Doğurdun beni hacel arada kör karanlık bir gecede On altı yaşında beni İstanbul a saldın anacım Ama inan göbeğimi kopartığında bu kadar canım yanmamıştı Belki bu yüzden bu yüzden anacığım yüzüm gözüm kırık dolaşırım hala Avuçlar dolusu ağladım yalnızlığımda pek belli etmeden Ama en çok babam buzağımı kestiğinde ağlamıştım Şimdi bunlar nerden çıktı deme bana hep konuşmak istemişimdir yıllar yılı Ama olmadı Beklide kalabalık sülale olmanın bedeli Bir sofrada kahvaltıya doyamadım anacığım bırakta konuşayım Beklide ölesim gelmiş kim bilir bırakta ağlayayım ...
Beni hoyrat bir makasla Ah eski bir fotoğraftan oydular Orda kaldı yanağımın yarısı Kendini boşlukla tamamlar Ah omuzumda bir kesik el ki Hala hala durmadan kanar
Annem çocukken sesini radyodan duyduğu hiç görmediği Nuri Sesigüzel'e aşıkmış ta ki tarlaya giderken yırtık bir gazete parçasında Nuri Sesigüzel ve kızıyla ilgili haberi okuyana kadar evliymiş meğer dünyam yıkılmıştı der hep canım benim :))
taşınan dükkan sahipleri yeni taşındıkları dükkanın yerini gösteren kocaman bir krokiyi kapıya asmışlardır ama yurdum insanı o koca kağıdın üzerinden karanlık olan içeriyi görmeye çabalar kapıya vurur zile basar, ümitsizce sağına soluna bakar ya 10 dakikdır bakınıyor merakla bekliyorum ne zaman farkedecek krokiyi :))
Doğurdun beni hacel arada kör karanlık bir gecede
On altı yaşında beni İstanbul a saldın anacım
Ama inan göbeğimi kopartığında bu kadar canım yanmamıştı
Belki bu yüzden bu yüzden anacığım yüzüm gözüm kırık dolaşırım hala
Avuçlar dolusu ağladım yalnızlığımda pek belli etmeden
Ama en çok babam buzağımı kestiğinde ağlamıştım
Şimdi bunlar nerden çıktı deme bana hep konuşmak istemişimdir yıllar yılı
Ama olmadı
Beklide kalabalık sülale olmanın bedeli
Bir sofrada kahvaltıya doyamadım anacığım bırakta konuşayım
Beklide ölesim gelmiş kim bilir bırakta ağlayayım
...
Desem şimdi. Çok büyük yalan olur.
Bir insanın amcasıyla dayısı aynı kişi olabilir mi? Olmaz demeyin :)))
Garfield'ın en sevdiği yemek. Ağzının tadını biliyormuş kereta :)
Ah kavaklar ah kavaklar
Bedenim üşür yüreğim sızlar
Beni hoyrat bir makasla
Ah eski bir fotoğraftan oydular
Orda kaldı yanağımın yarısı
Kendini boşlukla tamamlar
Ah omuzumda bir kesik el ki
Hala hala durmadan kanar
Ah kavaklar ah kavaklar
Acı düştü peşime
Çok sevdiğim bir hocam; ' Keşke uçsuz bucaksız bir dağda cahil bir çoban olsam. Bir sevdiğimi kaybettiğimde karnı ağrıyordu öldü derdim' demişti.
Haklıydı isteğinde. Bilmek bazen kahrediyor.
anne gece evde olmayan sabah erkenden gelen abiyi kastederek;
-nerden çıktı bu? ?
-bana mı soruyorsun?
:))))))
Annem çocukken sesini radyodan duyduğu hiç görmediği Nuri Sesigüzel'e aşıkmış ta ki tarlaya giderken yırtık bir gazete parçasında Nuri Sesigüzel ve kızıyla ilgili haberi okuyana kadar evliymiş meğer dünyam yıkılmıştı der hep canım benim :))
Platonik aşkım :)))
taşınan dükkan sahipleri yeni taşındıkları dükkanın yerini gösteren kocaman bir krokiyi kapıya asmışlardır ama yurdum insanı o koca kağıdın üzerinden karanlık olan içeriyi görmeye çabalar kapıya vurur zile basar, ümitsizce sağına soluna bakar ya 10 dakikdır bakınıyor merakla bekliyorum ne zaman farkedecek krokiyi :))