Eflatun'a iki soru sormuşlar: Birincisi; 'İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir? Eflatun tek tek sıralamış:'Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.Ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için para öderler. Yarından endişe ederken bu günü unuturlar. Dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler. ' Sıra gelmiş ikinci soruya; 'Peki sen ne öneriyorsun? ' Bilge yine sıralamış:'Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın. Yapılması gereken tek şey sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır. ÖNEMLİ OLAN; HAYATTA EN ÇOK ŞEYE SAHİP OLMAK DEĞİL, EN AZ ŞEYE İHTİYAÇ DUYMAKTIR.'
Kalbin taraçalarına düşen yağmurlar gibidir acı. Yağdıkça, kalbin toprağına gömülü tohumları uyandırır, vahşi çiçekler açtırır göğsünde. Değil mi ki, toprağın en çok yaralı olduğu yerde açar en güzel güller; sen de acının yarasına aç göğsünü. Yaralanmaya razı olmazsan, tohumlara beşiklik edemezsin, kazılıp karılmayı göze almazsan ekinlere annelik edemezsin. Senai Demirci
Gözlerin arasındaki ilişkiyi biliyor musun? Onlar birlikte göz kırparlar, birlikte ağlarlar, her şeyi birlikte görürler ve birlikte uyurlar. Buna rağmen asla birbirlerini görmezler. Arkadaşlık bunun gibi olmalı.
Sokrates,’’Evlenin, karınız iyi çıkarsa mutlu, kötü çıkarsa filozof olursunuz ‘’ demiş. Kendisi huysuz bir kadınla evlenmiş.Bunun huyuna dayanabilirsem hayatın güçlüklerine de dayanabilirim’’ diyerek. Karısı gerçekten de huysuzmuş.Kocasını öğrencilerinin yanında bile azarlamaktan çekinmezmiş. Sabırlı adammış Sokrates. Karısı yine bir gün yerli yersiz konuşmaya başlamış. Filozofta o sırada öğrencisiyle sohbet ediyormuş. Kadın, bu kez bağırıp çağırmaya başlamış. Yine yanıt alamayınca bir kova suyu kocasının başından aşağıya boca etmiş. Sokraes, gayet sakin bir biçimde öğrencisine dönerek: ‘’Zaten ne zaman gök gürlese, ardından yağmur yağar.’’ demiş...
Bir bilgeye, ‘’ Bir insanın akıl düzeyini nereden anlarsınız? ‘’ diye sormuşlar. ‘’Konuşmasından’’ demiş. ‘’ Ya hiç konuşmazsa? ” Gülümseyerek şu cevabı vermiş: ‘’ O kadar akıllı insan yoktur ‘’
Yoksul Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta kibirli bir zenginle karşılaştı. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildi. Kibirli zengin, hor gördüğü filozofa, ‘’Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem! ’’ dedi. Diyojen, hemen kenara çekilerek, gayet sakin bir şekilde şu karşılığı verdi: ‘’Ben çekilirim.’’
ANNE, dünyada karşılık beklemeden börek yapan tek insandır. Karşılıksız ] sevginin ete kemiğe bürünmüş halidir! Ne kadar üzsen de 10 Dakika sonra seni affeden zarif bir memeli türüdür, yağlı bile olsa tiksinmeden saçını okşayan, kucağına yatıran, öpüp koklayan tek varlıktır, meleğin süt verebilenidir. * Yarasın diye muhallebinin içine ciğer katarak çocuğuna yediren manyaklık derecesinde yaratıcıdır. Yemek yemeyen çocuğun dikkatini çekmek için elindeki tencere ve tavalarla maymunluk yapabilen kişidir, kafayı çocuklarıyla bozmuş, göbek bağı kopsa da yürek bağı asla kopmayan, sevgi dolu fedakar insan türünün dişisidir, bulaşık, ütü, vb. yaparken bile otomatik olarak çene çalan, kendi kendine konuşan, kadın dırdırı denen mereti erkeklere daha küçükten belletendir.. Yemek uzmanı, düzen insanı, bilgili, kültürlü her şeyi bilen şahsiyettir, yavrularını yol tarafından değil, kaldırım tarafından yürütendir, dizi dizi incidir lakin gerektiğinde laf sokma dalında da birincidir, sevgiliden ayrılma haberi verildiğinde, 'amaaan ben sana daha güzelini bulurum' diyebilen komik bir karakterdir. * *'Oğlum aradım yoktun. Ben de mesaj atayım dedim sana. Gelince ara beni emi aslan evladım. Kara börülcem benim öptüm annen, şeklinde mesajlar atabilen, teknolojiyi ısrarla reddeden, kabullenemeyen, kafasına göre yorumlayan bilişim düşmanıdır..** AMA... AMA benim hatırıma benimle Freddy Mercury dinleyen bir sabır ağacıdır, evlatlarını asla ayırmayan, aynı zamanda birbirinden koruyan güç abidesidir, evde bir yere uzandığınız an orada temizlik yapacağı tutan, temizlik konusunda kayışı kopardığından temizlikçi gelecek diye evi temizleyen balans ayarı kaçmış temizlik kaynağıdır, mutfakta yaşayan, evde herkesi idare eden bir tür canlıdır. Oğlunun damat - kızının gelin olduğunu görünce, çocuğu mezun olunca, çocuğu gol atınca, çocuğu hasta olunca, çocuğu askere gidince, asmalı konağı seyredince, dolar yükselince velhasıl buna benzer bir sürü şeye ağlayabilen, bu mesajı okurken duygulanıp - gözleri dolabilen, ağlamaya meyilli bir yapısı olan duygu pınarıdır, son kiiii üç dört; uzakta dursa da yakın hissedilen, canı hep istenen, asla vazgeçilmeyen, dizinin dibinde olmak istenen, evlatların varlığını varlığına armağan edebileceği, *** ıslak - kuru ama heeeep duygulu kadın modelidir.
Eflatun'a iki soru sormuşlar:
Birincisi; 'İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?
Eflatun tek tek sıralamış:'Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.Ne var ki çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için para öderler.
Yarından endişe ederken bu günü unuturlar. Dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
' Sıra gelmiş ikinci soruya; 'Peki sen ne öneriyorsun? '
Bilge yine sıralamış:'Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın. Yapılması gereken tek şey sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
ÖNEMLİ OLAN; HAYATTA EN ÇOK ŞEYE SAHİP OLMAK DEĞİL, EN AZ ŞEYE İHTİYAÇ DUYMAKTIR.'
Kalbin taraçalarına düşen yağmurlar gibidir acı. Yağdıkça, kalbin toprağına gömülü tohumları uyandırır, vahşi çiçekler açtırır göğsünde. Değil mi ki, toprağın en çok yaralı olduğu yerde açar en güzel güller; sen de acının yarasına aç göğsünü. Yaralanmaya razı olmazsan, tohumlara beşiklik edemezsin, kazılıp karılmayı göze almazsan ekinlere annelik edemezsin.
Senai Demirci
Akıl akıl olsaydı adı gönül olurdu
Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu..
Necip Fazıl Kısakürek
Gönül derler buna sırçadan ince,
Kırma o gördüğün şişe değildir
Açar çiçeğini bahar gelince,
Kesme o gördüğün meşe değildir.
Gözlerin arasındaki ilişkiyi biliyor musun?
Onlar birlikte göz kırparlar, birlikte ağlarlar, her şeyi birlikte görürler ve birlikte uyurlar. Buna rağmen asla birbirlerini görmezler. Arkadaşlık bunun gibi olmalı.
Sokrates,’’Evlenin, karınız iyi çıkarsa mutlu, kötü çıkarsa filozof olursunuz ‘’ demiş. Kendisi huysuz bir kadınla evlenmiş.Bunun huyuna dayanabilirsem hayatın güçlüklerine de dayanabilirim’’ diyerek.
Karısı gerçekten de huysuzmuş.Kocasını öğrencilerinin yanında bile azarlamaktan çekinmezmiş. Sabırlı adammış Sokrates.
Karısı yine bir gün yerli yersiz konuşmaya başlamış.
Filozofta o sırada öğrencisiyle sohbet ediyormuş. Kadın, bu kez bağırıp çağırmaya başlamış. Yine yanıt alamayınca bir kova suyu kocasının başından aşağıya boca etmiş.
Sokraes, gayet sakin bir biçimde öğrencisine dönerek:
‘’Zaten ne zaman gök gürlese, ardından yağmur yağar.’’ demiş...
Bir bilgeye, ‘’ Bir insanın akıl düzeyini nereden anlarsınız? ‘’ diye sormuşlar.
‘’Konuşmasından’’ demiş.
‘’ Ya hiç konuşmazsa? ”
Gülümseyerek şu cevabı vermiş:
‘’ O kadar akıllı insan yoktur ‘’
Yoksul Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta kibirli bir zenginle karşılaştı. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildi. Kibirli zengin, hor gördüğü filozofa,
‘’Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem! ’’ dedi.
Diyojen, hemen kenara çekilerek, gayet sakin bir şekilde şu karşılığı verdi:
‘’Ben çekilirim.’’
En eski ve en kısa kelimeler olan ‘evet’ ve ‘hayır’ konuşulurken en çok düşünülerek kullanılması gereken kelimelerdir... Pisagor
Bir erkek çocuğun kaleminden çıkmış
ANNE, dünyada karşılık beklemeden börek yapan tek insandır. Karşılıksız ] sevginin ete kemiğe bürünmüş halidir! Ne kadar üzsen de 10 Dakika sonra seni affeden zarif bir memeli türüdür, yağlı bile olsa tiksinmeden saçını okşayan, kucağına yatıran, öpüp koklayan tek varlıktır, meleğin süt verebilenidir.
* Yarasın diye muhallebinin içine ciğer katarak çocuğuna yediren manyaklık derecesinde yaratıcıdır. Yemek yemeyen çocuğun dikkatini çekmek için elindeki tencere ve tavalarla maymunluk yapabilen kişidir, kafayı çocuklarıyla bozmuş, göbek bağı kopsa da yürek bağı asla kopmayan, sevgi dolu fedakar insan türünün dişisidir, bulaşık, ütü, vb. yaparken bile otomatik olarak çene çalan, kendi kendine konuşan, kadın dırdırı denen mereti erkeklere daha küçükten belletendir..
Yemek uzmanı, düzen insanı, bilgili, kültürlü her şeyi bilen şahsiyettir, yavrularını yol tarafından değil, kaldırım tarafından yürütendir, dizi dizi incidir lakin gerektiğinde laf sokma dalında da birincidir, sevgiliden ayrılma haberi verildiğinde, 'amaaan ben sana daha güzelini bulurum' diyebilen komik bir karakterdir.
* *'Oğlum aradım yoktun. Ben de mesaj atayım dedim sana. Gelince ara beni emi aslan evladım. Kara börülcem benim öptüm annen, şeklinde mesajlar atabilen, teknolojiyi ısrarla reddeden, kabullenemeyen, kafasına göre yorumlayan bilişim düşmanıdır..**
AMA... AMA benim hatırıma benimle Freddy Mercury dinleyen bir sabır ağacıdır, evlatlarını asla ayırmayan, aynı zamanda birbirinden koruyan güç abidesidir, evde bir yere uzandığınız an orada temizlik yapacağı tutan, temizlik konusunda kayışı kopardığından temizlikçi gelecek diye evi temizleyen balans ayarı kaçmış temizlik kaynağıdır, mutfakta yaşayan, evde herkesi idare eden bir tür canlıdır. Oğlunun damat - kızının gelin olduğunu görünce, çocuğu mezun olunca, çocuğu gol atınca, çocuğu hasta olunca, çocuğu askere gidince, asmalı konağı seyredince, dolar yükselince velhasıl buna benzer bir sürü şeye ağlayabilen, bu mesajı okurken duygulanıp - gözleri dolabilen, ağlamaya meyilli bir yapısı olan duygu pınarıdır, son kiiii üç dört; uzakta dursa da yakın hissedilen, canı hep istenen, asla vazgeçilmeyen, dizinin dibinde olmak istenen, evlatların varlığını varlığına armağan edebileceği,
*** ıslak - kuru ama heeeep duygulu kadın modelidir.