Peygamber ve sahabeler yolun kenarında dikilmekteyken; bir at arabası yola hızla girer ve bir çocuk önündedir arabanın annesi görür ve kendi canını tehlikeye atarak çocuğu kurtarır. peygamber (s.a.v) sahabelere dönerek gördünüz mü? gördünüz mü diye sorar sahabelerden bir kaçı gördük ya Nebi gördük derler Peygamber (s.a.v.) tekrar eder sorusunu gördünü mü? bir annenin çocuğuna olan şevkatini gördünüz mü der sahabeler tekrar gördüklerini belirtir ve Peygamber (s.a.v.) : işte Allah kuluna bu anneden daha şevkatlidir der
Bana aldırmayın! Yüzüm bir maskedir, Sizi aldatmasın.
Binlerce maskem var, Çıkarmaya korktuğum, VE, Hiçbiri ben değilim... Olmadığımı göstermek ikinci doğam oldu.
'Kendinden emin biri' dersiniz, sanki güllük gülistanlık Benim için her şey... Adım güven belirtir, VE, Oyunumun adı 'Ağırbaşlılıktır'. İÇİMDE ve dışımda denizler sakin, Her şeyin kumandanı BEN... Kimseye gereksinme duymayan BEN... Fakat, inanmayın bana, lütfen! ...
Her şey dışta düzgün ve cilalı, Hiç yıpranmayan,her zaman saklayan o maske! .. Alttan ne güven,ne de rahatlık... Altta, Karışıklık,korku ve yalnızlık içinde bocalayan GERCEK BEN! ... Ama saklarım bu gerçeği savunuculukla... Kimsenin bilmesini istemem... zayıf taraflarımı düşündükce, Titrer ve sararırım... VE başkaları görürse iç dünyamı... Gercek ben ve yalnızlığımı!
İŞTE, MASKELERİMİ onun için takarım... onun için,arkalarına saklanacak MASKELER YARATIRIM... Onlar, Gösterişte kullanabileceğim parlatılmış yüzlerim. Beni korur,bakan gözlerden...
Beni olduğum gibi kabul edecek, SEVECEK BAKIŞLAR BULAMAZSAM, Solacak kuruyacak gercek ben... ve, Ben bunu biliyorum. Beni kendi maskelerimden kurtaracak, kurduğum hapishaneden kaçıracak Diktiğim engellerden aşıracak, BENİ SEVEN, BENİ ANLAYAN BAKIŞLAR OLACAK. Bana, 'Sen değerlisin' diyecek, 'Maskesizken,daha bir insansın' 'Daha yakın, daha bir DOSTSUN' DİYECEK BİR BAKIŞA BENİ GÖREN BİR BAKIŞA MUHTACIM... Benim yanıma sokulman kolay olmayacaktır UYARIRIM SENİ DOST! ...
Uzun yıllar kendini yetersiz hissetmiş ben, sana kendini kolayca açamayacaktır... Bütün gücümle tutunacağım maskelerime, Ne kadar sokulursan yakınıma, O denli şiddetli geri iteceğim seni...
Kim olduğumu merak ediyormusun? Hiç merak etme... Ben çevreNdeki HER ERKEK VE KADINIM... MASKE TAKAN HER İNSANIM.
muharrem ayının onuncu günüdür yerlerin ve göklerin yaratılması, Hz. Âdem'in tövbesinin kabûl olması, Hz. Nuh'un tufandan kurtulması, Hz. Yûnus'un balığın karnından çıkması, Hz. İbrahim (a.s.) 'in dünyaya gelmesi ve ateşten kurtulması Hz. İdris'in göğe çıkarılması, Hz. Süleyman (a.s.) 'a saltanat verilmesi, Hz. Yakub'un oğlu Hz. Yusuf'a kavuşması, Hz. Yusuf'un kuyudan çıkması, Hz. Eyyûb'un hastalıktan kurtulması, Hz. Musa'nın Kızıldeniz'i geçmesi ve Firavun'un helak olması, Hz. İsâ'nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması Aşure günü oldu. Hz. Musa (a.s.) 'nın Firavun'un şerrinden kurtulması Hz. Hüseyin (r.a.) 'in şehid edilmesi aşure günü olmuştur Kıyâmetin kopması da Aşûre günü olacaktır
musevilerin bu gün oruç tuttuğunu gören peygamberimiz sorarlar neden bu gün oruç tutuyorsunuz diye yahudilerden biri cevap verir bu gün firavnun zulmunden kurtuluş günümüzdür Hz.Musa'nın kutlu günüdür diye onun için oruç tutarız derler peygamberimizde bu günü oruçlu geçirir ve onlara benzememek için muharrem ayının ya 09 ve 10. günlerini yada 10 ve 11 günlerini oruçlu geçirir............
Dur bırak, kaynasın kahvenin suyu. Bana İstanbu'lu anlat nasıldı, bana boğazı anlat nasıldı. Haziran titreyişlerle, kaçak yağmurlarla, yıkanmış kurumuş o yedi tepe ana şefkati gibi sıcak güneşte insanlar gülüyordu de trende vapurda otobüste yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle hep kahır,hep kahır, hep kahır bıktım be dur bırak kalsın açma titreyişim, bana İstanbu'lu anlat nasıldı, Şehirlerin şehrini anlat nasıldı. Beyoğlu sırtlarından bir yasak gözlerimle bakıp, köprüler, saray burnu, minareler ve halice diyiverdim bir merhaba gizlice. insanlar gülüyordu de, trende vapurda otobüste, yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle hep kahır,hep kahır, hep kahır bıktım be dur kıpırdama kal biraz öylece ne olur kokun İstanbul gibi gözlerin İstanbul gecesi gibi Şimdi gel sarıl bana kınalım gök kubbenin altında orda da beraber çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali hasretemin köyünde sanki bir pınar gibi insanlar gülüyordu de trende vapurda otobüste yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle hep kahır hep kahır hep kahır bıktım be
Peygamber ve sahabeler yolun kenarında dikilmekteyken; bir at arabası yola hızla girer ve bir çocuk önündedir arabanın annesi görür ve kendi canını tehlikeye atarak çocuğu kurtarır. peygamber (s.a.v) sahabelere dönerek gördünüz mü? gördünüz mü diye sorar sahabelerden bir kaçı gördük ya Nebi gördük derler Peygamber (s.a.v.) tekrar eder sorusunu gördünü mü?
bir annenin çocuğuna olan şevkatini gördünüz mü der
sahabeler tekrar gördüklerini belirtir ve Peygamber (s.a.v.) :
işte Allah kuluna bu anneden daha şevkatlidir der
gittiğin yönle doğru orantılı
en ünlü kadın ajan
1917 de fransada öldürüldü
öldürüldüğünde bile ispat edilememişti ajanlığı
kime çalıştığını yanlız o biliyordu
SÖYLEMEDİKLERİMİ İŞİTİN LÜTFEN
Bana aldırmayın!
Yüzüm bir maskedir,
Sizi aldatmasın.
Binlerce maskem var,
Çıkarmaya korktuğum,
VE,
Hiçbiri ben değilim...
Olmadığımı göstermek
ikinci doğam oldu.
'Kendinden emin biri' dersiniz,
sanki güllük gülistanlık
Benim için her şey...
Adım güven belirtir,
VE,
Oyunumun adı
'Ağırbaşlılıktır'.
İÇİMDE ve dışımda denizler sakin,
Her şeyin kumandanı BEN...
Kimseye gereksinme duymayan
BEN...
Fakat, inanmayın bana,
lütfen! ...
Her şey dışta düzgün ve cilalı,
Hiç yıpranmayan,her zaman saklayan
o maske! ..
Alttan ne güven,ne de rahatlık...
Altta,
Karışıklık,korku ve yalnızlık içinde bocalayan
GERCEK BEN! ...
Ama saklarım bu gerçeği savunuculukla...
Kimsenin bilmesini istemem...
zayıf taraflarımı düşündükce,
Titrer ve sararırım...
VE başkaları görürse iç dünyamı...
Gercek ben ve yalnızlığımı!
İŞTE,
MASKELERİMİ onun için takarım...
onun için,arkalarına saklanacak
MASKELER YARATIRIM...
Onlar,
Gösterişte kullanabileceğim
parlatılmış yüzlerim.
Beni korur,bakan gözlerden...
Beni olduğum gibi kabul edecek,
SEVECEK
BAKIŞLAR BULAMAZSAM,
Solacak kuruyacak gercek ben...
ve,
Ben bunu biliyorum.
Beni kendi maskelerimden kurtaracak,
kurduğum hapishaneden kaçıracak
Diktiğim engellerden aşıracak,
BENİ SEVEN,
BENİ ANLAYAN
BAKIŞLAR OLACAK.
Bana,
'Sen değerlisin' diyecek,
'Maskesizken,daha bir insansın'
'Daha yakın, daha bir DOSTSUN'
DİYECEK BİR BAKIŞA
BENİ GÖREN BİR BAKIŞA
MUHTACIM...
Benim yanıma sokulman kolay olmayacaktır
UYARIRIM SENİ DOST! ...
Uzun yıllar kendini yetersiz hissetmiş ben,
sana kendini kolayca açamayacaktır...
Bütün gücümle tutunacağım maskelerime,
Ne kadar sokulursan yakınıma,
O denli şiddetli geri iteceğim seni...
Kim olduğumu merak ediyormusun?
Hiç merak etme...
Ben çevreNdeki
HER ERKEK VE KADINIM...
MASKE TAKAN HER İNSANIM.
teslim olan
neye?
Allah'ın emir ve yasaklarına.
tesbihim dağılmasın
tanelerinde adım gizli...
muharrem ayının onuncu günüdür
yerlerin ve göklerin yaratılması,
Hz. Âdem'in tövbesinin kabûl olması,
Hz. Nuh'un tufandan kurtulması,
Hz. Yûnus'un balığın karnından çıkması,
Hz. İbrahim (a.s.) 'in dünyaya gelmesi ve ateşten kurtulması
Hz. İdris'in göğe çıkarılması,
Hz. Süleyman (a.s.) 'a saltanat verilmesi,
Hz. Yakub'un oğlu Hz. Yusuf'a kavuşması, Hz. Yusuf'un kuyudan çıkması,
Hz. Eyyûb'un hastalıktan kurtulması,
Hz. Musa'nın Kızıldeniz'i geçmesi ve Firavun'un helak olması,
Hz. İsâ'nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması Aşure günü oldu.
Hz. Musa (a.s.) 'nın Firavun'un şerrinden kurtulması
Hz. Hüseyin (r.a.) 'in şehid edilmesi aşure günü olmuştur
Kıyâmetin kopması da Aşûre günü olacaktır
musevilerin bu gün oruç tuttuğunu gören peygamberimiz sorarlar
neden bu gün oruç tutuyorsunuz diye
yahudilerden biri cevap verir bu gün firavnun zulmunden kurtuluş günümüzdür Hz.Musa'nın kutlu günüdür diye onun için oruç tutarız derler
peygamberimizde bu günü oruçlu geçirir ve onlara benzememek için
muharrem ayının ya 09 ve 10. günlerini yada 10 ve 11 günlerini oruçlu geçirir............
uzun zamandır.........
BANA İSTANBUL'U ANLAT
Dur bırak,
kaynasın kahvenin suyu.
Bana İstanbu'lu anlat nasıldı,
bana boğazı anlat nasıldı.
Haziran titreyişlerle, kaçak yağmurlarla,
yıkanmış kurumuş o yedi tepe
ana şefkati gibi sıcak güneşte
insanlar gülüyordu de
trende vapurda otobüste
yalanda olsa hoşuma gidiyor
söyle
hep kahır,hep kahır, hep kahır
bıktım be
dur bırak kalsın açma titreyişim,
bana İstanbu'lu anlat nasıldı,
Şehirlerin şehrini anlat nasıldı.
Beyoğlu sırtlarından bir yasak
gözlerimle bakıp,
köprüler, saray burnu, minareler ve halice
diyiverdim bir merhaba gizlice.
insanlar gülüyordu de,
trende vapurda otobüste,
yalanda olsa hoşuma gidiyor,
söyle
hep kahır,hep kahır, hep kahır
bıktım be
dur kıpırdama kal biraz öylece
ne olur
kokun İstanbul gibi
gözlerin İstanbul gecesi gibi
Şimdi gel sarıl bana kınalım
gök kubbenin altında
orda da beraber
çok şükür diyerek
yeniden başlamanın hayali
hasretemin köyünde sanki bir
pınar gibi
insanlar gülüyordu de
trende vapurda otobüste
yalanda olsa hoşuma gidiyor
söyle
hep kahır hep kahır hep kahır
bıktım be
çiviyi çiviyle sökerler
soğuktan donanı buzla ovarlar
ben yanmışım
beni fırına mı koysalar