Efsane. Yorum olmasaydı müzik dinlemenin tadı nasıl olurdu bilemiyorum... Ahmet Kaya, Livaneli vs gibi özgün müzik sanatçılarını ve diğer sol müzik gruplarını pek dinlemem ama Yorum'un yer bi başka.
Acılı yağmurlarla düşmüşüm yere Tatlı su göllerine akamıyorum Yüzüm yüreğim deprem dalgası Bu gül kıyımlarına bakamıyorum Her sevi bir türküdür bağrımda Her öfke bir ağıt Ağıtlar kuşatmış dört yanımı Kendi türkülerimi haykıramıyorum
Şarkılarla bezeniyor ufuklar Yüreğim patlıyor dağbaşlarında Yüreğim Sancımı duyar mısın yaralarında Kuş seslerinde yas nağmeleri Şarkılar sabır ve çile makamında
Mendilimde öfke çıkınımda bilinç Uykusuz kalır mısın kitaplarıma Dudaklarımda hüzün Avuçlarımda sevinç Kulak verir misin çığlıklarıma Dağları aşarak gelmişim sana Demir kapıları kırarak Işık olur musun karanlıklarıma
Dalların sevdası düşmüş toprağa Olgun meyvelere hasret gençliğimiz Zamanın billur çağlayanı Gürül gürül akarken avuçlarımızda Bir damla yağmur adına Yakarmış dağbaşlarında yüreğimiz Gökyüzünde sanılmış bütün yaşam Gökyüzüne çivilenmiş ellerimiz
Ateşler yine parlıyor dağlarda Dolular yine kırıyor çiçekleri Gecenin karnına inerken şafağın tekmeleri Bulutları delen ışıklar Ezik ve kinli Aydınlık iri Sanki kocaları işkencede kadın gözleri
Nasıl kapanır bu kanayan yara Nasıl anlatılır ki sana bu hal Terimde tuz gözyaşımda bal Bağdaş kurar mısın soframa Gözlerimde umut yüreğimde aşk Ölümleri boşlayıp düşer misin sevdama
İsterim ki senden İnancıma aşık olasın Zindanıma ışık olasın Yürüyesin gönlümün yollarına Sorasın beni sorasın
İnce kabukları zorlanıyor zamanın Gelecek damlıyor yorgun havuzlara Damlalarla yılların gelin yüzü Suların üstünde koskoca bir çağ Umutlar sığmaz oluyor alanlara
Baharda gazel dökme bahçelerime Ben yaşamayı bilmez miyim Çocuklarım okul yollarında Okullarım sabah kollarında Sanki güzellikleri görmez miyim Papatya beyazlığında ölüm sarısı Karanfil kıvrımlarında kan Bu çiçekler uğruna ölmez miyim De gülüm ben seni sevmez miyim
Bahar değil acı yükleniyor dallarıma Yapraklarımda ayrılık Meyvelerimde gurbet Vuslat olup gelir misin kollarıma Ellerimde kış saçlarımda kar Cemre olup düşer misin toprağıma
İsterim ki senden Yılgınlıkta inanç olasın Zulme karşı direnç olasın Gömülesin aşkımın sularına Göresin beni göresin
Göresin ki destan edesin Söyleyesin dillerden dillere Bir türkünün dizelerinde Bir kavalın nağmelerinde Alıp başını gidesin Bağrı yanık yeller üstünde Güneşin rengiyle düşesin ufuklarıma Kırasın karanlıklarımı kırasın
Benim aklıma YÜREK ÇAĞRISI gelir Adnan Yücel deyince. Gerçi YORUM da şiiri çok düzenlemiş ama orjinalinin de ayrı bi tadı var.
Biraz dengesiz olsa da onurlu ve namuslu bir şahsiyet.
Büyük aşklar, yolculuklarda başlar
Ve serüvenciler düşer yollara
Onlar ki dünyanın son umudu
Soyları tükenmeyen birer şahindiler
Grup Yorum
Efsane. Yorum olmasaydı müzik dinlemenin tadı nasıl olurdu bilemiyorum... Ahmet Kaya, Livaneli vs gibi özgün müzik sanatçılarını ve diğer sol müzik gruplarını pek dinlemem ama Yorum'un yer bi başka.
Çok değerli bir şahsiyet. Evimde bir resmi asılıdır. Ve baktıkça Yorum'un HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ'ını hatırlarım.
Acılı yağmurlarla düşmüşüm yere
Tatlı su göllerine akamıyorum
Yüzüm yüreğim deprem dalgası
Bu gül kıyımlarına bakamıyorum
Her sevi bir türküdür bağrımda
Her öfke bir ağıt
Ağıtlar kuşatmış dört yanımı
Kendi türkülerimi haykıramıyorum
Şarkılarla bezeniyor ufuklar
Yüreğim patlıyor dağbaşlarında
Yüreğim
Sancımı duyar mısın yaralarında
Kuş seslerinde yas nağmeleri
Şarkılar sabır ve çile makamında
Mendilimde öfke çıkınımda bilinç
Uykusuz kalır mısın kitaplarıma
Dudaklarımda hüzün
Avuçlarımda sevinç
Kulak verir misin çığlıklarıma
Dağları aşarak gelmişim sana
Demir kapıları kırarak
Işık olur musun karanlıklarıma
İsterim ki senden
Yaylalarda otlak olasın
Ovalarda ırmak olasın
Yayılasın göğsümün kırlarına
Sarasın beni sarasın
Dalların sevdası düşmüş toprağa
Olgun meyvelere hasret gençliğimiz
Zamanın billur çağlayanı
Gürül gürül akarken avuçlarımızda
Bir damla yağmur adına
Yakarmış dağbaşlarında yüreğimiz
Gökyüzünde sanılmış bütün yaşam
Gökyüzüne çivilenmiş ellerimiz
Ateşler yine parlıyor dağlarda
Dolular yine kırıyor çiçekleri
Gecenin karnına inerken şafağın tekmeleri
Bulutları delen ışıklar
Ezik ve kinli
Aydınlık iri
Sanki kocaları işkencede kadın gözleri
Nasıl kapanır bu kanayan yara
Nasıl anlatılır ki sana bu hal
Terimde tuz gözyaşımda bal
Bağdaş kurar mısın soframa
Gözlerimde umut yüreğimde aşk
Ölümleri boşlayıp düşer misin sevdama
İsterim ki senden
İnancıma aşık olasın
Zindanıma ışık olasın
Yürüyesin gönlümün yollarına
Sorasın beni sorasın
İnce kabukları zorlanıyor zamanın
Gelecek damlıyor yorgun havuzlara
Damlalarla yılların gelin yüzü
Suların üstünde koskoca bir çağ
Umutlar sığmaz oluyor alanlara
Baharda gazel dökme bahçelerime
Ben yaşamayı bilmez miyim
Çocuklarım okul yollarında
Okullarım sabah kollarında
Sanki güzellikleri görmez miyim
Papatya beyazlığında ölüm sarısı
Karanfil kıvrımlarında kan
Bu çiçekler uğruna ölmez miyim
De gülüm ben seni sevmez miyim
Bahar değil acı yükleniyor dallarıma
Yapraklarımda ayrılık
Meyvelerimde gurbet
Vuslat olup gelir misin kollarıma
Ellerimde kış saçlarımda kar
Cemre olup düşer misin toprağıma
İsterim ki senden
Yılgınlıkta inanç olasın
Zulme karşı direnç olasın
Gömülesin aşkımın sularına
Göresin beni göresin
Göresin ki destan edesin
Söyleyesin dillerden dillere
Bir türkünün dizelerinde
Bir kavalın nağmelerinde
Alıp başını gidesin
Bağrı yanık yeller üstünde
Güneşin rengiyle düşesin ufuklarıma
Kırasın karanlıklarımı kırasın
Adnan Yücel
Anlamak için zeki olmak gereken birşey.