Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • mehmet akif ersoy03.01.2005 - 02:42

    “İki yüzlüleri artık sever oldum: Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım.” M.Akif

  • mehmet akif ersoy03.01.2005 - 02:40

    AKİF'TEN BAZI SÖZLER;
    Türkiye’deki değişiklikleri gören Akif, her zaman doğrunun yanında olma vasfıyla müdahalelerde bulunmuştur. Nitekim Paris’e tahsile gitmiş ve büsbütün kibirle dönmüş olan Şevki Hoca’nın evinde:

    “Siz, insanlara eskiden Fatih minaresinden bakardınız, şimdi Eyfel kulesinden bakıyorsunuz.” diyerek ülke insanının nasıl değiştiğini ifade eder..O çekinmez hiçbirşeyden...Sadece namus şeref ve dine halal getirmekten korkar bir çocuk gibi...

  • mehmet akif ersoy03.01.2005 - 02:35

    Akif, onca insafsızdan,hayasızdan,vatansızlıktan ölümü düşünür bazan; yurdu gittikten sonra yaşamak haramdır O na..Zaten verem boyurundaki üzüntüsü O nu siroz eder,ve 1936 yılında O çok sevdiği vatanında gözlerini yumar,bir daha ağlamamak üzere;

    Bana dünyada ne yer kaldı, emin ol, ne de yar
    Ararım göçmek için başka zemin, başka diyar.
    Bunalan ruhuma ister bir uzun boylu sefer;
    Yaşamaktan ne çıkar, günlerim oldukça heder.
    Bir güler çehre sezip güldüğü yoktur yüzümün;
    Geceden farkını görmüş değilim gündüzümün.

  • mehmet akif ersoy03.01.2005 - 02:25

    Akif e Göre Asım ın tanımı;
    ^^Asım, vücudu gibi imanı da kuvvetli, hassas, irfan sahibi, ahlaklı, müspet ilimler okumuş bir gençtir. Milletin yükselmesi için gereken iki kudret bilgi ve fazilettir. Biz faziletten uzak düştüğümüz gibi son üç asrın bilgisinden de habersiz bulunuyoruz. Fakat, fazilet devirleri gerçekten parlak bir büyük bir milletin çocuklarıyız. Asım’ın nesli Avrupa’da tahsil görecek, oranın kaynaklarından en geniş şekilde faydalanacak, bunları yurda taşıyarak üç yüz senelik ilim kaybını kapatacak. Böylece, faziletimiz bilgiyle beslenince, en ileri bir millet haline geleceğiz^^

  • mehmet akif ersoy03.01.2005 - 02:24

    Akif Ersoy’un Batının sömürgeci siyasetine karşı değerlendirmelerindeki bir yöntemi, eleştirilerini akılcı bir temele oturtmak, maddi yönüne ilişkin örnekler sunmaktır.
    “Yetmiş sene evvel bir Hintli günde bizim para ile kırk para kazanırken, bugün bu kazanç on beş paraya inmiştir. Bununla beraber zavallı Hintli, İngiliz’den üç kat fazla vergi verir... Seksen milyon Hintli için tek bir lise mektebi vardır... Cezayir’de, Tunus’ta, Fas’ta, Müslümanlar bizim zamanımızdan kalma vergilerin hepsini verdikten başka Fransızların koydukları kapı, pencere vergilerini verirler... Otlakları Fransızlar tarafından gasp edilir...”

  • mehmet akif ersoy03.01.2005 - 02:14

    Türkçe,Arapça, Farsça ve Fransızca'ya vâkıf olan Mehmed Akif in tercüme ettiği başlıca eserler şunlardır: Müslüman Kadını (Ferid Vecdi Bey'in eseri) Hanoto'ya Karşı İslâmı Müdafaa, Anglikan Kilisesine Cevap (Abdülâziz Çaviş) , İçkinin Beşer Hayatında Açtığı Rahneler (Abdülâziz Çaviş) , İslâmlaşmak (Said Halim Paşa)

  • mehmet akif ersoy03.01.2005 - 02:10

    Akif Mehmetçiğe Söylemesi için marşlar yazmıştı..Kimbilir hangi Mehmetler Anadolunun canına kasteden tek dişli canavarla çarpışmaya bu marşı söyleyerek gitmiştir:
    Bu esnada yazdığı şiirler dillerden düşmüyordu. Cepheye giden kahraman Mehmedçiğe şöyle sesleniyordu Akif:
    1)
    'Yurdunu Allaha bırak çık yola
    'Cenk'e deyip çık ki vatan kurtula.
    Böyle müyesser mi gaza her kula
    Haydi, levend asker, uğurlar ola.'

    2) Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz;
    Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz.
    Düşer mi tek taşı, sandın, harîm-i namusun?
    Meğer ki harbe giren son nefer şehid olsun.'

  • mehmet akif ersoy03.01.2005 - 01:56

    Akif Çanakkale zaferinin haberini Necit Çöllerinde alır; . Gerisini Kuşçubaşı Eşref Bey şöyle anlatıyor:

    «...Ay bedir halindeydi. Çöl gecelerinin parlak yıldızlı semasını, zaferimizin şerefine aydınlatan ayın bu efsanevi ışıkları altında, Mehmet Akif, bu güneşi unutturacak kadar parlak çöl gecesinde sabahladı. İstasyon binasının arkasındaki hurmalığın içine çekildi. Sadece hıçkırıklarını duyuyorduk. İçli, derin hıçkırıklar....

  • mehmet akif ersoy03.01.2005 - 01:48

    Akif tüm islam Aleminin batının yakaladığı çizgiye ulaşmasını istedi..Ama Batının insanlık boyutuna da tükürmüştür bir yandan...O,ittifak devletlerin Anadolu halklarına ettiklerini görünce artık patlayan bir volkan gibi kusar o lav sıcaklığındaki hıncını dizelere;
    “Medeniyet” denilen vahşete lanetler eder,

    Nice yekpare kesilmiş de sırıtmış dişler!
    Bakmayın hem tükürün çehre-i murdarımıza
    Tükürün belki biraz duygu gelir ârımıza.
    Tükürün cephe-i lâkaydına şarkın tükürün.
    Kuşkulansın görelim gayreti halkın tükürün.
    Tükürün milleti alçakça vuran darbelere,
    Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere...
    Tükürün Ehl-i Salib’in hayasız yüzüne!
    Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!
    Medeniyyet denilen maskara mahluku görün:
    Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!
    Hele ilânı zamanında şu mel’un harbin,
    “Bize efkar-ı umimiyesi lazım Garb’in;
    O da Allah’ı bırakmakla olur” herzesini,
    Halka iman gibi telkin ile, diyenin sesini
    Susturan aptalın idrâkine bol bol tükürün! …'

  • mehmet akif ersoy03.01.2005 - 01:41

    AKİF in İTTİHAT VE TERAKKİ YE KATILDIĞI GÜN; İttihat Terakki Almanyaya gidecek heyetin başkanlığına Âkifi getirdi. Âkif’in İttihat Terakki macerası da ilginç bir gelişme gösterir. İkinci Meşrutiyetin ilânından dört gün sonra Âkif, “Cemiyet-i Mukaddese” denilen İttihat Terakkiye katıldı. Kandilli Rasathanesi Müdürü Fatin (Gökmen) Hoca, Âkif’i kutsal dernek denilen İttihat Terakkiye götürmüş ve ünlü katılma töreninden geçirerek üye yapmak istemişti. Fatin Hoca katılma törenini bizzat yönetmişti. Kurallara göre, İttihat terakki hakkında bilgi verildikten sonra sırların korunması ve emirlerin yerine getirilmesi için gerekli yeminin yapılmasına sıra gelmişti. Kurala göre cemiyete katılacak kişi silaha ve Kuran’a el basarak yemin edecekti. Âkif yemin metninde bulunan “Cemiyetin bütün emirlerine kayıtsız şartsız uyacağım” hükmüne itiraz etti. “Ben ancak, akla ve vicdana uygun olan emirlere uyarım. Mutlak söz veremem” diyerek reddetmişti.