Önce şiirde sevdim kavgayı Özgürlüğü kelime kelime şiirde Mısra mısra sevdim yaşamayı Öfkeyi de sevincide Ne varsa bulduğum Tüm yitirdiklerim şiirde Mutluluk mu sade Sürgün de var,hapiste...
Yağmur, gülşenimize sensiz baldıran düştü Düşmanlik içimizde, dostluklar yaban düştü Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü
Sensiz kaldırımlara nice güzel can düştü Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin En son avucumuzdan inci ve mercan düştü
Sensizlik depremiyle hancı düştü, han düştü Mazluma sürgün evi, zalime cihan düştü Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü
Haritanın en beyaz noktasına kan düştü Kırıldı adaletin kılıcı, kalkan düştü Mahkumlar yargılıyor, hakimler mahkum şimdi Hakların temeline sanki bir volkan düştü
Sensiz tutunduğumuz dallardan yılan düştü İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü
Şehirler kabus dolu, köylere duman düştü Tersine döndü her şey sanki, asuman düştü Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali Hazindir ki; dertleri asmaya umman düştü
Sensiz ufuklarıma yalancı bir tan düştü Sensiz kıtalar boyu uzayan vatan düştü Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü
Tavanı çöktü aşkın, duvarlar üryan düştü Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü İniltiler geliyor doğudan ve batıdan Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü
Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü
Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü Zedelendi sağduyu, körleşen iz'an düştü Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü
Yağmur bana Nurullah Genç in o muhteşem şiirini hatırlatıyor...
Zamandan zaman çalabildiğimiz zamanlarda yaşıyoruz işte...
Yaşamak nedir ki can neye yarar
Hayatta emelin var olmayınca
Yuva ne demektir ev neye yarar
Evde güler yüzlü yar olmayınca...
Dinlen dinlen kaç kardeşim.Yasal olanı bile adamın canını yakıyor zaten...
Bir rüzgarın önünde kaçağım,kuralsızım...
Önce şiirde sevdim kavgayı
Özgürlüğü kelime kelime şiirde
Mısra mısra sevdim yaşamayı
Öfkeyi de sevincide
Ne varsa bulduğum
Tüm yitirdiklerim şiirde
Mutluluk mu sade
Sürgün de var,hapiste...
Sen dudaklarımda bir sözcük
Sen içimde bir sıcaklık
Aldığım nefeste
Sustuğum kelimede
Ve binlerce ölüm zincirinde
Sen
Adını koyamadığım bir şeysin...
Sabır yüzünü ekşitmeden acıyı yudum yudum içebilmektir...
Hangi söz onu daha iyi anlatabilir ki...
Yağmur, gülşenimize sensiz baldıran düştü
Düşmanlik içimizde, dostluklar yaban düştü
Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe
Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü
Sensiz kaldırımlara nice güzel can düştü
Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü
Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
En son avucumuzdan inci ve mercan düştü
Sarardı yeşil yaprak, dal koptu, fidan düştü
Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü
Katil sinekler deldi hicabın perdesini
İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü
Sensizlik depremiyle hancı düştü, han düştü
Mazluma sürgün evi, zalime cihan düştü
Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara
Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü
Haritanın en beyaz noktasına kan düştü
Kırıldı adaletin kılıcı, kalkan düştü
Mahkumlar yargılıyor, hakimler mahkum şimdi
Hakların temeline sanki bir volkan düştü
Sensiz tutunduğumuz dallardan yılan düştü
İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü
Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer
Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü
Şehirler kabus dolu, köylere duman düştü
Tersine döndü her şey sanki, asuman düştü
Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali
Hazindir ki; dertleri asmaya umman düştü
Sensiz ufuklarıma yalancı bir tan düştü
Sensiz kıtalar boyu uzayan vatan düştü
Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül
Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü
Tavanı çöktü aşkın, duvarlar üryan düştü
Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü
İniltiler geliyor doğudan ve batıdan
Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü
Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü
Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü
Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün
Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü
Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü
Zedelendi sağduyu, körleşen iz'an düştü
Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü
Dünya kainat'tan kopup gelirken
İnsan mıyım hayvan mıyım? ben neyim?
Adem ile Havva vücut bulurken
Melek miyim? Şeytan mıyım? Ben neyim?