Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • zaman05.06.2001 - 16:05

    Bir zamanlar Afrika'da kayip bir sehri aramakta olan
    arkeologlar, beraberlerindeki esya ve yükleri, hayvanlarin ve
    yerlilerin yardimi ile tasiyarak uzun bir yolculuga çikmislar.
    Kafile zor tabiat kosullarinda, balta girmemis ormanlarin içinde
    ilerleyerek, nehirleri, çaglayanlari geçerek yolculuga günlerce
    devam etmis. Fakat günlerden bir gün yerlilerin bir kismi birden
    durmuslar. Tasidiklari yükleri yere indirmisler ve hiç
    konuçmadan beklemeye baslamislar. Ulasmak istedikleri yere
    bir an once varmak isteyen batili arkeologlar bu duruma bir
    anlam veremeyip, zaman kaybettiklerini, bir an önce yola
    devam etmeleri gerektigini anlatarak, yerlilerin neden
    durduklarini ögrenmek istemisler. Fakat yerliler büyük bir
    suskunluk içinde sadece bekliyorlarmis. Bu anlasilmaz durumu
    yerlilerin dilinden anlayan rehber, onlarla bir sure konustuktan
    sonra su sekilde ifade etmis:

    'Çok hizli gidiyoruz. Ruhlarimiz geride kaliyor.'

    (Hikaye Michelangelo Antonioni'nin 1995 yapimi 'Par dela les
    Nuages' (Bulutlarin Ötesinde) adli filminden alinmistir)

    Modern sehir hayatinin ve çagimizin getirdigi en büyük
    sorunlardan biri bu; 'hizla, sonu bir türlü gelmeyecek olan
    hedeflere dogru çilginca kosusturmak' ve kosustururken
    etraftaki ayrintilari, manzaralari, küçük mutluluklari, kisaca
    hayata dair pek çok yasanasi güzelligi görememek ve
    kaçirmak...Ya da yasanan yiginla drama, saçmaliga ve ilkellige
    seyirci kalmak, duyarsizca sadece bakip geçmek ve gitmek...



    'yukarıdaki yazıyı bir yerde okumuştum'

  • nietzsche felsefesi04.06.2001 - 16:58

    Alman Filozof, '...Ve Tanrı Öldü!' demiştir. Politika, beşeri bilimler
    sosyal bilimler ve ekonomi konularında fikirleri vardır. Bu fikirlerinin günümüzde
    gerçeğe yakın olduğu söylenir.


    İnsan kendisiyle sınırlıdır. Baktığı kadar görebilir, yere bastığı kadar ağırdır
    kavrayabildiği kadar bilebilir...gibi
    Bu sınıra birde dayatmalar, kalıplar,yasalar... eklendiğinde ufkunuzu genişletemez,
    kısır bir döngü içinde yuvarlanır gidersiniz.
    Kalıplardan kurtulduğunuzu sanırsınız zamanla, işte bu da bir kısır döngüdür.
    Sanki hep bir aldatmaca, kovalamaca içindesiniz.
    İnsanın düşünceleri buraya vardığında, artık hayatının geri kalan kısmını 'deli' olarak geçirebilir.
    Frederick Nietsche gibi.