Seher vaktine kadar, yine seni aradım Şişeleri tek tek, kadehlerle sorguladım. Benim bahanem sensin Bana eşlik etmen için, sana bir bahane lazım Ne dersin?
- Ben seni ararken uzak yakın her yerde, oysa sen benden bile yakındın bana. Artık Kiramen Katibin gibi sevabımı günahımı ayırmadan benimle ilgili bir şeyler yazan ve onlara dostluk eden üçüncü bir göz var, sağımda, solumda,önümde, arkamda, içimde, dışımda... Zaten beni ederse en az üç göz adam eder.
- Birisi dinlese; “delisiniz” derdi. Duyanlar belki akıl sır erdiremezdi. Bu hal, ancak ibret anlatılarının içinde huşu ile dinlenirdi. Kim bilir, anlatmaya güç bile yetmezdi.
Yetmezlikle yetinebilen, bir hali kim kabullenebilir ki? Çoklarına göre, isim lazımdır illaki.
Bir gören olsaydı, ismi kaldırıverdiğini. Adlandırmadan da bize/bana seslenebildiğini ve hatta, hatta hatta duyurabildiğini...
Bilselerdi işte, biri şahit olabilseydi... Aynı ben gibi, sen gibi anlatabilseydi. Gözlere gelmek isterdi herkes. Kimse “maşallah” demezdi o zaman. İnşallah olurdu imrenmede en sık zikirleri. Gözlere gelip 3. gözü isterlerdi. Tıpkı, benim istediğim gibi.
- Doğum günün ne zaman? ... XX.XX.19XX, neden sordun? - Sana SÜRPRİZ bir doğum günü yapmak istiyorum da, izin verir misin? ... Hı! ? xæ! ' jchgfils? ? :S...
Kal dersen...
'KAL' de N'olur!
LÜTFEN!
Benimle gel...
Bana gelsen, bende kalsan diyorum.
- Derin bir nefes
- Üç nokta ile ise, laf dokundurma, (devamını dinlemeyi sevmiyorum)
- Mutlu son
- Hak ediş
Seher vaktine kadar, yine seni aradım
Şişeleri tek tek, kadehlerle sorguladım.
Benim bahanem sensin
Bana eşlik etmen için, sana bir bahane lazım
Ne dersin?
Görebilirdin belki de beni, bakmayı bir deneseydin.
Söz geçmez bana
Gözden düşsem bu yolda.
Nar Çiçeğinden haylazım,
Gül dalından hovarda
- Ben seni ararken uzak yakın her yerde, oysa sen benden bile yakındın bana. Artık Kiramen Katibin gibi sevabımı günahımı ayırmadan benimle ilgili bir şeyler yazan ve onlara dostluk eden üçüncü bir göz var, sağımda, solumda,önümde, arkamda, içimde, dışımda... Zaten beni ederse en az üç göz adam eder.
- Birisi dinlese; “delisiniz” derdi. Duyanlar belki akıl sır erdiremezdi. Bu hal, ancak ibret anlatılarının içinde huşu ile dinlenirdi. Kim bilir, anlatmaya güç bile yetmezdi.
Yetmezlikle yetinebilen, bir hali kim kabullenebilir ki? Çoklarına göre, isim lazımdır illaki.
Bir gören olsaydı, ismi kaldırıverdiğini. Adlandırmadan da bize/bana seslenebildiğini ve hatta, hatta hatta duyurabildiğini...
Bilselerdi işte, biri şahit olabilseydi... Aynı ben gibi, sen gibi anlatabilseydi. Gözlere gelmek isterdi herkes. Kimse “maşallah” demezdi o zaman. İnşallah olurdu imrenmede en sık zikirleri. Gözlere gelip 3. gözü isterlerdi.
Tıpkı, benim istediğim gibi.
- Doğum günün ne zaman?
... XX.XX.19XX, neden sordun?
- Sana SÜRPRİZ bir doğum günü yapmak istiyorum da, izin verir misin?
... Hı! ? xæ! ' jchgfils? ? :S...
Ah ne güzel bir düş kurmak, o düşün içinde yaşamak! ...