* Olgun insan, öncelikle bağımsız bir kişilik sahibi, omuzları üzerinde bir baş taşıdığının farkında olan ve o başın da düşünmek ve karar için yaratıldığını bilen, içerisinde bir yürek taşıyan ve bu yüreğin sevmeye ve nefret etmeye yaradığını bilen, ' giydirilmiş kalas ' gibi sıradan, olmayan insandır. * Olgun insan, kendi kendisiyle barışık, dolasıyla kendisini bilen, sınırlarını, gücünü, zaafını, meziyetlerini bilen, hep kendi olmaya çalışıp bir başkası olmak için çırpınmayan, taklitçi değil özgün olan insandır. * Olgun insan duygu, düşünce ve eylem dengesini kurmuş insandır.Ne aşkını mantığına feda eder ne mantığını aşkına. Önce düşünür, sonra inanır, en sonunda yapar. Düşüncesi inancıyla, inancı eylemiyle, eylemi düşüncesiyle çatışmaz. * Olgun insan, zayıf ve güçlü yönlerini tanıyıp, heyecan ve içgüdülerini yönlendirmesini bilen insandır. Heyacan ve içgüdülerini yönlendirmek yerine onların kendisini yönlendirdiği insan, içgüdülerinin ve ayartıcı özbenliğinin (nefs) esiri olur. İçgüdülerin ve özbenliğin ayartıcı duygularını kontrol eden insanlar, güçlü bir içdenetimine sahip olan insanlardır. * Olgun insan, insani duyguları yok saymaz, onları yönlendirir ve terbiye eder. Mesela kızmak insani bir duygudur, eğer terbiye edilirse insanın ve hakikatin değer ve onurunu korur. Eğer edilmezse, bir zaafa dönüşür ve insanı tutsak eder. * Hüzün insani bir duygu olmasının yanında bir imkandır da, yerinde kullanan kimsenin ruhunu inceltir hüzün, ona iç derinlik ve bilgelik kazandırır. Ancak melankoliye dönüşür ve kronikleşirse, o zaman bir hastalık halini alır ve insandaki yaşama sevincini ve direncini yok eder.
OLGUN İNSANIN NİTELİKLERİ
* Olgun insan, öncelikle bağımsız bir kişilik sahibi, omuzları üzerinde bir baş
taşıdığının farkında olan ve o başın da düşünmek ve karar için yaratıldığını
bilen, içerisinde bir yürek taşıyan ve bu yüreğin sevmeye ve nefret etmeye
yaradığını bilen, ' giydirilmiş kalas ' gibi sıradan, olmayan insandır.
* Olgun insan, kendi kendisiyle barışık, dolasıyla kendisini bilen,
sınırlarını, gücünü, zaafını, meziyetlerini bilen, hep kendi olmaya çalışıp bir
başkası olmak için çırpınmayan, taklitçi değil özgün olan insandır.
* Olgun insan duygu, düşünce ve eylem dengesini kurmuş insandır.Ne aşkını
mantığına feda eder ne mantığını aşkına. Önce düşünür, sonra inanır, en
sonunda yapar. Düşüncesi inancıyla, inancı eylemiyle, eylemi düşüncesiyle
çatışmaz.
* Olgun insan, zayıf ve güçlü yönlerini tanıyıp, heyecan ve içgüdülerini
yönlendirmesini bilen insandır. Heyacan ve içgüdülerini yönlendirmek yerine
onların kendisini yönlendirdiği insan, içgüdülerinin ve ayartıcı özbenliğinin
(nefs) esiri olur. İçgüdülerin ve özbenliğin ayartıcı duygularını kontrol eden
insanlar, güçlü bir içdenetimine sahip olan insanlardır.
* Olgun insan, insani duyguları yok saymaz, onları yönlendirir ve terbiye eder.
Mesela kızmak insani bir duygudur, eğer terbiye edilirse insanın ve hakikatin
değer ve onurunu korur. Eğer edilmezse, bir zaafa dönüşür ve insanı tutsak
eder.
* Hüzün insani bir duygu olmasının yanında bir imkandır da, yerinde kullanan
kimsenin ruhunu inceltir hüzün, ona iç derinlik ve bilgelik kazandırır. Ancak
melankoliye dönüşür ve kronikleşirse, o zaman bir hastalık halini alır ve
insandaki yaşama sevincini ve direncini yok eder.