Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Murat Kapkıner'in şiir albümü. Bu albümde üstad ırmak gibi, rüzgar gibi okur şiirleri.

12 Ağustos 2007 günü Endonezya'da 100 bin kişilik uluslarası konferans düzenlemiş, İslami Cemaat. Kendilerini aşağıdaki sitelerde tanıtıyorlar.

http://www.islamdevleti.org/

http://www.hilafet.com/

'Hayat sıkılmış bir yumruk gibi
sanki zaman ortaçağ
ve çiviliyoruz zulmün kahrını
yanına asıyoruz başörtülü bir fotoğrafı
burada Beyazıt meydanında
çınar yaprağını dökerken
yorgun gölgeleri düşer taşlara
umut gözlü kızların
sevinçleri direniş
düşleri peygamber çiçeği döker
özgürlük günlerine
konuşsan birisiyle
başörtüye uzanan elin akıbetini
anlatır beni kaynuka yahudilerini
dinlenen zulmün sesi
bu memleketi
ihaneti
bunca inananları düşündüm
marazlı kalpleri, kalpteki lekeleri
yaz yağmuru gibi kesildi yardım elleri
güneş buluta girdi
haykırmasını öğrendi de parke taşları
biz öğrenemedik, biz utanmazlar'


Bana Bünyamin Doğruer'in bu şiirini hatırlatan, bizim bu konuda ne Allah'ı ne de o bacıları anlayamadığımız mesele! Birileri oy zarfı yaptı onu, biri erkeklik nişanesi, birleri namus meselesi... Ama hiçbir samimi değildi. Bazıları açık açık tartışır 'Allah'ın böyle bir emri var mı' diye... Bu efendi efendi oturmayan hocalar ve onun beyinlerini ipoteklediği bacılar, bunun yerine zooloji veya veteriner hekimliği okumayı Allah'ın emri sayarlar.

'Doğacaktır sana vadettiği günler Hak'kın, Kimbilir belki yarın belki yarından da yakın! ' Ne yapsalar boş...

sövmekten şikayetçi bir ağzı bozuğun, bir hocadan (şehy de olabilir) yardım istemesi sonucu, onun da çözüm olarak 'ağzına bir bakla koy' demesi ile başlayan fakat hocanın asabını bozan bir kadından (galiba ahlaksız bir kadındı) dolayı sinirlerinin gerilmesi ve ağzı bozuğa: 'çıkar ağzındaki baklayı' demesi ile Türkçemize kazandırıldığı rivayet edilmiş meselenin özeti...