisinin ortadoğuya canının istediği zaman saldırabilmesi için hazır bir bahane olması..Türkiye'de ABD ve İsrail karşıtlığı çok üst seviyede...İleride ABD, İran'a; İsrail ise Suriye'ye saldıracak..Bu durum gözönüne alındığında Türkiye'nin açık desteğine ihtiyaç duyacaklar..Ancak şu anki durumda Türkiye'den destek değil ancak köstek bulabileceklerini onlar da çok iyi biliyorlar..Türkiye'de halk ABD ve İsrail'den nefret ediyor..Onun için öyle birşey yapmalılarki Türkiye'yi 'islami terörizm'den nefret ettiririp kendi saflarında savaşa sokmaları gerekir..Bunun içinde El-Kaide ve Usama Bin Laden'in yardımına ihtiyaçları var..El-Kaide Türkiye'de çok sansasyonel ve kanlı bir eyleme girişmenin arifesinde..Filistin'de El-Fetih'in askeri kanadı Ebu-Nidal'ın bünyesindeki Türkiye sempatizanlarından sızan bilgilere göre El-Kaide İstanbul yada Ankara'da katliam yapmak için uygun zaman kollamaya başladı..Kimsenin aklına Kasım 2003'deki HSBC bank ve İngiliz konsolosluğu gibi basit saldırılar gelmesin..El-Kaide'nin yapmayı planladığı saldırı on binlerce kişinin öleceği bir saldırı olacak..Kimyasal silah yada misket bombası kullanılması yüksek ihtimal..El-Kaide saldırıdan kısa bir süre sonra saldırıyı üstlenip 'gavurlaşan Türkiye'yi cezalandırdığını söyleyecek..ABD ise fırsattan istifade İran'a saldıracak..Büyük bir ihtimalle İsrail de Suriye'ye saldıracak..ABD Türkiye'nin desteği karşılığında PKK ve EL-Kaide'yi yok edeceğini ayrıca Türkiye'nin IMF'deki tüm borcunun sileneceğini söyleyecek ve karşılığında Türk askerinden savaşta istifade edecek..Terörizmden çok çeken Türkiyede, halkın öfkesi nedeniyle ABD ve İsrail'in tarafında savaşa girecek..Neticede Türkiye istenilen kıvamda tezgaha gelmiş olacak..
Bazı kitaplarda,dergilerde ve basın organlarında gerçek adının Mahmut Yıldırım olduğu öne sürülmesine rağmen adı sır gibi saklanan bir ajan..Fakat sanıldığı gibi Yeşil Jitem bünyesinde görev yapmamıştır..Çünkü Yeşil Jitem'in faaliyetlerini yürütebilecek çapta birisi değildir..Ne bağlantı olarak nede güç olarak..Yeşil dediğiniz adam tecavüzcü bir katildir..Yeşil'in bu kadar sansasyonel bir kişilik haline gelmesinin ana nedeni ise kendisine emir veren güç odaklarının sahip olduğu prestijdir..Yeşil sadece Gladıo'nun tetikçilerinden birisidir..Gladıo soğuk savaş yıllarında komunizm tehlikesine karşı savunması zayıf olan ülkelerin kendilerini korumaları için CIA tarafından kurulup tüm dünyaya kirli işleri ile bir örümcek ağı gibi yayılan kontr-gerilla grubudur..Yeşil ise Gladıo ve Jitem'in arasındaki bağlantıyı sağlayan birisidir..Yeşil anlatıldığı gibi bir halk kahramanı falan değil sadece bir tetikçidir..Yeşil Jitem'in faaliyetlerini sabote eden kişidir..Gladıo'nun Jitem bünyesine sızmasını istemeyen kişileri ve ordu mensuplarını ise kendi elleriyle aldığı emirler doğrultusunda öldürmüştür..Şimdi soruyorum size Yeşil CIA için mi çalışan biri yoksa Türk birimleri için mi?