Oktay Akbal... Nereden başlasam bilmem ki? Dupduru Türkçesi, hüzün dolu öyküleri, denemeleri... Her Salı, Perşembe ve Pazar günleri Cumhuriyet Gazetesi'nde iple çektiğimiz köşe yazıları... Oktay Akbal Türk edebiyatında eşine az rastlanır yazarlarımızdan. Yazılarındaki akıcılığı ve akılcılığı, Atatürk devrimlerine sıkı sıkıya bağlı, aydınlanmacı, vatansever bir aydınımız. Onlarca kitabı yayınlanmış zamanında. Şimdi birçoğu basılmıyor. Bütün eserleri tekrar yayınlanmalı ve gençlerimiz bu büyük yazarı tanımalı.Hak ettiği ilgiyi göremiyor maalesef toplumumuzdan. Zaten kim hak ettiği değeri görüyor ki bu ülkede.
Nurrullah Ataç'a laf etmek anlamsız. Türkçe'ye en büyük katkıyı yapanlardan birisidir kendisi. Bazıları uydurmaca dese de. Şu an onun 'uydurduğu' kaç kelimeyi kullanıyoruz hayatımızda; onu eleştirenler bile bunun farkında değil. 50 yıl önceki yazılarına bir bakın. Ne de güzel bir Türkçe. Bugünün Arapça yazma sevdalılarına ısrarla öneriyorum Nurullah Ataç'ı. Onlara şunu da söylemek istiyorum: Arapça yazmakla çok önemli bir iş yaptığınızı zannetmeyin. Süslü yazmak için boşuna kasmayın. Bir ara şiir yarışması düzenlenmişti bu sitede. Birinci olan şiiri bir görseniz. Bir Arap vatandaşı yarısını anlar şiirin. Türkçe'nin gözünü seveyim.
yine 'değerli' medyamızın pompaladığı, Türk halkını ve Türk ordusunu eli kolu bağlı gösteren bu şekilde pasivize etmek ve psikolojik bozuntuya sebep vermek için yazılmış ve bu kitabın yazılmasının ardında bende çok derin kuşkular oluşturmuş absürd ötesi bir şey..
ya çok basit bi konusu var aslında, daha önce ana fikri inanmak, azim, çalışmak vs. konulu bir çok hikaye falan işlenmiştir..ya çok fazla abartılıyor ya da ben öyküden anlamıyorum..
81 yıllık laik, demokratik, çağdaş Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü tehdit eden hoca efendi..tarikat şampiyonu..şu son zamanlarda kimsenin elinden düşmeyen metal fırtına denen şu absürd kitabı da onun yazdırdığı iddia ediliyor..keza bahsedilen kitapta Türk ordusu ve Türk halkı pasivize edilmiş ve Türk halkını psikolojik baskı altına alma girişiminde bulunulmuştur..fethullah efendinin abd ile pek sıkı fıkı olması, timaş yayınlarının da fethullah hocacılar cemaatine olan yakınlığı, öne sürülen savları doğrulamıyor değil..ne diim Allah bizi ve cumhuriyetimizi her türlü tarikatçının şerrinden korusun
Oktay Akbal... Nereden başlasam bilmem ki? Dupduru Türkçesi, hüzün dolu öyküleri, denemeleri... Her Salı, Perşembe ve Pazar günleri Cumhuriyet Gazetesi'nde iple çektiğimiz köşe yazıları... Oktay Akbal Türk edebiyatında eşine az rastlanır yazarlarımızdan. Yazılarındaki akıcılığı ve akılcılığı, Atatürk devrimlerine sıkı sıkıya bağlı, aydınlanmacı, vatansever bir aydınımız. Onlarca kitabı yayınlanmış zamanında. Şimdi birçoğu basılmıyor. Bütün eserleri tekrar yayınlanmalı ve gençlerimiz bu büyük yazarı tanımalı.Hak ettiği ilgiyi göremiyor maalesef toplumumuzdan. Zaten kim hak ettiği değeri görüyor ki bu ülkede.
Nurrullah Ataç'a laf etmek anlamsız. Türkçe'ye en büyük katkıyı yapanlardan birisidir kendisi. Bazıları uydurmaca dese de. Şu an onun 'uydurduğu' kaç kelimeyi kullanıyoruz hayatımızda; onu eleştirenler bile bunun farkında değil. 50 yıl önceki yazılarına bir bakın. Ne de güzel bir Türkçe. Bugünün Arapça yazma sevdalılarına ısrarla öneriyorum Nurullah Ataç'ı. Onlara şunu da söylemek istiyorum: Arapça yazmakla çok önemli bir iş yaptığınızı zannetmeyin. Süslü yazmak için boşuna kasmayın. Bir ara şiir yarışması düzenlenmişti bu sitede. Birinci olan şiiri bir görseniz. Bir Arap vatandaşı yarısını anlar şiirin. Türkçe'nin gözünü seveyim.
istiklal caddesinde ayakta nike ayakkabılı, kıçta levis pantolonlu, elde son model kameralı-polifonik cep telefonlu kişilerin sattığı dergi
lise döneminde okuduğum güzel bir romandı
yine 'değerli' medyamızın pompaladığı, Türk halkını ve Türk ordusunu eli kolu bağlı gösteren bu şekilde pasivize etmek ve psikolojik bozuntuya sebep vermek için yazılmış ve bu kitabın yazılmasının ardında bende çok derin kuşkular oluşturmuş absürd ötesi bir şey..
ya çok basit bi konusu var aslında, daha önce ana fikri inanmak, azim, çalışmak vs. konulu bir çok hikaye falan işlenmiştir..ya çok fazla abartılıyor ya da ben öyküden anlamıyorum..
81 yıllık laik, demokratik, çağdaş Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü tehdit eden hoca efendi..tarikat şampiyonu..şu son zamanlarda kimsenin elinden düşmeyen metal fırtına denen şu absürd kitabı da onun yazdırdığı iddia ediliyor..keza bahsedilen kitapta Türk ordusu ve Türk halkı pasivize edilmiş ve Türk halkını psikolojik baskı altına alma girişiminde bulunulmuştur..fethullah efendinin abd ile pek sıkı fıkı olması, timaş yayınlarının da fethullah hocacılar cemaatine olan yakınlığı, öne sürülen savları doğrulamıyor değil..ne diim Allah bizi ve cumhuriyetimizi her türlü tarikatçının şerrinden korusun
song 2 süperdi ya..fifa 98 dönemlerinde uçururdu beni..Tender, Cofee & Tv diye dinlenmeye değer şarkılarıda vardır..
yozlaşan Türkçemizin son incilerinden..
SESSİZ GEMİ
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.