Ben sen de benim kadar çıkmaza girmeyesin diye girdim çıkmaza. Şimdi senin felaketini istemedikçe kendimi felâketten kurtaramayacağımı görüyorum. Anladım ki benim felâketimi tatmamış olan benim hangi felâkete uğradığımı bilemez. Benim kurtuluşum ancak benim gibi, benim kadar kurtuluşu özleyenin bana el vermesiyle mümkün.
Senin felâkete uğramanı istemem. Çünkü seni öldürürsem (seni kendi duygu ve düşüncelerim içinde eritip, kendime benzetirsem) bana yardım edemezsin. Sen ölmezsen (benim alter ego’m olmazsan) , benim ölümümün sona ermesi gerektiğini anlayamaz, bana yardım için bir şey yapamazsın. Seni öldürürsem kendi kurtuluş yolumdaki ışığı söndürmüş olurum.
Seni öldürmezsem kendi kurtuluşuma açılan yolu tamamen tıkamış olurum.
Ateşiyle pürmelal yandığım sen miydin âh dallarına umutla konduğum sen miydin âh bir kenarda bırakıp şehla defineleri nice bin kez yolumdan döndüğüm sen miydin âh göğsümün duvarına işledim hayalini her saniye ismini andığım sen miydin âh bu hazin kayboluşta, bu gönül sahrasında bengisu diye içip kandığım sen miydin âh nasıl da kuytulandı yüreğim köşelerde tutundukça tahtından indiğim sen miydin âh bazen cehenneminde eridiğim yanardağ bazen kutuplarında donduğum sen miydin âh dağıttı efsunumu saçlarında sünbüller ruhuma leyla diye sunduğum sen miydin âh
Nazlan Sitem et Kırıl bana Beni geç vakit Tek başıma suya yolla Bahçede yüzünü öteye çevir Güle hayret ediyormuş gibi yap Gülümseyerek konuş da başkalarıyla Somurt, avluda sadece ikimiz kalınca Kızıp en evecen adımlarınla üst kata çık En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden Derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık.
okul yıllarımızın en siyah beyaz mekanıydı ikram... mimar sinan kokardı. taştı, duvardı dörtbir yanı lakin orda içtiğimiz her bir yudum çay mütebessüm ifademizi kavileştirirdi...
... Kızkulesi beyaz iken Sözün sihri bize yârdı Ümitgillerin köpeği Sınıf ayrımı yapardı Kokartlıydı ikindimiz Japone kolluydu bayram Sezdirmez müddeiumumi Filan sokağa sapardı ...
Renkli bir kenttir cabulka ve bir o kadar ilginç... dikdatör, muhtar, düşyapımevi, suskun,istan, abgün, elizan, nedimali, sufi,deli, filiznur, gorbagor ve pek tabii ustad ı evvel molla kasım...
Ben
sen de benim kadar
çıkmaza girmeyesin diye girdim
çıkmaza.
Şimdi senin felaketini istemedikçe
kendimi felâketten kurtaramayacağımı
görüyorum.
Anladım ki benim felâketimi tatmamış olan benim
hangi felâkete uğradığımı bilemez. Benim
kurtuluşum ancak benim gibi, benim kadar
kurtuluşu özleyenin bana el vermesiyle mümkün.
Senin felâkete uğramanı istemem. Çünkü seni
öldürürsem (seni kendi duygu ve düşüncelerim
içinde eritip, kendime benzetirsem) bana yardım
edemezsin. Sen ölmezsen (benim alter ego’m
olmazsan) , benim ölümümün sona ermesi
gerektiğini anlayamaz, bana yardım için bir şey
yapamazsın.
Seni öldürürsem kendi kurtuluş yolumdaki ışığı
söndürmüş olurum.
Seni öldürmezsem kendi kurtuluşuma
açılan yolu tamamen tıkamış olurum.
sukût-u hayâl / âh
Ateşiyle pürmelal yandığım sen miydin âh
dallarına umutla konduğum sen miydin âh
bir kenarda bırakıp şehla defineleri
nice bin kez yolumdan döndüğüm sen miydin âh
göğsümün duvarına işledim hayalini
her saniye ismini andığım sen miydin âh
bu hazin kayboluşta, bu gönül sahrasında
bengisu diye içip kandığım sen miydin âh
nasıl da kuytulandı yüreğim köşelerde
tutundukça tahtından indiğim sen miydin âh
bazen cehenneminde eridiğim yanardağ
bazen kutuplarında donduğum sen miydin âh
dağıttı efsunumu saçlarında sünbüller
ruhuma leyla diye sunduğum sen miydin âh
Nazlan
Sitem et
Kırıl bana
Beni geç vakit
Tek başıma suya yolla
Bahçede yüzünü öteye çevir
Güle hayret ediyormuş gibi yap
Gülümseyerek konuş da başkalarıyla
Somurt, avluda sadece ikimiz kalınca
Kızıp en evecen adımlarınla üst kata çık
En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
Derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık.
okul yıllarımızın en siyah beyaz mekanıydı ikram...
mimar sinan kokardı. taştı, duvardı dörtbir yanı lakin orda içtiğimiz her bir yudum çay mütebessüm ifademizi kavileştirirdi...
...
Kızkulesi beyaz iken
Sözün sihri bize yârdı
Ümitgillerin köpeği
Sınıf ayrımı yapardı
Kokartlıydı ikindimiz
Japone kolluydu bayram
Sezdirmez müddeiumumi
Filan sokağa sapardı
...
en can acıtıcı hasretleri yaşayan...
vuslat hayali dahi hayal olan adam!
Renkli bir kenttir cabulka ve bir o kadar ilginç...
dikdatör, muhtar, düşyapımevi, suskun,istan, abgün, elizan, nedimali, sufi,deli, filiznur, gorbagor ve pek tabii ustad ı evvel molla kasım...
beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın...
denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın..
keşkelerle tevekkül ve teslimiyet eksikliği doğru orantılıdır... âh...