Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • kurtlar imparatorluğu07.06.2005 - 10:26

    “ikinci Geceyarısı Ekspresi” olarak nitelendirilen “Sadece Ülkücülere değil,Türk Milleti’ne hakaret ediliyor” iddialarıyla gündeme gelen film.....

  • kurtlar imparatorluğu07.06.2005 - 10:18

    KURTLAR İMPARATORLUĞU YA DA ÇAKALLARIN VALSİ

    Christophe Grange' nin “ L'empire des loups” adlı eserinden beyaz perdeye aktarılan ve gösterime girmeden çok önce, çekimleri sırasında Ürgüp'te yaşanan protestolar nedeniyle ülke gündemine giren KURTLAR İMPARATORLUĞU adlı filmi vizyona girdiği gün izledim..

    Eleştirmenlerin “haftanın en çok beklenen, fakat en kötü filmi” olarak tanımladığı bu filmin daha önce kitabını da okumuştum.. Anadolu' da güzel bir deyim vardır. “Kendi paramızla rezil olduk” derler ya… Filmin bende bıraktığı izlenim bundan öte değil. Sinemaya bu rezil filmi izlemek için ödediğim bilet parasına pekala iki kitap alıp okuyabilirdim diye hayıflanmadım değil doğrusu..

    Sinema teknikleri, görsel efektler, kurgu vs, neresinden bakarsanız bakın film hakkında olumlu tek bir cümle kurmak bile mümkün değil. Öylesine bariz mantık ve kurgu hataları yapılmış ki, izlerken filmden kopuyorsunuz.

    Mesela filmde Türk Mahallesi olarak gösterilen bölümde Türk' e benzeyen bir kişi ya da Türk' e özgü bir değer bulmak mümkün değil. İnsanların tamamı Arap.. geri kalanlarda burnu halkalı, saçları rengarenk boyalı, bırakın Türk' e, insana bile benzetmekte güçlük çekeceğiniz ucube yaratıklar..

    Ancak bir mekanda arka planda yer alan Türk Bayrağı, Yılmaz Güney resmi ve Cem Evi afişi dikkatlerden kaçmıyor. Filmde Paris'de yaşayan BOZKURTLAR' ın Türkiye ile bağlantılı olarak ALTIN HİLAL adı altında bir uyuşturucu organizasyonu tertiplemeleri ve bu organizasyonun uyuşturucusunu çalarak kayıplara karışan Sema Gökalp adlı bir Türk kızının hikayesi anlatılıyor.

    Fransa'dan başlayan ve Türkiye'ye kadar devam eden serüvenin Türkiye' de, Ürgüp' te çekilen bölümlerinde bile Türk' e ve BOZKURTLARA özgü tek bir sembol ya da değere rastlayamazsınız. Mesela BOZKURTLARIN reisi konumundaki İsmail KUDSEYİ, Peri Bacalarında bir mağarada yaşayan, beyaz entarisi içinde tipik bir Arap Şeyhi görünümünde..

    Eeee Reis Arap Şeyhi olunca, müritler, afedersiniz bozkurtlar da Peşmerge – Ninja karışımı ucube tipler olarak çıkıyor karşımıza… Hatırlayacağınız üzere bu filmin çekimi sırasında onlarca Türk figüranda görev almıştı. Filmde gördük ki, bu katılım figüran düzeyinde olmamış. Türk Sinemasında başrol oynayan tipler de (Erdem KINAY) gibi, rahatlıkla ikinci GECEYARISI EXPRESİ olarak tanımlayabileceğimiz bu filmde oynamaktan bir beis görmemişler. Ne var ki, bu büyük (!) oyuncuların filmin sonunda isimleri bile yazılmadı.

    Ülkemiz sanatçısı ve aydınının Avrupa'ya bakış açısını ortaya koyması açısından güzel bir örnek aslında. Şimdi gazete sütunlarında isimlerinin bile anılmayışını “emeğe saygısızlık” olarak adlandıran bu güzide (!) sanatçılarımız, dileriz ders alırlar da bir daha her Avrupalıya (!) bir avuç tuzla koşmazlar…

    Son olarak filme dair olumlu tek bir cümle kurabilirim. O da ancak kontra bir düşünceyle mümkün.. Film öylesine rezil, öylesine gerçek dışı, öylesine insafsız, öylesine önyargılı ve öylesine başarısız ki, bu filmi izleyen politik düşüncesi şekillenmemiş bir Türk' ün bile tepkisini çekecektir. Değil Ülkücü, siyasi düşüncesi ne olursa olsun damarında Türk kanı taşıyan herkesin “ayranını kabartacak” cinsten bir ucube olan bu film, belki yıllardır bizim yapamadığımızı yapar da, MİLLİ ŞUURUN uyanışına, dirilişine vesile olur bir nebze..

    Sahi ne diyordu Ziya GÖKALP;

    Vur eski kölesi utandır onu..

    Vur da uykusundan uyandır onu…

    Vesselam… 31 Mayıs 2005, İstanbul

  • deniz gezmiş03.06.2005 - 13:59

    SAHTE KAHRAMANLAR! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

    Deniz gezmiş türkiyedeki ilk silahlı öğrenci olaylarının lideri, bu günkü silahlı terör örgütlerinin temeli olan T.H.K.O. nun kurucusudur. Devletimizi yıkıp yerine marksist bir devlet kurmak için silaha sarılan ilk kişidir... Beka vadisindeki fkö kamplarında kgb ajanlarınca eğitilip türkiye‘ ye salınan ilk rus köpeği yani onların değimi ile koministlerin ilk yerli işbirlikçilerinden biridir. Yıllarca akan kardeş kanının ilk sorumlularındandır. Gencecik toprağa giren filizlerin sol terör kurbanlarının Gıyabi katilidir...

    Özellikle ülkemizin içerisinde yaşamış olduğu terör olgusunun ve terörü yapanlara denge siyaseti için hoş görünme arzuları bu ülkenin namusunu kurtaran Ülkücülere yeni saldırıların adıdır. Terör yıllardır Türkiye‘nin gündeminden düşmeyen bir kavramdır. Türkiye teröre binlerce kurban vermiş 80 öncesi 5 bin evladı ile birlikte 80 sonrasıda 30 binin üzerinde evladını şehit vermiştir. Özellikle 80 öncesi kuşak sol ve sağın ortak düşüncelerinin Türkiye ‘ yi kurtarmak olduğunu söyleyen budalalar kendi geleceklerini Türk Milliyetçilerine vefasızlıkla oluşturmaya çalışmaktadırlar. Ülkenin birlik ve beraberliğine inandığı, Türk-İslam kültürüne mensup olduğu için, bugün iflas etmiş kominist ideolojinin itleri tarafından öldürülen insanlarımızın değerini kavraya bileceğimiz bir dönem içerisinde olmamıza rağmen Ülkücülere de terör deme mantığını hala daha gösteren evrenci zihniyet yada ağarcı kafalar siyasi geleceklerini sahte kahraman olarak sundukları denizler üzerine kurmakta yada ülkücülere namus borçları olduklarını unutmaktadırlar... Karşıt gruplar diyerek doğru ile yanlışı, Türkiye ‘ nin dostları ile düşmanlarını ayırt etmekten imtina eden örümcek kafalar aslında teröre kendilerinin merdiven olduklarını görmelidirler.

    Yaşasın Marksizm ve leninizm‘ in yüksek ideolojisi sözleriyle ölüme giden ve milyonlarca insanın katliamına sebep olan insanlığa düşman bir ideolojinin militanlığını yaparak Türkiye ‘ ye sözde bağımsızlık getirecek bir anlayışın militanları deniz gezmiş ve arkadaşlarını kahramanlaştırmaya çalışmak ya da onlarda bu ülke için mücadele etti safsatalarıyla denize ve fikrine olan aşklarını maske arkalarından kusmaya çalışanlar bu ülkenin dostu olamazlar.Onlar bu ülke için mücadele etmedi! Aksine bu ülkeyle mücadele etti...Onlar ATATÜRK‘ ün kurduğu ve temel niteliklerini belirtiği Türkiye Cumhuriyeti‘ ni yıkmak ve Türk Bayrağını burçlarımızdan sökmek için Türk ait herşeyi yok etmek için ezeli düşmanlarımızla işbirliği etti...Onlar ve onları kahramanlaştırmaya çalışan musevi lobilerince finansa edilip Türkiye‘ nin yeni bir kuşatma altına alınması için kendilerini satan soy özürlü alçaklar Türk ‘ ün Yavuzluğu tuttuğunda kaçacak delik arayacaklar...

    Vatan hainlerini ağızlarına dolayarak 9 Ülkücü fidanın ismini bile anmaktan korkan siyonist uşakları, Mustafa Pehlivanoğlu ‘nun, Halil Esendağ ‘ ın, Selçuk Duracık’ların, Cengiz Baktemur’ların, Fikri Arıkan ‘ ların, A. Bülenr Orkan ‘ ların, ve diğer binlerce ülkücünün kutlu davaları için gül bahçesine girercesine şehit oluşlarını ve geride milyonlarca şehit adayı bıraktıklarını bilmezlermi? Olaylara objektif bakış açısı sergilediğini zanneden ve sağı, solu aynı terazide tartmaya çalışarak aslında birzamanların sabıkalı solculuğunu yapan ve şimdi küresel terörün ağababalarına kendilerini pazarlayanlar yüzlerindeki maskeyle vücutlarınıda örtebileceğini zannetsinler...O nlar belden aşağı olarak yaptıkları politik çıkışlarını sürdüre dursunlar... İpeğe sarılmış çelik yumruğu kafalarında hisedene kadar...

    BİZE KALAN AZİZ BORÇ ASIRLIK ZAMANLARDAN

    SİLELİM TARİHİ SAHTE KAHRAMANLARDAN

    HAYDİ YİĞİT! HAYDİ YENİ AKINA...

    Saygılarımla


    --
    (bakınız: ölüm, çile, deniz gezmiş, dost, insan, anne, türk, zaman, baba, deli)
    Bu mesajımı sil
    _kenan_06

  • fatih sultan mehmet03.06.2005 - 13:25

    FETİH MARŞI

    Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek
    Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek.
    Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek!


    Yürü! Halâ ne diye oyunda oynaştasın?
    Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!


    Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden...
    Senin de destanını okuyalım ezberden...
    Haberin yok gibidir taşıdığın değerden! ..


    Elde sensin, dilde sen: gönüldesin, baştasın...
    Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!


    Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini!
    Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini!
    Küçük görme, hor görme delikanlım kendini!


    Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
    Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!


    Bu kitaplar Fatih’tir, Selim’dir, Süleyman’dır;
    Şu mihrab Sinanüddin, şu minare Sinan’dır;
    Haydi, artık, uyuyan destanını uyandır!


    Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın...
    Kızım, sen de Fatih’ler doğuracak yaştasın! ...


    Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
    Yürüyeceksin... millet yüküyecek arkandan!
    Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan’dan...


    Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
    Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!


    Bırak: Bozuk saatler yalan, yanlış işlesin!
    Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
    Yürü arslanım, fetih hazırlığı başlasın...


    Yürü, -halâ- ne diye, kendinle savaştasın?
    Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!


    Arif Nihat Asya

  • türk-laz kardeştir21.05.2005 - 16:57

    PONTUS ve BIZANSI HORTLATMAK İSTEYENLERE YANIT! ! ! ! !
    Pontus ve Bizans diye tutturanlara: Trabzon mağaralarındaki Ön Türkçe yazıtlar gösterilmeli ve Trabozon'un tarihteki ilk adının Oy-Ongul, Karadeniz'in Oq-Oz Ulıg Köl olduğu anlatılmalıdır. Zira 1204-1461 tarihlerinde Başkenti Trabzon olarak kurulan Pontus Rum Devleti'nden ve Bizans İmparatorluğu'ndan binlerce yıl çnce, AT üstünde UW ON adı ve yazısıyla gelen, kendilerine ON diyen Ön Türkler'den UW ON'lar; İstanbul-Trabzon-Ankara üçgeninde, tarihteki ilk devleti kurmuşlar, İstanbul'a Başkent demek olan OY OĞ adını vermişlerdir.

    OY URUM Arabistan'a kadar gitmiş ve Fenike Alfabesi'nde yer almıştır. OY URUM ATIN diye tanınan bu Ön Türk Devleti'nin varlığı, Pontus ve Bizans diye tutturanlara öğretilmelidir. Erenköy'de bulunan UW ON yazıları ve Ön Türkçe olarak okunan Bizans sikkeleri bunları açıklayan belgelerdendir. Rum adı, Ur-Mak fiilinden gelir. Ur: Kent demektir. Urum ise, bayındır, mamure anlamına gelir. (Kazım Mirşan'dan alınmıştır)

    Yüce Atatürk'e gelince: Bakın ne diyor:

    'Kafasını ve vicdanını, en son ilerleme alevleriyle güneşlendirmeye karar vermiş olan, bugünün Türk çocukları, biliyor ve bildirecektir ki, onlar 400 çadırlı bir aşiretten değil, 10.000'lerce yıllık özgür, uygar ve büyük bir ırktan gelen yüce anlayışlı bir ulustur. Bir de şunu iyi bilmek gerektir ki, öteden beri var olan Eti'lerimiz, atalarımız, bugünkü yurdumuzun ilk ve otokon sakini ve sahibi olmuşlardır. Burasını binlerce yıl ömce anayurdun yerine yurt yapmışlardır. Türk Cumhuriyeti'nin yılmaz varisi o büyük, yüksek ve asil Türk kavminin bugünkü genç ve dinç çocuklarıdır, bizi... Türk'e yurtluk etmemiş bir anakara (kıta) yoktur. Bütün yeryüzünde, Asya, Avrupa, Afrika Türk atalarına yurt olmuştur... Türk Ulusu'nun ortaya çıkışında, doğal ve tarihsel olgular olarak; siyasal varlıkta, dilde, Yurtta, oy ve kökende, tarihsel yakınlıkta ve ahlak yakınlığında birlik etkili olmuştur...'

    Ve bakın gene ne diyor: 29 Ekim 1937'de, Fransa Büyükelçisi Henn Panso'ya söyledikleri:

    'Ben toprak büyütme meraklısı değilim; Barış bozma alışkanlığım yoktur; Ancak antlaşmaya dayanan hakkımızın istekçisiyim. Onu almasam edemem. Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden ulusuma söz verdim. Hatay'ı alacağım! Ulusum benim söylediklerime güvenir, Sözümü yerine getirmezsem, onun huzuruna çıkamam, yerimde kalamam. Ben şimdiye kadar yenilmedim, yenilemem. Yenilirsem bir dakika yaşayamam...'

    Ve her zaman yaptığı gibi sözünü tutuyor ve hasta olarak gidiyor, Hatay'ı Türkiye'ye katıyor. Şimdi... Kaç yıl önce bu yüce insanın söylediklerine bakalım. Ve dünyaya şimdiye kadar böyle bir ÖNDER gelmiş mi? Onu düşünelim. Böyle bir lidere sahip olmak, ancak bir ulusa onur verir. Bu onurla onurlanacağımıza ve ona layık olmaya çalışacağımız yerde, Onu yererek ne kazanbiliriz? Ancak kaybımız olur. Oysa, Onun akıl, bilim, vicdan eşliğindeki ilerici bunu, iyi ve doğru anlamak, anlatmak ve daha da ileriye taşımak her yurdunu sevenin görevidir. Çok sevgiler! ..

  • veli can oduncu15.05.2005 - 20:37

    Ana, ağlama gayrı
    Tenime dokunuyor gözyaşların...
    Ürperiyorum...
    Son uğurlayışın değil ki bu.
    Savaş yeni başlıyor daha.
    Değişen sadece, sadece ardımdan okuduğun Ayete' el kürsi yerine, şimdi fatiha...
    N'olur Ana yetişir. Kapanma tabutumun üzerine bu kadar, kapanma Ana...
    Yıldızları göremiyorum...

  • gaffar okan15.05.2005 - 20:35

    Ve bir gün düşlerimde gördüm seni
    Bir isyan tohumu olup düşüyordun toprağa...
    İnadına öfkelerim yeşeriyordu hesapsızca,
    Yarınlarıma umut, dünlerime şeref veriyordun...

    Haykırmak istedim bir gün dünyaya
    Adını adınla anmak istedim!
    Asımın nesli diyorlardı bizlere
    Bedrin arslanları gibiydik
    Kürşadın delileri...
    Kartal olup uçtuk ömrün doruklarında
    Sürünenlerden, eğilenlerden olmadık....
    Bir somun ekmeği paylaştık kardeşcesine
    Yoklukda çokluk, ölülerde diri olduk...
    Toprağa düşen her damla kan
    Berekeri oluyordu yarının bebeklerine...
    Biz hep çıkarsız sevdik sevdiklerimizi
    Anamızın ak sütü gibi temizdi sevdalarımız...
    Kılıçların gölgesinde saflar donattık
    Ölümlerle eğlendik, ölümlerle dirildik!
    Ebu Cehil evladı cellatlar gördük
    Allahuekber! Deyip verdik son nefesimizi...
    Omuzlarımızdaki yük yüklerin en ağırıydı
    Melekleri yoldaş edindik...
    Demir parmaklıklar gördük, paslı ranzalar...
    Parçaladık prangaları, taş duvarları aştık!
    Ve bir gün düşlerimde gördüm seni
    Elinde sancak, dilinde Kelime-i Tevhid
    Koşuyordun koşanların ardından
    Varlığını armağan ediyordun Türk’ün varlığına...

  • gaffar okan15.05.2005 - 20:29

    Ana, ağlama gayrı
    Tenime dokunuyor gözyaşların...
    Ürperiyorum...
    Son uğurlayışın değil ki bu.
    Savaş yeni başlıyor daha.
    Değişen sadece, sadece ardımdan okuduğun Ayete' el kürsi yerine, şimdi fatiha...
    N'olur Ana yetişir. Kapanma tabutumun üzerine bu kadar, kapanma Ana...
    Yıldızları göremiyorum...

  • thko15.05.2005 - 20:08

    SAHTE KAHRAMANLAR

    Deniz gezmiş türkiyedeki ilk silahlı öğrenci olaylarının lideri, bu günkü silahlı terör örgütlerinin temeli olan T.H.K.O. nun kurucusudur. Devletimizi yıkıp yerine marksist bir devlet kurmak için silaha sarılan ilk kişidir... Beka vadisindeki fkö kamplarında kgb ajanlarınca eğitilip türkiye‘ ye salınan ilk rus köpeği yani onların değimi ile koministlerin ilk yerli işbirlikçilerinden biridir. Yıllarca akan kardeş kanının ilk sorumlularındandır. Gencecik toprağa giren filizlerin sol terör kurbanlarının Gıyabi katilidir...

    Özellikle ülkemizin içerisinde yaşamış olduğu terör olgusunun ve terörü yapanlara denge siyaseti için hoş görünme arzuları bu ülkenin namusunu kurtaran Ülkücülere yeni saldırıların adıdır. Terör yıllardır Türkiye‘nin gündeminden düşmeyen bir kavramdır. Türkiye teröre binlerce kurban vermiş 80 öncesi 5 bin evladı ile birlikte 80 sonrasıda 30 binin üzerinde evladını şehit vermiştir. Özellikle 80 öncesi kuşak sol ve sağın ortak düşüncelerinin Türkiye ‘ yi kurtarmak olduğunu söyleyen budalalar kendi geleceklerini Türk Milliyetçilerine vefasızlıkla oluşturmaya çalışmaktadırlar. Ülkenin birlik ve beraberliğine inandığı, Türk-İslam kültürüne mensup olduğu için, bugün iflas etmiş kominist ideolojinin itleri tarafından öldürülen insanlarımızın değerini kavraya bileceğimiz bir dönem içerisinde olmamıza rağmen Ülkücülere de terör deme mantığını hala daha gösteren evrenci zihniyet yada ağarcı kafalar siyasi geleceklerini sahte kahraman olarak sundukları denizler üzerine kurmakta yada ülkücülere namus borçları olduklarını unutmaktadırlar... Karşıt gruplar diyerek doğru ile yanlışı, Türkiye ‘ nin dostları ile düşmanlarını ayırt etmekten imtina eden örümcek kafalar aslında teröre kendilerinin merdiven olduklarını görmelidirler.

    Yaşasın Marksizm ve leninizm‘ in yüksek ideolojisi sözleriyle ölüme giden ve milyonlarca insanın katliamına sebep olan insanlığa düşman bir ideolojinin militanlığını yaparak Türkiye ‘ ye sözde bağımsızlık getirecek bir anlayışın militanları deniz gezmiş ve arkadaşlarını kahramanlaştırmaya çalışmak ya da onlarda bu ülke için mücadele etti safsatalarıyla denize ve fikrine olan aşklarını maske arkalarından kusmaya çalışanlar bu ülkenin dostu olamazlar.Onlar bu ülke için mücadele etmedi! Aksine bu ülkeyle mücadele etti...Onlar ATATÜRK‘ ün kurduğu ve temel niteliklerini belirtiği Türkiye Cumhuriyeti‘ ni yıkmak ve Türk Bayrağını burçlarımızdan sökmek için Türk ait herşeyi yok etmek için ezeli düşmanlarımızla işbirliği etti...Onlar ve onları kahramanlaştırmaya çalışan musevi lobilerince finansa edilip Türkiye‘ nin yeni bir kuşatma altına alınması için kendilerini satan soy özürlü alçaklar Türk ‘ ün Yavuzluğu tuttuğunda kaçacak delik arayacaklar...

    Vatan hainlerini ağızlarına dolayarak 9 Ülkücü fidanın ismini bile anmaktan korkan siyonist uşakları, Mustafa Pehlivanoğlu ‘nun, Halil Esendağ ‘ ın, Selçuk Duracık’ların, Cengiz Baktemur’ların, Fikri Arıkan ‘ ların, A. Bülenr Orkan ‘ ların, ve diğer binlerce ülkücünün kutlu davaları için gül bahçesine girercesine şehit oluşlarını ve geride milyonlarca şehit adayı bıraktıklarını bilmezlermi? Olaylara objektif bakış açısı sergilediğini zanneden ve sağı, solu aynı terazide tartmaya çalışarak aslında birzamanların sabıkalı solculuğunu yapan ve şimdi küresel terörün ağababalarına kendilerini pazarlayanlar yüzlerindeki maskeyle vücutlarınıda örtebileceğini zannetsinler...O nlar belden aşağı olarak yaptıkları politik çıkışlarını sürdüre dursunlar... İpeğe sarılmış çelik yumruğu kafalarında hisedene kadar...

    BİZE KALAN AZİZ BORÇ ASIRLIK ZAMANLARDAN

    SİLELİM TARİHİ SAHTE KAHRAMANLARDAN

    HAYDİ YİĞİT! HAYDİ YENİ AKINA...

    Saygılarımla


    ----------

  • masonluk14.05.2005 - 20:03

    YAHUDİLER, BİZİ ÇANAKKALE DE
    ARKADAN VURDULAR! ! !

    Çehreler başka, lisanlar deriler rengarenk,
    Sade bir hadise var ortada, vahşetler denk.
    Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela,

    1490'lı yıllarda İspanya ve Portekiz'den kovulan Yahudileri Sultan Beyazıt, yağlı kazıklardan kurtarmış ve kutsal topraklarımızda bir misafir gibi ağırlamıştır... Dünya üzerinde tek hoşgörüyle karşılandıkları yer Türk toprakları olmuş ve Yahudiler'de bunun karşılığı olarak bizlere neyi reva görmüşler Tarih'e ibretle bir göz atalım:

    Hep şeytani fikirlerle mücehhez Yahudi cemaati, Birinci Dünya Harbinden İngilizlerin galip çıkacağı düşüncesiyle Filistin topraklarında hak kazanmak için birşeyler yapmak niyetindeydiler... İngilizlere yaranmak maksadıyla, Çanakkale Boğazında ki düşman ordularına katılmak ve Türk'lere karşı savaşmak üzere karar aldılar... Bu sevda uğruna Mısır'da bulunan Yahudiler arasından işsiz gençlerden oluşan bir gönüllü taburu kurarak Çanakkale'ye sevkettiler...

    Onbeşinci asrın sonunda İspanya da Hristiyanlar tarafından kızgın taşlara oturtulan Yahudilere Osmanlı İmparatorluğu kucak açmış ve beşyüz yıl onları kendi sıcak bağrında beslemişti. İşte şimdi Yahudiler tıpkı Şerif Hüseyin'in Hicaz çöllerinde yaptığı gibi, genlerinin emrine girip Türk milletini arkadan vuracaktı...Yahudinin vefa borcu ödeme usulü böyleydi tabi...

    Bu ihanet karşısında,gaddar Yahudi yüreğinin bile kısa da olsa bir an tereddüt geçirdiğini gene onların kitaplarından okuyoruz...

    İşte Siyonizmin tetikçilerinden M.Samuel Nissembaum'un 'Yahudi Lejyonunun Doğuşu' adlı paçavra kitabında, bu ihaneti açıklayan satırlar:

    'Büyük harp başladığında Mısır da bulunan Yahudi gençlerden meydana gelen bir güç oluşturulmuştu. Bu kuvvetin başına, Çar ordusunun kahraman subaylarından iki Yahudi olan, Viladimir Yalinstisky ile Trumpeldor geçtiler. Bu suretle Yahudi kuvvetlerinin ortaya çıkmasına hiç bir engel kalmamış olduğu zaman, birdenbire içimizde bir endişe, tuhaf bir tereddüt doğuvermişti. Bunca yıldır başka memleketlerden eza ve cefa görerek koğulmuş Yahudilere karşı Türkiye'nin her zaman o en geniş ölçüde gösterdiği konukseverliğin hatırası! .. Fakat Filistin neredeyse İngilizler tarafından işgal edilecekti. Bu pek yakındı. Bir Yahudi kuvvetinin İngiliz işgal kuvvetleriyle yanyana harbe girmesi muhakkak lüzumlu görülmüştü. Bu suretle İskenderiye'de toplanmış olan işsiz fakat güçlü kuvvetli Yahudi gençleri bir gaye bulmuş oluyorlardı. Onlar artık yeni bir ümit yeni bir iman kuşanmış olarak Yahudi ırkına büyük hizmetler verme fırsatının tadını çıkarıyorlardı. Fakat İngiltere hükümeti Yahudilerin bu arzularını hoş görmedi. Bir Yahudi gönüllü kıtasının İngilizlerle birlikte harbe katılmasını uygun görmediler. Bu haber Yahudi gençlere ziyadesiyle büyük bir üzüntü verdi. Nihayet uzun bekleyişler ve müzakereler sonunda 1915 mart'ın onikinci günü (Zion Mule Corps) isminde ki Yahudi taburu Çanakkale'ye gönderildi. Harpten sonra bu taburdan geriye dönen olmadı, böylece eriyen bu kuvvet yerine bir Yahudi Birliği daha teşkil edilememiştir'.


    ----------