Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Sevil Kutman
Sevil Kutman

YAŞAMIMIZ.ÖNEM VERDİĞİMİZ OLAYLARA KARŞI SESSİZ KALDIĞI GÜN SON BULMAYA BAŞLAR.

  • şu an ne dinliyorum18.01.2009 - 21:44

    'Hello' Lionel Richie

  • şu an ne dinliyorum09.01.2009 - 23:11

    CANDAN ERÇETİN

    BEN KİMİM

    AZ MIYIM ÇOK MUYUM
    VAR MIYIM YOK MUYUM

    BEN NEYİM

    MASAL MIYIM GERÇEK MİYİM

    KAÇ MIYIM GÖÇ MÜYÜM
    HİÇ MİYİM SUÇ MUYUM
    BEN KİMİM

    İBRET MİYİM CİNNET MİYİM

    HİÇLİKLER İÇİNDE KANAYAN YÜREK
    YOKLUKLAR İÇİNDE SAVAŞAN BEDEN
    BOŞLUKLAR İÇİNDE KARIŞAN ZİHİN
    GÜÇLÜKLER İÇİNDE DEĞİL MİYİM

    YOKSA… YOKSA…

    HER İHANETE AKIL ERDİREN
    HER CEHALETE KILIF UYDURAN
    HER ESARETE FİYAT BİÇTİREN
    SEN DEĞİL DE BEN MİYİM?

    GEÇİMSİZİM BU GÜNLERDE
    KİMSESİZİM BU YERLERDE
    DEĞERSİZİM BU ELLERDE
    ÇARESİZİM DOĞDUĞUM YERDE

    GÖLGESİZİM HER GÜN HER YERDE

    SES MİYİM SUS MUYUM
    SİS MİYİM PUS MUYUM
    BEN NEYİM

    DEHA MIYIM HEBA MIYIM

    AK MIYIM PAK MIYIM
    AL MIYIM SAT MIYIM
    BEN KİMİM

    YARAR MIYIM ZİYAN MIYIM

    YALANLAR İÇİNDE DOĞRUYU BULAN
    CAYANLAR İÇİNDE SÖZÜNDE DURAN
    SATANLAR İÇİNDE AYAK DİREYEN
    YANANLAR İÇİNDE DEĞİL MİYİM

    HER ADALETE DUVAR ÖRDÜREN
    HER CESARETE KİLİT VURDURAN
    HER ASALETE BOYUN EĞDİREN
    SEN DEĞİL DE BEN MİYİM

    GEÇİMSİZİM BU GÜNLERDE
    KİMSESİZİM BU YERLERDE
    DEĞERSİZİM BU ELLERDE
    ÇARESİZİM DOĞDUĞUM YERDE / GÖLGESİZİM HER GÜN HER YERDE

  • erzurum12.12.2008 - 10:48

    Çok istediğim halde gidemediğim yerlerden birisi.

  • ahde vefa11.12.2008 - 21:40

    Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler. Derler ki:

    - Ey halife, bu aramızdaki arkadaş bizim babamızı öldürdü. Ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin.
    Bu söz üzerine Hz. Ömer suçlanan gence dönerek:
    - Söyledikleri doğru mu diye sorar.
    Suçlanan genç der ki:
    - Evet doğru.
    Bu söz üzerine Hz Ömer anlat bakalım nasıl oldu diye sorar. Genç anlatmaya başlar:
    - Ben bulunduğum kasabada hali vakti yerinde olan bir insanım. Ailemle beraber gezmeye çıktık, kader bizi arkadaşların bulunduğu yere getirdi. Affedersiniz hayvanlarımın arasında bir güzel atım var ki dönen bir defa daha bakıyor. Hayvana ne yaptıysam bu arkadaşların bahçesinden meyve koparmasına engel olamadım. Arkadaşların babası içerden hışımla çıktı atıma bir taş attı, atım oracıkta öldü. Nefsime bu durum ağır geldi, ben de bir taş attım, babası öldü. Kaçmak istedim fakat arkadaşlar beni yakaladı, durum bundan ibaret, dedi. Hz Ömer:
    - Söyleyecek bir şey yok, bu suçun cezası idam. Madem suçunu da kabul ettin, dedi. Bu sözden sonra delikanlı söz alarak:
    - Efendim bir özrüm var, diyerek konuşmaya başladı:
    - Ben memleketinde zengin bir insanım, babam, rahmetli olmadan bana epey bir altın bıraktı. Gelirken kardeşim küçük olduğu için saklamak zorunda kaldım. Şimdi siz bu cezayı infaz ederseniz yetimin hakkını zayi ettiğiniz için Allah(cc) indinde sorumlu olursunuz, bana üç gün izin verirseniz ben emaneti kardeşime teslim eder gelirim, bu üç gün içinde yerime birini bulurum, der.
    Hz. Ömer der ki:
    - Bu topluluğa yabancı birisin, senin yerine kim kalır ki?

    Sözün burasında genç adam ortama bir göz atar, der ki:
    - Bu zat benim yerime kalır. O zat Hz. Peygamber Efendimizin (sav) en iyi arkadaşlarından, daha yaşarken cennetle müjdelenen Amr Ibni As' dan başkası değildir. Hz. Ömer Amr'a dönerek:
    - Ey Amr, delikanlıyı duydun, der. O yüce sahabe:
    - Evet, ben kefilim, der ve genç adam serbest bırakılır. Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama gençten bir haber yoktur. Medine'nin ileri gelenleri Hz. Ömer'e çıkarak gencin gelmeyeceği, dolayısıyla Amr Ibni As'a verilecek idam yerine maktulün diyetini vermeyi teklif ederler, fakat gençler razı olmaz ve babamızın kanı yerde kalsın istemiyoruz derler. Hz. Ömer kendinden beklenen cevabı verir der ki:
    - Bu kefil babam olsa fark etmez cezayı infaz ederim. Hz Amr Ibni As ise tam bir teslimiyet içerisinde der ki:
    - Biz de sözümün arkasındayız. Bu arada kalabalıkta bir dalgalanma olur ve insanların arasından genç görünür. Hz. Ömer gence dönerek derki:
    - Evladım gelmeyebilirdin, kaçma şansın vardı neden geldin?
    Genç vakurla başını kaldırır ve (günümüz insani için pek de önemli olmayan) :
    - 'AHDE VEFASIZLIK ETTI' demeyesiniz diye geldim der. Hz. Ömer başını bu defa çevirir ve Amr Ibni As'a der ki:
    - Ey Amr, sen bu delikanlıyı tanımıyorsun, nasıl oldu onun yerine kefil oldun? . Amr Ibni As Allah kendisinden ebediyyen razı olsun, vakurla kanımızı donduracak bir cevap verir:
    - Bu kadar insanın içerisinden beni seçti.'İNSANLIK ÖLDÜ 'dedirtmemek için kabul ettim, der. Sıra gençlere gelir, derler ki:
    - Biz bu davadan vazgeçiyoruz.
    Bu sözün üzerine Hz Ömer:
    - Biraz evvel babamızın kani yerde kalmasın diyordunuz ne oldu da vazgeçiyorsunuz, der. Gençlerin cevabı da dehşetlidir:
    - MERHAMETLİ İNSAN KALMADI' DEMEYESINIZ DİYE…

  • istanbul06.12.2008 - 23:45

    Ah güzel İstanbul,benim sevgili yarim
    Güzelliğin aksetmiş boğazın sularına
    Benim herşeyim sensin seninle bahtiyarım
    O kızlar sarılmış sinene,kollarına
    Ah güzel İstanbul sen benim canımsın.

  • şu an ne dinliyorum03.12.2008 - 22:08

    Penceremin perdesini
    Havalandıran rüzgar
    Denizleri köpük köpük
    Dalgalandıran rüzgar

    Gir içeri usul usul
    Beni bu dertten kurtar

    Yabancısın buralara
    Nerelerden geliyorsun
    Otur dinlen başucuma
    Belli ki çok yorulmuşsun

    Bana esmeyi anlat
    Bana sevmeyi anlat
    Bana esmeyi anlat
    Esip geçmeyi anlat

    Anlat ki çözülsün dilim
    Ben rüzgarım demeliyim
    Rüzgarlığı anlat bana
    Senin gibi esmeliyim

  • Atatürk'ün sevdiği şarkılar30.11.2008 - 15:46

    Alişimin Kaşları Kare
    Pencere Açıldı Bilal Oğlan

  • hayat30.11.2008 - 15:37

    Hayat engebeli bir yoldur.

  • ölüm29.11.2008 - 13:18

    Gideceğim yer kara toprak
    Götüreceğim bir kefen değilmi?

  • kuvayi milliye 23.11.2008 - 22:09

    Dağınık çeteler olarak ortaya çıkan bu hareket,daha sonraları düzenli orduya dönüşmüştür.Kuvay-i Milliye aslında bir halk direnişi,halkın kendisini ve vatanını kurtarmak için oluşturduğu bir güçdür.