Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • Ötüken14.05.2005 - 19:48

    ÖTÜKEN KAFİLESİNİN ANADOLU YOLCULARI
    Ateş hattındaydılar,
    Daha bıyığı terlemeden
    Sonu gelmeyen kaldırımlı
    Sokaklardaydılar
    Koca şehirlerde,
    Okumaktı gayeleri
    Sevdikleri vatanlarına
    Bayraklarına ve devletlerine
    Hizmet için yanardı yürekleri
    Koca şehirler...


    O koca şehirler var ya
    Kandırılmış gençlerle
    Beynini satan kansızlar
    Vatanımın sokaklarındaydılar
    Bayrağa küfreden vatanı satan
    Milleti tanımayan
    Namerde boyun bükülmez
    Sessiz kalınmazdı
    Bozkurtça haykırdılar
    Dosta düşmana karşı
    'milliyetçi türkiye-milliyetçi türkiye'
    kan barut kokmaya başladı
    sokaklar meydanlar
    namlular üzerlerine doğruldu
    Ankara dan geldi ilk acı haber
    Adı Ruhi idi
    İlahiyat öğrencisiydi...
    Canlar verilmeye başlandı
    Car pazarında
    Canlar arandı
    İmamoğlu Önkuzu Özmen di


    Onlar
    Bayrağım solmasın diyerek
    Bayrağa kan verdiler
    Harekete simgeydi onlar
    Geride kalan
    Bozkurt mayalı
    Turan soylular
    Her defasında her defasında
    Kinle nefretle dolup
    İntikam yemini ettiler
    Gidenleri de hiç unutmadılar
    Öğrenci kampüslerinde
    Meydanlarda
    Ellerinde Türk Bayrağı
    Türk... Türk diye haykırdılar
    Yıllar sonra
    Dillerinin ucuna can veren
    Yarenleri gelince
    Hıçkırıklara boğuldular
    Bu dava onlardan emanet kaldı
    Bize diyerek
    Nerede bir ocak sözü duysalar
    İçleri koptu sanki
    Yürekleri bambaşka yerlere gitti
    Ocaklıydılar
    O ocakları dişleriyle tırnaklarıyla
    Kanlarıyla ve canlarıyla
    Yücelttiler...


    Yıllar geçiyor mezuniyetleri gelmiyordu
    Üzerlerinde karabulutlar
    Işığa hasret
    Öz vatanlarında palikarya
    Öz vatanlarında tutsak
    Çilehanelere salındılar
    Vatan sevdalarından
    Bayrak inatlarından
    Zamane insanına aykırı
    Ne değişmeyi ne başkalaşmayı
    Bilebildiler
    Çıktılar oralardan
    Gün doldura doldura
    Çile doldura doldura
    Genç yaşta saçları
    Bembeyaz oldu
    Kar taneleri yağmışçasına
    İçlerinden
    Yine aldılar canevlerinden kopardılar
    Götürdüler arkadaşlarını
    Çilehanelere...
    Çilen bitmedi diyerek
    Bu sevdaya çektiğin ceza az diyerek
    Arkada kalan gözü yaşlı anneler
    Eşler, yarlar vardı
    Bu sefer bu sefer
    Baba baba diye haykıran
    Ağlayan küçük bedenler
    Yavruları kaldı
    Dileğim,
    Gözü yaşlı yavruların
    Ağlayan gözlerinin
    Artık içlerinin gülmesidir
    Doyasıya sarılıp öpemedikleri
    Babalarıyla
    O uğruna heder oldukları
    Vatanın sokaklarında
    Gezmeleri olsun


    Ey siz!
    Ötüken kafilesinin Anadolu yolcuları
    Sizi tarih unutsada
    Sizin mayanızdan
    Genç bozkurt soylular
    Unutmadı... Unutmayacak.....

    Çağatay HAKAN

  • avrupa birliği14.05.2005 - 19:47

    İHANET! ! !

    Türkiyenin, Avrupa Birligine girmesi konusunda, Türkiyeden madde madde ödev yapması isteniyor.

    Bu ödevler,

    1) Türk Yurdunun, Avrupanin bir parca olmasi: Bu birinci kosul bunu Türkiye kayitsiz sartsiz kabul etmis durumda. Bu ne demektir efendiler? Bu davranis, Anadolu topraklarini ugrunda can verip kanla besleyen ve bu fedakarliklar ile Anadoluyu bir Türk Yurdu yapan milyonlarca Sehide ihanet etmek, onlarin kemiklerini sizlatmak, Ugrunda öldükleri Vatani gözyummadan, utanmadan, Avrupaya peskes cekmek demektir. Bu, Türkün ana irzi bildigi, ugrunda canini vermeye hazir oldugu Vatanin, gümüsten tepsi icerisinde göz göregöre Avrupanin, Türk Yurdunu ilhak etmesine izin vermek demektir. Avrupaya girmeden evvel bu sarti siritarak kabul edenler bugün Vatan Hainligi ile yargilanmalidir. Eger ilk Avrupa Birligine evet diyenler hayatta yok ise bugün yasayan ve hala Türk Yurdunu, Avrupaya satanlari basta ANAP ve Baskanini, Türk Milleti en tabii hakkini kullanip sandiktan cikarmamali, bogmalidir. Ve bu hakli infaz diger hainlere ibret olmalidir.

    2) Anadilde egitim, radyo televizyon haklari ve diger erilmesi gereken Özgürlükler: Tabii eger bir ülkenin yönetimini ele gecirmis isen, O Ülkenin topraklarini sinirlarin icine almis isen, istedigin gibi cirit atabilir her yere burnunu sokabilirsin. Avrupada hakli olarak, Sinirlari icerisinde yeralan bir ülkenin Milli Birligini zedelemek üzere o ülkede yasayan diger ethnik gruplara her tür hakkin taninmasini ve Milli Birligin bozulumasini Türkiyenin bir Türk-Kürt Federasyonu halini almasini istemektedir. Halbuki bu cogu pek muhterem cok demokrat Avrupa Birlesmis Devletlerinde sinilari icerisinde yasayan azinliklara hala ikinci sinif insan muamelesi yapilmakta haklari gaspedilmektedir (Türkler) . Birinci Problemin Cözümünde görüldügü üzere kabul edilmesi imkansiz görünen ikinci probleme karsi cikan Siyaseilerimiz haksizdir. Neden haksiz? cünki Birinci Maddeyi Kabul etmis, Avrupaya topraklarini katmaya karar vermissinki Avrupada hakli olarak senden cikarlarina göre bazi taleplerde bulunmustur. Asil yüzsüzler Türk Milli Politikasini belirleyen hainlerdir. Avrupa sucsuzdur

    3) Türkiyenin bir Avrupa Devleti olmasi halindeki durum: Türkiye Cumhuriyeti yerine, Türk-Kürt Federasyonu olusturulacaktir. Her karis topragi buram buram sehid kani kokan ve her karis topragin altinda, milyonlarca sehid yatan bu Vatan, Avrupa tarafindan ilhak edilmis ve bu aziz Vatan, Avrupanin bir parcasi halini almis olacaktir. Bugün az bile olsa duyulan Türk sesi susturulacak, Türk Düsmanlari o günden itibaren görevlerini yerine getirmis olmanin verdigi mutlukla Sampanya siseleri patlatip, Sehidimin kanini icecektir. Avrupa tarafindan Türk-Islam Ülkücülerine « FASCHiST » denilecek, Siyasi Hareketine ise Avrupa Parlamentosunda verilecek olan resmi ad « TÜRK FASCHIST PARTiSi » olacaktir. Bu adI sucsuz Ülkücü, Irkcilik nedir bilmeyen gariban Türk-Islam fedaisi, diger Avrupali Labaratuvar Irkcilariyla birlikte paylasmak zorunda birakilacak ve etkili bir politika ile kara bir propaganda sonucunda, Varliginin sebebi, Ülküsü Müslüman Türkleri esaretten kurtarmak, Turani kurup mazlum ve magdur Müslüman Milletleri korumak ve sadece Allaha kulluk etmek, onun rizasi kazanmak olan Ülkücü, Müslüman Türkün gözünden düsürelecek yokedilmesi icin Avrupa elinden geleni ardina koymayacaktir.

    4) Kibris sorunu: Türkiye, AB (Avrupa Birligi) eger Güney Kibrisi tam üye yaparsa, Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti ile birlesecegini duyurdu. Kibris AB icin mevkalade önem tasimaktadir. Her yönü ile. Akdenizde hakimiyet demektir Kibris. Deniz Ticaretini kontrol etmek demektir. Bu buna benzer nice cikarlar sözkonusudur.

    AB Karma Komisyonu, TÜSİAD'la toplandı. Cohn Bendit 'Kıbrıssız genişleme olmaz, Kıbrıs'ta çözüm bulun, bir çözüm oluşturamaz ve Kıbrısı ilhak ederseniz. Yani, Kuzey Kıbrısı Türkiye ile birleştirirseniz, Avrupa topraklarını ilhak etmiş olursunuz' diyor. Hakli Kizil Bendit. Kizil Bendit acikca Türkiye eger AB ne tam üye olursa ozaman Türkiye Avrupa Topragi kabul edilecek diyor. Kizil bizlere resmen “Ey Türk uyan, titre ve kendine dön! Biz Vatanini isgal ediyoruz sizde bize yardim ediyorsunuz. Ey Türk, senin karsina sIlahla ciktik fakat senin yigitligin, cesurlugun, Allah, Vatan ve Millet askin karsisinda yenik düstük. Canakkalede bogdun bizi. Kalbine el attik Vatanini isgal ettik namusunu cignedik. Seni yok ettik sandigimiz sirada yeniden dogdun Günes gibi üzerimize, kasip kavurdun bizi, Bozkurtcasina Vatanini kurtarip Özgürlügüne kavusmak icin ölürcesine ölüme kosarak bize saldirdin. Dayanamadik senin gücüne, kuvvetine. Ey Türk, bizi sildin meydanlardan ve Denize döktün. Namusunu temizledin. Ama simdi gene ciktik karsina bu sefer saman altindan su yürütürcesine. Seni Baris ve Dostluk Afyonu ile uyutuyoruz. Büyük sandiklarin hainler sayesinde Vatanini senin hakimiyetinden cikariyoruz. Resmen irzina geciyoruz. Bakiyoruzda uyanmaya calisiyorsun gözlerini ovaliyorsun. Bu durum bizi rahatsiz ediyor. Simdi yapabilecegimiz senin yeniden uyumani beklemek ve yeniden uykuya dalana dek seni oyalamak. Ama senin uyuman devam edecek, taaki farkina varip karsimiza cikacagin güne dek. Fakat o gün gec olabilir.”

    Sonuc: Baris ve Dostluk Afyonu yutarak daldigimiz gaflet uykusundan uyanmaliyiz. Avrupaya satilmaktan kurtulmali ve Istiklal Savasinda oldugu gibi gene Türkün yüceligini Avrupanin suratina samar gibi indirmeliyiz. Biz, “Türkiye eger AB ne tam üye olursa, Türk Yurdu, Avrupa Topragi olacak. Avrupa, Türkiyeyi mali Türkü ise esiri edinecek” diyoruz.

    Avrupada bunu dogrulayarak, “Eger tam üye Kibrisa, Avrupa Devleti olmayan bir Devlet müdahele eder, Kibris Topraginin bir parcasini kendine katar ise, Avrupa topraklarini ilhak etmis olur” diyerek tam üye bir Türkiyenin, Türk Yurdu degil Avrupa topragi sayilacagi iddiamizi dogruluyor.

    Biz Türk- Islam Ülkücüleri, Türk Milletine hizmet etmek, Devletin ve Milletin cikarlarini korumak, Türk Yurdunu ve Türklerin hakkini savunmak, Milli Birligini saglamlastirilmak üzere sectigimiz, tayin ettigimiz bizim gibi düsünen, bizim icimizden cikan Ülkücü vekillerden ve Siyasi Partimizden, Türk Vataninin Avrupaya peskes cekilmesi konusunda, Avrupa Parlamentosundaki Türk grubuna Baskan atamasini degil, Yurdumuzun Avrupa Topragi olmasini engellemesini istiyoruz!

    Avrupayi elimizin tersiyle itip yönümüzü Türk Dünyasina, Türk Birlige giden yola, yeniden dogmaya ve yücelmeye cevirmeliyiz.

    Avrupaya evet diyen her kim olursa olsun haindir. Bizim icimizden birileri evet diyorsa bu gaflettir, bundan sonrada evet der ise ihanettir.

    Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin!

    GENÇTÜRK

  • gün sazak12.05.2005 - 18:27

    'Evet, 'Mavi Gömlekli Şeytan', istediğin oldu. Aziz Gün Sazak da şehit edildi... Kulislerde bir Babrak Karmal kahpeliği ile Türk milliyetçilerine öfke kusarken, şimdi sahnede sahte üzüntü mesajları yazıyorsun.

    Seni iki yüzlü kahpe dölü Akıttığın bunca milliyetçi ve ülkücü kanına rağmen hala doymadın mı? Nedir? Nedendir bu bitmez tükenmez kinin?

    Sen kanlı parmağınla bizi işaret ettikçe, karanlık köşelerden üzerimize kızıl mermiler boşalıyor. Kimsin, nesin sen? Seni hala teşhis edemiyecekler mi? Sen. Gün Sazak kimdi biliyor musun? O Türk'tü, müslümandı, yiğitti, mertti, namuslu bir devlet adamı idi. Onu vurmakla veya vurdurtmakla bağrımızı delik deşik ettiğinin farkında mısın? Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Bu işin hesabını, kitabını yaptın mı? Şimdi rahat mısın? Acaba bundan sonra rahat edecek misin? Bunları hiç düşündün mü?
    SEYYID AHMET ARVASİ(TASAVVUF EHLİ)

  • gün sazak12.05.2005 - 18:21

    GÜN SAZAK HAKKINDA YAZILANLAR

    Gün Sazak Vurulduğunda Hergün Gazetesinin Manşeti
    Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeş, 12 Eylül mahkemelerinde o dönemlerin Hergün Gazetesi'nin misyonunu anlatırken Gün Sazak hakkında şu ifadeleri kullanmıştı: 'Partimizin Genel Başkan Yardımcısı merhum Gün Sazak, Hergün Gazetecilik A.Ş.'nin de idare meclisi başkanlığını yapmaktaydı. Gümrük ve Tekel Bakanı bulunduğu sırada, yolsuzluklara ve kaçakçılığa karşı geniş tedbirler almış ve sıkı bir mücadele açmıştı.

    Rahmetli Gün Sazak, Hergün Gazetesi A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanı sıfatı ile gazeteyi geliştirmeye çalışıyordu. Bu maksatla gazete için Türkiye sathında muhabirlikler kurmaya girişti. Kontrolör olarak olarak hazırlamış olduğu kadroyu bu iş için görevlendirmeyi teklif etti. Adı geçen kontrolörler, bulundukları bölgelerde hem Hergün Gazetesi'nin muhabirliğini yapacaklar hem de partiye yardımcı olacaklardı. MHP'lilerin, kışkırtıcı ajanların telkini ile anarşik olaylara karışmalarını önlemeye çalışacaklardı..

    Bu maksatla bulundukları yerde konferanslar, seminerler vererek parti program ve tüzüğü hakkında aydınlatıcı bilgiler sunarak, daima kanun yolundan hukuk yolundan gidilmesi için telkinde ve tavsiyelerde bulunacaklardı. Yani eğitimci diye isimlendirilen bu gurubun iki görevi vardı. Birisi Hergün Gazetesi'ne muhabirlik yapmak ve gazete işleriyle meşgul olmak, diğeri ise parti gruplarının anarşik olaylara sürüklenmemesi için onlara telkin ve tavsiyelerde bulunmaktı. Bunlardan hiç birinin gayrimeşru faaliyetler 1977 seçimlerinden sonra kurulan koalisyon hükümetinde Gümrük ve Tekel Bakanı olan Gün Sazak, 27 Mayıs 1980'de şehit edildi. Sazak'ın vurulması ülkücü camiada şok etkisi yapmıştı.

    Türk İslam ülküsünün abide şahsiyetlerinden Seyyit Ahmet Arvasi de bu etkiden nasibini almış ve merhum Sazak hakkında şöyle yazmıştı:

    Gün Sazak'ın Cenaze Töreni
    'Evet, 'Mavi Gömlekli Şeytan', istediğin oldu. Aziz Gün Sazak da şehit edildi... Kulislerde bir Babrak Karmal kahpeliği ile Türk milliyetçilerine öfke kusarken, şimdi sahnede sahte üzüntü mesajları yazıyorsun.

    Seni iki yüzlü kahpe dölü Akıttığın bunca milliyetçi ve ülkücü kanına rağmen hala doymadın mı? Nedir? Nedendir bu bitmez tükenmez kinin?

    Sen kanlı parmağınla bizi işaret ettikçe, karanlık köşelerden üzerimize kızıl mermiler boşalıyor. Kimsin, nesin sen? Seni hala teşhis edemiyecekler mi? Sen. Gün Sazak kimdi biliyor musun? O Türk'tü, müslümandı, yiğitti, mertti, namuslu bir devlet adamı idi. Onu vurmakla veya vurdurtmakla bağrımızı delik deşik ettiğinin farkında mısın? Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Bu işin hesabını, kitabını yaptın mı? Şimdi rahat mısın? Acaba bundan sonra rahat edecek misin? Bunları hiç düşündün mü?

    Demek, 'barıştan yanasın ha' onun için kahrediyorsun bizi; onun için bizi kahredenleri alkışlıyorsun.

    En aziz ülküdaşı ve en yakın arkadaşı Gün Sazak'ın şehadet haberini işitir işitmez göz yaşlarını tutamayan Alparslan Türkeş, hiç bir yüreğin tahammül edemiyeceği bir soğukkanlılıkla, 'Türk milliyetçilerinin iç savaş tahrikçilerinin oyununa gelmemelerini, sabırlı olmalarını, kanunlar içinde kalmalarını' içi kan ağlayarak emrediyordu. Vatanını, Milletini bu ölçüde seven bir devlet adamı karşısında acaba yüzün biraz kızardı mı? Acaba, barış ve insanlık nedir, biraz sezebildin mi? Yoksa, bu sözler, yüreğindeki korkuyu bastırmaya mı yaradı? Yoksa, yeni cinayetler için müsait bir fırsat mı kollayacaksın? Evet, 'Mavi Gömlekli Şeytan', sen de, senin kızıl manyakların da, dayandığın kızıl imparatorlukta Allah'ın izni ile kahrolup gideceksiniz. Biz, meşru zeminlerde ve sabırla devletimizin, size gereken cevabı vermesini ümit edecek ve Allah'ın 'kahhar' sıfatı ile tecelli etmesini bekleyeceğiz.

  • gün sazak12.05.2005 - 18:20

    Gün Sazak

    Devlet ve siyaset adamı. 26 Mart 1932'de Ankara'da doğdu.

    Babası Eskişehir'in Mıhalıççık ilçesinin Sazak köyünden Emin Sazak bey, annesi Kayı köyünden Ayşe Hanımdır.

    İlk, orta ve lise tahsilini Ankara'da yaptı. Ankara Maarif Koleji'nden mezun oldu.

    California State Polytekhnic'de eğitim gördü.

    1971'de Milliyetçi Hareket Partisi'nde görev aldı. 1977 seçimlerinden sonra kurulan üçlü koalisyon hükümetinde Gümrük ve Tekel Bakanı oldu.

    Kaçakçılıkla mücadele etti. 27 Mayıs 1980'de şehit edildi

  • Orhan Hakalmaz12.05.2005 - 18:05

    duruşu kisiligi ve yorumuyla tam bir halkmüzigi ustası.....

  • çile12.05.2005 - 17:19

    ülkücülerin ÜSTADI....o bence bir AHMET YESEVİ ekolü...yani TÜRK-İSLAM SENTEZİ.....NECIP FAZILLAR TÜKENMEZ....

  • mehmet akif ersoy12.05.2005 - 17:05

    savaş yıllarıdır..MEHMET AKİF Birgün sabah ezanıyla uyanır ve beynı zonglamaktadır...bırden dışarıya kosar...bahcedeyken aklına o yüce marşımızın mısraları teker teker dökülmeye baslar..ve o esnada eline bir kömür alır ve aklına gelen bütün mısraları evinin duvarına ardarda yazmaya baslar...mısralar bittiginde 10kıta olmustur....iste YÜCE İSTİKLAL MARŞIMIZ böyle yazılmıştır....

  • acem kızı12.05.2005 - 16:57

    iran ülkesinin kızlarıdır...acem ırkı İRAN dır....iranlılar(acemler) ayreten arap degil türkler gibi kültürü güclü ayrı bir ırktır...

  • METİN TOKDEMİR11.05.2005 - 13:24

    Efsanevi ÜLKÜ OCAKLARI baskanı....DAVA ADAMI asla yıLmayan...degerleri icin herseyden vazgecen BÜYÜK REİS...mekanı cennet olsun