Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • sadettin tantan14.04.2005 - 12:36

    zamanında beyoglunu beyoglu yapan kısı.. neslı tukendı onun gıbılerden uc dort kısı olsa ne olurdu sankı

  • sevgi14.04.2005 - 10:00

    Bir papatya tarlası düşün bir papatya milyonlarcasının içinden seni çeker. Gidersin yanına. Orda kalakalırsın. O hiç ölmesin diye her şeyi yaparsın. Tüm gücünle onunla olmak istersin. Oradan seni koparacak hiç bir güç olmadığına inanırsın. Ve orda onunla ölene kadar birlikte kalırsın. SEVGİ bu olsa gerek...

  • aşk14.04.2005 - 09:57

    bBir papatya tarlası düsün.Yine milyonlarcası arasında bir tanesi seni
    çeker. Yaklaşırsın yanına. Gözlerin başkasını görmez olur o an. Onun için her şeyi yapmak istersin. Dokunmak istersin. Dokunamazsın, orda
    onunla ölmek istersin. Ama birden hafif bir rüzgar eser ve bir başka güzel çiçek kokusu gelir burnuna. Dayanamazsın onun kokusuna.
    Unutturur her şeyi bir anda ve o kokunun geldiği yöne gidersin. Diğer papatya orda kalmıştır. üreğinin bir kenarında. Paylaşılmamıştır birçok şey. Unutulmaz belki ama geri de dönülmez ona. AŞK bu olsa gerek...

  • tutku14.04.2005 - 09:54

    Bir papatya tarlası düşün... ilkbahar ayı Ve sen onun yanından gecen yolda yürüyorsun. Ve o papatya tarlasında bir papatya dikkatini çeker. Binlercesinden birisidir, ama sen onun yanına gidersin. Onda seni çeken bir şeyler vardır. O papatyayı olduğu yerden koparırsın. Sadece senin olsun istersin. Sadece senin.Öleceğini düşünmeden ve gidersin o tarladan İçindeki şiddetin durduramadığı bir bencillik ama bir o kadar güzel ve hapsedici. TUTKU bu olsa gerek

  • sen14.04.2005 - 09:45

    Sana kalman için yalvardığım o günler mazimin kaç derece doğusunda ya da batısında bilmiyorum ama şarkılar anlamını yitirdi birer birer... Eskiden dinlerken yatağıma gömüldüğüm o şarkımız bile artık yabancı kulaklarıma. Uykularımdan uyanıp pencere kenarında sabahladığım gecelerde, küçükyalı ışıklarında gözlerini arayan o hallerimde yok artık. En büyük hasreti bile gülümseyerek yaşayan çünkü o hasreti sen olduğun için seven o umursamaz hallerimde yok artık. Gidişine rağmen belki bir gün ararsın diye her telefona koşan o çaresiz hallerimde yok artık. Gerisini mi merak ediyorsun? Bende sana dair hiçbir şey yok artık...Sen yoksun artık...

  • hasret14.04.2005 - 09:42

    Aşkta en dayanılmaz şey hasrettir. Ama umudumuz varsa hasret de yaşanır hale gelir. Sevgiliye duyulan hasreti satırlara dökebilmek ise gerçekten çok özeldir. Bunu herkesin yapamadığını biliyoruz. Ama denemelisiniz. Sevgiliniz uzaktaysa ona mutlaka mektup yazın. Özleminizi, aşkınızı, sevdanızı anlatın. Onsuz neler yaptığınızı anlatın. Hayallerinizden, onunla olan geleceğinizden söz edin. Hasretin aşkınızı öldürmesini istemiyorsanız; bunları mutlaka yapın. Tıpkı Nazlı Lal Sezer gibi...

    “ Nedenini bilmediğim bir arzuyla bugün her günkünden daha çok istedin yanımda olmanı... kolay değil, sensiz olmak, içinin yarısını boş tutmak. Kolay değil her sabah bir martı sesiyle irkilmesi bu yoksul bedenimin.
    Sadece bu ayrılığın bir süreliğine oluşu teselli dolduruyor yüreğime. Her ne kadar bu sürenin uzunluğunu bilmesek de sonunun olduğunu bilmek umutlandırıcı...
    Zaten her şey umut edebilmekle başlamadı mı?
    Seni düşünüp de kendimi kaybettiğim vakitlerin anısına yazdım bu mektubu sana.
    Bazen otobüste iki sevgilinin başlarını yaslayıp uyurken ki rahatlığında, bazen sokakta babasının elinden tutan bir çocuğun gözlerindeki güvende buluyorum seni.
    Düşündükçe Nazım olasım gelir ve hep hasretini bir uçtan bir uca yakasım gelir...
    Bir kuş hafifliğinde sana akar yüreğim, yokluğunda yok olmaktan korkarak.
    Yaşadığım acıları anlatırsa birileri sana, göz yaşlarınla yıka yaralarımı.
    Bizi bekliyor Hacıkumru, saatçi yokuşu...
    Seni bekliyor gölet olmuş bir nisan yağmurunun çocuğu.
    Hadi gel artık. Dayanamıyorum hasretine...”

  • belle14.04.2005 - 09:36

    memlekettımın guzel ınsanlarının hatta anadolumun bır cok sehrınde, kasabasında, koyunde ezberle anlamında kullanılan kelıme..

    'şurdan gıdeceksın ıyı belledın mı bak bır daha soylemem '

  • bill clinton13.04.2005 - 00:35

    A.B.D NIN SKANDAL VE SEX MAKINASI OLAN TEK BASKANI

  • can yücel13.04.2005 - 00:32

    yerin seni çektiği kadar ağırsın
    kanatların çırpındığı kadar hafif..
    kalbinin attığı kadar canlısın
    gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
    Sevdiklerin kadar iyisin
    nefret ettiklerin kadar kötü..
    ne renk olursa olsun kaşın gözün
    karşındakinin gördüğüdür rengin..
    yaşadıklarını kar sayma:
    yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan
    yaşa,
    sevdiğin kadardır ömrün..
    gülebildiğin kadar mutlusun
    üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
    sakın bitti sanma her şeyi, sevdiğin kadar
    sevileceksin.
    güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
    ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
    bir gün yalan söyleyeceksen eğer
    bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
    ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
    ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
    unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
    güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
    kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
    ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
    kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. işte budur
    hayat!
    işte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
    bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
    ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
    çiçek sulandığı kadar güzeldir
    kuşlar ötebildiği kadar sevimli
    bebek ağladığı kadar bebektir
    ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

    SEVDİĞİN
    KADAR
    SEVİLİRSİN...

    Can YÜCEL

  • aşk13.04.2005 - 00:17

    Aşk cesaret ister,kocaman bir yürek ister.
    Aşk hayata karşı işlenilen en doğru suç ortaklığıdır, Aşk hayatın
    tekdüzeliğine, bütün sıradanlığına en soylubaşkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette Aşkı suçlamak, yargılamak, karalamak inkar etmek de asla yakışık olmaz
    Niçin aşk?

    Nedir bu aşk denilen şey, elle tutulmaz gözle görülmez bir
    şeyse nedir bu yaşanan somut acılar,güzellikler?
    Tek başına aşkı tanımlamak herşeyden soyutlamak mümkün mü? Hayır! Aşk bugünlerde bazılarına göre plastikten bile yeniden yapıldı.Dünyada yaşanan suniliğe doğru gidiş aşkın etrafını sardı.
    Nedir şu aşk...?

    Aşk hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir, bu yüzden de kalpleri ne zaman ele geçireceği hiç belli değildir. Daha ne
    olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz.
    Aşk; en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır o, adı kendisidir zaten. Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek yoktur, 'Aşık oldum' dediğiniz an akan sular durur, küçücük çocuk bile sizi rahatlıkla anlayabilir, çünkü aşkın dili tektir.
    Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime neden aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrını da çözerdik herhalde. Ama o zaman da aşkın insanı alıp götüren büyüsü tamamen kaybolurdu. Aşk hayata karşı işlenen en güzel ve en doğru suç ortakIığıdır, aşk hayatın bütün tekdüzeliğine, bütün sıradanIığına en soylu başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette yasanılan aşkı suçlamak,yargılamak, karalamak, inkar etmek de aşka yakışık kalmaz. Bu önce haksızlık, kendinize saygısızlık olur. İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmesede, acı çekeceğini hissetsede, yarın terkedileceğini bilsede, ailesini karşısına alacağını bilsede taviz vermemeli aşkından, 'Seni Seviyorum' diyebilmeli göğsünü gere gere. Aşk iste o zaman aşktır. Ve bunun dogrusu yanlışı yoktur, zaten aşkın kendisi doğrudur, kime karşı duyuluyorsa bu aşk, doğru insanda işteodur. Aşkın zamanı yoktur, hep hazırlıksız yakalar insanı. Evli olmanız, sevgilinizin olması, bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya
    calışmanız,bağlılıktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiç mi hiç umrunda değildir. İşte aşk bütün bunlara tek başınıza karşı gelebilme yurekliliğidir, belkide yeni hayata geçebilme yolu...
    Aşkın ne zaman gelebileceği belli olmadığı gibi, ne zaman gideceği de hiç belli değildir. Fazla vakti yoktur onun, uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülü de yoktur. Bir başka göze bakmaya, bir başka tene dokunmaya başlaması o kadar da zor değildir...Aşktan değil, onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savun aşkını. Biliyor musunuz, hayat zaten kocaman bir yalan, bu kadar sahteligin içinde gerçek ve doğru olan tek guzellik AŞK.! ! . Lütfen ona haksızlık etmeyin..Aşkına sana aşık olana sahip çık ve onu kaybetme

    ' SENİ SEVİYORUM ' Demek İçin Geç Kalma;