Sonbaharda cevizlerin çırpılır, Toplanır narların suyu sıkılır, Kaynatılır pekmezlerin seçilir. İncirlerin kurusuna doyulmaz, Bu mevsimde hiçbir şeye kıyılmaz.
Adını Koraşlı Ali’den aldın, Sen Kirazlı Yayla diye nam saldın, Tarihinle,yeşilinle anıldın; Pınarların içenlere can oldu, Yiyenlere meyvelerin kan oldu.
Koramşalı iki kaya arası, İklimi de sıcak-soğuk ortası, Yazda-kışta türlü kuşlar yuvası; Dört bir yanı çam ormanı,geçilmez, Sandal,kilik,piynar,pelit kesilmez
Doğanlıktan doğar senin güneşin, Çerçili,Fakılı kadim kardeşin, Sarp kayalarınla yoktur bir eşin; Ormanların kurdu kuşu korudu, Namın aldı her bir yeri bürüdü.
Yakamozlar dans ediyor karşımda... Ardında puslu Bey Dağları... Konyaaltı çekilmiş baş köşeye, Yine takmış gerdanlıkları...
Oltanın ucunda umutları, açıkta balıkçılar... Nedense beni bu yere çeken bir duygu var...
Her zaman uysal bir kedi gibi, Böyle göremezsiniz Akdeniz’i... Peşinden kovalayınca lodoslar, Teknelerde başlar korku, bir tedirginlik alır her yeri, Ardından korkunç uğultular...
Dev dalgalar döverken falezleri, Bir anda sarıverir yosun kokusu, Damağınızda denizin iyotlu tuzu... Şu an tatlı bir meltem, sanki okşuyor bizi,
Siz ne derseniz deyiniz, severim bu şehri, Bir de her haliyle Akdeniz’i... 23.10.2002 CAFER U.
Fahri Hoca hocaların hocası, Bilgisinden nasip aldı nicesi, Örnek insan yedi evlat babası Çalışkanlık,azim,gayret timsali, Gelirm’ola o yöreye misali.
Köy enstitüsünde aldı bilgiyi Eserleriyle O, verdi her şeyi Alan aldı,unutmadı bilgeyi Diktiği ağaçlar yeşerir durur, Oğulları eserini sürdürür.
Seksenbeşte sayım günü göçetti Görevliydi sayamadı milleti, Kalbi onu yarı yolda bıraktı, Okulun yanında huzurla yatsın, Mevla ona cennetini bahşehsin.
Cafer Uzlar'ın sevgili kardeşi.
Bu dünyadan erken gidişiyle, geride bıraktıklarının yüreklerine taşınması güç yük yükleyen bir büyük ata...
Sonbaharda cevizlerin çırpılır,
Toplanır narların suyu sıkılır,
Kaynatılır pekmezlerin seçilir.
İncirlerin kurusuna doyulmaz,
Bu mevsimde hiçbir şeye kıyılmaz.
Şimdilerde oralarda olmak lazım..
'YABANCI' okunmalı,okunmazsa eksik kalır bir şeyler diye düşünürüm...
Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!
Benim doğduğum köylerde
Kuzey rüzgârları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!
Adını Koraşlı Ali’den aldın,
Sen Kirazlı Yayla diye nam saldın,
Tarihinle,yeşilinle anıldın;
Pınarların içenlere can oldu,
Yiyenlere meyvelerin kan oldu.
Koramşalı iki kaya arası,
İklimi de sıcak-soğuk ortası,
Yazda-kışta türlü kuşlar yuvası;
Dört bir yanı çam ormanı,geçilmez,
Sandal,kilik,piynar,pelit kesilmez
Doğanlıktan doğar senin güneşin,
Çerçili,Fakılı kadim kardeşin,
Sarp kayalarınla yoktur bir eşin;
Ormanların kurdu kuşu korudu,
Namın aldı her bir yeri bürüdü.
Şimdilerde rehber dalgıç,
Artık o bir emekli asker...
O hala asker ama bitmek üzere o günler.
Onu bekler kuzu göbekleri, püreğenler.
ANTALYA ve DENİZ
Yakamozlar dans ediyor karşımda...
Ardında puslu Bey Dağları...
Konyaaltı çekilmiş baş köşeye,
Yine takmış gerdanlıkları...
Oltanın ucunda umutları,
açıkta balıkçılar...
Nedense beni bu yere
çeken bir duygu var...
Her zaman uysal bir kedi gibi,
Böyle göremezsiniz Akdeniz’i...
Peşinden kovalayınca lodoslar,
Teknelerde başlar korku,
bir tedirginlik alır her yeri,
Ardından korkunç uğultular...
Dev dalgalar döverken falezleri,
Bir anda sarıverir yosun kokusu,
Damağınızda denizin iyotlu tuzu...
Şu an tatlı bir meltem,
sanki okşuyor bizi,
Siz ne derseniz deyiniz,
severim bu şehri,
Bir de her haliyle
Akdeniz’i...
23.10.2002 CAFER U.
Fahri Hoca hocaların hocası,
Bilgisinden nasip aldı nicesi,
Örnek insan yedi evlat babası
Çalışkanlık,azim,gayret timsali,
Gelirm’ola o yöreye misali.
Köy enstitüsünde aldı bilgiyi
Eserleriyle O, verdi her şeyi
Alan aldı,unutmadı bilgeyi
Diktiği ağaçlar yeşerir durur,
Oğulları eserini sürdürür.
Seksenbeşte sayım günü göçetti
Görevliydi sayamadı milleti,
Kalbi onu yarı yolda bıraktı,
Okulun yanında huzurla yatsın,
Mevla ona cennetini bahşehsin.