Solumak isterdim sende zamanı Havanı suyunu çayını Yudumlamak isterdim Kenin güneyde Gök kuşagı renginde Kara bulut olup Gürlemek isterdim Dagınd bagında Ha boşaldı ha boşalacak Sel olup akmak isterdim Çaglayanlardan aşşağı ve Karışıp denizlere Çoğalmak isterdim türküler de
Bana uzak bana yasak Tarlası bıtrak Akdağım Yıllar yılı kandım sana Sızlayan yürek yarası Sağ göğsüm de Akdağımadeni Sol göğsümde Akçakışla sevdası
Ve başın yayla Baş belası Akşamın serinliğinde Kıldırkaç döndüğünde Fettan bakışlı kızlarıyla Bir gece karşılamak isterdim Çifte pınarda Öküz damında Yıldızlara inad yakardım Çırayı tutardım meşaleyi Ve yazmak isterdim, Ay ışığında sayfalarca Alifakıdan tut Kel hasanın hanifi.. Uzun ömeri, kıraliyi.. Ağ mahmut, çakır celalı.. Gizirin oğlunu, çapıtı yalanı.. Misliyi, tatarı, Deli valiyi. tüysüzü. Çarıksızı.yani babamı... Yazmak isterdim yazmak Köyün tarihini safalarca.......
Seni Ne zamandan beri düşünüyorum Nasılda geçmiş zaman Gece mi olmuş yoksa Yoksa güneşmi tutulmuş Ay yüzlü Yüzün ne kadar da aydınlık. Hele hele gözlerin Bir fincan kahve Bir tas şarap Yudum.yudum.yudumlasam Saf sular gibi
Seni düşünüyorum Saçların tel tel Efil efil ıgralandıkca Bir çıglık,bir telaş Bir fırtına kopar içimde ki Sen,sen kıpırdadıkca Korkusuz,cesur saf tutmuş Yağmur bulutu gibi pak Bu gece düşlerime hadi gel.. Hadi gel gelde bir bak.
Ben sevdamı dagların Hoyrat rüzgarlarına yazdım Deseler ki aşk ne Deseler ki sevda ne Haykırırım son nefesimle Aşk sensin Sevda sensin Yemin ederim ki Tüm kutsal kitaplar adına, Yemin ederim ki Asi çatık kaşlara Sen aşkın,ta kendisisin
Şimdi ben Yaslandığın dağ gibi yalnız Yürüdüğün yol gibi tozlu Susturdugun çocuk gibi öksüzüm Ve ben seni düşünüyorum Nerde nasıl diye sorma
Bir bahar geleceğim sana Siyah beyaz Düşlerim olacak yanım da Salep sökeceğim kuşluk vati kuzulak mantar toplayacagım Çökelek yuvka olacak heybemde Özlem gidereceğim düğmelide
Kim bilir belkide Zemherinin tam orası olacak Gelişim sana Doğduğum gün kar yağacak Penceremde kuşlar oynacak Kanatları ıslak gagalarında buz Çiğ düşecek kibriklerime buğulanacak gözlerim Sen olmayacaksın. O olmaycak. Bir ateş düşecek içime. Buzlar eriyecek kuşun kanadında Ben yanacağım dilim yanacak..... Mutlaka.Ama mutlaka geleceğim beklenmediğim bir gecede Aralık tam ortasında sesizce. Çamrak.Başınyayla.Söğütcük.. Çalınmış düşlerimi getireceğim Elerim çıra. Saçlarım gökce kokacak Kibriklerimde düğümlenmiş buzları Bir gülüş.Bir öpüş.Bir bakış çözecek. Havaya düşen cemre gibi...
Bir akşam üstü geleceğim sana Yüreğimde hasret. Gözümde yaş getireceğim Damla damla doldurup kadehe Sarhoş olacağım günlerce geçmişi unutup geleceğe Saf sular gibi çoğalacağım Sevmelerimi bilirsin,akçakışla gurbete inad Toprağını öpeceğim geldiğimde
Bizim köyde de odası olan ağaydı Davullu zurnalı oyunu. halaydı O zamanlar geçinmek hayli dardı Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Kavlak değirmen taşı dişlerdi Kanbırın kahve harıl harıl işlerdi El gelirse celal ağa bir neşeydi Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Musa memet zorlu davar sürerdi Hürünün mehmet bulgur... yarma döverdi Deli vali mükemmel duvar örerdi Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Honto osmanın kumükdü dişleri, Halim ağanın karman çorman işleri Yola sıgmaz çatımıydı kaşları Ne ağalarNe beyler geçti bu köyden…
Cakalinin öyküsü çoook acıklı Süründü garip çollu çocuklu Kırdının kıvrak yayvan bacaklı Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Gazinin oglu sap saman toplardı Çinginin mahmut pire gibi zıplardı Kara yayha hopur- hopur hoplardı Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Dattibe çavış nice harplere girmiş Katran tulugu Yunan zulmünü gormüş Çoban hacı epey kır bayır sürmüş Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Kekeç halit konuşurken tınlardı Hidayet Ağa söylemeden anlardı Çapıdı yalan inim inim inlerdi Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Durmuş mustafa ibrahim bir gitti kırali uzun ömer kekliği tüketti Adil ağa sögütcüğe çok tamah etti Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Güllünün çullu biraz tuhaf biriydi Kavlagın aliosman tam gönül eriydi Tatara kılı bilale ne söylesem yeriydi Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Üçler ticarette bir numara oldu Hüsnü çavuş ankarayı yürüyerek buldu Şaban ağa iki çekiç bir vede durdu Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Hüsnü ağa yoncalıgı cennet bildi, Bekir...durmuş hafız kazadan öldü, Azrail ağ mahmuda pek erken geldi, Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Kadirin memetin öküzü kağnısı mandı Nayıl ağa hovardalık da pek yamandı Yahya dayının mekanı ağ pınardı Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Aliçavuşun yayha çakırın musa candadır Yaşa bakarsan babalardan hayli öndedir Kimbilir akşamda sabahda sıra bendedir Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Tahirin haçımehmet keni düzledi Naşat ağa şavgı dayı onu izledi Gizirin oglu pezzikden bezmedi Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Hatipler denince topcu sayılırdı Ahmet ağa ağ kızlara darılırdı Havuz bahri enine boyuna yayılırdı Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Satın omarın eker sürü ağası Kayış oglu malla iyiydi arası Hanifi dayının deyneği ekmek parası Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Aliustanın havız çok kuran okurdu Kurmuş ali sele sepet dokurdu Hürü nine kimsesiz hemde fakırdı Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Alifakının.Vahtının mekanı saydı çoban hacı zolu enerdi bogayı Köy birbirine içli dışlı akrabaydı Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Eminin habib Muhtarların hası Dede torunlara bırakmış mirası Eskiden salma toplardı köy hasası Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
tulunun mustafa derindereye dayandı Başın yayla adım adım paylandı ali fakılar söğütcüğe doymadı Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Keyiş beleni kele eyibe kalmadı Hasbi ağa halk partiden den caymadı Kagnıcı sınırlı belene doymadı Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Tüysüz kendi kendine konuşur giderdi camızı sıgırı arbaş dayı güderdi Hüsnü çavuş başlatmış göçü hicreti Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden…
Kahyanın hasanın konuşması gürdü Tefik ağa mazlum bir hayat sürdü yusuf osman halis tez defderi dürdü Ne ağalar Ne beyler geçti bu köyden
salim derki.. Bizden sonra konar göçer daha nicesi Şimdi tütmez oldu bir çoğunun bacası Yazamadıklarım kabahatsız kusursuz Uzunu kısası cücesi...
zor olanı başarmak
evli erkek evli kadın ikiside bir arayış içinde bir birinde aradığını bulursa mutluluğu yakalar yoksa ikiside heder olurlar
kızımın adı duygusal hassas oldukça zeki daima ileriyi gören biri esin
gayıpdan ses haber peygamberlere mahsus
yeni başlangıçların iyi olması dilepimle
inşallah böyle bir şey yoktur
İçimde Büyütüm Seni
Solumak isterdim sende zamanı
Havanı suyunu çayını
Yudumlamak isterdim Kenin güneyde
Gök kuşagı renginde
Kara bulut olup
Gürlemek isterdim
Dagınd bagında
Ha boşaldı ha boşalacak
Sel olup akmak isterdim
Çaglayanlardan aşşağı ve
Karışıp denizlere
Çoğalmak isterdim türküler de
Bana uzak bana yasak
Tarlası bıtrak Akdağım
Yıllar yılı kandım sana
Sızlayan yürek yarası
Sağ göğsüm de Akdağımadeni
Sol göğsümde Akçakışla sevdası
Ve başın yayla Baş belası
Akşamın serinliğinde
Kıldırkaç döndüğünde
Fettan bakışlı kızlarıyla
Bir gece karşılamak isterdim
Çifte pınarda Öküz damında
Yıldızlara inad yakardım
Çırayı tutardım meşaleyi
Ve yazmak isterdim,
Ay ışığında sayfalarca
Alifakıdan tut
Kel hasanın hanifi..
Uzun ömeri, kıraliyi..
Ağ mahmut, çakır celalı..
Gizirin oğlunu, çapıtı yalanı..
Misliyi, tatarı,
Deli valiyi. tüysüzü.
Çarıksızı.yani babamı...
Yazmak isterdim yazmak
Köyün tarihini safalarca.......
Şiirde geçen lakablar özel
ve yöresel
Salim Erben
Yüküm Sevdamdır
Seni
Ne zamandan beri düşünüyorum
Nasılda geçmiş zaman
Gece mi olmuş yoksa
Yoksa güneşmi tutulmuş
Ay yüzlü
Yüzün ne kadar da aydınlık.
Hele hele gözlerin
Bir fincan kahve
Bir tas şarap
Yudum.yudum.yudumlasam
Saf sular gibi
Seni düşünüyorum
Saçların tel tel
Efil efil ıgralandıkca
Bir çıglık,bir telaş
Bir fırtına kopar içimde ki
Sen,sen kıpırdadıkca
Korkusuz,cesur saf tutmuş
Yağmur bulutu gibi pak
Bu gece düşlerime hadi gel..
Hadi gel gelde bir bak.
Ben sevdamı dagların
Hoyrat rüzgarlarına yazdım
Deseler ki aşk ne
Deseler ki sevda ne
Haykırırım son nefesimle
Aşk sensin Sevda sensin
Yemin ederim ki
Tüm kutsal kitaplar adına,
Yemin ederim ki
Asi çatık kaşlara
Sen aşkın,ta kendisisin
Şimdi ben
Yaslandığın dağ gibi yalnız
Yürüdüğün yol gibi tozlu
Susturdugun çocuk gibi öksüzüm
Ve ben seni düşünüyorum
Nerde nasıl diye sorma
Salim Erben
Buramburam Kokarsın
Bir bahar geleceğim sana
Siyah beyaz
Düşlerim olacak yanım da
Salep sökeceğim kuşluk vati
kuzulak mantar toplayacagım
Çökelek yuvka olacak heybemde
Özlem gidereceğim düğmelide
Kim bilir belkide
Zemherinin tam orası olacak
Gelişim sana
Doğduğum gün kar yağacak
Penceremde kuşlar oynacak
Kanatları ıslak gagalarında buz
Çiğ düşecek kibriklerime
buğulanacak gözlerim
Sen olmayacaksın. O olmaycak.
Bir ateş düşecek içime.
Buzlar eriyecek kuşun kanadında
Ben yanacağım dilim yanacak.....
Mutlaka.Ama mutlaka geleceğim
beklenmediğim bir gecede
Aralık tam ortasında sesizce.
Çamrak.Başınyayla.Söğütcük..
Çalınmış düşlerimi getireceğim
Elerim çıra.
Saçlarım gökce kokacak
Kibriklerimde düğümlenmiş buzları
Bir gülüş.Bir öpüş.Bir bakış çözecek.
Havaya düşen cemre gibi...
Bir akşam üstü geleceğim sana
Yüreğimde hasret.
Gözümde yaş getireceğim
Damla damla doldurup kadehe
Sarhoş olacağım günlerce
geçmişi unutup geleceğe
Saf sular gibi çoğalacağım
Sevmelerimi bilirsin,akçakışla
gurbete inad
Toprağını öpeceğim geldiğimde
Salim Erben................
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Bizim köyde de odası olan ağaydı
Davullu zurnalı oyunu. halaydı
O zamanlar geçinmek hayli dardı
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Kavlak değirmen taşı dişlerdi
Kanbırın kahve harıl harıl işlerdi
El gelirse celal ağa bir neşeydi
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Musa memet zorlu davar sürerdi
Hürünün mehmet bulgur... yarma döverdi
Deli vali mükemmel duvar örerdi
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Honto osmanın kumükdü dişleri,
Halim ağanın karman çorman işleri
Yola sıgmaz çatımıydı kaşları
Ne ağalarNe beyler
geçti bu köyden…
Cakalinin öyküsü çoook acıklı
Süründü garip çollu çocuklu
Kırdının kıvrak yayvan bacaklı
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Gazinin oglu sap saman toplardı
Çinginin mahmut pire gibi zıplardı
Kara yayha hopur- hopur hoplardı
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Dattibe çavış nice harplere girmiş
Katran tulugu Yunan zulmünü gormüş
Çoban hacı epey kır bayır sürmüş
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Kekeç halit konuşurken tınlardı
Hidayet Ağa söylemeden anlardı
Çapıdı yalan inim inim inlerdi
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Durmuş mustafa ibrahim bir gitti
kırali uzun ömer kekliği tüketti
Adil ağa sögütcüğe çok tamah etti
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Güllünün çullu biraz tuhaf biriydi
Kavlagın aliosman tam gönül eriydi
Tatara kılı bilale ne söylesem yeriydi
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Üçler ticarette bir numara oldu
Hüsnü çavuş ankarayı yürüyerek buldu
Şaban ağa iki çekiç bir vede durdu
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Hüsnü ağa yoncalıgı cennet bildi,
Bekir...durmuş hafız kazadan öldü,
Azrail ağ mahmuda pek erken geldi,
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Kadirin memetin öküzü kağnısı mandı
Nayıl ağa hovardalık da pek yamandı
Yahya dayının mekanı ağ pınardı
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Aliçavuşun yayha çakırın musa candadır
Yaşa bakarsan babalardan hayli öndedir
Kimbilir akşamda sabahda sıra bendedir
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Tahirin haçımehmet keni düzledi
Naşat ağa şavgı dayı onu izledi
Gizirin oglu pezzikden bezmedi
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Hatipler denince topcu sayılırdı
Ahmet ağa ağ kızlara darılırdı
Havuz bahri enine boyuna yayılırdı
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Satın omarın eker sürü ağası
Kayış oglu malla iyiydi arası
Hanifi dayının deyneği ekmek parası
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Aliustanın havız çok kuran okurdu
Kurmuş ali sele sepet dokurdu
Hürü nine kimsesiz hemde fakırdı
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Alifakının.Vahtının mekanı saydı
çoban hacı zolu enerdi bogayı
Köy birbirine içli dışlı akrabaydı
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Eminin habib Muhtarların hası
Dede torunlara bırakmış mirası
Eskiden salma toplardı köy hasası
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
tulunun mustafa derindereye dayandı
Başın yayla adım adım paylandı
ali fakılar söğütcüğe doymadı
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Keyiş beleni kele eyibe kalmadı
Hasbi ağa halk partiden den caymadı
Kagnıcı sınırlı belene doymadı
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Tüysüz kendi kendine konuşur giderdi
camızı sıgırı arbaş dayı güderdi
Hüsnü çavuş başlatmış göçü hicreti
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
Kahyanın hasanın konuşması gürdü
Tefik ağa mazlum bir hayat sürdü
yusuf osman halis tez defderi dürdü
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden
salim derki..
Bizden sonra konar göçer daha nicesi
Şimdi tütmez oldu bir çoğunun bacası
Yazamadıklarım kabahatsız kusursuz
Uzunu kısası cücesi...
Ne ağalar Ne beyler
geçti bu köyden…
salim erben