Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • oyun teorisi28.03.2005 - 14:23

    OYUN TEORİSİ
    Oyun mu, Teori mi?
    Akademik araştırmalarda kullanım alanları yaygınlaştıkça önemi anlaşılan bu araç, 1990’lardan itibaren Amerika’da yaygın olarak uygulanmaya başlandı. Özellikle ekonomi alanında ihale düzenlemelerinden rekabet analizlerine kadar geniş bir uygulama alanı ortaya çıktı.
    Türkiye’de oyun teorisi ancak son yıllarda akademik olduğu kadar günlük hayatta da- özellikle de Akıl Oyunları adlı filmin ülkemizde vizyona girmesinden sonra- ilgi odağı oldu. Aslında, modern oyun teorisi bugün karsımıza çıkan şekline uzun bir gelişme sürecinden sonra ulaştı. Bu sürece kısaca göz atmak “Oyun Teorisi” isminin nereden geldiğini anlamamıza yardımcı olabilir.
    Satranç, poker, briç gibi oyunlarda oyuncuların davranışlarını modellemek ve akılcı strateji seçimleri üzerine çalışan Macar asıllı Amerikalı John von Neuman, oyunlar üzerine ilk makalesini 1928 yılında yayınladı. Hidrojen bombası ve ilk bilgisayarın mucitlerinden sayılan bu dahi matematikçi, bir ekonomist olan Oskar Morgenstern ile birlikte, oyun teorisini 1944 yılında basılan “Oyun Teorisi ve Ekonomik Davranış” isimli kitaplarında ilk defa ekonomi alanına taşıdılar. Bu kitapta iki oyunculu, sıfır toplamlı oyunları ve işbirlikçi oyunları incelediler. John F. Nash, 1950-53 yılları arasında yayınladığı dört çalışması ile oyun teorisini geliştirdi ve hem rekabetçi hem de işbirlikçi oyunlarda kullanılabilecek bir denge kavramını ortaya çıkardı. Halen oyun teorisinin ağır yükünü onun ortaya attığı Nash dengesi çekmektedir. Martin Shubik 1959 basımlı “Strateji ve Pazar Yapısı: Rekabet, Oligopol ve Oyun Teorisi” kitabında rekabetçi oyun teorisini ilk defa oligopollere uyguladı. 1965te Reinhard Selten, Nash dengesini yaygın biçimdeki oyunlarda (oyuncuların sıra ile stratejilerini seçtikleri oyunlar) kullanılabilecek şekilde geliştirdi. Üç seri makalesi ile John Harsanyi, 1967-68 yıllarında teorinin oyuncuların eksik bilgi sahibi olduğu oyunlara nasıl uygulanabileceğini gösterdi.
    Gittikçe gelişen, dallanıp budaklanan oyunlar teorisi, ekonomi bilimi için olduğu kadar, hukuk, politika, işletme, uluslararası ilişkiler ve hatta biyoloji gibi bilimler için de vazgeçilmez bir matematiksel araç oldu. Ekonomide, özellikle de endüstriyel organizasyon alanında teorik gelişmelere yol açtı ve yön verdi. Oyun teorisi aynı zamanda stratejik karşılaşmaların incelenmesinde standart bir dil haline geldi.

    Biraz Terminoloji
    1-Oyun teorisi: özellikle sosyal bilimlerde stratejik karşılaşmaları modellemeye yarayan matematiksel bir araçtır
    2-Stratejik karşılaşmalar: oyuncuların getirileri birbirlerinin hareketlerinden karşılıklı olarak etkilendiği çekişme ya da çatışmalar
    3-Statik oyunlar: oyuncuların bir defaya mahsus olmak üzere oynadıkları oyunlar.
    4-Akılcılık: her oyuncunun kendi kazancını maksimize etmeye çalışması
    5-Akılcılığın ortak bilgi olması: Tüm oyuncular kendilerinin ve rakiplerinin akılcı olduğunu bilir, rakiplerinin de kendilerinin bu bilgiye sahip olduklarını bildiklerini bilir ve bunun gibi sonsuza giden bir mantık zincirinin var olduğu varsayımı.
    6-Kusurlu bilgili oyunlar (games with imperfect information) : oyuncuların birbirlerinin strateji seçimlerini göremedikleri ve sanki aynı anda karar veriyorlarmış gibi oynadıkları oyun
    7-Eksik bilgili oyunlar (games with incomplete information) : oyunculardan bir ya da daha fazlasının diğer oyuncunun ya da oyuncuların getirilerini bilmeden oynadıkları oyun.
    8-Sıfır toplamlı oyun: bir oyuncunun kazancının, diğer oyuncunun kaybına eşit olduğu oyun (poker, tenis vb.) .
    Statik Oyunlar
    Karmaşık matematiksel hesaplara girmeden oyun teorisinin mantığını anlamak için en basit oyunlar olan statik, yani oyuncuların stratejilerini aynı anda seçtikleri oyunları incelemek yeterli olabilir. Stratejik bir karşılaşmayı oyun teorisi ile incelemek için ise, önce bu çatışmanın bir oyun olarak tanımlanması gerekir.
    Bir oyunun tanımı üç temel öğeye dayanır:
    1. Oyuncular kümesi (I) : Oyuncuların yer aldığı küme. Bu oyuncular kurgulanan oyuna ve modellenen duruma göre kişiler, şirketler, devletler ve hatta hayvanlar olabilir. Oyuncu sayısı ise ikiden sonsuza kadar olabilir. (Bu makalede iki oyunculu oyunlardan bahsedilecektir.)
    2. Eylem (hareket) kümesi (A) : Her bir oyuncuya ait bütün olası eylem seçeneklerinin yer aldığı küme. Örneğin, bir firma için ürün fiyatı seçenekleri ile bir hareket kümesi oluşturulabilir. Eylem kümesi de sonsuz sayıda elemana sahip olabilir. (Bu makalede ağırlıklı olarak her oyuncu için sınırlı sayıda eylem seçeneği olan oyunlardan bahsedilecektir.)
    3. Getiriler: Bütün oyuncuların her türlü olası strateji kombinasyonu için her oyuncunun oyun sonunda elde edeceği kazancı ya da kaybı. Bu getiriler parasal olarak tanımlanabileceği gibi her oyuncu için fayda fonksiyonları ile de belirtilebilir. (Tabii ki biyoloji gibi alanlarda bu tip getirilerden bahsetmek olanaksızdır. İki hayvan türünün çatıştıkları oyunlarda, her türün yavru sayısı o türün getirisi olarak alınabilir.)
    Statik oyun örneklerine ve çözüm tekniklerine girmeden önce, önemli bir takım varsayımlardan bahsetmekte fayda vardır.
    Statik Oyun Varsayımları:
    i) Oyuncular eylem seçimlerini aynı anda ya da birbirlerinin haberi olmadan yaparlar.
    ii) Tüm oyuncular akılcıdır.
    iii) Tüm oyuncuların akılcılığı ortak bilgidir.
    iv) Tüm oyuncular kusursuz fakat eksik bilgiye sahiptir.

    .............
    daha fazlası
    www.oyunteorisi.com
    www.ceterisparibus.net
    türkce kaynak bulmak bu alanda biraz zor ve bu vesileyle sitemimi duyururum neden ilgi alaka gösterilmez ana dilde eğitim ve internete evet ingilizce internete yorum yok bilgi bilgidir

  • sinan aygün28.03.2005 - 13:44

    ankara sanayi odası başkanı çalışkan biri ilginç hesaplamaları var hemde Türkiye gibi verileme eksikliği olan bir memlekette o hesapları hangi kriterlere göre hızlı bir şekilde yapıyor anlaşılmaz benim bazen yaptığım düz mantıklı hesaplamalara benziyor işleri değişkenlik faktörünü unutuyor ama genede çalışkan biri parti kurarsa oy vermem
    bu nedenle hesap uzmanına oy veririm daha iyi ihtiyacımız hesap uzmanıysa

  • tdk28.03.2005 - 13:41

    Türk Dil Kurumu Atatürk'ün emriyle kuruldu Türkçeyi geliştirmeye çalışan kurumdur kelimelerin anlamlarını ve doğru yazılışlarını öğrenebilirsiniz Türkçede 100 binden fazla kelime olup Dünyada önde gelen dillerdir Türkçenin yeni kelime kapasitesi diğer dillere göre fazladır örneğin inglizce de yeni bir kavrama buluşu anıldığı olay durum veya kişinin ismini eklemekle kelime üretebilme imkanına sahipken türkçede köklere eklenecek eklerle yeni bir kelime hemen yaratılmakta ve bu kelime de halk arasında kullanılabilirlik göstermektedir

  • ceterisparibus28.03.2005 - 13:36

    diğer değişkenler sabitken ekonomik insanı bulmaya çalıştığınız iktisatcıların çok sevdiği mutlaka her yazısında bulabileceğiniz favori kelime tabi birde aradığınızı bulabileceğiniz sıkkullanılanlar listesi başı

  • hadis28.03.2005 - 02:10

    Et-tuhûru şatru’l îman.=) Temizlik imanın yarısıdır.

    A’kilhâ ve tevekkel.=) (Deveyi) Bağla ve tevekkül et.

    Sûmû tesıhhû.=) Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz.

    Es-salâtü imâdü’d-dîni=) Namaz dinin direğidir.

    Talebü'l helâli cihâdün.=) Helal peşinde koşmak cihattır.

    Ed-dêllü alel-hayri kefâilihi.=) Hayra vesile olan yapan gibidir.

    El-kelimetü't-tayyibetü sadakatün.=) Güzel söz sadakadır.

    El-cennetü tahte zılâli's-süyûf.=) Cennet kılıçların gölgesi altındadır.

    El-mecâlisü bi'l-emaneti.=) Meclislerdeki sözler emanettir.

    El-cennetü dâr-ül eshıya.=) Cennet cömertler yurdudur.

    Es-savmü nısfu’s sabr.=) Oruç sabrın yarısıdır.

    Es-sabru nısfu’l iman.=) Sabır imanın yarısıdır.

    Es-sabru ınde sadmeti’l ûlâ.=) Sabır, musibetin ilk anındakidir.

    Es-sabrü miftahü’l-fereci.=) Sabır felahın anahtarıdır.

    Efdalü ibadeti edvemühâ.=) İbadetin efdali devamlı olandır.

    El-Kur'ânü hüve'd-devâ.=) Kur'an, sırf devâdır.

    Men samete necâ.=) Dilini tutan kurtuldu.

    Re'sü'l-hikmeti mehâfetullah.=) Hikmetin başı, Allah korkusudur.

    El-ıdetü atıyyetün.=) Vaad edilen verilmelidir.

    Ed-duâü silahu'l mü'min.=) Dua mü'minin silahıdır.

    İsmah yüsmah leke.=) Müsamaha et ki sen de göresin.

    Es-salâtü nûr'ul-mü'min.=) Namaz mü'minin nûrudur.

    En-nedemü tevbetün.=) Pişmanlık tövbedir.

    El-mescidü beyt-ü külli takıyyin.=) Mescid, takva sahiplerinin evidir.

    Ed-dînü en-nasîhatü.=) Din nasihattir.

    Ed-duâü hüve'l ibadetü.=) Dua ibadettir.

    El-cümuatü haccü'l-mesakîn.=) Cuma fakirlerin haccıdır.

    Hüsnü's-suâli nısfu'l-ilm.=) Güzel soru, ilmin yarısıdır

  • ırak savaşı28.03.2005 - 02:01

    Suskun


    Duymuyor musun sesimi
    Neden bu sessizliğin

    ......
    ......
    ......

    Yağmur mu yoksa nedeni,
    Korkma ondan
    Her gün başımıza yağar
    Ve toprağa işler inceden
    Devirir her düşüşünde
    Körpe bir bedeni

    Bu yağan yağmur nimettir
    Sizlerden bir hediyedir
    Sessizliğinizin mükafatıdır

    Demiyor muydunuz
    Bana dokunmayan bin yıl yaşasın
    Bak dokunuyor mu?

    Ölen filancanın filancası
    Sizden değil kısacası
    Bizde sadece acısı
    Var mı bunun sakıncası

    Ey zulüm sen ne güzelsin
    Tadılmayınca bilinmezsin
    Gelmez misin
    Şu bizim diyara da

    Nefsi hülyaya dalmış
    Ruhunu şeytana satmış
    Şu bizim diyara da
    Gelmez misin?
    .......
    ......
    ......

    Duymuyor musun sesimi
    Gelmez misin?

    17 mart 2005 19 00 m. k

  • ölüm28.03.2005 - 01:59

    Sabahın yeline kapıldık
    Uyku gözlerde, ölüm pusuda
    Beklemeye başladık
    Soğuk ölüm meleğini

    Merhaba ümit güneşi
    Belki bugünde
    Gün batımını görebileceksin
    Ağlama bebe, annen
    Kaybolup gitti
    Diğer anne ve babalar gibi
    Yarınlar senin diyemiyorum
    Çünkü biliyorum ki
    Sen ölmeden,
    Vampirler usanmayacak kan emmeğe
    Ve.....
    Anılacaksın anma günlerinde
    Lanetler edilecek bu günlere
    Tıpkı Naziler gibi
    İnsanlar
    Ben bu filmi gördüm diyecek
    ....
    Aynı senaryolar tekrarlanacak
    Dünya döndükce
    Ta ki
    Son insan kalıncaya kadar
    Tarih tekerrür
    Yüzüne tükürür
    Ders almayanların

    m.k
    18 mart 2005
    06.12

  • ölüm28.03.2005 - 01:56

    Ölüm sadece başkalarının talihidir

    Kapalı kapılar ardına sıkıştırdığım dünyam
    Kayıp gittin benle birlikte habersizce
    Yaş 10 ve daha erkendi yarına
    Yaş 20 ve daha geçmemişti serdeki delilik
    Yaş 30 ve daha vardı arayışların bitişine
    Yaş 40 ve kim derdi bu kadar hızlı geçeceğini
    Yaş 50 ve koca kurt kimleri devirdi

    Ölüm sadece başkaların talihidir
    Ben sonsuz hayatla yoğruldum

    Yaş 60 ve nedir bu belimin hali
    Neden toprağa eğiliyorum her geçen gün
    Hey koca kurt sen kimleri devirdin
    Defol git başımdan ölüm meleği
    Senin gücün yetmez bana

    Caminin minaresine çıkmıştı hoca
    Bir öğle vakti
    Kalabalık toplanmıştı avluda
    Kimi şadırvanda abdest alıyor
    Bu abdest alan benim oğlan değil mi
    Ne zaman namaza başladı kerata
    ........
    Kimi ağlıyor
    Aa! Sevgili karım da burada
    Neden ağlıyorsun hanım
    Neden siyahlar giydin
    Başını da kapatmışsın
    Çıkart onu bilirsin sevmem
    ...
    Kimi mırıldanıyor
    Neler söyleniyorsunuz öyle
    Türkçe söyleyin anlayayım
    Nedir inna lillahi ve inna lillahi raciun
    ....
    Bir taş var caminin sağ tarafında
    Musalla taşı diyorlar
    Sanırım Erzurum mermeri
    Üzerinde yeşil bir örtüyle kaplı
    Bir tabut var
    Kimin cenazesi acaba

    Ölüm sadece başkalarının talihidir
    Ben sonsuz hayatla yoğruldum
    Defol git başımdan ölüm meleği
    Senin gücün yetmez bana
    .........
    ..........

    Hey neden geldik buraya
    Ne işimiz var mezarlıkta
    Ama manzarası da güzelmiş hani
    Boğazı görüyor
    İyi ki geldik buraya
    Şöyle Ortaköy’e uzanırız
    Bir tek atarız denize doğru

    Hey neden beni bu çukura koyuyorsunuz
    Üzerime o pis toprağı atıyorsunuz
    Ki ben pantolonumun ütüsü bozulmasın diye
    Eğilme bile eğilmezdim
    Ki ben hep lüks semtlerde oturdum
    Bunca yıl toprak dokunmamışken bana
    Neden bunu yapıyorsunuz şimdi.
    ....
    ...

    Hey! hey!
    Nereye gidiyorsunuz beni bırakıp
    Sevgili karım
    Biricik kızım can oğlum
    Nereye gidiyorsunuz
    Beni bu pis toprağa bırakıp
    ....
    ...
    Ölüm sadece başkalarının talihidir
    Ben sonsuz hayatla yoğruldum
    Defol git başımdan ölüm meleği
    Senin gücün yetmez bana

    m.k.
    16 mart 2005
    12: 45

  • kafkas kartalı28.03.2005 - 01:55

    Zafer ya da Ölüm
    Gece kurt yavrularken geldik dünyaya biz
    Sabah kükrerken aslan, konuldu ismimiz
    Lâ ilâhe illallah
    Kartal yuvalarinda emzirdi analarimiz
    At üstünde savasmayi ögretti babalarimiz
    Lâ ilâhe illallah
    Halk için, vatan için yetistirdi analarimiz
    Onlara bir zarar gelecegi zaman yigit kesildik
    Lâ ilâhe illallah
    Biz daglarin Sahinleri zaferlerle yetistik
    Zorluktan ve savastan onursuz çikmayiz biz
    Lâ ilâhe illallah
    Tunçtan daglar kursun gibi erise de
    Hayattan ve savastan onursuz çikmayiz biz
    Lâ ilâhe illallah
    Ey kara toprak her zerren baruttan aglasa da
    Sana serefsiz bir sekilde dönmeyecegiz
    Lâ ilâhe illallah
    Hiçbir zaman kimseye pes etmedik biz
    Ölüm veya zaferden biridir tercihimiz
    Lâ ilâhe illallah
    Yaralarimizi agitlarla sararken bacilarimiz
    Degerli gözleri maharetle canlanir
    Lâ ilâhe illallah
    Kök yeriz, ot yeriz bizi açlik kivrandirsa da
    Otlari sikar içeriz suyunu, susuzluk yandirsa da
    Lâ ilâhe illallah
    Gece kurt yavrularken geldik dünyaya
    Sadigiz biz, sadik, ALLAH'a, halka ve vatana
    Lâ ilâhe illallah

  • kafkas kartalı28.03.2005 - 01:54

    KAFKASYA MARŞI



    Kafkasya daglarinda çiçekler açar
    Altin günes orda, sirmalar saçar.
    Bozulmus düsmanlar hep yel gibi kaçar

    Kader böyle imis ey garip ana
    Kanim helâl olsun güzel vatana.

    Kafkasya daglarina bomba koydular
    Türk'ün sancagini öne koydular
    Sanli zaferlerle düsmani bogdular

    Kader böyle imis ey garip ana
    Kanim helâl olsun güzel vatana.

    Kafkasya daglarinda oturdum kaldim
    Sehit olanlari deftere yazdim
    Öksüz yavrulari ben bagrima bastim

    Kader böyle imis ey garip ana
    Kanim helâl olsun güzel vatana.

    Türk ogluyum ben ölmek isterim
    Toprak diken olsa yatagim yerim
    Allah'indan utansin dönenler geri

    Kader böyle imis ey garip ana
    Kanim helâl olsun güzel vatana