iğrenilesi bi yaratık olmak zorundaymış gibi bir his salan ve sonra onu tanıdığımda ne farkı var dediğim diğerlerinden muhteşem yaratıklardan. ve elif şafak(bit palas) kitabında daha da çok sevdiğim şey.
mavi, onu söylüyor bana. mavi, şarkı söylememi seven demek. mavi, o küçücük vücudunda kocaman ve nasırlı eller taşıyan adam demek. mavi, şimdi özlediğim için ağlayabileceğim şehirlerin denizleri demek.
çok çocuktum, ufacık işte... hava kararmıştı, oyuncaklar toplanıyordu yerlerden. mahallenin sokağı topraktı. ve ben kendimi çok akıllı zannederek (gerçi zekice ve mantıklıydı o an için) oyuncaklarımı ertesi gün tekrar evden taşıyıp yorulmamak için bir torbaya doldurup toprağın içine gömmüştüm. sonra yüzümde bir tebessüm... sabah insanların çoşkulu sesleriyle uyanmıştım. sokağa asvalt atılmıştı. tek yaptığım şey pijamalarımla sokağa fırlamaktı. işte ilk elemle o an tanıştım. bağırarak ağlamıştım. ilerleyen günlerde elime geçirdiğim tüm aletlerle asvaltı deşmeye çalışmıştım; ama çıkar yol legolarımı unutmaktı. hala unutamadım ve bu lego şuan yaşadığım bazı şeylerin farklı bir hali.
acıya ilintilidir.
iğrenilesi bi yaratık olmak zorundaymış gibi bir his salan ve sonra onu tanıdığımda ne farkı var dediğim diğerlerinden muhteşem yaratıklardan. ve elif şafak(bit palas) kitabında daha da çok sevdiğim şey.
mavi, onu söylüyor bana.
mavi, şarkı söylememi seven demek.
mavi, o küçücük vücudunda kocaman ve nasırlı eller taşıyan adam demek.
mavi, şimdi özlediğim için ağlayabileceğim şehirlerin denizleri demek.
onu bulduğumda tüm müzik anlayışım değişti. tanrıtanımaz. o, benim için en güzel bağıran insan üstü varlık.
çok çocuktum, ufacık işte... hava kararmıştı, oyuncaklar toplanıyordu yerlerden. mahallenin sokağı topraktı. ve ben kendimi çok akıllı zannederek (gerçi zekice ve mantıklıydı o an için) oyuncaklarımı ertesi gün tekrar evden taşıyıp yorulmamak için bir torbaya doldurup toprağın içine gömmüştüm. sonra yüzümde bir tebessüm... sabah insanların çoşkulu sesleriyle uyanmıştım. sokağa asvalt atılmıştı. tek yaptığım şey pijamalarımla sokağa fırlamaktı. işte ilk elemle o an tanıştım. bağırarak ağlamıştım. ilerleyen günlerde elime geçirdiğim tüm aletlerle asvaltı deşmeye çalışmıştım; ama çıkar yol legolarımı unutmaktı. hala unutamadım ve bu lego şuan yaşadığım bazı şeylerin farklı bir hali.