Gotik heykellerin gerçeğe aynen benzeyen figürlerini resme uyarlamada bir devrim acmistir,perspektif devrimi!
Tam adı, Giotto Ambrogio di Bondone'dir. Döneminin kalıplaşmış geleneklerini yıkmıştır, ölü isa'ya ağıt tablosu batı sanatının gelişimi açısından en önemli eserlerden biri sayılır. Cimabue ile birlikte modern resmin temellerini atmışır. Aynı zamanda da mimardır, 1334 de floransa katedrali'nin yapımında görev almış ve bir süre kent mimarı olarak görev yapmıştır.
Latince nereye gidiyoruz anlamına gelir. Polonyalı, Henry Sienkiewicz'in 1905 yılında yazdığı nobel ödüllü kitaptir. Roma döneminde, hristiyanların karşılaştıkları baskıları anlatırken, o dönemin roma'sının mükemmel bir tablosunu çizer. Tüm bu anlattıkları da kendi zamanının (1900 ler) bir özetidir aslında.
Reform hareketi'nden sonra (16. yuzyil) ingiltere'de dogmus bir hristiyan ekoludur. Anglikan kilisesi, henry'den itibaren roma ile olan baglarini koparmistir. Anglikanizm 'i kitab-i mukaddes'e bagli, kismen reforme edilmis bir katolik mezhebi olarak gormek daha yaygindir. Papanin otoritesini reddeden anglikan kilisesi, 16. yuzyildan beri ibadette latince yerine ingilizce'yi kullanir. Kilise kral ve kralice tarafindan temsil edilir.
Asıl ismi Kaya salih. 1823'te demirkent yusufeli'nde doğdu, 1868'de yine demirkent' te yaşamını yitirdi. bir demircinin oğlu. babasından demircilik öğrendi ve onunla birlikte çalıştı. delikanlıyken işlediği bir suçtan hapse girdi. hapiste bir düş gördü ve pir elinden dolu içerek kendi köyünden esmehan adlı kıza aşık oldu. muhubbî takma ismiyle deyişler söylemeye başladı. mutasarrıf süleyman paşa sayesinde hapisten kurtuldu. esmahan da düşünde şaire aşık olmuştu. iki sevgili süleyman paşa'nın girişimiyle evlendi. gurbete çıktı. trabzon ve istanbul'a gitti. 1854 osmanlı-rus savaşına gönüllü olarak katıldı. köyüne döndü ve demircilikle uğraştı. nakşibendi tarikatına girdi. yazdığı mevlid ile ayrı bir ün kazandı. gazel ve rubai gibi divan tarzı şiirleri de var.
ilki 1870 yilinda Budapeste'de acilan bilim dali. Dünyada genellikle yahudi asıllı fransız bilimadamlarınca geliştirilmiş, Amerika'da Harvard'daki, Fransa'da ise Ehess `deki kürsüsüyle bilinen, Hollanda üniversitelerinin -nedense? - cok aktif oldugu, Türk-islam sentezcilerimizin 'türkiyat' demekte ısrar ettiği bilim dalıdir.
'samimiyet dediğimiz şey, belki de bir sirayet duygusudur.'
Türk edebiyatının en güzel romanı Huzur'u kaleme almış olan, Türkçenin en büyük yazarı.
huzur'da, karşıdan karşıya geçen, belinden aşağısı olmayan bir dilenciyi '...bu haliyle bir insandan daha çok, yarım kalmış bir düşünceye benziyordu.' diye tasvir edebilen, edebiyat profösörü, feylezof, şair..
ne icindeyim zamanin ne de busbutun disinda yekpâre, genis bir ânin parcalanmaz akisinda
ahmet hamdi tanpınar, 23 haziran 1901 tarihinde istanbul'da doğdu. istanbul'da ravaz-i maarif ibtidaisi'nde, sinop ve siirt rüşdiyeleri'nde, vefa, kerkük ve antalya sultanileri'nde öğrenim gördü. baytar mektebi'ni bırakarak girdiği istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi'nden 1923 yılında mezun oldu.
erzurum, konya ve ankara liseleri'yle, gazi eğitim enstitüsü ve güzel sanatlar akademisi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. aynı akademide estetik ve sanat tarihi dersleri verdi (1932 - 1939) . 1939 yılında istanbul üniversitesi'ne yeni türk edebiyatı profesörü olarak atandı.
maraş milletvekili olarak 1942-1946 yıllarında türkiye büyük millet meclisi'nde bulundu. bir süre milli eğitim müfettişliği yaptıktan ve güzel sanatlar akademisi'nde eski görevinde çalıştıktan sonra 1949 yılında istanbul üniversitesi, edebiyat fakültesi türk dili ve edebiyatı bölümü'ne yeniden döndü ve bu görevde iken 24 ocak 1962 tarihinde istanbul'da öldü.
Giotto di Bondone
Gotik heykellerin gerçeğe aynen benzeyen figürlerini resme uyarlamada bir devrim acmistir,perspektif devrimi!
Tam adı, Giotto Ambrogio di Bondone'dir. Döneminin kalıplaşmış geleneklerini yıkmıştır, ölü isa'ya ağıt tablosu batı sanatının gelişimi açısından en önemli eserlerden biri sayılır. Cimabue ile birlikte modern resmin temellerini atmışır. Aynı zamanda da mimardır, 1334 de floransa katedrali'nin yapımında görev almış ve bir süre kent mimarı olarak görev yapmıştır.
Latince nereye gidiyoruz anlamına gelir. Polonyalı, Henry Sienkiewicz'in 1905 yılında yazdığı nobel ödüllü kitaptir. Roma döneminde, hristiyanların karşılaştıkları baskıları anlatırken, o dönemin roma'sının mükemmel bir tablosunu çizer. Tüm bu anlattıkları da kendi zamanının (1900 ler) bir özetidir aslında.
Reform hareketi'nden sonra (16. yuzyil) ingiltere'de dogmus bir hristiyan ekoludur. Anglikan kilisesi, henry'den itibaren roma ile olan baglarini koparmistir. Anglikanizm 'i kitab-i mukaddes'e bagli, kismen reforme edilmis bir katolik mezhebi olarak gormek daha yaygindir. Papanin otoritesini reddeden anglikan kilisesi, 16. yuzyildan beri ibadette latince yerine ingilizce'yi kullanir. Kilise kral ve kralice tarafindan temsil edilir.
Ve ayrica Kanuni Sultan Süleyman'ın mahlası.
Asıl ismi Kaya salih. 1823'te demirkent yusufeli'nde doğdu, 1868'de yine demirkent' te yaşamını yitirdi. bir demircinin oğlu. babasından demircilik öğrendi ve onunla birlikte çalıştı. delikanlıyken işlediği bir suçtan hapse girdi. hapiste bir düş gördü ve pir elinden dolu içerek kendi köyünden esmehan adlı kıza aşık oldu. muhubbî takma ismiyle deyişler söylemeye başladı. mutasarrıf süleyman paşa sayesinde hapisten kurtuldu. esmahan da düşünde şaire aşık olmuştu. iki sevgili süleyman paşa'nın girişimiyle evlendi. gurbete çıktı. trabzon ve istanbul'a gitti. 1854 osmanlı-rus savaşına gönüllü olarak katıldı. köyüne döndü ve demircilikle uğraştı. nakşibendi tarikatına girdi. yazdığı mevlid ile ayrı bir ün kazandı. gazel ve rubai gibi divan tarzı şiirleri de var.
ilki 1870 yilinda Budapeste'de acilan bilim dali.
Dünyada genellikle yahudi asıllı fransız bilimadamlarınca geliştirilmiş, Amerika'da Harvard'daki, Fransa'da ise Ehess `deki kürsüsüyle bilinen, Hollanda üniversitelerinin -nedense? - cok aktif oldugu, Türk-islam sentezcilerimizin 'türkiyat' demekte ısrar ettiği bilim dalıdir.
'samimiyet dediğimiz şey, belki de bir sirayet duygusudur.'
Türk edebiyatının en güzel romanı Huzur'u kaleme almış olan, Türkçenin en büyük yazarı.
huzur'da, karşıdan karşıya geçen, belinden aşağısı olmayan bir dilenciyi '...bu haliyle bir insandan daha çok, yarım kalmış bir düşünceye benziyordu.' diye tasvir edebilen, edebiyat profösörü, feylezof, şair..
ne icindeyim zamanin
ne de busbutun disinda
yekpâre, genis bir ânin
parcalanmaz akisinda
ahmet hamdi tanpınar, 23 haziran 1901 tarihinde istanbul'da doğdu. istanbul'da ravaz-i maarif ibtidaisi'nde, sinop ve siirt rüşdiyeleri'nde, vefa, kerkük ve antalya sultanileri'nde öğrenim gördü. baytar mektebi'ni bırakarak girdiği istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi'nden 1923 yılında mezun oldu.
erzurum, konya ve ankara liseleri'yle, gazi eğitim enstitüsü ve güzel sanatlar akademisi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. aynı akademide estetik ve sanat tarihi dersleri verdi (1932 - 1939) . 1939 yılında istanbul üniversitesi'ne yeni türk edebiyatı profesörü olarak atandı.
maraş milletvekili olarak 1942-1946 yıllarında türkiye büyük millet meclisi'nde bulundu. bir süre milli eğitim müfettişliği yaptıktan ve güzel sanatlar akademisi'nde eski görevinde çalıştıktan sonra 1949 yılında istanbul üniversitesi, edebiyat fakültesi türk dili ve edebiyatı bölümü'ne yeniden döndü ve bu görevde iken 24 ocak 1962 tarihinde istanbul'da öldü.
Can Yucel'in ' sen bu ulkenin basina gelen en guzel adaletsin' dedigi yazar..
gecirdigi kazadan once isledigi olum temasi oldukca icseldi..
'...tertemiz,engelsiz bir boslukta mutlulukla suzuluyordum.dibe dogru deil,yukari dogru da deil,yatay...'
(uzun olumler-olum ayarlari)