Ağır aksak Siler hayat Yüzümdeki tenimdeki izleri Ve en zorda Aklı evvel Yüreğime anlatırım Canımdan saydığımın İçimi eze eze El olup sessiz, gidişini... anlamaz ki... Aşk öylece, hazırolda Durup ne seni ne beni beklemez ki Biraz yürek biraz çaba Ve gözün kara olmalı Bir büyük can pazarı aşk Sapasağlam çıkmalı Hiç korkaklık dinlemez ki, dinlemez ki Ben büyük aşkların kadınıyım Kimler geçti ayaktayım, sen de mi duracaktım Boşver gitsin Artık kurşunlara diziyorum, yalan aşk oyununu Duvarlara yazıyorum sonunu bitsin Boşver zaten hayat beni hiç anlamadı ki Boşver zaten ne söylesem Neyse . . .
bugün otobüste önünde oturan adam uyuyor die camı açamadılar diğer bütün camlar ve otobüsün havalandırması açık olduğu halde nefes alamadım o cama taktım kafayı başıma ağrılar girdi kendimi dışarı atmamak için zor tuttum çok fena bişey bu takıntı yazarken bile nefesim daralıyo :))
sevdiğim, yeşil eriğim ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin hapiste günler ağır geçermiş olsun be ben çoktan vazgeçtim hürriyetimden yeterki yetim bir çocuk gibi bırakma yüreğimi zira sensiz bu can bir yüktür yüreğime kaldır öpülesi alnını ve bak bana gördün mü gülüm birtek gözlerim değişmedi
en lazım olduğu anda şarjı biter ya da çekmez ya da kontürün bitmiştir faturayı ödemediğinden hat kapalıdır benim telefon beni deli etmeye yarıyo son zamanlarda
aklından o kadar çok şey geçer ki aslında hayatının en güzel cümlelerini kurmuşsundur belkide. o kadar çoktur ki cümlelerin aralarından hiçbirini seçemezsin seçsende işine yaramaz zaten
bilirsin ki karşındakini avutmayacak hiçbir söz doğru kelime yoktur onu avutmak için avunulmaz çünkü süslü sözlerle öyle bir derttir.
peynirli, sucuklu, salamlı, kıymalı, soğanlı ve hatta salçalı, haşlaması sadece yağda kızarmışı öğrencilik zamanının vazgeçilmez kahvaltısı çok ii yımırta kırarım :)) bu sayede
en sevdiğim şarkıları efkarlıyım,benmişim ve bazen dir ve sesi çok güzel bence
Neyse
Ağır aksak
Siler hayat
Yüzümdeki tenimdeki izleri
Ve en zorda
Aklı evvel
Yüreğime anlatırım
Canımdan saydığımın
İçimi eze eze
El olup sessiz, gidişini... anlamaz ki...
Aşk öylece, hazırolda
Durup ne seni ne beni beklemez ki
Biraz yürek biraz çaba
Ve gözün kara olmalı
Bir büyük can pazarı aşk
Sapasağlam çıkmalı
Hiç korkaklık dinlemez ki, dinlemez ki
Ben büyük aşkların kadınıyım
Kimler geçti ayaktayım, sen de mi duracaktım
Boşver gitsin
Artık kurşunlara diziyorum, yalan aşk oyununu
Duvarlara yazıyorum sonunu bitsin
Boşver zaten hayat beni hiç anlamadı ki
Boşver zaten ne söylesem
Neyse
.
.
.
bugün otobüste önünde oturan adam uyuyor die camı açamadılar diğer bütün camlar ve otobüsün havalandırması açık olduğu halde nefes alamadım o cama taktım kafayı başıma ağrılar girdi kendimi dışarı atmamak için zor tuttum çok fena bişey bu takıntı yazarken bile nefesim daralıyo :))
benim ki Türk olsun şöle orta şekerli bol köpüklü, hazır kahvenin kokusuna bile tahammül edemiyorum
uzun zamandır tutarım o kadar ii saklarım ki iki aydır nerde olduğunu ben bile bulamadım :) ciddiyim
sevdiğim, yeşil eriğim
ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin
hapiste günler ağır geçermiş
olsun be
ben çoktan vazgeçtim hürriyetimden
yeterki yetim bir çocuk gibi bırakma yüreğimi
zira sensiz bu can
bir yüktür yüreğime kaldır öpülesi alnını
ve bak bana gördün mü gülüm
birtek gözlerim değişmedi
en lazım olduğu anda şarjı biter ya da çekmez ya da kontürün bitmiştir faturayı ödemediğinden hat kapalıdır benim telefon beni deli etmeye yarıyo son zamanlarda
aklından o kadar çok şey geçer ki aslında hayatının en güzel cümlelerini kurmuşsundur belkide. o kadar çoktur ki cümlelerin aralarından hiçbirini seçemezsin seçsende işine yaramaz zaten
bilirsin ki karşındakini avutmayacak hiçbir söz
doğru kelime yoktur onu avutmak için
avunulmaz çünkü süslü sözlerle
öyle bir derttir.
Şehit
İstanbul'da bir şehir
hatları vapuruna
verildi adım
iki kıyı arasında
usanmadan dolaşır
her iskelede
seni ararım
Sunay Akın
peynirli, sucuklu, salamlı, kıymalı, soğanlı ve hatta salçalı, haşlaması sadece yağda kızarmışı öğrencilik zamanının vazgeçilmez kahvaltısı
çok ii yımırta kırarım :)) bu sayede